İçeriğe geç

Saklı Kalan Kitap Alıntıları – Ahmet Telli

Ahmet Telli’nin kitaplarından Saklı Kalan Kitap Alıntıları sizlerle.

Saklı Kalan Kitap Alıntıları

Boyun eğmek yoktur kitabımızda
Bilir bunu cümle alem
Elbet sarsarak geçecektir yaşanan
Ki Ömür sarsılmalıdır biraz da
Talan ediliyor
bahar ve aşk
öyle bir soygun ki
duracak gibi değil
vurmazsak eğer
kendimizi yola

Yaşamak zorunlu
kurtarılırsa eğer
bahar ve aşk
ve şimdi hayat
acı yeşil
bir kader renginde

Bir akşam konuğum ol
Oturup konuşalım biz bize
Anıların çubuğunu yakıp
Uzatalım geceyi biraz…
Yitip giden neler varsa
Bir tufanla yerlebir olsun
Kalırsa bir sevda kalsın
Dönüp bakma, yokolsun her şey
Anılar yangın yeri anılar üşüyor
Ayrılık burcundasın ağrıyor anılar
Bitiyor bu kitap okunup bitiyor
Kalmıyor tek sayfa tek satır bile
Bir çocuk şaşkınlığıyla
insanlara bakıyorum
el ele tutuşabiliyorlar
gülebiliyorlar ağız dolusu
Yalnız biriysen haydi gel
Üzgünsen kırgınsan haydi gel
Yanlışınla doğrunla
Ama sen sahip çıkarak
yaşama ve sevince
bekle beni küçüğüm
acılar bitecek bir gün
sevgiler çiçek açacak
Aşk da biter yaşanmazsa
Kalbin yorgun düşer
Bilmediğin buydu belki
Aşk da yorgun düşer
Şiirin ve aşkın ırmağı
Vaktinde akıtılırsa umuda
Ve onlarla sulanırsa eğer
Mutlaka çiçeklenecektir hayat
Ve öylesine bağlıyızdır
Sevdamızı paylaşan
Uzak ve yakın dostlara
Ki ahde vefa denilen şey
Bizimle girmiştir kitaplara
Aşktır böyle güzelleştiren
Doğayı,yaşamı ve seni.
Karlar tozarken bekle
Ortalık ağarırken bekle
Kimseler beklemezken bekle beni

-K.Simonov

Kendimize daha az zaman
ayırsak da olur geceden
Çünkü boğulabilir insan
yalnız kendini düşünmekten
Bekleyişin ve acıların
uğultusudur yalnızlıklar
Türküler paylaşılıyorsa eğer
dağ rüzgârları paylaşılıyorsa
sevinç de dahildir buna
ve o zaman bütün bir yaşam
paylaşılacak kadar güzeldir artık.
Bekle beni küçüğüm
Umudu karartmadan
Sevinci yitirmeden bekle
Döneceğim bir gün elbet
Bekle beni
ve aşk, kavga kadar kaçınılmaz
yaşamak kadar anlamlıdır şimdi
Acının çentiklerine dönüyorsa günler
hesabı tutulsun diyedir biraz da
ve aşk, kavga kadar kaçınılmaz
yaşamak kadar anlamlıdır şimdi
Yaşamaktan ölümlerden
Dönüp dönüp sevmelerden
Ürküyorsun korkuyorsun
Seninle hayat yaşanmaz
Yaşanan paylaşılmaktaysa eğer
doğa da kurtulur suskunluktan
ve katılır bizimle birlikte
hayatın savunulduğu kavgaya
Acılar bitecek bir gün
Sevgiler çiçek açacak…
Ve şöylece kaydediyor
günün tarihini gül
-Korkaktır hain olan
Meşe ve incir ağaçlarının
ürperen dallarına bak
Aşktır böyle güzelleştiren
doğayı, yaşamı ve seni
Unuttuğun bir şey vardı.
Aşk da sonsuz değil.
Göğe bak dostum göğe bak.
Unutma, dünya senindir.
Şarkılar senindir.
Bu şarkı seni mutlaka
Ya berbat edecek ya da berbatsın
Ey anısıyla
kalbimi yakan
kederlenme hemen
ve suçlama beni
böyle bırakıp
gidiyorum diye
Bekle beni küçüğüm
Umudu karartmadan
Sevinci yitirmeden bekle
Döneceğim bir gün elbet
Bekle beni.
Söylenecek bütün sözler
sevincin ve sevdanın
savunulmasına dairdir
ve şimdi onlar
yaralarını saracak
birilerini beklemektedirler…
Ve senin yalnızlığın
Ancak Dağlara sığabilir
Bir de türkülere
Kekre bir tad kalıyor ağzımızda
ve acıyla buruluyor dilimiz
Bezginlik değil bu, umutsuzluk değil
ama dilimiz acıyla buruluyor şimdi
Ve tam bu anda hınzır ve hayın bir el
apansız çekiyor ihanetin tetiğini
bir çatışma alanına dönüyor kalbimiz
Suçlama beni
böyle bırakıp
gidiyorum diye
bağrımı yakan
bir yaradır
bu ayrılık şimdi
Bilirim aşk tenhadır, ömür de
Kendini Mecnun sanır çöllere düşen
Her şey hızla değişmeye durdu apansız
sevgiler, bekleyişler, umutlar da öyle
Hızla değişmekte yaşamak denilen şey
Güzel olan bir şeyler biter nedense
Olmuyor bu şarkı sensiz olmuyor
Bir keder basıyor sesimi bir duman
Kimse geçmez kalbimin tenhasından
Bilirim aşk tenhadır, ömür de
Gidilecek bir yer yok artık
Yok oluyor her şey aşktan başka
aşk da yaralıdır artık, doğa da
Şehirleri yakılmış
Kendi ülkem gibiyim
Sevenleri göç etmiş
Issız dağlar gibiyim
Yıldızları dökülmüş
Soğuk gökler gibiyim
Kapağı açılmayan kitaplar
Unutulmuş aşklar gibidir
Kitaplardan söz edelim
Ve onların gizli kalmış
Sessiz tadlarından
Bekleyişin ve acıların
uğultusudur yalnızlıklar
Kimi kez kuşatabilir büsbütün
doğayı, aşkı ve yaşamı
Söyle bana yine de söyle
Ömrümüz mü aşk mıydı biten
Savruluyor ömrün gibi bütün düşlerin
Eksiliyor güzel olan, solup gidiyor
Yaşanmamış aşklar kadar sisli anılar
Gün bitince birer çığlık oluyor
Yaşamak belâlı bir hâl alırken
acıyla doluyor günlerin sarnıcı
Karanlık ve hantal gövdesiyle
çöküyor omuzumuza günlerin kahrı
Yine sensiz geçiyor
Yine sensiz bu mevsim
Sevenleri göç etmiş
Tenha yollar gibiyim
Düşle gerçek nerde başlar
Bilmiyorsun ki ah ey kalbim
Uçurumlar gibi susuyorsun yine
bir şeyler var değişecek
bir şeyler var
değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak
Acının çektiklerine dönüyorsa günler
hesabı tutulsun diyedir biraz da
ve aşk, kavga kadar kaçınılmaz
yaşamak kadar anlamlıdır şimdi
Her şey hızla değişmeye durdu apansız
sevgiler, bekleyişler, umutlar da öyle
Hızla değişmekte yaşamak denilen şey
o sonsuz akışın gürültüleriyle
Pervasız bir avcı gibi bazen
Bütün yolları tutabilir şiir
O zaman onun menziline ancak
Sevdayı kuşanarak girilebilir
Biz ki acılarla olgunlaştık
biliriz kederi, kahrı ve zulmü
aşkı ve hicranı da biliriz
nice onmaz denilen yarayı
acılarla sargılamadık mı
Kitaplar yazmaz belki
unutulmuştur o sayfalar
ama sorulsa bir ozana
dağların da dostu vardır
diyecektir fısıldarcasına
dağlar da dosttur kimilerine
Çünkü boğulabilir insan
yalnız kendini düşünmekten
Kapağı açılmayan kitaplar
unutulmuş aşklar gibidir
Anımsanan ne varsa şimdi
biraz acıya dönüktür yüzü
ve solgun bir gülümseyiş
gibi sararken sessizliği
taşır bekleyişin gizinde
aşkın saklı yalnızlığını
Bir bardak demli çay
burukluğu gibi kalsın
gecenin ve sabahın tadı
yaşasın anılarımızda
Bekleyişin ve acıların
uğultusudur yalnızlıklar
Birilerine çarpmamak için
dikkatle yürüyorum
sudan çıkmış balık gibi aptallaşıyorum
her adımda
Uzun sürmüş bir hastalıktan
yeni kalkmış gibiyim
sendeliyorum hâlâ
ayakta duramıyorum
Konuğum ol, oturup
konuşalım bir akşam
ve uzatalım geceyi
sözün çubuğunu yakarak
Uzak dağbaşları
yalnızlıklar getirir aklına
bir de efkârlı türküleri
ve senin yalnızlığın
ancak dağlara sığabilir
Bir de türkülere
ve şimdi hayat
acı yeşil
bir keder renginde
Kapağı açılmayan kitaplar
unutulmuş aşklar gibidir
Kitaplardan söz edelim
ve onların gizli kalmış
sessiz tadlarından
Sabaha doğru perdeyi
aralayıp ufka bakalım
ve bir çocuk gibi
hayretle seyredelim
güneşin kızıllığını
Öfkeyi kollayarak sakin
kalabilmenin zamanıdır
Biliriz ki bizimledir doğanın
ve sevdanın gülümseyen sevinci
ve onlar sahip çıkacaktır bize

Biz ki acılarla olgunlaştık
biliriz kederi, kahrı ve zulmü
aşkı ve hicranı da biliriz
nice onmaz denilen yarayı
acılarla sargılamadık mı

Ve ölesiye bağlıyızdır
sevdamızı paylaşan
uzak ve yakın dostlara
ki ahde vefa denilen şey
bizimle girmiştir kitaplara

Ama neler getireceğini yarının
ve neler alacağını bizden
hesaplamanın zamanıdır
bel bağlayamayız çünkü
feleğin ve zalimin insafına

Geçmişe bir el sallayıp
yaşanan günleri konuşalım
ve günlerin üstüne çöken
dumanlı, isli havaları
Ama acılara alışılmaz
birşeyler var değişecek
birşeyler var
değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak
Konuşulmadan kalan
daha çok şey vardı
diye düşünerek çıkalım
güneşle kucaklaşan balkona
Üşütmesin sabah serinliği
– Korkaktır hain olan
Bekleyişin ve acıların
Uğultusudur yalnızlıklar
Bir çiçek bile doldurabilir
Uçurumların derin oyuklarını
Bekleyişin ve acıların
uğultusudur yalnızlıklar.
Seninle hayat yaşanmaz…
Sesin bir fesleğen olup kokardı…
Çünkü boğulabilir insan yalnız kendini düşünmekten…
Göğe bak dostum göğe,
Unutma, dünya senindir.
Bir şeyler var değiştirmemiz gereken; önce acılardan başlanacak.
Kapağı açılmayan kitaplar unutulmuş aşklar gibidir.
Bekleyişin ve acıların uğultusudur yalnızlıklar.
Anımsanan ne varsa şimdi,
Biraz acıya dönüktür yüzü…
Acılar bitecek bir gün
sevgiler çiçek açacak.
Bahar geldiğinde
kırlara çıkacaksın
dizboyu otlar üstünde
koş koşabildiğince
ve sakın yitirme neşeyi.
Yakın gelip uzak uzak dururdun
Keder dolu ömür geçti bilmedin
direnmektir artık
bekleyişin öbür adı
Kalırsa bir sevda kalsın
Dönüp bakma, yokolsun her şey
Gelmeyecek sanki yolu bunca gözlenen
Bilirim aşk vefadır, ömür de
Sarıyor bir hüzün, gözlerin dalıyor
Yaşanmamış aşklar kadar sisli anılar
Gün bitince birer çığlık oluyor
Suçlama beni
böyle bırakıp
gidiyorum diye
bağrımı yakan
bir yaradır
bu ayrılık şimdi
Dinle doğayı dinle bir kez
Nasıl sarıyor herşeyi birden
Aşktır onun tarihçesi
ve aşk, kavga kadar kaçınılmaz
yaşamak kadar anlamlıdır şimdi
Bekleyişin ve acıların uğultusudur yalnızlıklar
Sokaklardan caddelerden
Akıp duran sevgilerden
Ürküyorsan korkuyorsan
Seninle yollar yürünmez
Göğün en yüksek yerinden
itilivermişim bir boşluğa
tutunacak dal ararım
nereye düşeceğimi bilmeden
aşk da yaralıdır artık, doğa da
ve biraz kan rengindedir gökyüzü
İstersen bir türkü tuttur
ve kalkıp yeniden başla
günün gecikmiş işlerine
yaşam ertelenemez çünkü
Söylenecek bir şey yok artık
Yok oluyor her şey aşk en başta

Gidilecek bir yer yok artık
Yok oluyor her şey aşktan başka

Geçti yıllar geçti bir bir
Soluk soluğa geçti yıllar
Her şey hızla değişmeye durdu apansız
sevgiler, bekleyişler, umutlar da öyle
Bitiyor bu masal düşlerin bitiyor
Kalmıyor tek anı tek bakış bile