İçeriğe geç

Tevhid Kitap Alıntıları – Abdülmecid Zindani

Abdülmecid Zindani kitaplarından Tevhid kitap alıntıları sizlerle…

Tevhid Kitap Alıntıları

Müslümanlar, yakîn ve bilgi temelleri üzerine kurulan tevhid ilmi aracılığıyla doğru bir inancı oluşturmayı ihmal ettiklerinde, bir çoğunun inancında sapma meydana geldi. Dolayısıyla bu sapma, amellerine de sirayet etti. Bu bozukluk öyle yayıldı ki düşmanları çok rahatça onları etkisiz hale getirebildiler, ülkelerini işgal ettiler ve kendi ülkelerinde aşağıladılar.
İnsanlık, varlığının hikmetini ancak yaratanından gelen bilgi ve talimatlardan öğrenebilir.
Böylece ahirete inanmayan inkarcı, vücudundaki en küçük damarın da bir hikmet için yaratıldığına inandığı halde hayatının ve varlıklının hikmetini bilmeden kendisini yolunu kaybetmiş şaşkın olarak bulur.
Semavi kitaplara inanmanın semeresi, insanlığın birliği, din ve peygamberlerinin birliği ve tek olan mabudun birliği bilincidir.
Rabbini tanımayan, dünyada niçin yaşadığını bilmeyen hayvan gibi yaşar. Yeryüzünde bozgunculuk yapar. Rabbini razı edecek iyi amelleri bilmez ve dünyaya niçin geldiğini bilmeden göçer.
Oryantalist Lion şöyle diyor: Üzerinden 14 asır geçmesine rağmen üslubunun değerini koruyup daha dün indirilmiş gibi taze ve yeni olması şeref ve yücelik olarak Kur’an’a yeter.
Allahın rüzgârlara yönelik koyduğu şu sistemin hikmetine bakın: Rüzgarın hızı ve gücü, zarar vermeden bulutları harekete geçirip başka bir yere taşımaya uygun orandadır. Allah bazen ibret için hızı saatte 75 mile ulaşan yakıcı kasırgalar gönderir. Eğer rüzgârın hızı saatte 200 mile ulaşsaydı yeryüzünde yıkmadığı bir şey bırakmazdı. Allahın sana ne kadar merhamet ettiğini anlaman için şunu bil ki, bu şiddetteki rüzgarlar, hemen başının üstünde ve yerin atmosferi içindedirler. Seninle onlar arasında sadece 5 mil mesafe vardır. Denizden 5 mil yükseklikte saatte 200 mil hız yapan rüzgarlarda itici akım bulunmaktadır. Eğer bu rüzgarlar birkaç mil aşağı inseler yağmur sistemiyle birlikte yeryüzünde yaşam düzeni bozulur ve yeryüzündeki her şey yıkılmaya maruz kalır. Bu yakıcı rüzgarları harekete geçiren itici akımdır. Söz konusu rüzgarlar, deniz seviyesinden üç mil yüksektedirler. Ondan sonra rüzgarın olmadığı diğer bir bölge (tabaka) vardır. Eğer havadaki rüzgarlar yer değiştirseydi, örneğin ikinci hava tabakasındaki rüzgarlar birinci hava tabakasındaki rüzgarların yerine geçerse o şiddetli rüzgarlar her şeyi yok edecektir. Eğer üçüncü hava tabakasındaki rüzgarlarla birinci hava tabakasındaki rüzgarlarla yer değiştirirse rüzgarlar hareket etmez, diğer kıtalara su verilmez ve insanların yanı sıra diğer canlılar ölürlerdi. Yeryüzündeki bu mükemmelliğe bakın ve düşünün.
Müslümanlar, yakîn ve bilgi temelleri üzerine kurulan tevhid ilmi aracılığıyla doğru bir inancı oluşturmayı ihmal ettiklerinde, bir çoğunun inancında sapma meydana geldi. Dolayısıyla bu sapma, amellerine de sirayet etti. Bu bozukluk öyle yayıldı ki düşmanları çok rahatça onları etkisiz hale getirebildiler, ülkelerini işgal ettiler ve kendi ülkelerinde aşağıladılar.
Sen ya nefsine ya parana ya da krallara güveniyorsun. Güvendiğin her şey senin ilahındır. Zarar veya fayda umduğun her şey senin ilahındır. Ey ölü kalpliler! Ey sebepleri Allah’a ortak koşanlar! Ey çevre debdebesine tapanlar. Tüm bunlar sizi Allah’tan alıkoymaktadır. Allah’tan başkasından zarar ve yarar bekleyenler Allah’a değil, onlara kuldurlar. Ey Hak’tan yüz çevirenler! Ne zamana kadar eşyaya ve esbaba yönelip duracaksınız?
İnanç herhangi bir ikilem veya bulanıklığı asla kabul etmez. Kalplerde, hem Allah Teala hem de Hubel sevgisi bir arada olmaz.
Sağlam ve makbul bir inanç tevhid ile gerçekleşir. Cihad, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, bilimsel araştırmalarda bulunma, yeryüzünü onarma, başkalarına boyun eğmemek ve zillete düşmemek için fabrika ve laboratuvarda çalışma zevkini veren tevhiddir.
Müslümanların temel problemlerinin ekonomik veya siyasal olmaktan çok, inanç zaafından kaynaklandığına inanmaktayız.
Sağlam ve makbul bir inanç tevhid ile gerçekleşir. Cihad, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, bilimsel araştırmalarda bulunma, yeryüzünü onarma, başkalarına boyun eğmemek ve zillete düşmemek için fabrika ve laboratuvarda çalışma zevkini veren tevhiddir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir