Reşat Nuri Güntekin’in eserlerinden biri olan Damga Kitap Alıntıları sizlerle. İşte Damga kitap sözleri…
Damga Kitap Alıntıları
Üzülme… İnsan olanın başına her şey gelir…
Cesaretimi, ümidimi kaybetmiyordum.
Hayatta kendini aldanmış gören insan, sukûta mahkûm demektir.
İnsanın bütün sevdikleri birer birer gidecek olduktan sonra niye yaşamalı?
Gülmesini biliriz biz yalandan.
İnsan, mesafeleri kendi vücuduyla mı geçiyor, yoksa onlar kendiliğinden mi ayaklarına geliyor; belli değil…
Dünya, gözümde gülünç bir kargaşalıktan ibarettir.
Ne çare! Hayat, insanın mektep pencerelerinden gördüğü gibi değil.
Hakikî asaletin bir insana verdiği güzelliği sen tasavvur edemezsin.
Ah, azizim bu dünya garip bir kör dövüşüdür. Altta kalanın canı çıksın.
Dünyada bir tek temiz insan kalmadığına inanmaya başlıyordum. Kalabalık caddelerden akıp giden insan kafileleri bana, haydut sürüleri gibi görünüyordu.
Benim kendimden başka kimseden şikâyetim yok…
Hiçbir fenalık etmedim. Daha doğrusu, edemedim. Ne yapayım, içimde yok…
Eskiden insanlara emniyetim vardı. Şimdi herkesten şüphe ediyordum.
Dünya, gözümde gülünç bir kargaşalıktan ibaretti.
Severim açık sözlü insanı…
Şimdiye kadar sevdiğim, hürmet ettiğim insanların, benim için öldüğünü anlıyordum.
Saray adamı olmaktan iğreniyordum.
Anlaşılıyor ki, dünyada tam manasıyle namuslu bir ekmek yemek insana nasip olmuyor. Herkes kendi işinden mesuldür.
Ben, galiba başkalarının kamburuyla teselli bulan kambura benzeyeceğim.
Hayatımı bir vehme kurban etmiştim.
Ben, böyle millete faydası dokunmayan şerefsiz işlere girmeyeceğim!
Ben, gönülsüz, kibirsiz, sade bir çocuktum. Arkadaşlarımı sevmekten başka bir şey istemiyordum.
Senin selâmetin, benim aşkımdan elbette pek çok ehemmiyetlidir.
Senin asıl felâketin nereden geliyor, biliyor musun? Sen, doğuştan namuslu bir adamsın da ondan..
Bana göre aşk; sevilen mahlukun temiz, necip bir mahluk olduğuna inanmak demekti.
Biraz cesaretten nasibim olsaydı ,bu vakadan sonra mutlaka kendimi öldürdüm.
Dünya ile alâkamı kesmeme karşı, gönlümde ayrı bir âlem açılıyordu. Hiçbir kaydı, hiçbir yorgunluğu olmayan bir âlem..
Evimde en eğlenceli meşguliyetim, bahçe ile uğraşmak ve kitap okumaktı. Kitaplara yeniden merak sardırmıştım. Şu fark ile ki, eskiden ümit ve hararetle dolu yazılardan hoşlanırdım. Şimdi bedbin, acı eserleri seviyordum..
Zaten, fedakârlık ihtiyacı, çocukluktan beri benim kanımda idi.
İnsan, kuyuya düşer gibi paldır küldür yuvarlanma. Böyle gafil mantıklarla kendini aldata aldatma, alıştıra alıştıra namussuz olur.