İçeriğe geç

İşte İnsan Kitap Alıntıları – Michael Moorcock

Michael Moorcock kitaplarından İşte İnsan kitap alıntıları sizlerle…

İşte İnsan Kitap Alıntıları

Bu dünyada hak etmediğin hiçbir şeyi elde edemezsin.Ve her zaman hak ettiğin şeyi alacaksın diye bir kaide de yok.
Bu dünyada hak etmediğin hiçbir şeyi elde edemezsin. Ve her zaman hak ettiğin şeyi alacaksın diye bir kaide de yok.
Tuzağa düştüm. Batıyorum. Kendim olamıyorum. Diğer insanların beklentileri tarafından şekillendirildim. Herkesin kaderi mi bu? Büyük bireyler dost olarak büyük bir bireye sahip olmak isteyen dostlarının bir eseri miydi?
Bu kadar çok endişelenmemelisin. Hiçbir şey mükemmel değil. Hayatı olduğu gibi kabul etsen olmaz mı?
Akdeniz’in diğer tarafındaki Yunanlar halen daha ilhamın kökeni üzerine tartışmaya devam ediyorlardı; esin olarak insanın içinde mi doğduğu yoksa tanrı tarafından insana vahiy olarak mı indirildiği tartışmalı bir konuydu.
Monica. İçimde bir şey eksik
Ne tür bir eksiklik?
Yani; belki bir eksikliğin eksikliğidir, bilmem anlatabiliyor muyum?
Söz, insan olup aramızda yaşadı.
Din korkunun yaratımıydı. Bilgi korkuyu yok eder. Korku olmadan din hayatta kalmaz.
Ah, İsa’yla bir tanışabilseydi.
Büyük bir peygamber numarası yapmaya hakkı yoktu.
Nevroz bir kişilik ayrılığıdır.
Jung mitin aynı zamanda gerçeklik de yaratabileceğini biliyordu.
Hristiyanlık Batı mantığı ve Doğu mistisizminin buluşması, çapraz döllenmesi ve başkalaşımındakü bir aşamadan ibaretti.
İnsanlar ihtiyaç duyduğu zaman akla hayale gelmeyecek başlangıçlara sahip bir din yaratabilir.
Karl o zamanlar Jung’un Hristiyan mistisizmi hakkındaki garip düşüncelerine tam anlamıyla kafayı takmış bir haldeydi.
Dinin avuntusunu alıyor, sorumluluğunu almıyorsun.
Yeni Ahit kitapları, betimledikleri olaylardan on yıllar ve hatta asırlar sonra yazılmışlardı.
Musa’nın emirlerine saygı duyuyor ve diğerlerine yalnızca buna riayet etmelerini öğütlüyoruz. Yalnızca doğruluk adına konuşuyoruz.
ve etrafında gördüğü herkesin kardeşi olduğunu söylemişti. Bunu kabul etmişti.
– İsa Romalılara karşı isyan düzenleyen Yahudi bi baş belasıydı. Tüm o çabalarından ötürü çarmıha gerildi. Tüm bilgimiz ve bilmemiz gereken yalnızca bu.
+ Büyük bir din bu kadar basit başlamış olamaz.
– İnsanlar ihtiyaç duyduğu zaman akla hayale gelmeyecek başlangıçlara sahip büyük bi din yaratabilir.
– sen, sen Parsifal gibisin.
+ ben kendine acıyan bir fiyaskoyum.
Gerard ne var biliyor musun? Ben ne bir şehidim ne de bir aziz, kahraman da değilim dilenci de neysem oyum. İnsanlar neden beni böyle kabul edemiyor?
aklıma gelen her şeyi yaptım. Mucizeler gösterdim, vaazlar verdim, müritlerimi seçtim ama tüm bunlar kolaydı çünkü insanların talep ettiği şey oldum. Ben onların yaratımıydım.
kefaretim, rolüm, kederim. Bir cezbin üstünden gelirken önce bir başka cezbe teslim olmalıyım: korkaklık ve gurur. Gerçeği yaratmak için yalanı yaşatmak.
”Kitlesel halüsinasyon. Mucizeler, uçan daireler, hayaletler, id’den gelen yaratık, hepsi aynı. ”
”Bu bir komedi. Hak ettiğim bu mu? Umut yok mu? Çözüm ya da? ”
“Ben yanlış zamanda doğmuşum, Monica. Bu mantık çağında bana yer yok. Sonunda beni öldürecek.”
”Göklerden gelen bir ses, ‘Sevgili Oğlum budur, Ondan hoşnudum,’ dedi. ”
”Bir uyku ve unutuştur doğumumuz ”
—https://1000kitap.com/yazar/William-Wordsworth
”Neden sevdiğim her şeyi yok ediyorum? ”
İnsanlar ihtiyaç duyduğu zaman akla hayale gelmeyecek başlangıçlara sahip büyük bir din yaratabilirler.
Din korkunun yaratımıydı. Bilgi korkuyu yok eder. Korku olmadan din hayatta kalamaz.
Sevişmek.
Narince. Nazikçe. Ahenkle.
Sevişmek
Yalnız olmak için her daim bir sebep vardır.
Tuzağa düştüm. Batıyorum. Kendim olamıyorum. Diğer insanların beklentileri tarafından şekillendirildim.
İnsanlar neden birbirlerine karşı bu kadar gaddarlardı? Neden savaşlar vardı?
”Başlangıçta Söz vardı. ”
”Kendi hayatımızı yaşıyor, kimseye zarar vermiyor, kendi inançlarımızı başkalarına dayatmıyoruz. ”
Belki de insanları mutlu etme konusunda fazla isteklisindir, Karl
Tuzağa düştüm. Batıyorum. Kendim olamıyorum. Diğer insanların beklentileri tarafından şekillendirildim. Herkesin kaderi mi bu? Büyük bireyler dost olarak büyük bir bireye sahip olmak isteyen dostlarının bir eseri midir?
“Ölümden korkmuyor musun ?”
“Korkularımın en büyüğü değil.”
“Bilim nasılını cevaplayabiliyor ama nedenini asla sormuyor”
“Söz, insan olup aramızda yaşadı.”
“Ben yanlış zamanda doğmuşum, Monica. Bu mantık çağında bana yer yok. Sonunda beni öldürecek.”
“Bir uyku ve unutuştur doğumumuz…”
“Tüm insanların yaşamları beni eksiltiyor.”
“Korku olmadan din hayatta kalamaz.”
“Tanrım ?
Tanrım ?
Tanrım ?
Cevap yok.”
“Dinin avuntusunu alıyor, sorumluluğunu almıyorsun.”
“Yapma ama, Gerard. Onu seviyordum!”
“Kendini daha çok seviyordun.”
“Herkes böyle değil mi ?”
“Bir insan sıradan bir yaşam sürüp sıradan aktivitelerle meşgul olurken kimsenin duygularını incitmemeyi nasıl başarabilirdi?”
“Bu dünyada hak etmediğin hiçbir şeyi elde edemezsin. Ve her zaman hak ettiğin şeyi alacaksın diye bir kaide yok.”
“Neden tüm insanlara karşı tüm şeyler oluyorum, Gerard? Kim olduğumdan emin değilim.”
“Belki de insanları memnun etme konusunda fazla isteklisindir, Karl.”
Aptallarlayken aptal olmaktan memnundu.
“İnsanlar ihtiyaç duyduğu zaman akla hayale gelmeyecek başlangıçlara sahip büyük bir din yaratabilirler”
“İsa fikri isa gerçekliğinden önceydi”
İnsanlar ihtiyaç duyduğu zaman akla hayale gelmeyecek başlangıçlara sahip büyük bir din yaratabilirler.
Bu dünyada hak etmediğin hiçbir şeyi elde edemezsin. Ve her zaman hak ettiğin şeyi alacaksın diye bir kaide de yok.
Dinin avuntusunu alıyor, sorumluluğunu almıyorsun.
Bir uyku ve unutuştur doğumumuz…
“Din korkunun yaratımıydı. Bilgi korkuyu yok eder. Korku olmadan din hayatta kalamaz.”
Kendim olamıyorum. Diğer insanların beklentileri tarafından şekillendirildim. Herkesin kaderi mi bu? Büyük bireyler dost olarak büyük bir bireye sahip olmak isteyen dostlarının bir eseri miydi?
Bugünlerde Mesih olunmuyor, ( )
Konuşsan dinleyecek kimse yok.
Tanrı’nın cesedi artık gerçekten de çürümeye başlıyor ( )
Kendi hayaletimden korkuyorum. Bir başına olan Glogaur’dan korkuyorum.
Ben yanlış zamanda doğmuşum, Monica. Bu mantık çağında bana yer yok. Sonunda beni öldürecek.
Kaybolmuştu ve pek umurunda değildi.
Bu dünyada hak etmediğin hiçbir şeyi elde edemezsin. Ve her zaman hak ettiğin şeyi alacaksın diye bir kaide de yok.
Tuzağa düştüm. Batıyorum. Kendim olamıyorum.
Onu sen kendini nasıl görüyorsan öyle kabul etmesini istedin, o seni nasıl görüyorsa değil.
Ve senin İnsan Yüzü ve senin
İnsan Elleri, Ayakları ve Nefesi,
Giren Kapılarından Doğumun
Ve geçen Kapılarından Ölümün.

(William Blake, Jerusalem: To the Jews )

Hayatım tam bir keşmekeş, Monica.
Herkesinki öyle değil mi, Karl?
Vampirler.
Ne çiftiz ama.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir