İçeriğe geç

Travma Kitap Alıntıları – Wulf Dorn

Wulf Dorn kitaplarından Travma kitap alıntıları sizlerle…

Travma Kitap Alıntıları

&“&”

İstediğimiz kadar mesafeli yaklaşalım, olaylar zaman zaman sınırlarımızı zorlar.
Onları her gün onlarca hayvan ve bitki türünün neslinin tükendiği bir dünyada yaşamaya mahkum ediyoruz.
Okyanuslarının zehirli olduğu ve havasını kirlettiğimiz, sanayi yüzünden iklim f elaketlerinin birbiri ardına geldiği bir dünyada …
V e bütün bunlar, mutluluğun sürekli gelişimle sağlanabileceği yalanına insanoğlunun kuşaklardan beri inanması yüzünden oluyor.
Vi cdanınızı rahatlatmak için ortaya attığınız bir iddia değil mi bu aslında? Bize yapılan kötülükleri sen de gördün. Tiksinmiştin, hatırlıyor musun? Öy­ lesine tiksinmiştin ki o dünyadan kaçıp göl kıyısının huzuruna sığınmak istedin. Ancak böyle sakin ve huzurlu yerler hayalden başka bir şey değil, gerçeklerden kaçarak her şeyi daha da berbat ediyorsunuz. Çünkü gerçekte hiçbir şeyi değiştirmiyor­ sunuz. Bunu sizin yerinize biz yapmak zorunda kalacağız. Ve siz olmadan yapacağız bunu!
Adına ne dersen de, diye sakin ve soğuk bir yanıt geldi. Ne demek istediğimi sen çok iyi biliyorsun. Dünyanın her yerinde bize korkunç şeyler yapıyorsunuz. Neden peki? Çünkü sizin için önemli olan kendi hayatınız yalnızca. Refahınız, keyfiniz, fanatizminiz, kininiz.
Bizi böyle mi görüyorsun gerçekten, diye sordu Laura’nın içindeki çocuk. Bir erkek çocuğun sesiydi bu, oğlunun sesiydi.
Hem meraklı hem öfkeliydi. Bizim gerçekten canavar olduğu­ muzu mu düşünüyorsun?
Huzur ve gülmek çocuklara dair özellikler. Çünkü çocukken olaylara ve insanlara önyargısız yaklaşıyoruz ve her şeye, herkese şans tanıyoruz. Sonraları yaşamın gerçek doğasına tanıdıktan sonra resimlere gülen güneşler çizmekten vazgeçiyoruz. O zaman boya kutusundaki koyu renklere uzanıyoruz.
Bak, gördün mü? Kızımız her şeyi biliyor ve bir yurtse­ ver olarak görevlerine hazırlanabilecek yaşa çoktan geldi. Kim bilir, yavrumuz belki günün birinde orduya katılır? Büyükbaban görse seninle gurur duyardı tatlım. Lanet olası çekik gözlülerin vaktiyle canına okumuştu o, aynı şekilde büyük büyükbaban da lanet olası Yerlilerin hakkından geldi.
Ama Hıristiyanlar olarak Ef e ndimizin buyruklarına uymalı ve düşmanlarımızı sevmeliyiz, dedi. Bu sözler, annesinin kaf a tuttuğu hissini uyandırmıştı Lucy’de. "Düşmanlarınızı sevin, der Hazreti İsa. Size sövenleri kutsayın, size kin besleyenlere iyilik yapın." Babası gözlerini kaydırdı, yumruklarını masanın üzerine bastırdı ve karısına öfkeli gözlerle baktı.
"Tanrı aşkına Norma, ciddi olamazsın! Sen onlara iyi dav­ randın diye Rusların ya da Taliban’ın yok olup gideceklerini mi sanıyorsun? Gerçek dindarlar olarak Tanrı’ya bir borcumuz var bizim. Onun isteklerini gerekirse silahla savunmak zorun­ dayız. Rahip Jones’un dediği gibi: Şeytan, yeryüzünde dolaşıp birçoklarının gözünü boyuyor. Bak, ülkemiz ne hale geldi! Dürüst insanlar işsiz kaldı. Ama ortalıkta yığınla doğaya aykırı yaratık dolaşıyor, üstelik şimdi evlenmelerine ve evlat edinmelerine bile izin çıktı. Bu da yetmiyormuş gibi ülkemizi bir zenci yönetiyor.
Tanrı’nın isteği kesinlikle bu olamaz!"
Psikanalizde içimizdeki çocuktan söz ederiz. Varlığını içimizde yaşam boyu sürdürür bu çocuk.
Ancak yetişkinliğin getirdiği koşullar ağırlaştıkça onu gitgide daha az algılarız.
Ölümlü olduğumuzu bilmek bize doğru olanı yapmayı öğretir,
İlk izlenime ikinci bir şans verilemez
