Marina Fiorato kitaplarından Şifacı kitap alıntıları sizlerle…
Şifacı Kitap Alıntıları
&“&”
Sıhhatli olmanın nasıl bir his olduğunu artık hatırlayamıyordu bile. Sağlık onun için bir daha asla ziyaret edemeyeceği başka bir ülke gibiydi. İyileşmeyi istemek onun için çok büyük bir dilekti. Ölmek daha basit geliyordu. Sonunda geri dönüşü olmayan o noktaya varmıştı. Gözlerini kapadı ve son bir kez daha akıntıya kapılmayı diledi."
Denizin üzerinde süzülen bir şehir gördün mü hiç? Çömelmiş gibi duran kubbeler yerine mızrak gibi yükselen kuleler gördün mü? Kavissiz, dümdüz bir bıçağa denk geldin mi? Mücevher gibi parlayan bir cam ya da taşları dantel gibi ince işlenen bir saray gördün?"
Işık sönüyor, diye düşündü ani bir telaş içinde, ben de öyle.
Söylenmemiş cümleler için kendine eziyet etmeyecekti.
Yarının ne getireceğini kimse bilemez ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorundasın.
Kendini temizle, temizle ki Allah da hepinizi temizlesin. "
Bana acıma…Bunca yıldır bir tesellim vardı ki o da günlerimi aydınlatan bir çocuğumun olması .."
“ Din mi değiştirdin? ”
“Evet,” diye cevapladı. “Ben Tanrım’ı sevmiyordum, ama Feyra kendisininkini seviyordu.”
“Evet,” diye cevapladı. “Ben Tanrım’ı sevmiyordum, ama Feyra kendisininkini seviyordu.”
Işık sönüyor, diye düşündü ani bir telaş içinde, ben de öyle."
O kadar da büyük bir günah değildir belki de," dedi. "Ne de olsa arada aşk var."
Denize alışmak nasıl zaman alıyorsa, karaya alışmak da bir o kadar zaman alır."
Ölüm, örtünmüş ve siyahlar içindeydi.
Kelimeler idam edilmiş insan bedenleri gibi aralarında asılı kaldı. "
Her borç zamanı geldiğinde ödenir. "
Işık sönüyor, diye düşündü ani bir telaş içinde, ben de öyle."
Acaba bir gün biri, beni tüm benliğimle kabul etmek isteyecek mi diye sordu kendi kendine.
Yarının ne getireceğini kimse bilemez
Ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorunludasın.
Ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorunludasın.
Bir gün sonra bizi neyin beklediğini kimse bilemez, ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorundasın.
Yarının ne getireceğini kimse bilemez ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorundasın.
Yarının ne getireceğini kimse bilemez ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorundasın.
Onlar kendi kafalarından uydurdukları ilaçlarını ,tedavilerini pazarlayarak altın kazanırken bazı vatandaşlar yaşayacak ,bazılarıysa ölecekti.
Bu hekimler üçkağıtçı ve şarlatandı. Ayrıca ,her biri diğerine göre dah çok kendini beğenmişti..
Hz. Muhammed, Allah’ın bu dünyaya çaresi olmayan bir hastalık göndermeyeceğini söylerdi,"dedi Feyra. "Acaba bu çare hastalığın kendinde olamaz mı? "
Yarının ne getireceğini kimse bilemez ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorundasın.
Bürokrasi, gerçekten, Venedik hakkındaki en yorucu şeydi.
… &” Düşünüyorum da…&” dedi Annibale, hiçbir selamlama cümlesi kurmadan, &”bir hikâyeye ihtiyacın olacak, Valnetti’nin dört hırsızı gibi; kutsal bir ağaç veya sihirli bir kuyu gibi bir şey. İnsanları senin ilacına inandıracak bir efsane. İnsanları ilaçlar değil, hikâyeler etkiler. &”
Ve şehirde veba olduğu bir duyulursa, işler iyice kötüleşecek. Ölümün gölgesi insana garip şeyler yaptırır. İnsanlar kanunları tanımaz. Kendilerini sinirlenmek, çalmak, yalan söylemek zorunda hisseder ve kazanabiliyorken para kazanmak isterler.
Her borç zamanı geldiğinde ödenir.
…
Bir sorunun çözümü genelde en basit olandır.
Bir sorunun çözümü genelde en basit olandır.
Yarının ne getireceğini kimse bilemez ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorundasın.
Yarının ne getireceğini kimse bilemez ama umutlu ve cesur olup her şeyin yolunda gideceğine güvenmek zorundasın.