İçeriğe geç

Foundation and Earth Kitap Alıntıları – Isaac Asimov

Isaac Asimov kitaplarından Foundation and Earth kitap alıntıları sizlerle…

Foundation and Earth Kitap Alıntıları

&“&”

Bilmediğim şeylerin çokluğuna şaşırmamak elde değil.
Özgürlüğün ne olduğunu bilmiyorsunuz. Bütün hayatınızı yığınlar içinde yaşadınız; yaşamaktan tek anladığınız sürekli olarak en küçük meselelerde bile zorlanmak, isteklerinizi başkalarının isteklerine uyacak şekilde değiştirmek ya da bir o kadar kötüsü, günlerinizi diğerlerinin isteklerini sizin isteklerinize uyacak şekilde değiştirmeye zorlayarak geçirmek. Bu şekilde özgürlük nasıl mümkün olur ki?
Yarı insanlar biyolojik döllenmenin yanında gelen zevkten vazgeçemiyorlardı. Bunun sonucu olarak da sapık duygusal bağlar gelişiyordu ve özgürlük ortadan kalkıyordu.
“Bilginin olmadığı yerde hep eylemi batıl itikat yönlendirir..”
“Kendine fazla güvenmek akıllıca değildir..”
“Her toplumun nüfusunu kendine uyacak şekilde kalıba soktuğu iddia edilebilir. O toplum içinde mantıklı olan ve her bireyi sıkıca toplumun ihtiyaçlarına bağlayan gelenekler gelişir..”
“Her insanın kendi mutluluğunu kendi yöntemiyle bulması gerektiğini düşündü.. “
Hangi dünyanın insanları rahat, sıcak ve ne kadar mantıksız olursa olsun basmakalıp inancı belirsizliğin dondurucu rüzgârlarına tercih etmez ki?
Bilginin olmadığı yerde hep eylemi batıl itikat yönlendirir.
Özgür işbirliğinde bir düzensizlik unsuru olduğunu kabul etmek gerek, fakat bu yenilik ve değişim getirmek için ödenmesi gereken bir bedeldir. Bütüne bakıldığında mantıklı bir bedel.
&‘Anakreon’da Anakreonlular gibi yap.’
Bütün hayatınızı yığınlar içinde yaşadınız; yaşamaktan tek anladığınız sürekli olarak en küçük meselelerde bile zorlanmak, isteklerinizi başkalarının isteklerine uyacak şekilde değiştirmek ya da bir o kadar kötüsü, günlerinizi diğerlerinin isteklerini sizin isteklerinize uyacak şekilde değiştirmeye zorlayarak geçirmek. Bu şekilde özgürlük nasıl mümkün olur ki? Özgürlük tam istediğin gibi yaşamak değilse nedir? Tam istediğin gibi!
Gerçeğe imkansız demek istiyorsanız bu hakkınız, fakat sizi bir yere götürmez.
Bilginin olmadığı yerde hep eylemi batıl itikat yönlendirir.
(…) Özgürlük tam istediğin gibi yaşamak değilse nedir? Tam istediğin gibi!"
Eğer bir insanı öldürmek istersen bir parmağına ya da topuğuna degil kalbine saldırırsın."
Çünkü özgürlüğün ne olduğunu bilmiyorsunuz. Bütün hayatınızı yığınlar içinde yaşadınız; yaşamaktan tek anladığınız sürekli olarak en küçük meselelerde bile zorlanmak, isteklerinizi başkalarının isteklerine uyacak şekilde değiştirmek ya da bir o kadar kötüsü, günlerinizi diğerlerinin isteklerini sizin isteklerinize uyacak şekilde değiştirmeye zorlayarak geçirmek. Bu şekilde özgürlük nasıl mümkün olur ki? Özgürlük tam istediğin gibi yaşamak değilse nedir? Tam istediğin gibi!"
Birazcık şans hiç şans olmamasından iyidir."
Bilginin olmadığı yerde eylemi hep batıl itikat yönlendirir."
Yalnızca adil ve mantıklı olduğunu düşündüğümüz kurallara uyarsak ortada hiçbir kural kalmaz, zira kimilerinin adaletsiz ve mantıksız bulmayacağı hiçbir kural yoktur. Ve eğer kendi bakış açımıza göre bireysel çıkarımızı ön plana çıkarırsak her zaman engelleyici bir kuralın adaletsiz ve mantıksız olduğuna inanmak için sebepler buluruz. O zaman da zekice bir numara olarak başlayan şey anarşi ve felakete yol açar, zeki numaracı için bile, çünkü o da toplumun çöküşünden kurtulamaz."
Doğal olarak erdemlerimizi kusurlarımıza oranla daha net görebiliyoruz. Doğru olanı yapmayı çok istiyoruz, ille de bize doğru görünen şeyi değil, nesnel olarak doğru olanı, tabii nesnel olarak doğru diye bir şey varsa."
“Herhalde tarihi silmek kolay bir iş değildir,” dedi Trevize.

“Birçok bakımdan değildir,” dedi Pelorat, “fakat kararlı ve güçlü bir yönetim onu çok zayıflatabilir. Eğer yeterince zayıflarsa eski tarih dağınık kaynaklara bel bağlamaya başlar ve genellikle bozularak halk hikâyelerine dönüşür. Böyle halk hikâyeleri her zaman abartılarla dolu olacak ve muhtemelen bölgeyi gerçekte olduğundan daha eski ve güçlüymüş gibi göstereceklerdir. Ve belli bir efsane ne kadar aptalca ya da görünüşte ne kadar imkânsız olursa olsun, oranın insanları arasında ona inanmak bir yurtseverlik meselesi hâline gelir.

“Ama arada bir ıslanmak keyif vermez mi?”

“Kesinlikle. Ama yağmur istediği zaman değil, kendim istediğim zaman.”

Hangi dünyanın insanları rahat, sıcak ve ne kadar mantıksız olursa olsun basmakalıp inancı belirsizliğin dondurucu rüzgarlarına tercih etmez ki?
Bilginin olmadığı yerde hep eylemi batıl itikat yönlendirir.
Hiçbir şey bilmediğin için ne kadar da kolay konuşabiliyorsun,"
Hayaller imkansız olabilirler ama yine de kurulurlar."
Ama arada bir ıslanmak keyif vermez mi?"
"Kesinlikle. Ama yağmur istediği zaman değil, kendim istediğim zaman."
…her insanın kendi mutluluğunu kendi yöntemiyle bulması gerektiğini düşündü.
Bu bilgiyi verdiğin için sana minnettarım. Yine de şunu anlamalısın: Bir analoji kullanmak gerekirse, koku alma duyumu geliştirmenin sağlayacağı avantajın düşüncesi benim için insanlığımdan vazgeçip bir tazıya dönüşmek için yeterli bir motivasyon olmayacaktır."
Yalnızca adil ve mantıklı olduğunu düşündüğümüz kurallara uyarsak ortada hiçbir kural kalmaz, zira kimilerinin adaletsiz ve mantıksız bulamayacağı hiçbir kural yoktur.
Yaygın inanç evrensel olsa dahi tek başına kanıt değildir.
Hangi dünyanın insanları rahat, sıcak ve ne kadar mantıksız olursa olsun basmakalıp inancı belirsizliğin dondurucu rüzgarlarına tercih etmez ki?
Bilginin olmadığı yerde hep eylemi batıl itikat yönlendirir.
Önce ve en çok kendimizi düşünüyoruz. Kendimizi savunmak yapımızın birinci kuralı, bu var olan diğer herkese zarar vermek anlamına gelse bile.
O kazanma umudu olmadan olduğu gibi biriyken ben kaybetme korkum olmadan olduğum gibi biri olduğum için beni utandırıyor.
Ne saygı duyuyorum, ne de lanetliyorum. Bilginin olmadığı yerde hep eylemi batıl itikat yönlendirir." Vakıf ve Dünya, Isaac Asimov, Çeviren: Ulaş Apak / Sayfa 151
… Mantık ve adaletle oluşturulmuş kurallar şartlar değiştikçe yararsız hale gelebilir, fakat atalet nedeniyle yürürlükte kalabilirler. Bu durumlarda bu kuralların yararsız, hatta zararlı hale geldiklerini göstermek için onları çiğnemek yalnızca doğru değil, yararlıdır da, "
Bu, konuyla alakasız. Yalnızca adil ve mantıklı olduğunu düşündüğümüz kurallara uyarsak ortada hiçbir kural kalmaz, zira kimilerinin adaletsiz ve mantıksız bulmayacağı hiçbir kural yoktur. Ve eğer kendi bakış açımıza göre bireysel çıkarımızı ön plana çıkarırsak her zaman engelleyici bir kuralın adaletsiz ve mantıksız olduğuna inanmak için sebepler buluruz. O zaman da zekice bir numara olarak başlayan şey anarşi ve felakete yol açar, zeki numaracı için bile, çünkü o da toplumun çöküşünden kurtulamaz."
Özgürlük tam istediğin gibi yaşamak değilse nedir? Tam istediğin gibi!
Bütün hayatınızı yığınlar içinde yaşadınız; yaşamaktan tek anladığınız sürekli olarak en küçük meselelerde bile zorlanmak, istediklerinizi başkalarının isteklerine uyacak şekilde değiştirmek ya da bir o kadar kötüsü, günlerinizi diğerlerinin isteklerini sizin isteklerinize uyacak şekilde değiştirmeye zorlayarak geçirmek. Bu şekilde özgürlük nasıl mümkün olur ki?
Galaksi’nin ona iyi olmayı öğretmesini istemiyorum.
Hiç kimse bütün bilgileri bünyesinde barındıramaz.
Bilginin olmadığı yerde hep eylemi batıl itikat yönlendirir.
Her zaman zihinlerini genel düşünüş şeklinin karşısına koyan ve yalnızca kendilerinin haklı olduğunu, çoğunluğun haksız olduğunu düşünecek kadar küstah olan kişiler vardır.
Hayaller imkansız olabilirler ama yine de kurulurlar.
Eğer kendi bakış açımıza göre bireysel çıkarımızı ön plana çıkarırsak her zaman engelleyici bir kuralın adaletsiz ve mantıksız olduğuna inanmak için sebepler buluruz.
Bir toplumu bir arada tutan ve bağlayıp bir bütün haline getiren kurallardır.
Kendine fazla güvenmek akıllıca değildir.
Zaten bildiğin bir sonuca ulaşmak kolaydır.
“Yalnızca adil ve mantıklı olduğunu düşündüğümüz kurallara uyarsak ortada hiçbir kural kalmaz, zira kimilerinin adaletsiz ve mantıksız bulmayacağı hiçbir kural yoktur.”
Vakıf ve Dünya, Isaac Asimov
Bilginin olmadığı yerde hareketleri batıl inanışlar yönetir.
Eğer öyleyse, Yeryüzünün bulunduğu yer hâlâ bir sır olarak kalır.
Senden nefret ettiğini nereden çıkarıyorsun?"
Belki de bir kasırganın kenarından geçtik" dedi Trevize.
Neden bahsediyorsun, Janov?"

"Karanlığın içinde böyle koşuşturmamızdan.
Aşağı yönelip okyanusun derinliklerine dalabilir ve anında yok olabiliriz.,"

Ne kadar zaman alırsa alsın, yeter ki bundan sonra gideceğimiz yerde aradığımızı bulalım."
Söylemeye çalıştığın şeyi anlıyorum-ama bu, sözlerinden dolayı sana katılıyorum demek değildir."
Bliss yüzünü buruşturarak Düşünsene" dedi. "Üzerinde kimsenin yaşamadığı hemen hemen hiçbir gezegenin ekolojik dengesi, gerçek anlamda, yoktur. Eğer, üzerinde insanlığın geliştiği gezegen yeryüzü ise, böyle bir dengenin olması gerekir. İnsanlığın olmadığı zamanlarda uzun cağlar yaşanmış olmalı; ya da ileri bir teknolojiyi geliştirecek ve çevreyi değiştirecek bir takım türler. Bu durumda, doğal bir denge hiç değişmeyen bir doğal denge tabii ki- olmalı. Bütün diğer yerleşilmiş gezegenlerde, insanlar yeni çevrelerini yeniden titizlikle değiştirmişlerdir. Buralarda bitki ve hayvan hayatını oluşturmuşlardır. Ama ele aldıkları ekolojik sistem dengesiz kalmaya mahkumdur. Bu çevre, sınırlı anlamda yalnızca insanların istedikleri, türlere sahip olabilir ve ele alınmaya yanıt veremez.."
Suratlar anlamsız ya da ümitsizdi. Kadınların saçları kısa, erkeklerinki ise uzun fakat kısa kuyruklar halinde geriye doğru atılmıştı. Sanki zihinlerde bir mesele varmış ve başka hiçbir şeye yer yokmuş gibi hiç kimse yanından geçenlere bakmıyordu.
O zaman her hırsız ve katil insanlığa hizmet ettiğini iddia edebilir."
Bu, kanunun dışında bir şey. Sadece doğru ve mantıki olduğunu sandığımız kurallara uyarsak, insanlara göre yanlış ve mantıki olmayan hiçbir kural olmadığı için kural diye bir şey olmaz. Ve biraz önce olduğu gibi kendi avantajımızı kollarsak, bizi engelleyen bir kuralı yanlış ve mantıksız bulmak için daima bir sebep bulacağız demektir. Daha sonra kurnaz hileler, hatta uyanık düzenbazlar da anarşi ve sıkıntı yaratırlar; bu da toplumun çöküşüne engel olamaz."
Bir parça ciddileşerek Herhalde benzer şekilde bir masonluk da kadınlar arasında vardır ama kadın olmadığım için bunu yakından gözleyemedim."
Ama bu çok güzel. Bu konuyu daha önce tartışmayı isterdim. Böylece oldukça fazla bir fikir geliştirebilirdim."
Her halükarda ona ulaşmayı denemeli ve sonuçlarına katlanmalıyım. Zaten bu benim görevim.
İnanmadığımı söylemiyorum.
Şaşırtıcı, hepsi bu.
Onların inanmalarını istediğimiz şey, şüphesiz bu.
Biz yalnızca kendi başımıza kalmak istiyoruz ve uzay ötesinden başka nerede daha emin ve güvenli olabiliriz?
İnsanlar orada olduğumuzu düşünürlerse orada olmasak da oradaymışçasına iyi durumda oluruz."
Hayır, aziz dostum. Kararından tatmin olman için seni zorlamaya çalışmıyordum. Yapmaya çalıştığım şey, sadece görü…"
Sanırım bunun bir anlamı var!
Hafifçe yağmur yağıyordu.
Tarihin başlangıcından önce, insanoğlunun olayları hatırlamalarına karşın konuşamayacak kadar ilkel oldukları bir zaman olsa gerek. Konuşma yaratıldı, bu da düşüncelerin ifade edilmesinde ve bunların insanlar arasında transferinde kullanıldı. Olayları kaydetmek ve zaman boyunca nesilden nesile aktarmak için nihayet yazı icat edildi.
Bensadece mantıki ve güvenilir delillerin gösterdiği şeylere inanırım ve daha başka deliller buluncaya kadar bu fikrimden de şüphe ederim.
Inanç ve duygulara dayanan herhangi bir dogma başkaları üzerinde kullanılırken bile tehlike doğuracak bir silahtır, çünkü bu silahın kullanıcısına çevrilmeyeceği asla garanti edilemez.
Bütün tarihler bir bakıma efsanedir
Bilginin olmadığı yerde hareketleri batıl inanışlar yönetir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir