Sema Maraşlı kitaplarından Sevmek Bu Kadar Güzelken kitap alıntıları sizlerle…
Sevmek Bu Kadar Güzelken Kitap Alıntıları
Geçmişi ve geleceği yakmadıkça Allah’ı bulamazsın.
Mevlâna Hazretleri
Sükûn için aranıza sevgi ve merhamet koyduk.
Rum Sûresi
Erkekler güçlüdürler; fakat kadına karşı zayıftırlar. Hz. Mevlânâ bunu güzel bir misalle anlatır:
İnsan, yiğitlikte Zaloğlu Rüstem bile olsa, Hamza’dan bile cesur olsa yine de hükmetme hususunda karısının esiridir. Görünüşte su, ateşten üstündür Fakat ikisinin arasına bir tencere (sevgi) girdi mi ateş o suyu kaynatır, buharlaştırır, yok eder. Görünüşte su nasıl ateşten üstünse sen de kadından üstünsün; fakat hakikatte ona mağlupsun, onu istemektesin.
Sevginin en tehlikeli düşmanı kibirdir. Mevlana Haydi, ben bensiz geleyim, sen sensiz gel. diyor. Şimdi sen sensen, ben de benim.. modası var: Sen bana bunu yapamazsın. Sen bana bunu diyemezsin. Şeytan, kibri yüzünden Allah’ın rahmetinden kovuldu. Biz de dikkat edelim, kibrimiz yüzünden sevdiğimizin kalbinden kovulmayalım.
Az yahut çok, insanın kalbine giren kibir, ne miktar ise o miktarda aklından noksanlaştırılır. diyor Muhammed ibni Hüseyin.
Sevgi ile merhamet, kin ile kibir ikiz kardeştir. Kalbimizde kin taşıyorsak, affedemiyorsak, kibrimizdendir.
Kibirli olan kişi eşini de başkalarını da affedemez, yapılan hata nefsine çok ağır gelir. Eğer affedemiyorsak kendimizden korkmamız lazım.
Sükuna ermeniz için size kendinizden zevceler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması onun ayetlerindendir. Şüpheniz ki bunda düşünen topluluklar için ibretler vardır. ( rum suresi 21. ayeti kerime)
Sükun kelimesi rahatlamak, dinlenmek, kaynaşmak, huzura kavuşmak gibi karşılıklarla açıklanmıştır.
Evleneceğim kişi sükuna ereceğim kişi midir? Gönlümü ve bedenimi dinlendireceğim kişi olabilir mi? İlk olarak buna bakmalıyız.
Sükun için aranıza sevgi ve merhamet koyduk buyuruyor Allahu Teala. Rabbimizin çiftlere düğün hediyesi sevgi ve rahmet . Mutlu bir evlilik için iki şeyin sevgi ve rahmet olduğunu öğreniyoruz.
Kadınların en çok istediği şey sevgidir. Hep sevildiklerinden emin olmak isterler. Eşlerinin davranışlarını hep sevildiklerine ya da sevilmediklerine yorarlar. Sevilmediğini hisseden kadın hırçın olur. Eşini sevmeyen kadının daha sık nezle olduğu bir araştırmada ortaya çıkmış. Bağışıklık sistemi sevgi ile kuvvetleniyormuş.
Erkek sevgisini esirgememeli, eşini sevgisini kısarak cezalandırmamalı. Hatalarımıza rağmen birbirimizi sevmeliyiz.
Allah bir evin rızkının bereketini, karı-koca muhabbeti arasına gizlemiştir. buyuruyor sevgili Peygamberimiz aleyhisselam.
Sevgi tek başına yetseydi aşkla evlenen pek çok insan bir müddet sonra birbirinden nefret etmezdi.
Rahmet: Affetmek, merhamet, şefkat, ikram ve ihsanda bulunmak.
Sevgi, içinden bencillik çıkarıldıktan sonra kalan şeydir.
Ben sevdiğim için ne yapabilirim? diye düşünmüyoruz da Bakalım sevdiğim benim için ne yapacak? diye bekliyoruz çoğu zaman.
Sevdiğini söylemek ve sevdiği için fedakarlık yapmak, sevginin artmasına vesile olur. Eşinin güzel yönlerini gördüğü halde- şımaracağı korkusuyla- takdir etmeyen, onu sevdiğini söylemeyenler var. Peygamberimiz aleyhisselam sevgisini göstermekten hiç çekinmemiştir.
Kendi kocalarına reislik yapan bazı kadınlar; kocalarının çocuklarına hakim olmasını, çocuklarının babaya saygı duymasını, yanlış yapacağı zaman babayı hatırlayarak çekinip korkmasını istiyorlar; fakat çocuklar da annenin koca olarak saymadığı adamı baba olarak saymıyorve ondan çekinmiyorlar. Günümüz gençliğinin problemli tiplerden meydana gelmesindeki en mühim sebeplerden biri de annelerin otorite olacağım diye çocuklarına yeterince sevgi vermemesi ve erkeğin ailede itibarını kaybetmesidir
”Allah bir evin rızkının bereketini, karı-koca muhabbeti arasına gizlemiştir. buyuruyor sevgili Peygamber’imiz.
Allah’ın Resul’ü şöyle buyurmuş: Bir erkek karısına baktığı, karısı da kendine baktığı vakit Allah her ikisine rahmet nazan ile bakar ve erkek karısının elini tuttuğu zaman her ikisinin günahlan parmaklan arasından dökülüp gider.
Sevgi, içinden bencillik çıkarıldıktan sonra kalan şeydir…
Evi yuva yapan şey sevgidir.
Erkekler güçlüdürler; fakat kadına karşı zayıftırlar. Hz. Mevlânâ bunu güzel bir misalle anlatır:
İnsan, yiğitlikte Zaloğlu Rüstem bile olsa, Hamza’dan bile cesur olsa yine de hükmetme hususunda karısının esiridir. Görünüşte su, ateşten üstündür Fakat ikisinin arasına bir tencere (sevgi) girdi mi ateş o suyu kaynatır, buharlaştırır, yok eder. Görünüşte su nasıl ateşten üstünse sen de kadından üstünsün; fakat hakikatte ona mağlupsun, onu istemektesin.
Hepimiz sevilmek istiyoruz, nasıl sevdiğimizi düşünmeden.
Sevgi fedakârlıktır, ikramdır. Almak değil vermektir.
Allah bir evin rızkını bereketini, karı-koca muhabbeti arasına gizlemiştir. buyuruyor Sevgili Peygamber’imiz.
Allah’ın Resûl’ü şöyle buyurmuştur:
Bir erkek karısına baktığı, karısı da kendisine baktığı vakit Allah her ikisine rahmet nazarı ile bakar ve erkek karısının elini tuttuğu zaman her ikisinin günahları parmakları arasından dökülüp gider.
Kur’ân-ı Kerîm’in mealini her okuduğumda mukaddes kitabın ne kadar büyük bşr mucize olduğunu yeniden fark ediyor ve hayrete düşüyorum. Bir yandan da utanıyorum. Âyetleri yıllarca okuyup geçiyoruz, üzerinde durmadan düşünmeden. Oysa kaç yerde Düşünenler için ibretler vardır. buyruluyor.
Sevgi, içinden bencillik çıkarıldıktan sonra kalan şeydir.
Peygamber’imiz bir gün Hz. Âişe’ye,hırçın ve sanki sert bir kömür parçası gibi siyah bir deve verdi. Ona dokunup bereket getirmesi için dua etti. Sonra şöyle dedi: Bu deveye bin ve ona yumuşak davran. Şüphesiz bir şeyde yumuşaklık varsa,onu süsleyip güzelleştirir. Bir şeyde yumuşaklık çekilip alınırsa onu lekeler.
Şah bile sevgiye kuldur, köledir. Kadının asıl istedi sevgidir. Sevgiyi de erkekten kavga ederek alamaz. Bu yüzden de kadını mutlu etmeyecek sahte güçler, kadına yük olmaktan başka bir işe yaramaz.
Kadın, erkekle güç mücadelesine girmediği müddetçe, erkek kadının yanında olur, onu koruma ihtiyacı duyar.
Kadın uçtuğu zaman değil, bir erkeğe bağlandığı zaman mutlu olur. Yaradan öyle yaratmış
Hz. Ömer, hanımlarından şikâyet eden kocalara Sevmek ve sevdirmek için yollar arayın diye tavsiyelerde bulunurken Yuvalar ancak sevgi esası üzerine kurulmuştur. demiş.
Geçmiş ve gelecek yüzünden şimdiyi yaşayamayan, mutlu olamayanlar çok.
Peygamber’imiz, eşini azarlamadan ona hatasını göstermiş.
Rabb’imizin ayetlerinden utanmayalım. Yaradan’ımızın verdiği akılla Yaradan’dan daha iyi olduğumuzu düşünüyorsak eğer, kendimizden, insanlığımızdan ve müslümanlığımızdan utanalım
Kadın için sevmek paylaşmaktır. Söz ise en değerli paylaşımdır.
Kadın olmasaydı hayatın neşesi olmazdı
Kadınlara kadın, hatun , hanım, hanımefendi gibi hitaplar varken bay kelimesinden türetilmiş uyduruk bir kelime olan bayan kelimesi neden kullanılıyor?
Hiç Sevemedim bu hitabı. Kim, neden uydurdu bu bayan kelimesini de bu kadar tuttu?
Biz kadın olmaktan utanıp, erkek olmaya heveslendimiz için mi bay dan bayan adını üretip bize layık gördüler, yoksa önce bayan dediler de biz bay-an olmak için mi kadınlıktan vazgeçtik?
Allah ve Resul’ünün gösterdiği yoldan ayrılmayalım.
Allah ve Resul’ünden daha iyi bildiğini zannedenlerimiz var.
Geçmişten günümüze kadın yazarlarımız bizleri hep Mücahide olmamız için yüreklendirdiler.
Oysa Peygamberimiz: kadının cihadı, kocası ile güzel geçinmesidir. buyurmuştur. Bizim cihadımız kendimizle. Gururumuzu, kibrimizi, kinimizi, kısacası içimizdeki putları ne kadar kırabiliyorsak; şefkat ve teslimiyet ehli bir kadın alabiliyorsak, dünya ve ahireti İşte o zaman kazanıyoruz.
Dindar kadının imtihanı, İslamın kadınlar hakkındaki hükümleridir. Bu noktada esas mesele kazanmak yada kaybetmektir.
Kızlar! Anne sözünden çıkmayan erkeklerle evlenmeyin! Erkeğin kendi kişiliği, karakteri oturmuş olmalı
Erkekler! Annesine çok düşkün kızlarla evlenmeyin.
Kendinizi olduğunuzdan farklı göstermeyin, dürüst olun.
Beş altı ay, hatta bir yıl görüşüp sonrasında Sevemedim yahut Biz seninle yapamayız diyen erkekler var. Kadınlar erkeklerden daha hissi oldukları için, çabuk bağlanabiliyorlar
Erkekler! Arkanızda kırık bir gönül bırakmayın, ah almayın
.. İlk görüşmelerde sevmediyseniz, hoşnutsuzluklar çoksa Tanıdıkça sever miyim? gibi bir ham hayelle yahut ailenizin baskısıyla görüşmeye devam etmeyin. Hiç kimsenin gönlü oyuncak değil.
Ayetin (Rum, 21) devamında Sükun için aranıza sevgi ve merhamet koyduk. buyruluyor. Ben bunun Rabb’imizin çiftlere düğün hediyesi olduğunu düşünüyorum. Nikahta keramet vardır. denilen şey bu olsa gerek. Yeni evli çiftlere akrabalar, arkadaşlar hediyelerini verirken, Rabb’imiz de nikâh hediyesi olarak sevgi ve merhamet hediye ediyor.
İnsana ait ahlaki değerlerin çoğunu televizyon başında kaybettik.
Dünyadan haberi olan adamlar, yanı başındaki karısından habersiz kaldı
Maddi kaliteler kibrimizi coşturuyor. Oysa onlar için ne bedeller ödeniyor Mesela erkek daha lüks bir araba almak için borca giriyor. Eşinin çocuklarının isteklerini çoğu zaman oflaya puflaya söylenerek alıyor. Aile saadetini bozacak araba FERRARİ olsa neye yarar? Son bineğimiz TABUT olduktan sonra Hangi araba muhabbetten daha kıymetli olabilir?
Deniz dalgasız olmaz, güzel sevdasız olmaz..
Erkekler hükümet gibi, kadınlar gizli devlet gibi.
Görünen açık güçler erkeklere verilmiş: cesaret, liderlik vasfı, mali güç, beden gücü..
Gizli güçler de kadınlara verilmiş: kurnaz bir zekâ, küçük şeyleri gözden kaçırmamak, iletişim yeteneği, anne olma..
evlilik, siz değildir. evlilik, ben lerin yaşadığı biz çatısıdır
Nerde okuduğumu, nerden duyduğumu hatırlamıyorum ama aklımda Sevgi, içinden bencillik çıkarıldıktan sonra kalan şeydir diye bir söz kalmış. Oysa ne kadar bencilce sevmeye çalışıyoruz ve belki bu yüzden elimize yüzümüze bulaştırıyoruz sevgilerimizi.
Erkekler sert yaratılmıştır; fakat kaba değil. Arada çok büyük bir fark var
Bir millet kadından yıkılır ya da kadından yükselir..
Ben sevdiğim için ne yapabilirim? diye düşünmüyoruz da Bakalım sevdiğim benim için ne yapacak? diye bekliyoruz, çoğu zaman.
HEPİMİZ SEVİLMEK İSTİYORUZ , NASIL SEVDİĞİMİZİ DÜŞÜNMEDEN
Sevginin en tehlikeli düşmanı kibirdir. Mevlâna Haydi, ben bensiz geleyim, sen sensiz gel. diyor. Şimdi Sen sensin, ben de benim modası var: Sen bana bunu yapamazsın. Sen bana bunu diyemezsin. Şeytan, kibri yüzünden Allah’ın rahmetinden kovuldu. Biz de dikkat edelim, kibrimiz yüzünden sevdiğimizin kalbinden kovulmayalım..
Aşırı olmadıkça naz güzeldir. Fazlası aşığı bile usandırır.
.. gurur-kibir mutluluğun baş düşmanı
Sevginin en tehlikeli düşmanı kibirdir. Mevlâna Haydi, ben bensiz geleyim, sen sensiz gel. diyor. Şimdi Sen sensin, ben de benim modası var: Sen bana bunu yapamazsın. Sen bana bunu diyemezsin. Şeytan, kibri yüzünden Allah’ın rahmetinden kovuldu. Biz de dikkat edelim, kibrimiz yüzünden sevdiğimizin kalbinden kovulmayalım.
Ben sevdiğim için ne yapabilirim? diye düşünmüyoruz da Bakalım sevdiğim benim için ne yapacak? diye bekliyoruz, çoğu zaman.
Hepimiz sevilmek istiyoruz, nasıl sevdiğimizi düşünmeden..
Sevilmediğini hisseden kadın hırçın olur.
Allah (c.c) bu ayette saliha kadınları kaanitât olarak vasıflandırmıştır. Kunut severek isteyerek itaat üzere olmak, demektir. Zoraki, haşlanmayarak, içinde sıkıntı duyarak ara sıra yapılan bir itaat değil tam aksi, yani isteyerek, severek, içinden itaat edilmesi Rabb’imizin istediğidir.
Bu da ancak nefsine tapınmayan ve Allah’ın rızasını isteyen mümine hanımlar için mümkündür. Çünkü evin reisini erkek olarak Allah (c.c)tayin etmiştir. Netice de kocaya itaat Allah’a itaattir; Mümine kadın bunu seve seve, Allah rızası için, gönülden yapar.
Erkekler hükümet gibi, kadınlar gizli devlet gibi.
Görünen açık güçler erkeklere verilmiş: cesaret, liderlik vasfı, mali güç, beden gücü..
Gizli güçler de kadınlara verilmiş; kurnaz bir zekâ, küçük şeyleri gözden kaçırmamak, iletişim yeteneği, anne olma ..
Mutlu evlilik erkeğin baş kadının kalp olduğu evliliktir. (Portekizliler)
Erkekler sert yaratılmışlar; fakat kaba değil. Arada çok büyük fark var. Kadın erkeğin sert tabiatını, filmlerdeki romantizm sosuna bastırılmış erkeklere bakarak kabalık olarak yorumluyor ve erkeklere kızgınlık besliyor. Kabalık aile terbiyesi ile alakalıdır ve kadın da erkek de kaba olabilir. Kabalık yaratılıştan değildir.