İçeriğe geç

Fyodor Dostoyevski Kitap Alıntıları – André Suarès

André Suarès kitaplarından Fyodor Dostoyevski kitap alıntıları sizlerle…

Fyodor Dostoyevski Kitap Alıntıları

İnsan, en güzel, en güvenli, en öncelikli şeyin yaşamak olduğunu çoğu zaman unutur.
Fakirlik güç verir mi? Evet, hiç şüphesiz bazen verir, ama hangi yüksek bedele?
Ayakta ancak, neşenin cesedi gibi bir şey kalır.
Ve sefalet yine öldürür.
Bazen, ciddi bir fakirliğin ruhlar için iyi olduğu söylenir. Bu, o bitmek bilmeyen işkenceden geçmemiş ve o kefeni hiçbir zaman giymemiş olanın fikirleridir. Onun gibiler, yoksulluğun bir adamın içinde öldürdüğü her şeyi bilmezler.
Bazı insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, dünyanın bütün aracıları ortasında açık seçik dururlar: Çıplaklığın rezaletini sunarlar. Giyiniş şekilleriyle, sosyete hayvanına ortak bir zarf vermekten başka bir şey için yaratılmamışlardır.
İçe dönük ve şefkatli, düşünceli ve zor, bazen coşkulu bir karakter, genelde suskun ve her şeyin uzağında
Bu karaktere sahip tüm insanlar, tutkuyla hissederler, kendilerinden az vermelerine karşın daha çok kendilerinde toplanma halindedirler, uzlaşmaya eğilimleri yoktur. Tamamen kendilerinden verebilirler.
‘Kendi planlarımızı yapıyorduk; ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk.’
İnsan kendini geçmek için değilse, ne için yaratılmıştır? İnsan tamamlanmış bir biçim değildir, fakat olgun şekle bir atılış ve olgun insana doğru devam eden bir denemedir.
İlk olarak, o nun yokluğu.

Sonra çırpınarak uçuruma düşüş.

Çünkü her duygu, tüm ruhlar için bir uçurumdur.

Fakat tüm bu karmaşanın arasında aşk

Fakirlik güç verir mi? Evet, hiç şüphesiz bazen verir, ama hangi yüksek bedele? Ayakta, ancak, neşenin cesedi gibi bir şey kalır. Ve sefalet yine öldürür.
Bazen, ciddi bir fakirliğin ruhlar için iyi olduğu söylenir. Bu, o bitmek bilmeyen işkenceden geçmemiş ve o kefeni hiçbir zaman giymemiş olanın fikirleridir.
Bir gün Petersburg ve yaşamım bana çok kötü ve hoş görünüyorlar. demiş ve bundan bir sonuç çıkarmıştır: Hayatım şu an son bulsa, mutlu öleceğim.
Ne kadar fazla aşk istese de, kendisinin sevilmeye değer olduğuna o kadar az inanır. Başkaları gibi düşünce bakımından kendini aşkın her şeyi yapar ve aşk için her şey olmak yine de yetmez. O, hiçbir şey olmak da istemez. İşte, arzu dolu kalplerin sancısı
Gülüş, ruhun hiç şaşmayan aynasıdır..
Yalnız çocuklar kusursuz bir gülüşle
içten gülmesini bilirler
Böylesine güzel bir gökyüzünün altında, bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyordu
“Dostoyevski yeni dünyanın en büyük dehasıdır.”
“Bütün hayatı, hüzünlü şafaklardan boğucu karanlıklara kadar, etrafını sarmış olan fakirlerin kokusuna bulanarak geçti.”
Dostoyevski’nin düşüncesine göre sadece Puşkin ve Gogol dahidir, sıra Tolstoy’a gelince, onu kabul etmez.
“İyi adamlar yalnızlıktan ölüyor,
İyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken.”
Açlıktan ölüyorken nasıl yazabilirim? Benden artık daha fazla ne istiyorlar? Sanat, saçmalamama, mücadelesiz, şairane saflık istiyorlar, Turgenyev, Gonçarov ve Tolstoy’u bana örnek gösteriyorlar! Ama benim çalıştığım şartlardan habersizler!
Benim gidiş yolum tamamlama değil değil, çözümlemedir. Derine dalarım, özü oluşturan ne varsa yollayarak her şeyi sorarım.
Dostoyevskinin boş vakti yoktur, o hep meşguldür. Göz yaşları içinde, zincirlere vurulmuş bir tutsaktır.
Fyodor Mihaylovic Dostoyevski henüz pek gençtir. Kendisine işkence eden düşünceler yüzünden uyuyamaz. Umutsuz kelimeleri söylemeyi alışkanlık etmiştir: Şehir, yalnızlık ve başkaları ona acı verir hatta kendi bile kendisine işkence eder.
Ne kadar fazla aşk istese de, kendisini sevilmeye layık görmez. Dostoyevski hiçbir şey olmak da istemez işte, arzu dolu kalplerin sancısı
“Bütün hayatı, hüzünlü şafaklardan boğucu karanlıklara kadar, etrafını sarmış olan fakirlerin kokusuna bulanarak geçti.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir