Aret Vartanyan kitaplarından Eski Sevgililer Oteli kitap alıntıları sizlerle…
Eski Sevgililer Oteli Kitap Alıntıları
Geçmişin izleri silmedikçe , anılar pusuda bekler.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Görünmeyen zincirlerle yaşanan esaret , zincire vurulmuş bir bedenden daha fazla acı verir.
Zihnimizde , içimizde yaşadığımız savaş sona ermedikçe seçilecek hiçbir olasılığın anlamı kalmıyor.
Gerçek savaş dışarıdaki düşmanlarımıza karşı değil , kendimize karşı olandır.
Yapmam gerekenleri yapman için tokat yemen gerekmiyor. Yanlış atı seçtiğim için düştüğünde ağlamayacaksın. Yerden kalkıp yapmam gerekeni yapmaya devam edeceksin.
Yakınındaki insanlar seni yalnızlığa alıştırır.
Aşk; her şeyden önce insanın bedenini ve ruhunu besleyen en önemli kaynaklardan biridir. İlk görüşte aşk. Midemizde kelebekler uçuşturan, kalbimizi yerinden çıkartırcasına hızlı attıran, heyecandan elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı bilemememize neden olan oldukça coşkulu bir duygudur. Tarihte aşka dair bütün hikayelere baktığınızda, hiçbirinin arzu edilen şekilde yaşanmadığını ve tamamlanmadığını göreceksiniz. Hepsi bu dünyada yarım kalmış, talihsizlikler nedeniyle tamamlanamamış diye değerlendirilen, bilinmezlikler içinde varsayımlar üzerine kurulmuş hikayelerdir.
Yaşamda tesadüflere yer olmadığını anlayana kadar, tesadüfler yaşamaya devam eder insan.
Geçmişin izleri ve geleceğin korkuları silinmeden gidebileceğin bir yer yok.
Artık çok iyi biliyorum ki insanın hayatı her an değişebiliyor. Bir an , insanın hayatını birkaç saniye öncesinden tahmin bile edemeyeceği bir yere götürebiliyor.
Zaman sadece bir yanılsama.
Bir insan bir insanın nefesine bile aşık olabilirdi.
İnsanın hayatının ne kadar hızla değişebileceğini düşünmeye daldım. Birkaç gün önce nasıl bir hayatım vardı ve şimdi neredeyim.
Affedilecek bir şey yok ; çünkü insana dair her şey sadece olduğu gibidir.
Aradığın her ne ise , aramaktan vazgeçtiğinde bulursun.
Öğrenmesi gereken şey , bir insanın bir diğerini koşulsuz sevmeyeceğiydi.
Geçmişin izleri ve geleceğin korkuları silinmeden gidebileceğin bir yer yok.
Bizi ne bir dostumuz ne kitaplar ne de başka bir şey büyütüyor. Sadece yaşadığın acılarda , travmalarda büyüyorsun.
Anlaman gereken ilk şey ; Gitme zamanı geldiğinde gitmen gerekir !
Hayat dediğimiz şeyin kilometre işi olduğunu düşünmeye başlamıştım. Büyüdükçe , yaş aldıkça değişiyoruz.
Ne kadar kolay akıllı verebiliyoruz birbirimize , karşımızdakinin neler hissettiğini bilmeden , ta ki kendi başımıza gelinceye kadar.
İnsan , karşısında acınacak kadar üzgün bir insanı görünce kendisini şanslı hissediyordu anlaşılan.
Gidenlerden geriye kalanların nasıl bir acı yaşattığını çok iyi biliyorum.
İnsan , doğadaki bir çok hayvan türünü yok ettiği gibi , düzgün adam türünü de yok etti belli ki
Bir kez daha birine güvenecek takatim yok artık ; zaten hepsi birbirinin aynı.
Neden bu kadar güçsüz ve yorgunum ? Neden ben ? Her şeyin çok güzel olacağına , hayallerimi yaşayacağıma inanırken ve de bunun için çabalarken ; nasıl bu hâle geldim ?
Ardında kocaman bir boşluk bırakıp gitti.
Anılar silik ; çocukluğum , hayallerim
Kaç kez daha yanıldığımı , kaybolduğumu hissedeceğim ? Yorgunum artık , yorgun ! Ey hayat , duyuyor musun beni ? Senden yorgunum ; bittim , perişanım !
İstediklerim benden yıldızlar kadar uzaktayken ; bu kederli , acıya boğulmuş kara geceleri yaşamak mıdır ? Bu mu düştü payıma ?
Düşüncelerim , rüzgarda savrulan yaprak misali. Dipsiz bir kuyu.
Sevgi gösterisine hiç gerek yok.
Evrende gözden kaçan hiçbir an ve hareket olmadığına göre, hiçbir şey hiç kimsenin yanına kâr kalmıyordu. Adalet için hakikatin peçesi açılmalıydı.
Karşılıklı fedakarlık insanların çıkarı için yaşatılan bir alışveriş modeli. Ben sana fedakarlık yapayım, karşılığında sen de bana bir şey yap. Bankaya para yatırıyor gibi insanlar birbirlerine iyilik yapmaya alışıyorlar.
Yaralarını sararak ayağa kalkmış bir kadının neler yapabileceğini tahmin bile edemezsin!
Zihnimizde,içimizde yaşadığımız savaş sona ermedikçe seçilecek hiçbir olasılığın anlamı kalmıyor.
İyi bir şey yapmaya çalışırken korkaklığı yüzünden bazen yalan söyleyerek bazen de saklanarak ceza alan çocuklar gibi.
Gerekli olan cesareti göstererek koşullar ne kadar zor olursa olsun hayatlarındaki insanlara kartlarını açık oynamak varken kaçak dövüşmeleri
Bazen yaşadığım toplumdan ve erkeklerden tiksiniyorum.
Yok! İçim boşlukla dolu.Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden.
Nedensizim yaşam karşısında.Bir yanım,Öyle değil,geçecek diyor ama o yanımın sesi çok kısık.
Adeta kendi saçlarımdan tutup çekiyorum yukarı,yere yığılmış kendimi
Nedensizim yaşam karşısında.Bir yanım,Öyle değil,geçecek diyor ama o yanımın sesi çok kısık.
Adeta kendi saçlarımdan tutup çekiyorum yukarı,yere yığılmış kendimi
Her an, bir sonraki anın annesidir.
Bir insan bir insanın nefesine bile âşık olabilirdi.
İnsanın gerçek yazgısını yaşayabilmesi için sahte yaşamını yakıp yıkması gerekir.
Affedilecek bir şey yok; çünkü insana dair herşey olduğu gibidir
Gülüşünde ki acılardan öpmek istiyorum
Kaç kez daha yanıldığımı, kaybolduğumu hissedeceğim?
Büyüdükçe, yaş aldıkça değişiyoruz
Kaçtığın gürültüye aynı sen olarak dönersen, gürültü aynen devam eder.
Her canlı eylemlerinin bedelini er yada geç öder.
Yalnızlığınla barışmak bağımsızlığını ilan etmektir.
Bir insan bir insanın nefesine bile aşık olabilirdi.
Ey hayat, duyuyor musun beni? Senden yorgunum; bittim, perişanım!
Süper ego saldırganlığı kontrol eder ama kontrolü sağlarken de saldırganlığı kullanır. Düşmanlık şiddeti, şiddet de düşmanlığı doğurur. Bu yüzden insan mutsuz bir hayvandır.
Geçmiş olan yok olandır. Biz yaşatmak istersek yaşatırız.
İnsanın gerçek yazgısını yaşayabilmesi için sahte yaşamını yakıp yıkması gerekir.
Süper ego saldırganlığı kontrol eder ama kontrolü sağlarken de saldırganlığı kullanır. Düşmanlık şiddeti, şiddet de düşmanlığı doğurur. Bu yüzden insan mutsuz bir hayvandır.