Charles Bukowski’nin en güzel kitaplarından birisi Ekmek Arası kitap alıntıları sizlerle.
Ekmek Arası Kitap Alıntıları
Neden hep kötü ile daha kötü arasındaydı seçimlerimiz?
Başkalarını çözmeye çalıştıkça kendimi düğümlemişim, haberim yok.
Nefret ettiğin insanla iyi geçinme çabasına siz medeniyet diyorsunuz, ben sahtekarlık diyorum.
Mutlu olanların hepsi uyuyor şimdi.
Mutsuz olanlara selam olsun…
Mutsuz olanlara selam olsun…
“Peki, diyordum kendime, bir iş buldun. Ömür boyu işte mi çalışacaksın? Bu yüzden banka soyuyordu insanlar. Yapmak zorunda kaldıkları işler küçük düşürücüydü. Neden Allahın cezası bir konser piyanisti ya da yargıç değildim? Çünkü eğitim gerekiyordu ve eğitim parayla sağlanıyordu. Ben bir şey olmak istemiyordum zaten. Ve bunda fevkalade başarılıydım.
Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım.
Çok şey istemiyorum hayattan, sadece yanlız bırakılmak.
Üniversite yaşamı yumuşak ve gerçeklerden uzaktı. Dışarıda, gerçek dünyada seni nelerin beklediğinden söz etmiyorlardı.
Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar,
Ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar.
Ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar.
Zeki insanlar hep dertlidir.
İlgi duymuyordum. Hiçbir şeye ilgi duymuyordum. Nasıl kaça bileceğime dair hiç fikrim yoktu. Diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. Benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. Bende bir eksiklik vardı belki de. Mümkündü. Sık sık aşağılık duygusuna kapılırdım. Onlar adına uzak olmak istiyordum. Gidecek yerim yoktu ama. İntihar? Tanrım, çaba gerektiriyordu. Beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi.
Bütün savaşlar her iki tarafın da doğru bulduğu nedenlerden dolayı çıkmıştır…
İnsan düşmanı, veya kadın düşmanı değildim ama yalnız kalmayı seviyordum. Küçük bir odada içki ve sigara içerek yalnız olmak güzeldi. İyi eşlik etmişimdir kendime hep.
Saklanabileceğim, saklanıp hiçbir şey yapmak zorunda kalmayacağım bir yer istiyordum.
Hiç şüphesiz yaptığım en doğru şey; Kendini vazgeçilmez sanan insanlardan uzaklaşmam oldu!
Sabah 6’da yataktan fırlayan, giyinip zorla bir şeyler atıştıran, başka birine para kazandırdığı bir yere ulaşmak için trafikle boğuşan ve tüm bunlara sahip olduğu için müteşekkir olması istenen biri hayattan nasıl keyif alabilir?
Güçlülerin yerine zayıflar birikmişti etrafıma, yenenlerin yerine yenilenler. Yaşamımı onların eşliğinde sürdürmek alınyazım olmalıydı. Çok sıkıyordu bu canımı, beni asıl rahatsız eden bu geri zekalıların beni dayanılmaz bulmalarıydı. Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım.
İnsanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar.
Kitaplar yumuşatıyordu insanı. Kitabını bırakıp sokağa çıktığında kitapların sana söz etmedikleri şeyler bilmek zorundaydın.