Kitap, iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima ya­ nındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar. Kapağını aç, ardından da ruhunu.
Kitap iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima yanındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar. Kapağını aç, ardından ruhunu.
Bu çocukların ne ten renkleri ne dil ne de kültürel farklı­ lıkları umurlarında, …
Onlar sadece çocuk ve birlikte eğleniyorlar. Evet, kim bilir, belki günün birinde bu dünyayı daha iyi bir yere gerçekten dönüştürebilirler.
İnsan bitkinse ve stres altın­ daysa bir anda kolayca paranoyak eğilimler gösterebiliyor
gözleriniz sizi yanıltabilir ama hisleriniz asla
şu hayatta id­ rak ettiğim en önemli şeylerden biri, gerçeğin daima, her türlü kurmacadan kat kat daha zalimce olduğudur.
İnsan zaman zaman aile kozasına çekilmesinin yanlış bir yanı yoktu. Aksine, bu dünyanın zorluklarına göğüs gerebilecek gücü insan ancak evinde depolayabiliyordu.
İnsan güvendeyse ve başkasının yerinde değilse her şeyin doğrusunu biliyor.
Yaş almak lütuf ama yaşlanmak bir lanet…
Huzur ve gülmek çocukluğa dair özellikler, çünkü çocukken olaylara ve insanlara önyargısız yaklaşıyoruz ve her şeye herkese şans tanıyoruz. Sonraları yaşamın gerçek doğasını tanıdıktan sonra resimlere gülen güneşler çizmekten vazgeçiyoruz. O zaman boya kutusundaki koyu renklere uzanıyoruz.
“Aklımı oynattığımı düşünebilirsiniz doktor ama bu kızdan korkuyorum. ”
“Yer burası, zaman şu an, yolculuk ise karanlıklar diyarıdır. Şimdi tanığı olduğumuza göre bu yolculuk bizim yolculuğumuz olabilir.”
Bir kitap sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar.
Ölümlü olduğumuzu bilmek bize doğru olanı yapmayı öğretir," dedi.
Ve doğrudur, ey layık olmayanlar, zaman imtihan zamanı­dır. Bize lütfettiği her gün yeni bir imtihandır. Ve bu kez, O’nun öcünü alma şerefi sana verilmiştir."
İnsanların arzularını uyandırarak kendime çıkar sağladım.
Üstelik hiç ihtiyaçları olmayan şeylere karşı. Onları ne mutlu ne de huzurlu kılabilecek şeylere karşı. En azından uzun vadede.
Kitap, iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima ya­ nındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar. Kapağını aç, ardından da ruhunu.
İnsanın ansızın daha yoğun koku alabilmesi ve daha yo­ğun hissedebilmesi için akıl hastası olması gerekmiyor, biliyor musunuz?"
Onlar sadece çocuk ve birlikte eğleniyorlar. Evet, kim bilir, belki günün birinde bu dünyayı daha iyi bir yere gerçekten dönüştürebilirler.
Kadın, O ve siz deli olduğumu düşünmeseniz burada ol­mazdım," dedi. "Göreviniz aklımı oynattığımı doğrulamak, öyle değil mi?"
&” Aklımı oynattığımı düşünebilirsiniz doktor ama bu kızdan korkuyorum.
Kitap, iyi bir arkadaş gibidir …
İyi günde kötü günde daima yanındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar …
Kapağını aç, ardından da ruhunu."
Doğru karar başarının yarısıdır ve insanın öğrenemeyeceği hiçbir şey yoktur."
Kitap, iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima yanındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar. Kapağını aç, ardından da ruhunu.
Çünkü onlar sana ikinci bir şans vermez."
Anlayacağın, inanmak istediğimiz kadar mükemmel değiliz.."
Anlattıklarınıza göre çocuklar bizi bencil olmakla ve sonraki kuşakları umursamamakla itham ediyorlar. Bizi zalimce davranmakla, cinayet işlemekle ve gezegenimizin kaynaklarını kurutmakla suçluyorlar. İnsanoğlunun, bakış açısını acilen değiştirmezse kendi kendini yok edeceği de doğru.

1000Kitap

Travma, Wulf Dorn

Kitap, iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima yanındadır,sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar.Kapağını aç, ardından da ruhunu

Travma, Wulf Dorn

İnsan bir yerden sonra her şeye hazırlıklı olduğunu düşünüyor. Şaşırabileceği bir şey kalmadığını sanıyor. Ama yanılıyoruz işte…"
Olanları artık değiştiremeyiz. Ama hiç değilse geleceği değiştirmek için bir şansımız vardır belki. İnanın bana, böyle bir şansı ele geçirmekten başka bir isteğim yok bu hayatta. Hepimiz için.
Kitap, iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima yanındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar. Kapağını aç, ardından da ruhunu.
İnsan, acıya katlanmayı öğrenmeliydi. Yoksulluğun kaderiydi bu.
…gözleriniz sizi yanıltabilir ama hisleriniz asla…"
Kitap, iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima yanındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar. Kapağını aç, ardından da ruhunu."
Kızı yaşamının en önemli dersini alıyordu şimdi: İnsan,acıya katlanmayı öğrenmeliydi.
En tehlikelisi, umudunu yitirmiş bir çocuktur.Bir çocuğun yaşamında pek çok zor an yer alır ancak onun umudunu yitirmesine asla izin verilmemelidir."
Alfred ADLER
… şu hayatta idrak ettiğim en önemli şeylerden biri, gerçeğin daima, her türlü kurmacadan kat kat daha zalimce olduğudur.
İnsan güvendeyse ve başkasının yerinde değilse her şeyin doğrusunu biliyor."
İnsanlar­dan uzaklaşmam gerekiyor. Kendime gelebilmek için yalnız kalmalıyım.
Dünyadaki her şeyin iki yüzü vardı ve her iyiliğin ardında daima bir nebze kötülük de gizliydi.
Çıldırmış. Bütün dünya çıldırmış. Dünya tımarhaneye dönmüş.
İnsan, acıya katlanmayı öğrenmeliydi. Yoksulluğun kaderiydi bu.
Çünkü beyin, özellikle kontrolden çıktığı zamanlarda her şeye muktedirdi.
Psikologlar da insandır, demişti Robert’in hocası bir gün. İstediğimiz kadar mesafeli yaklaşalım, olaylar zaman zaman sınırlarımızı zorlar.
Biz her yerdeyiz. Artık kuralları biz koyacağız. Gelecek bizim.
İndirimli bir ürün satın almak, beynin bir doz eroinle harekete geçen aynı bölgelerini kışkırtıyordu.
Çocukluktan henüz çıkmış gençlerden emeklilere kadar herkes, modern çağın avcısı ve toplayıcısıydı; duvar afişlerinde, bilgi ekranlarında ve ışıklı panolarda tanıtımı yapılan ucuz malları bulmaya çıkmışlardı.
Yaşadığı yerde kadınlara uygun bir iş kalmamıştı. Savaş ülkeyi kurutmuştu, hükümetin anlatıp durduğu refahtan eser yoktu.
Huzur ve gülmek çocukluğa dair özellikler, diye düşündü Su. Çünkü çocukken olaylara ve insanlara önyargısız yaklaşıyoruz ve her şeye, herkese şans tanıyoruz. Sonraları yaşamın gerçek doğasını tanıdıktan sonra resimlere gülen güneşler çizmekten vazgeçiyoruz. O zaman boya kutusundaki koyu renklere uzanıyoruz."
Hayattan çok bunalırsan işine sığın.
… Tamam, biz kadınlar hala taş devri yöntemlerine göre çocuk doğuruyor olabiliriz. Ama erkeklere kıyasla bizler ciddi bir ilerleme kaydettik…"
Bu çocukların ne ten renkleri ne dil ne de kültürel farklılıkları umurlarında. Onlar sadece çocuk ve birlikte eğleniyorlar.
İlk izlenime ikinci bir şans verilmez."
İnsanlardan uzaklaşmam gerekiyor. Kendime gelebilmek için yalnız kalmalıyım."
Ölümlü olduğumuzu bilmek bize doğru olanı yapmayı öğretir."
İnsanoğlunun, bakış açısını acilen değiştirmezse kendi kendini yok edeceği de doğru."
Sonra bahar gelir, her şey yeniden canlanırdı. Doğanın bitmek bilmez döngüsüydü bu. Gelgelelim doğa için geçerli olan, insanlar için geçerli değildi."
Kitap, iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima yanındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar. Kapağını aç, ardından da ruhunu."
İnsan, güvendeyse ve başkasının yerinde değilse her şeyin doğrusunu bilir.
Ölümlü olduğumuzu bilmek, bize doğru olanı yapmayı öğretir.
İlginç, insan ne kadar az eşya ile yetinebiliyormuş meğer.
Etiketler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir