İçeriğe geç

Mi Hesreta To Ver Qeydûbendî Kerdî Kehan Kitap Alıntıları – Ahmed Arif

Ahmed Arif kitaplarından Mi Hesreta To Ver Qeydûbendî Kerdî Kehan kitap alıntıları sizlerle…

Mi Hesreta To Ver Qeydûbendî Kerdî Kehan Kitap Alıntıları

Gözlerin diyorum o kadar güzel ki bir şiirden alıntı gibi.
Seni, baharmışın gibi düşünüyorum,
Seni, Diyarbekir gibi,
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadi
Ve dışarda delikanlı bir bahar
Seviyorum seni
Çıldırasıya…
Gözlerin diyorum o kadar güzel ki bir şiirden alıntı gibi.
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdân,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, nede yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.
Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
Fedayı kabul etmektir,
Cennet yapabilmek için seni,
Yoksul ve namuslu halka
Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç, acemi, çocuksu
Seni sevmek,
Felsefedir, kusursuz.
İmândır, korkunç, sabırlı.
İp’in, kurşun’un rağmına,
Yürür, pervasız ve güzel.
Sıradağları devirir,
Akan suları çevirir,
Alır yetimin hakkını,
Buyurur kitabınca
Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç,acemi,çocuksu
Evet ağlamaklı oluyorum,demdir bu.
Hani,kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam,nasıl ıssız,karanlık
Ve zehir-zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık
Haberin var mı taş duvar ?
Demir kapı ,kör pencere ,
Yastığım,ranzam ,zincirim
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mı ?
Görüşmecim,yeşil soğan göndermiş ,
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Dağın pulat yüreğine işledim,
Şimşeğin masmavi usturasına
Sevdanı usul-usul
Sevdanı mısra- mısra
Lo ben seni hapislerde sevmişim,
Ben seni sürgünlerde.
Yurdum benim
Şahdamarım
Bir kadeh, bir sigara, dalıp gidene
Seni, anlatabilsem seni.
Yoklugun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini..
Sevdan ölünecek kadar güzel
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
Bir ben uyumadım kaç leylim Bahar,
Sus,kimseler duymasın,
Duymasın,ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni,kaburgamın altın parçası.
Seni,dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Yokluğun,
Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum,
Kapama gözlerini..
Seni anlatabilsem seni
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır.
Üşüyorum, kapama gözlerini
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile,
Dayan rüsva etme beni.
Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun?
iki yitik hasret,
iki yitik can
Mağlup mu desem, mahcup mu?
Ama ikisi de değil,
Ben garip, sen güzel,dünya mutlu
Öyle tuhafım bu akşamüstü,
Sevgilim,
Canavar götürür gibi
İki yanım, iki süngü
Başım gözüm üstünesin
Suskum, avazım üstüne…
Adından başka silah
Yazgından başka günah
Daha yazmamış
Hiçbir gizli dosyada
Hiçbir açık kitapta.
Gelir,
Ki, her gelişinde daha da içten
Gelir,
Soluk soluğa benim olursun.
Amansız sarmasında kollarımın
Esrik, çığlık çığlığa
Erir, kar gibi vücudun.
Biz ki, ustasıyız
Vatan sevmenin
Umut,saklımızda ölümsüz bayrak
Kırmızı-kırmızı
Dalga-dalgadır…
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni, anlatabilmek seni,
Namussuza, haldan bilmez,
Kahpe yalana.
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim.
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?
Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı.
Gözlerin hani?
Seni, cihanların aziz meyvası.
İlan-ı aşk makamından bir mısra,
Yeşerip, kımıldar içimde,
Düşer aklıma gözlerin…
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni…
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya
Bunlar engerekler ve çıyanlardır.
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini
Dışarıda gürül gürül akan bir dünya
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Seni sevmek,
Felsefedir, kusursuz.
Tamamla beni..
Şiirimde olsun tamamla beni..
Sen nasılsın canım’
Unutmuş gülmeyi gözbebeklerim.
Unutmuş dudaklarım öpmeyi.
Tekmil ufuklar kışladı
Dört yön onaltı rüzgar
Ve yedi iklim beş kıta
Kar altındadır.

Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar
Ray, asfalt, şose, makadam
Benim sarp yolum, patikam
Toros Anti-toros ve âsi Fırat
Tütün pamuk buğday ovaları çeltikler
Vatanım boylu boyunca kar altındadır.

Ve bir mavi şarap gözlerindeki
Musiki gölgelerinde yorgun
Sen hep öylesine güzel sevdalım
Ben sana Allahsızcasına vurgun
Susmak ve beklmek müthiş’
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına
El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz , yargısız
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü..
Ard – arda kaç zemheri ,
Kurt uyur , kuş uyur , zindan uyurdu.
Dışarda gürül – gürül akan bir dünya
Bir ben uyumadım,
Kaç leylım bahar ,
Hasretinden prangalar eskittim .
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne – üstüne,
Tükür yüzüne cellâdın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile.
Dayan rüsva etme beni.
Bir ufka vardık ki artık yalnız değiliz..
Seni sevmek,
Felsefedir, kusursuz.
Leylâ Zalım Leylâ !

Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgârda âsi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık

Gözlerinden,
Gözlerinden öperim.
Bir umudum sende
Anlıyor musun?
Nolur gel,
Ay karanlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir