İçeriğe geç

Kavel Kitap Alıntıları – Hasan Hüseyin Korkmazgil

Hasan Hüseyin Korkmazgil kitaplarından Kavel kitap alıntıları sizlerle…

Kavel Kitap Alıntıları

beni bulutlarda dolaştırırdı alnındaki bahar yelleri senin
sana sesler getirsem tanımadığın
ürpertiler getirsem yaşanılmamış
sana seni getirsem yitiklerinden
bilsen ne güzel yıkılmışlığım
bütün müzikler susar
renkler ölür
bir sen kalırsın yalnızlığımda
ben gayrı türkü söylüyorum tepelenmiş gecelerimde
yıldızlardan söylüyorum, pireli bahar güneşlerinden
bir de kız seviyorum sesimin en yanık noktasında
sosyal adalet içip sokaklara seriliyorum
hep sonbahar olunuyor unutulmuş istasyonlarda
İyi şeyler düşünüp
Kötü yaşamak kötü
beni sevme sakın
ateşleri sev kıtlıkları sev yoksullukları sev
beni sevme sakın
beni hiç sevme
Çünkü sevilmek
Karanlıkta gülüşüdür ölümün
O tanrılar gitti benden
O yaprak o dalda bir daha açmayacak
O dalda allanıp ballansa da o elma
Ne o dal eski daldır artık
Ne de elma o elma
O kanat o gölgeyi suya
Bir daha bırakmayacak.
Beni böyle darmadağınık düşünüyorsan
gözlerine dolanıp dolanıp düşüyorsam
yeniksem yıkılmışsam çıldırıyorsam
çok yalnızım seni alıp götürüyorlar
seni benden parça parça götürüyorlar
suyumu aranıyorum mayın tarlalarında
Bilsen ne güzel yıkılmışlığım
Git ona git çek gözlerini ben yorgunum yokluğuna
Bu benim en güzel yenilmişliğim
Bilsen ne güzel yenilmişliğim
biliyorum nah işte mutluluk şuracıkta
şu kilidi kırdınmı arkası cennetiâlâ
nedense kendimizden çıkamıyoruz
nedense hepbirlikte yalnızız
martılar gözlerime konup kalkıyor
gözlerimden yağmur yağmur uyku akıyor
belki bir şiir
bir şiir kırıntısı
çalar kapımızı umutsuz karanlıkta
yoklar yüreğimizi
bütün müzikler susar — renkler ölür — bir sen kalırsın
[yalnızlığımda
çevreler göçer — yüzler eskir — bir sen kalırsın
[yalnızlığımda
Bak işte görüyor musun diyemiyorum
dilimin ucuna dek geliyor diyemiyorum
bir gökyüzü var ki bu senin bilmediğin
bir kırmızı var ki bu senin hiç görmediğin
eskirdik umut umut
açmadan solardı çiçeklerimiz
bir türkü bulup getirirdik, en ağrılı yerimize korduk
iyi şeyler düşünüp kötü yaşamak kötü
artık beni hiçkimse susturamaz
nasıl da yanyanayız uzaklardayız
nasıl da hepbirlikte ve tek tek
bu belki en güzeli
bu belki aradığımız
bu belki büyük özlem
kaçtığımız bu belki
zeytin ekmek yoksulluğu ve sıcak sular dökünmeler
hep pazarlarda bezirgân yalnızlıkları
yaşamak güzel miydi değil miydi değer miydi
gözyaşlarına
sende hiç özlemek yok mu
üç nokta koyup yeniden başlamalıyız
bu yozluk birgün yıkılacak bir başka gülecek bu sokaklar
o benim cansıkıntım ben onun kurtuluşu
adam olur bu ülke
olacak elbet!
bu dünyada eremezsen murada
huzûr-ı mahşerde divana kalır
verecek hiçbir şeyleri yoktu yüreklerinden başka
beni sevme sakın
ateşleri sev kıtlıkları sev
yoksullukları sev
beni sevme sakın
beni hiç sevme
çünkü sevmek karanlıkta gülüşüdür ölümün bu
seni sevdikçe tükeniyorum
yüreğim grevöncesi
sonumuzu çok merak ediyorum!
keşke hiçkimseyi görmese tanımasaydım
bu bendeki yürek demirdenmiş demirden!
sapıtıp olmıyacak düşlere girmiş batmışız
yaşamak deyip körtopal bir dünya yaratmışız
bulup bulup yitirdiğim anılarım sızlıyor
ne yalanlar gelip geçti bu güneşin önünden hey
çok yalnızım seni alıp götürüyorlar
seni benden parça parça götürüyorlar
bütün oyunlar bitti — bir sen kaldın yalnızlığımda
bütün müzikler susar renkler ölür
bir sen kalırsın yalnızlığımda
Ben senin yasak ülkene düştüm
Bilsen ne güzel düştüm..
İyi bir köylü
Ters tutmuş gazeteyi
İlân sayfasında barış arıyor
sonra dururduk resimlerde
mavilerle sarılarla yeşillerle bakardık
ne de güzeldi gözlerimiz yan yana resimlerde
ne de çoktu
ne de uzak!
hele bir döndür başını da şu gidişe bak
hele bir döndür başını da şu düzene bak
hele bir döndür başını da şu haline bak
bak işte görüyor musun diyemiyorum
dilimin ucuna dek geliyor diyemiyorum
ortalık güllük gülüstanlık kardeşim
hepsi yalan kardeşim
talas’ın altı kuyu kardeşim
bilimciler gerçekçiler kardeşim
yat da uyu mışıl mışıl kardeşim
uyu benim / uyu işçim / uyu tosunum uyu /
uyu da büyü — niiinni
niiinni
niiinni!
iş deyip ekmek deyip, yaşanası dünya deyip
gölgemizi yılansırtı bulvarlara yıkmıştık
keşke hiç kimseyi görmese tanımasaydım
anama sövselerdi keşke — kimseden iş sormasaydım
bu bendeki yürek demirdenmiş demirden!
yaşamak deyip körtopal bir dünya yaratmışız
”yaşamak deyip körtopal bir dünya yaratmışız..
sapıtıp olmıyacak düşlere girmiş batmışız ”
.
”hiç böyle kıvılcımlı günler yaşamamıştık
başlarımız üstünde ateşli paraleller..
yasağın ıslıkla çalındığı böyle hiç görülmemişti
belimin ortasında betonarme saltanatı ”
..
”iş deyip ekmek deyip, yaşanası dünya deyip
gölgemizi yılansırtı bulvarlara yıkmıştık
keşke hiçkimseyi görmese tanımasaydım
anama sövselerdi keşke — kimseden iş sormasaydım
bu bendeki yürek demirdenmiş demirden.! ”
#KAVEL#HASAN_HÜSEYİN_KORKMAZGİL
yorgun tarlalarda zorlu acılar
insan yüzlü onursuzluk
kanatılan umutlar
onların yüzlerinde gördüm ağrımın aynasını
gözbebeklerimde yaşadım
sen hiç vatansamaz mısın varsamaz mısın
sen hiç onursamaz mısın çoksamaz mısın
sen hiç utanmaz mısın arlanmaz mısın
hele bir döndür başını da şu gidişe bak
hele bir döndür başını da şu düzene bak
hele bir döndür başını da şu haline bak
bak işte görüyor musun diyemiyorum
dilimin ucunadek geliyor diyemiyorum
nedense kendimizden çıkamıyoruz
nedense hepbirlikte yalnızız
biz biraz büyük sustuk — bu belki büyük suçumuz
beni sevme sakın
ateşleri sev kıtlıkları sev yoksullukları sev
beni sevme sakın
beni hiç sevme
çünkü sevmek
karanlıkta gülüşüdür ölümün
bu benim çektiklerimin bir adı var ben bilemiyorum
ben bilemiyorum
ben
bilemiyorum!
ışıkları sevmiyordum karanlığım ağrıyordu
ey güzel aldanışı, bitmez çocukluğumun
gülüşür burnuma dağ serçeleri
Bir sen kalırsın yalnızlığımda ..
Bu benim en güzel yenilmişliğim
Bilsen ne güzel yenilmişliğim
hiçbiri getirmiyor bana o günü
yıllar yılı beklediğim o güzel günü
nerde kaldın ey çarşamba
sondan bir önceki güzel çarşamba!
şimdi kaysı çiçekleri tozutur geçer
şimdi şarap düşer kızgın bağlara
şimdi sevdiğimi alır giderler
yanılmıştık göksüzdük uzaktık sularımızdan gözlerimiz yoktu bizim, başkasınındı
konaklarda duraklarda eskirdik beklemekten
eskirdik selâm selâm
eskirdik umut umut
açmadan solardı çiçeklerimiz
sonra dururduk resimlerde
mavilerle sarılarla yeşillerle bakardık
ne de güzeldi gözlerimiz yanyana resimlerde
ne de çoktu
ne de uzak!
üç nokta koyup yeniden başlamalıyız
bu yozluk birgün yıkılacak bir başka gülecek bu sokaklar
beni sevme sakın
beni katma ekmeğine beni bölme uykularında beni
ben seni biliyorum çok eskilerden — sen varsın
ben adımı kavga gibi atmışım ortalara
adımın arkasında kançiçekleri
işaret parmağımda bir damla kan
gökyüzü bölükpörçük kırpışıyor üstümde
deniz katran gibi göbeğinden soluyor
reklâm ışıkları ağrıtıyor karanlığımı
bir sevdiği vardı adını kimse bilmez
bir dileği vardı anlaşılmaz
alnına gecelerce çökmüş gölgesi
onu hem herkes bilir
hem de hiçkimse bilmezdi
beni bulutlarda dolaştırırdı alnındaki bahar yelleri senin
işte bahar
işte alnın, sevdiğim
beni böyle darmadağın düşünüyorsan
gözlerine dolaşıp dolaşıp düşüyorsam
yeniksem yıkılmışsam çıldırıyorsam
çok yalnızım seni alıp götürüyorlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir