İçeriğe geç

Yeni Bir Pencere Aç Kitap Alıntıları – Pınar Özkent

Pınar Özkent kitaplarından Yeni Bir Pencere Aç kitap alıntıları sizlerle…

Yeni Bir Pencere Aç Kitap Alıntıları

Yaptığımız en temel hatalardan biri; başkalarına, hayatımız ve kararlarımızla ilgili yorum yapma iznini vermemiz.
Kendi cevaplarını aramazsan; yaşam senin yerine yanıt vermeye başlıyor.
Vazgeçmekle bırakmak arasında çok büyük bir fark var.
Vazgeçmek yaşamı sınırlar, bırakabilmek sınırları açar.
Sözcükler yaşamın kaldıracıdır.
Değişimin sırrı; tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine, yeniyi inşa etmeye odaklamaktır.
Sokrates
Bizi ayakta tutacak olan, kendi hikayemize ne kadar sahip çıktığımız!
Öğrenmek bir taraftan da gittikçe daha az hata yapma ustalığıdır.
Hiç kimse sizin izniniz olmadan, sizi değersiz hissettirmez.
Eleanor Roosevelt
Gerçek bir karar, bahane dinlemez!
Sen hiç bir başkasının bir numara küçük ayakkabısıyla yürümeye çalıştın mı?
Artık yüreklilikle itiraf edelim: Bu işin içine ettim ama olabilir insanım, öğreniyorum.
Ne kadar pişsek de olmak başka bir şey!
Olduğumuz gibi özeliz zaten. Hepimizin bambaşka yetenekleri var ve asıl bu yönleri geliştirmeye ihtiyacımız var.
İnsan en kolay kendini erteliyor.
Yardım istemekten çekinme, yöneticilerinden, iş arkadaşlarından, deneyimli mentorlerden.. Sesini duyur, ihtiyaçlarını söyle.Yardım istemek harika bir erdemdir.
Düşündüğün gibi bir zayıflık göstergesi değil bu, aksine seni güçlü kılar !
Oysa yaşımız,
Aynı hataları tekrar tekrar yapmamayı öğretiyor.
Küçük şeyler için üzülmekten vazgeçmeyi,önceliklerimizi daha iyi görebilmeyi sağlıyor.
Ve bir de hayatın aslında ne kadar kısa olduğunu hatırlatıyor.
Bazen merkeze fazlasıyla kendimizi koyup, çok kişisel algılıyoruz, bu bizi yavaşlatıyor.
Yaşamdaki en zor şeylerden biri ; kim olduğumuzu bulmak ve bulduğumuz şeyi onaylayıp onunla mutlu olmayı öğrenmek.
Öğrenmek her şeydir.
İnsan en kolay kendini erteliyor.
İstediğimiz herşeyi yapabiliriz belki ama hakkını verebilmek başka bir şey. Daha da önemlisi ; onun bizi ne kadar mutlu kılacağı, ne kadar doyuracağı ve bir de onu ne kadar iyi yaptığımız.
Hayatta yapacağımız en anlamlı şey kendimiz gibi olmaktır.
Aidiyet ; Kendimize özgü yanlarımızı kullanabildiğimizde ve olduğumuz gibi benimsendiğimizi gördüğümüzde ait olabiliyoruz.
Tum iliskilerdeki sorunlar iliskisizlikten kaynaklanir.

– Engin gectan

Insan en kolay kendini erteliyor.

Oysa gercekten karar verdiginde, engel tanimazsin.

Kendine ugrettigin bahaneleri curutursun.

Zorluklarla karsilasinca kendini tuketmez, aksine buyursun.

Kahraman olmaya degil; cesur olmaya ihtiyacimiz var.
Hayatta en zorlayici duygulardan biri
kendine hesap vermek zorunda olmaktir.
Öldüğümde,
gerçekten yaşamamış olduğumu hissetmek istemiyorum.
Insan ancak kendi anlamini buldugunda, anlamli bir seyler yaptigini hissettiginde ve yasam amacina sarildiginda mutlu olabiliyor.
Biz buyuduk ve kirlendi dunya.
Zaman bazen ne hissettigimizi umursamadigindan yanlis yere dogru akiyor olabilir mi?
Sahi sen alisik oldugun seni nerede biraktin?
Gemiler guvenli limanlara siginmak icin degil;
Okyanusa acilmak icin varlar.
– J.A. Shade
Ruzgarin yonune mudahale edemem.
Ama gitmek istedigim yere varmak icin yelkenlerimi ayarlayabilirim.
– James Dean
Kendimizi dolduracağımıza ceplerimizi doldurmaya çalışıyoruz.Tanıdıkların sadece “muhteşem” anlarını paylaştıkları sosyal medyadaki emanet yaşamlarına şahit olmak için telefonda dakikalar, hatta bazen saatler geçiriyoruz.Ben hangi fotoğrafı koysam, tipim düzgün mü, bu filtre oldu mu, altına ne yazsam ? Başka birileri iki tıkla kalp gönderince yaşamımızın onaylandığını hissediyoruz.
Sahne senin ! Ve oyun doğduğun an başladı ! Sen bu hikayeyi nereye götürmek istiyorsun ?
Cesaret, korkuların yerine,elinden tutup seni ilerletebilecek daha güçlü ve anlamlı şeyler bulmaktır.
Zaman bazen ne hissettiğimizi umursamadığından yanlış yere doğru akıyor olabilir mi ?
Her zaman yaşamlarımıza yeni pencereler açma gücümüz var.
Başarı dediğimiz şey, geçici köpüren sabun misali!

Yıllardır başarı tanımı üzerine düşünürüm.

Bu sözcüğe yüklediğimiz anlamlar, çoğumuzda gördüğüm tükenmenin en insafsız nedeni.

Sene 1991.. Anadolu Lisesi sınavlarından iyi bir sonuç almak benim için başarıydı.

Sınav bitti, okula başladım. İngilizce notlarım en büyük başarı göstergesi oldu.

Sene 1998 üniversite sınavında “iyi etiketli okul” kazanmanın peşine düştüm. Ne de olsa bu büyük başarıydı ve bizden beklenen buydu.

Derken mezun ol, “kurumsal” bir yere kapağı at. Başarı!

Orada 3-4 sene çalışıp yükselmek lazım yoksa başarısız! Yönetici olmak = Başarı?!?!

Emeklilikte rahat et, yine başarı!
Instagramda fenomen ol yine başarı ️

Hayat döngüleri içinde anlamı bu denli sık değişen bir kelime için ne çok uğraş ve emek harcıyoruz!

Tanımı ve önemi her aşamada değişen bir şeyi nasıl da önemsiyoruz..

Bu bir öğrenilmiş çaresizlik. Toplum da sistem de hala bunu pompalıyor.

Oysa başarı sonuç değil; yolculuğun kendisi!

Fikrimce başarı,
güçlü yönlerini bulup kendini sürekli geliştirerek “yaşamına sahip çıkma” cesaretini göstermek!
Düştüğünde yeniden kalkıp yola devam edebilmek!
Ve anlamlı bir hayat sürdürmek!

Hiç birimiz buraya sürekli mutlu ve başarılı olmaya gelmedik.

“Üretilmiş mutsuzluklar”döngüsünde kalmayın.

Kırgınlıklar da hayata dair..
Hayallerin ve gerçekleşmeyenler arasındaki boşluğa baktığında, olmayanlar-olduramadıkların için o derinlerden soğuk soğuk esen sızlatıcı duygudur kırgınlık.
Herhangi bir şey, hiçlikten iyidir..
Bizi ayakta tutacak olan, kendi hikayemize ne kadar sahip çıktığımız..
Her yaşadığımız kendini fark ettirmeden sızıveriyor kimliğimizin derinlerine. Bilinçaltımızda uçsuz bucaksız çatlamış topraklar var.
Kendimize uzak bir ‘ben’ yarattık, onu adam etmeye çabalıyoruz..
Hiçbir zaman olmamışın olmamasından duyulan üzüntünün derinliği, gerçek kayıplardan daha da fazla olabilir.
Her şeyden önce kendi elini tutmalısın usulca. Kendini devamlı yargılamadan, hırpalamadan.. İnsan olduğunu ve hatalar yapabileceğini kanul ederek. Herkesin seni sevmek zorunda olmadığını kabul ederek..
Alnının terini akıttığın şey her ne ise seni ilerletmesi gerekiyor. Kendini başkalarına kanıtlamaya odaklandığında, ilerleyemezsin. Çünkü gerçek fırsatlar senden habersiz yanından geçip gider.

Pınar Özkent

..ne istediğini bilmen kadar, bunu gerçekten hakkıyla yapabilecek yeteneklerinin olup olmadığını bilmen de çok değerli..
İstediğin her şeyi yapabilsin. gazına lütfen gelme.
Sen yeteneklerinin, değerlerinin, güçlü-zayıf yönlerinin harika bir bütünüsün. Sadece keşfet ve yolu yeniden şekillendir! Yaşamlarımızı baştan uca yeniden icat etmemiz gerekmiyor. Bazen fazla büyütüyoruz gözümüzde. Yaşadığımızı hissettiren şeyler bulmamız gerekiyor sadece..
Yazmanın kendine has bir büyüsü var..
İnsan ancak kendi anlamını bulduğunda, anlamlı bir şeyler yaptığını hissettiğinde ve yaşam amacına sarıldığında mutlu olabiliyor..
Hisset kendini, çünkü sen yalnızca sana aitsin..
İnsan ancak kendi içinde devrikse, başkaları tarafından devrilebilir..

Engin Geçtan

Öyle insanlarla karşılaşır ve değerlerini öyle bir sorgularsın ki o sahte kalabalığın içinde olmak istemezsin bazen..
Sahi sen alışık olduğun kendini hangi zamanda, nerede bıraktın?
Yaşam; hayaller ile gerçekleşen arasında gidip gelen bir salıncak
Bazen yaşam bizi umarsızca kandırıp, fazlasıyla gaza getiriyor. Biz de yap boz oyununun içindeymişçesine parçalarımızı yeniden toplamaya çabalıyoruz..
Durmadığın sürece ne kadar küçük adımlar attığının önemi yok.
Başaralı ve disiplinli insanlar yapmaları gereken şeyi yaparlar. İstesen de istemesen de bir şeyi yapmaya devam etmek disiplinin kendisidir.
Yaşamının lideri olan kişi kendine ve yapabileceklerine inanır. Şikayet edip mutsuz olanlarsa şansa inanır! Benim şans olarak tanımlayabileceğim tek şey var, o da sağlıklı olmamız. Gerisi üzerinde özgür irademiz var.
Çoğu ailenin matematikten 5 üzerinden 2 alan ancak kıt notlu resim hocasından yıldızlı 5 alan bir çocuğa Senin resim yeteneğin harika, çok özelsin, hadi bunu geliştirelim dediğini sanmıyorum.
Seni yataktan her sabah heyecanla kaldıran bir işin varsa para kazanmaman mümkün değil. Çünkü gece gündüz çalışsan da yorulmuyorsun ve hep yeni bir şeyler yapma aşkın oluyor.
Hayatını değiştirebilmek kendine doğru sorular sormaktan geçiyor. Sorulara dürüstçe kendi cevabını vermekten.
Bir yere ait olmadığını hissettiğinde kendini yoksun ve eksik hissetmen de yine insan olmanın bir parçası. Ancak aidiyet ihtiyacını karşılayabilmek için kendini ne kadar eksilttiğin ve bir topluluğa kabul edebilmek için olmadığın birini ne kadar oynadığın tamamen seninle ilgili.
Başarısız hissettiğinde ne çok haksızlık ediyorsun kendine..

Oysa;

Bozuk değilsin sen. Kendine, işe yaramayan, kırılmış bir pikap gibi davranmaktan vazgeç. Tamir edilmeye ihtiyacın yok, sadece yeniden başlamaya ihtiyacın var..

Yüreğinde tamamlanmamış bir hikaye ile yaşlanmak ne zor..
Ofistesin.. Çevrende bir çok insan var. Ya da kalabalık bir toplantıdasın.

Ya da müşterilerle öğle yemeğindesin. O kalabalıklar içinde kendini çok yalnız hissedebilirsin.

Sanki o dünyaya ait değilmişsin gibi.. Sahi ne işin var o toplantı odasında? Bu insanlar ne konuşuyor? Senin için ne kadar anlamlı?

Evde olmak istersin bir anda.. Dostlarını özlersin, tarçınlı kek kokulu komşunun samimiyetini..

Bil ki hepimiz bazen böyle hissediyoruz, yalnız değilsin. Ve bil ki iş yaşamına fazla anlam yüklüyorsun.

Aidiyet buraya özgü bir duygu değil. Çalıştığın yerde harika işler yap ama her kurumun ya da ofisteki insanın gelip geçici olabileceğini aklından çıkartma..

İnanmadığın bir topluluk için, illa kendinden vermene, eğilip bükülmene gerek yok.

Toplantılar, insanlar, projeler gelip geçecek. Geriye sen kalacaksın, kendinle olduğun gibi..
Sen yalnız sana aitsin..

Bir türlü anlaşamıyorum bazen kendimle..
Sahi; hayatında senden ne kadar var?
Ne kadar bir başkasını oynuyorsun?
Kanımca, yüreğinde tamamlanmamış bir hikâye ile yaşlanmak çok zor.
Olduğumuz gibi özeliz zaten. Hepimizin bambaşka yetenekleri var ve asıl bu yönleri geliştirmeye ihtiyacımız var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir