Ece Temelkuran kitaplarından Kıyı Kitabı Kitap Alıntıları sizlerle.
Kıyı Kitabı Kitap Alıntıları
“Ama yine de ancak denizli şehirlerde kendi başına kalır insan. Çünkü yüzünü denize dönebilirsin. Böylece sırtını çevirirsin kalabalığa. Denizsiz şehirlerde ise nereye dönsen insan, nereye dönsen.”
“Beden, kendi ağrısını dindirmeyi bilir. Beden, ağrıları için uyutucu açılar, tepeler kurabilir. Her tepe bir ağrıyı gizleyecektir. Bu yüzden etlerimizdeki, içlerimizdeki tepelerde uyuma açılarını bulmuş binlerce ağrı yerleşiktir. İnsanları kıpırdatmak, tepelerini yıkmak bu yüzden tehlikelidir.”
“Şehirde yürüyenler hep unutmuş kişilerdir, bir şeylerini, bir yerlerde. Acımaz bile. Acımaz bile…”
“Biraz daha yükselirsen eğer,
köksüzlüğün yasını tutmayacağın
bir yere geleceksin.
Sen artık kendinden ibaretsin.
Sırf sana aitsin sen.
Bu, olabilecek en kalabalık, en çok hâlidir insanoğlunun;
tadını çok seveceksin. Yeniden birilerinin bir şeyi,
en kıymetli şeyi bile olmayı isyemeyeceksin.
İstesen de pek beceremeyeceksin.”
köksüzlüğün yasını tutmayacağın
bir yere geleceksin.
Sen artık kendinden ibaretsin.
Sırf sana aitsin sen.
Bu, olabilecek en kalabalık, en çok hâlidir insanoğlunun;
tadını çok seveceksin. Yeniden birilerinin bir şeyi,
en kıymetli şeyi bile olmayı isyemeyeceksin.
İstesen de pek beceremeyeceksin.”
“Düşündüm, düşünmek için iyi bir yerdi burası. Çünkü, bir yerde değildim.”
“Işıkta yıkamalıyım gözlerimi. Işık kaçan her göz, kendinde dinlenmeyi ve kendi suyuyla yıkanmayı öğrenir çünkü.”
Olup biteni görebilecek kadar yakında,
vakti gelince kaçabilecek kadar
ötede durmaya karar kıldın bu yüzden.
Ötede durdukça ötelenen birisin sen.
Ötelendikçe
daha geniş bir alanı görebilen
vakti gelince kaçabilecek kadar
ötede durmaya karar kıldın bu yüzden.
Ötede durdukça ötelenen birisin sen.
Ötelendikçe
daha geniş bir alanı görebilen
Kolay değildir bir kuşun muhtaç olduğunu sevmesi.
Kuş kadar hür olanın kalbini esaretine vermesi.
Kuş kadar hür olanın kalbini esaretine vermesi.
Kimse kimsede o kadar yol alamaz
Sakın bilmediğini söyleme, bilmezden gelme
Biri en fazla magmasını geçer diğerinin. Sıra çekirdeğe gelince…
Sakın bilmediğini söyleme, bilmezden gelme
Biri en fazla magmasını geçer diğerinin. Sıra çekirdeğe gelince…
Ama yine de ancak denizli şehirlerde kendi başına kalır insan. Çünkü yüzünü denize dönebilirsin. Böylece sırtını çevirirsin kalabalığa. Denizsiz şehirlerdeyse nereye dönsen insan, nereye dönsen.
Kimse kimsede o kadar yol alamaz.
Sakın bilmediğini söyleme, bilmezden gelme:
Biri en fazla magmasını geçer diğerinin. Sıra çekirdeğe gelince…
Her aşk çamur gibi bir eriyiğe dönüşür; yol insanın çekirdeğine varınca.
Sakın bilmediğini söyleme, bilmezden gelme:
Biri en fazla magmasını geçer diğerinin. Sıra çekirdeğe gelince…
Her aşk çamur gibi bir eriyiğe dönüşür; yol insanın çekirdeğine varınca.
Kırık kalpler elden ele
Şehirde herkesin kanı,
Herkesin dilinde
Şehirde herkesin kanı,
Herkesin dilinde
Kolay değildir bir kuşun muhtaç olduğunu sevmesi.
Kuş kadar hür olanın kalbini esaretine vermesi.
Kuş kadar hür olanın kalbini esaretine vermesi.