İçeriğe geç

Eve Dönüş Şarkısı Kitap Alıntıları – Jodi Picoult

Jodi Picoult kitaplarından Eve Dönüş Şarkısı kitap alıntıları sizlerle…

Eve Dönüş Şarkısı Kitap Alıntıları

Zekânın en büyük göstergesi, etrafınızı sizden daha bilgili insanlarla doldurabilmektir.
Dilekle dua arasındaki tek fark, birincisinde evrenin insafına kalmanız, ikincisinde biraz yardım almanızdır.
Bir şeyin kaybını gerçekten hissedebilmeniz için, ne kaybettiğinizi anlamanız gerekir.
Oyun bitmeden uzaklaşan sen olursan asla kaybetmiş sayılmazsın.
Kaygı, sallanan koltuk gibidir. Sana yapacak bir şey sağlar ama ilerleme kaydetmeni sağlamaz.
İnsanları asla sandığımız kadar iyi tanıyamayız ve buna kendimiz de dahildir.
Seçtiğimiz müzik gerçekte kim olduğumuzu yansıtır.
Sorun şu ki, kalbinizi açıp birisinin görmesini sağladığınızda, o kişi sizin için artık isimsiz biri değildir.
Sessizliği Max’in elini bırakıp kulaklarımı tıkamama neden olacak kadar yüksek bir ses bozuyor. Sanki bir kurşun bombardımanı karatahtaya çivi çakmak, verilen sözlerin yerine getirilmemesi. Bu salt acı notası, daha önce hiç duymadığım bir ses tonu yaratıyor ve o şeyin benden çıktığını anlaması biraz zaman alıyor.
İnsanları asla sandığımız kadar iyi tanıyamayız ve buna kendimiz de dahildir.
Yüksek sesle söylemediğin zaman insanlar, boş bıraktığın sessizliği kendi aptal varsayımlarıyla doldurur.
Bir şeyin kaybını gerçekten hissedebilmeniz için ne kaybettiğinizi anlamanız gerekir.
Kaygı, sallanan koltuk gibidir. Sana yapacak bir şey sağlar ama ilerleme kaydetmeni sağlamaz.
İnançlar, hayallerimize ulaşmak için seçtiğimiz yollardır.
İlk aşk hikayemi duyduğum andan itibaren,
Seni aramaya başladım,
Arayışın nafile olduğunu fark etmeden.
Sevgililer yolda bir yerde karşılaşmaz,
Başından itibaren birbirlerinin ruhundadırlar.
Şarkı sözleri, müzisyenle ya da dinleyiciyle özdeşleştiği zaman çok daha başarılı ve etkili oluyor, biliyor musunuz?
Sana müzik terapisini açıklayan oldu mu?
Saçmalık olabilir mi? diye önermede bulundu Lucy.
Kötü bir gün geçirdiğinde istediğin tek şey eşofmanlarını giyip yarım kilo çikolatalı dondurma yemek ve ‘All By Myself’ şarkısıyla ağlamak olur ya? İşte o müzik terapisidir. Veya havalar arabanın pencerelerini açacak kadar ısındığında radyodaki müziğe eşlik ederek şarkı söylersin ya? O da müzik terapisidir.
Tek eksiği kulaklığı.
Gerek var mı? Tanrı’ya ulaşan hat kablosuzdur herhalde.
Hiçbir çocuk annesinin karnından lise özgeçmişini planlayarak çıkmaz; heyecanlı ebeveynliğin eseridir bu. Ben öğrenciyken helikopter ebeveynlik diye bir ifade yoktu. Şimdiki anne ve babalar o kadar üstlerine düşüyor ki, çocuklar çocuk olmayı unutuyor.
İnsanları asla sandığımız kadar iyi tanımayız ve buna kendimiz de dâhildir.
Sizi tanımlayan bir karma CD’ de hangi şarkılar olur?
Bazen şarkı söylerken gözlerimi kapatırım. Aldığım her nefeste bir ahenk doğar, davullar nabzım olur, melodi kanımın akışı.Kendinizi müziğe kaptırmanın, notalardan, duraklardan ve ölçülerden oluşan bir senfoni haline gelmenin anlamı budur.
Tanrı’yı memnun etmenin tek yolu, yapman gerektiğini söylediği şeyleri yerine getirmektir
Geçmiş sadece geleceğin sıçrama tahtasıdır.
Zekânın en büyük göstergesi, etrafınızı sizden daha bilgili insanlarla doldurabilmektir.
Yüksək səslə söyləmədiyin zaman insanlar, boş buraxdığın səssizliyi öz axmaq fərziyyələri ilə doldurur.
“Yüksek sesle söylemediğin zaman insanlar, boş bıraktığın sessizliği kendi aptal varsayımlarıyla doldurur.”
İnançlar, hayallerimize ulaşmak için seçtiğimiz yollardır. Bir şeyi yapabileceğine – ya da yapamayacağına- inanırsan her deneyiminden haklı olduğumu göreceksin.
Beni ben yapan şeyin yanlış olduğunu ne hakla söyleyebiliyorsun? Ne cüretle senin gibi olduğum sürece hoşgörü göstereceğini dayatabiliyorsun? Hangi yetkiyle sevdiğim biriyle evlenemeyeceğimi veya çocuk evlat edinemeyeceğimi, cinsel eğilimlerin ten rengi ya da engelliklerin aksine değiştirilebileceğini düşündüğün için eşcinsel haklarının medeni hak olamayacağını ileri sürebiliyorsun?
Erkeklerin tabanca tutmasına koşullandık ama el ele tutuşmalarına alışamıyoruz.
İnsanları asla sandığımız kadar iyi tanımayız ve buna kendimiz de dahildir. Bir sabah eşcinsel olarak uyanabileceğinize inanmıyorum. Ama bir sabah uyanıp hayatınızın içinde belirli bir kişi olmadan sürdüremeyeceğinizi anlayabileceğizden eminim.
Benim de inanamadığın bir çok şey var. İnsanların başlarına gelenleri – iyi veya kötü – hak ettiğine inanamıyorum. Bir gün insanların kim olduklarıyla değil, yaptıklarıyla değerlendirildiği bir dünyada yaşayacağıma inanmıyorum. Mutlu sonların tesadüflere ve koşullara bağlı olmadığına inanmıyorum.
Eşcinsel olmak inanın bir tercih meselesi değil. Hiç kimse hayatı kendisi için olduğundan zor hale getirmek istemez. Ayrıca eşcinsel kişi kendine ne kadar güvenirse güvensin, ne kadar rahat olursa olsun, başkalarının düşüncelerinı kontrol edemez. Sinemada benim başka kadınla el ele tutuştuğumu görünce olduğumuz sıradan kalkıp başka yere geçen insanlar gördüm ;duygularımızı açıkça göstermemizden iğrenmişlerdi anlaşılan ama tam arkamızda genç bir çift neredeyse birbirini soyuyordu. Sprey boyayla arabama LEZBİYEN yazıldı. Çocuklarının başka bir rehber öğretmene verilmesini isteyen ve nedenini sorduğumda benim eğitim felsefemi onlarınkine uymadığını söyleyen ebeveynler oldu.
Hayatımı baştan aşağı değiştirebilecek herkese ve her şeye tapabilirim.
Yirmi birinci yüzyılda olabiliriz ama gerçek erkek olma, hala üreme becerisine bağlanıyor.
Söylemeye çalıştığım şu:Geçmiş sadece geleceğin sıçrama tahtasıdır.
En çok söylenen yalanın ne olduğundan emimim, demişti Vanessa. Ben iyiyim.
Yüksek sesle söylemediğin zaman insanlar,boş bıraktığın sessizliği kendi aptal varsayımlarıyla doldurur.
“Koşullar varsa, sevgi gerçek sevgi değildir.”
Söylenmeyen şeylerin de en az söylenenler kadar önemli olduğunu anlattı.
insanlar değişmez; ne kadar çekici olursanız olun, ne kadar çok severseniz sevin, bir insanı olmadığı şeye dönüştüremezsiniz.
Bir şeyin kaybını gerçekten hissedebilmeniz için, ne kaybettiğinizi anlamanız gerekir.
Sen sevmekten hiç vazgeçmiyorsun, babamsa hiç başlamadı.
Güvence göreli bir kavram. Kıyıya onu ayağınızın altında hissedecek kadar yaklaşabilir, sonra bir anda kayaların arasında paramparça olabilirsiniz.
İnsanlar istedikleri gibi olmadığın için seni sevmekten vazgeçebilir mi?
Mimarla doktorun hatasını toprak örter.
Çifte kişilik bozukluğu olan birisi kendini öldürmeye çalışırsa bu cinayet girişimi sayılır mı?
Evlenirken söylediğiniz sözlerin aynısını boşanırken de söylemenizin gerekmesi komik değil mi? Ediyorum , dedim.
Ağzımda tekila ve utanç tadı vardı.
Geçmiş sadece geleceğin sıçrama tahtasıdır.
Her hayatın bir albümü vardır.
Zekanın en büyük göstergesi, etrafınızı sizden daha bilgili insanlarla doldurabilmektir.
Bir şeyin kaybını gerçekten hissedebilmeniz için ne kaybettiğinizi anlamanız gerekir.
İnsanları asla sandığımız kadar iyi tanımayız ve bunda kendimiz de dahildir. Bir sabah eşcinsel olarak uyanabileceğinize inanmıyorum. Ama bir sabah uyanıp hayatınızı içinde belirli bir kişi olmadan sürdüremeyeceğinizi anlayabileceğinizden artık eminim.
Her hayatın bir albümü var.
İnançlar, hayallerimize ulaşmak için seçtiğimiz yollardır. Bir şeyi yapabileceğine -ya da yapamayacağına- inanırsan her deneyiminde haklı olduğumu göreceksin.
Yüksek sesle söyleyince bazı şeyler çok daha gerçek geliyor insana.
Bazı bilişsel bilim uzmanları, insanların müziğe gösterdiği tepkinin yalnızca et ve kandan oluşmadığımızın, ruhumuzun da olduğunun kanıtı kabul edilmesi gerektiğine inanır.
Erkeklerin tabanca tutmasına koşullandık ama el ele tutuşmalarına alışamıyoruz.
Ama onunla evlendin, dedi Vanessa.
Şey Evet
Neden?
Buna nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum. Çünkü birini sevdiğin zaman hoşuna gitmeyen yanlarını görmüyorsun, dedim sonunda.
Uyandıktan sonraki ilk beş saniye boyunca gün, yeni bir kağıt para kadar düzgün, kusursuz, olasılıklarla doluydu. Sonra hatırladım.
Yüksek sesle söylemediğin zaman insanlar, boş bıraktığın sessizliği kendi aptal varsayımlarıyla doldurur.
Bazen bir yabancıyla konuşmak daha kolay olur.
Yüksek sesle söylemediğin zaman insanlar, boş bıraktığın sessizliği kendi aptal varsayımlarıyla doldurur.
Dinlediğimiz müzik kim olduğumuzu tanımlamayabilir. Ama başlamak için iyi bir yerdir.
Seçtiğimiz müzik gerçekte kim olduğumuzu yansıtır.
-O zaman bana anlat. Bilimsel bir egzersiz olarak falan yani.
-Neyi anlatayım?
-Ne aradığını?
-Gerçek biri Asla rol yapmak zorunda olmayacağım biri. Akıllı ama kendi hallerine gülmeyi bilen biri. Senoni dinleyince ağlamaya başlayan, müziğin kelimelerin yetmeyeceği kadar büyük olabileceğini anlayan biri. Beni kendimden daha iyi tanıyan biri. Sabah uyanınca ilk olarak ve geceleyin uyumadan önce son iş olarak konuşmak istediğim biri. Yeni tanışmış olsam da hayatım boyunca tanıdığımı hissettiğim biri.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir