L. M. Montgomery kitaplarından Rilla of Ingleside kitap alıntıları sizlerle…
Rilla of Ingleside Kitap Alıntıları
‘Nerede olursa olsun sadakat ve sevgi çok kıymetli şeylerdir. Bu küçük köpeğin sevgisi de bir hazine gibi, Jem,’ dedi.
Giderken arkasında küçük bir kız bırakan Ken, döndüğünde karşısında genç bir kadın bulmuştu. Muhteşem gözleri, dolgun dudakları, gül pembesi yanakları olan; tutku dolu, çok güzel bir kadın. Rüyalarının kadını.
Bu benim Rilla-Rillam mı?
Bu benim Rilla-Rillam mı?
Ben o Kaiser’i iyi bir insana dönüştürürdüm. Hem de çok iyi bir insana Elimde olsaydı bunu hemen yapardım. Sizce de bu en güzel ceza olmaz mıydı, Bayan Blythe?
Tanrım, dedi Susan. Öylesi kötü biri için bunun en güzel ceza olduğunu nereden çıkarttın?
Koyu mavi gözleriyle Susan’a bakan çocuk, Anlamıyor musunuz? Eğer iyi birine dönüşürse yaptığı tüm o korkunç şeyleri fark eder ve kendini o kadar kötü hissederdi ki, ömür boyu vicdan azabı çeker ve asla mutlu olamazdı. Evet, dedi Bruce ellerini birleştirip başını sallayarak. Evet, elimde olsa o adamı iyi birine dönüştürürdüm. Bu onun için en iyi ceza olurdu.
Tanrım, dedi Susan. Öylesi kötü biri için bunun en güzel ceza olduğunu nereden çıkarttın?
Koyu mavi gözleriyle Susan’a bakan çocuk, Anlamıyor musunuz? Eğer iyi birine dönüşürse yaptığı tüm o korkunç şeyleri fark eder ve kendini o kadar kötü hissederdi ki, ömür boyu vicdan azabı çeker ve asla mutlu olamazdı. Evet, dedi Bruce ellerini birleştirip başını sallayarak. Evet, elimde olsa o adamı iyi birine dönüştürürdüm. Bu onun için en iyi ceza olurdu.
Hâlâ çok gür olan saçları artık epeyce kırlaşmıştı. Oysa daha iki sene öncesine kadar saçında tek bir kır tel bile yoktu. Yine de sevdiğinin yıldız gibi parlak gözlerine gülümseyerek baktı. Bir zamanlar kahkahayla dolu bu gözler şimdi hiç dökülmemiş yaşlarla dolu gibiydi.
Ve şimdi ağlayıp içimi döktüğüme göre, her ne kadar mutlu olmasam da mutluymuş gibi yapma zamanı.
İlkbaharın bu güzelliğine rağmen dünya neden bu kadar hüzünlüydü?
Bazen iyi bir kahkaha, iyi bir dua gibidir.
Hayat böyle bir şey miydi? Tam çok keyifli bir şey olup insan ona alışmaya başlarken, bir anda ellerinden kayıp gider miydi?
İnsan bildiği şeylerle yüzleşebilirdi çünkü. Ama belirsizlik, korku ve şüphe yıpratıcıydı.
Hatırlanacak korkunç şeyler hep olacaktır…
Hayat böyle bir şey miydi? Tam çok keyifli bir şey olup insan ona alışmaya başlarken, bir anda ellerinden kayıp gider miydi?
Savaş çok barbarca, çok korkunç ve cehennem gibi bir şeydi… Medeni ulusların boy gösterdiği yirminci yüzyılda gerçekleşmesini ummayacağım kadar barbarcaydı… Savaş düşünmek bile o kadar zordu ki…
Her şeyin yağmalanıp paramparça edildiği bir dünyada, bir şey daha yağmalanıp paramparça edilse ne olur ?
Bazen çok eğlendiğimiz zamanlar oluyor, sadece o an için hiçbir şey düşünmüyoruz ama sonra aniden hatırlıyoruz… Ve aniden hatırlamak bence sürekli düşünmekten daha kötü.
Yaşadığımız olaylardan çıkarttığımız dersler bizim için çok kıymetli olsa da bir daha böyle acı derslerle eğitilmek istemiyoruz.
Yüzünde hala bir tebessüm belirmedi mi Rilla? Umarım belirmiştir. Gelecek yıllarda dünyanın gülmeye ve cesarete her zamankinden daha fazla ihtiyacı olacak
Cesur olan, korkusuz olan değildir. Korkusunu bastıran asil ruhlardır.
Ben ölümün kendisinden korkmuyorum… Ölümden önceki acıdan korkuyorum.
Kadınlarımız cesaretini yitirirse, erkeklerimiz başarılı olabilir mi?
İlkbaharın bu güzelliğine rağmen dünya neden bu kadar hüzünlüydü?
İnsanın tüm umudunu bir adama bağlaması çok mantıksız.
Bazen iyi bir kahkaha, iyi bir dua gibidir. Bazen…”
Özgürlük için verilen hiçbir bedel büyük değildir
Sabır çok yorgun bir kısrağa benzer ama yine de yoluna devam eder.
Artık geceleyin bebeklerin neden ağlayarak uyandıklarında biliyorum. Her şey insan ruhuna çullanıyormuş gibi geliyor da ondan.
Hayırlı bir Presbiteryen olarak doğdum ve öyle yaşayıp öyle de öleceğim ama bence Katoliklerin de bizimki gibi bir kiliseleri olmalı ve Almanların o kiliseleri yerle bir etmeye hakları yok
Seni sevemiyorum, bari seninle gurur duyayım
Yüzünde hala bir tebessüm belirmedi mi Rilla? Umarım belirmiştir. Gelecek yıllarda dünyanın gülmeye ve cesarete her zamankinden daha fazla ihtiyacı olacak
Cesur olan korkusuz olan değildir
Kadınlarımız cesaretini yitirirse erkeklerimiz başarılı olabilir mi?
Hayat böyle bir şey miydi? Tam çok keyifli bir şey olup insan ona alışmaya başlarken, bir anda ellerinden kayıp gider miydi?
Hayatın tadını çıkarmak mı? Ben hayatı yiyip yutmak istiyorum.
Enterprise’ın manşeti, büyük ve kalın puntolarla yazılmış Saraybosna adındaki garip bir yerdi. Bu garip yerde Arşidük Ferdinand ile ilgili bir olay yaşanmıştı. Susan böyle alakasız konularla ilgilenmiyordu.
Bazen iyi bir kahkaha, iyi bir dua gibidir
İlkbaharın bu güzelliğine rağmen dünya neden bu kadar hüzünlüydü?
Bazen iyi bir kahkaha, iyi bir dua gibidir.
Walter mektubunda, “Sadece yaşayanlar değil, ölenler de bizim yanımızda ve böyle bir ordu asla yenilmez,” demişti.
Fakat gurur, soğuk kalpli bir yoldaş ve insana hiçbir şey kazandırmıyor.
Acaba tüm evreni yöneten büyük güç bize, bizim karıncalara biçtiğimiz değer kadar değer biiçiyor olabilir mi?
“Dünyada gülmek diye bir şey kalmadı artık,” dedi aldığı mektupları anlatmak için gelen Faith Meredith. “Aklıma uzun zaman önce ihtiyar Bayan Taylor’a dünyanın gülmekten ibaret olduğunu söylediğim gün geldi. Ama artık öyle bir dünya yok.”
Savaş zamanı Jem’in mektubundan; “ Burada çok ama çok farklı bir dünyadayız. Değişmeyen tek şey yıldızlar fakat onlar bile olmaları gerektiği yerde değiller sanki.”
Sabır çok yorgun bir kısrağa benzer ama yine de yoluna devam eder.
bencilliği mi bağışlayın ben bir dostumu kaybetmiş olabilirim ama ilkbahar tabii ki gelecek .milyonlarca kişi acı çekiyor diye ilkbahar gelmemezlik etmez ama bu ızdıraba rağmen Evren var olmaya devam edecek mi?
İlkbaharın bu güzelliğine rağmen dünya neden bu kadar hüzünlüydü?
İnsan bildiği şeylerle yüzleşebilirdi. Ama belirsizlik, korku ve şüphe yıpratıcıydı.
Böylesi korkunç bir zamanda, ilkbahar nasıl bu kadar güzel olabiliyor? diye yazdı Rilla günlüğüne. Güneş parladığı ve nehir kenarındaki söğüt ağaçlarının sapsarı çiçekleri açtığında bahçe o kadar güzel görünüyor ki,aynı anda Flaman Bölgesi’nde bu kadar korkunç olayların gerçekleştiğine inanamıyorum.Ama yaşanıyor işte!
Bazen iyi bir kahkaha, iyi bir dua gibidir. Bazen..
Fakat gurur ,soğuk kalpli bir yoldaş ve insana hiçbir şey kazandırmıyor.
Merak ediyorum da acaba bir daha herhangi bir şey için tam anlamıyla sevinebilecek miyim ? Sanki içimdeki sevinç ölmüş gibi geliyor.
Acının ve kederin kor alevleri bir yangına dönüştü, yayıldı ve külleri tüm dünyayı kapladı.
Bu gece yeni ay var Acıyla kaplı bu tepelerin üzerinde incecik, güzel bir gümüş gibi sallanıyor. Bu gece sen de koruların üzerinde o ayı görecek misin?
Artık ruhu tamamen iyileşmişti.
Ruhunda fırtınalar esiyor.
Artık dünyada gerçek dostluk diye bir şeyin olmadığını düşünüyorum.
Burada çok ama çok farklı bir dünyadayız. Değişmeyen tek şey yıldızlar fakat onlar bile olmaları gerektiği yerde değiller sanki.
Tek bir cesaret göstergesi insana hayat boyu yetecek bir şey değildir.
Cesur olan ,korkusuz olan değildir. Korkusunu bastıran asil ruhlardır.
Zira gülüşümün ardında beni tutan bir acı var.
Kadınlarımız cesaretini yitirirse, erkeklerimiz başarılı olabilir mi ?
Gençlik acılarına gülünüp geçilmiyordu, çünkü gençlik henüz bu da geçer demeyi öğrenmediği için bu acılar insanın canını fena halde yakıyordu.
Hayat böyle bir şey miydi? Tam çok keyifli bir şey olup insan ona alışmaya başlarken, bir anda ellerinden kayıp gider miydi?
Gece,cümbüş sesiyle yankılanıyordu.
Ve tak !
Geceyi, böldü bir anda başka bir ses,
Ölümün sesini andıran.
Ve tak !
Geceyi, böldü bir anda başka bir ses,
Ölümün sesini andıran.
Bence günlerin en güzel yanı tahmin edilemez oluşları.
Böyle altın gibi bir sabaha uyanıp günün cebinde bize nasıl bir sürpriz sakladığını merak etmek çok eğlenceli.
Böyle altın gibi bir sabaha uyanıp günün cebinde bize nasıl bir sürpriz sakladığını merak etmek çok eğlenceli.
Yavaş da olsa hızlı da olsa, sonunda gelecek ölüm kapıya.
Cesur olan, korkusuz olan değildir.
Yavaş da olsa hızlı da olsa sonunda gelecek ölüm kapıya ..
Bizler cesaretimizi kaybedersek onlar korkusuz kalabilir mi ?
Bazen iyi bir kahkaha, iyi bir dua gibidir. Bazen
Bazen çok eğlendiğimiz anlar oluyor, sadece o an için başka hiçbir şey düşünmüyoruz ama sonra aniden hatırlıyoruz.. Ve aniden hatırlamak bence sürekli düşünmekten çok daha kötü.
Sandalyesi boş kalacak olan canım oğlum için de bir tane ayırmalıyız.
Balayına gitmek için hazırlanan Susan gözyaşlarını silerek, Onun yerini ayırmayı zaten hiç unutmam ki, sevgili Bayan Blyhte, dedi.
Balayına gitmek için hazırlanan Susan gözyaşlarını silerek, Onun yerini ayırmayı zaten hiç unutmam ki, sevgili Bayan Blyhte, dedi.
Ama dünler asla geri gelmezler küçük Jims Bugünler ise kara bulutlarla kaplı Ve yarınları düşünmeye bile cesaret edemiyoruz.