İçeriğe geç

İki Gözüm Galibem Malta Sürgününden Mektuplar Kitap Alıntıları – Fethi Okyar

Fethi Okyar kitaplarından İki Gözüm Galibem Malta Sürgününden Mektuplar kitap alıntıları sizlerle…

İki Gözüm Galibem Malta Sürgününden Mektuplar Kitap Alıntıları

&“&”

Cenabıhakk’tan en çok temenni ettiğim şey, seni bana bir an evvel kavuşturmasıdır.
Kitap okumayanların vakitlerini nasıl geçirebildiklerine hayretteyim.
Mamafih dün gece rahat uyudum desem yalan söylemiş olurum. Sivrisinekler öyle bir hücum ettiler ki sabaha kadar gözlerimi kapamak mümkün olmadı.
Ben senden fersah fersah uzaklaştıkça sana olan merbutiyet [bağlılık] ve muhabbetim o nispetle tezayüt ediyor [artıyor].
Senden ayrı yaşamak benim için tahammül edilebilir bir hayat değildir.
Senden istediğim şey muhabbetime itimat etmen ve ona dair cüzi olsun mukabele etmendir.
Mütemadiyen seni düşünüyorum. Seninle beraber geçirdiğim zamanların ne büyük bir saadet olduğunu şimdi daha iyi takdir ediyorum.
Bu dünyada hak ve adalete karşı vicdan-ı beşerin [insan vicdanının] bu derece gayrimütehassis olacağını [hissizleşeceğini] asla tahmin etmezdim.
İlahi adaletin, zalimleri bir an evvel tecziye etmesine [cezalandırmasına] duadan başka yapacak bir şeyim yoktur.
Seni görmek iştiyakımdan başka hiçbir sıkıntım yoktur. Fakat bu sıkıntı kâfidir.
Burada insanın istediği kitabı aylarca tedarik edemeyeceğini söylersem mazhar olduğumuz müşkilatın derecesini anlarsın.
İstanbul’da hayatın pek pahalı olduğunu işitiyorum. Ümit ederim ki sıkıntı çekmiyorsunuz.
Geçen sene bu zaman nerede idik? Bir seneden beri ne azim tahavvül [büyük değişiklik] değil mi? İnşallah ileride daha mesut ve daha şatır [neşeli] günler geçireceğiz.
Yanlış öğrenilen şeylerin bilahare tashihi [sonradan düzeltilmesi] pek müşküldür.
Bütün düşüncem senin saadetindir. İnşallah kariben [yakında] serbest olup seni bütün kuvvetimle mesut ederim. Hiç sıkılma, daima mesut ol. Sonra hatırla, bunlar geçici günlerdir.
Bütün seyahat müddetince seni düşünmekten başka bir şey yapmadım.
Ancak mektuplar yetişir bu ayrılığın sıkıntısına.
İki gün evvel Cemal Paşa’nın Berlin’de bir Ermeni tarafından katledildiğini işittik,pek ziyade üzüldüm. İnşallah doğru değildir.
Kitap okumayanların vakitlerini nasıl geçirebildiklerine hayretteyim.
Seni kollarım arasına almak ve yüzlerce öpmek arzusuna bir türlü mukavemet edemiyorum. Yegâne emelim bir an evvel seninle birleşmektir sevgilim.
Seni bütün iştiyakımla deraguş eylerim sevgilim.
Herkes bilir ki ben Yıldız Sarayı’ndan yalnız Abdülhamid’i aldım ve hemen Selanik’e götürdüm. Bu bir tarihi vaka olduğu halde benim gıyabımda Yıldız’da olan biten şeyderden beni mesul tutmaya çalışmak, ancak İstanbul’daki ricalin elinden gelir.
Bana vaktiyle İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne mensup olmak gibi bir muhayyel cürümden başka bir şey atfedemezler.
Milli hareketin muntazam teşkilat sayesinde pek büyük bir kuvvet ve nüfus kazanarak milletin emellerine İstanbul’dakilerin boyun eğmesini temin eylediğini anlıyoruz.
Bu büyük harpte milyonlarca kişinin uğradığı felaketlerden benim nasibime düşen de bu imiş.
Senin gibi bir saadet menbaından beni haksız yere uzak bulunduran zalimlerin aynı akıbete duçar olmalarını temmeni ederim.
Burada herkes rüyada avdeti görüyor. Çünkü rüya burada pek mühim bir havadis menbaı olmuştur.
Elbette zulüm ve garez memleketimizde ebediyen cari olmayacaktır.
Ben senden fersah fersah uzaklaştıkça sana olan merbutiyet [bağlılık] ve muhabbetim o nispette tezayüt ediyor [artıyor].
İnsanların hak ve adalete karşı bu kadar lakayt kalacaklarını ve bilhassa bu muameleyi reva görenlerin en çok hak ve adalet taraftarı olduklarını ilan edenlerin kendileri olacağını hiçbir zaman tahmin etmezdim.
Seni düşünmek, fikrimin en esaslı meşguliyetidir.
Ümit ederim ki iyi bir haber alırım. Çünkü ümit olmasa burada hayatımız pek acı olacaktır.
Diş ağrısına tutulanların vay haline!
Burada herkes rüyada avdeti görüyor. Çünkü rüya burada pek mühim bir havadis menbaı olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir