İçeriğe geç

Korku Siyaseti ve Siyaset Korkusu Kitap Alıntıları – Halis Çetin

Halis Çetin kitaplarından Korku Siyaseti ve Siyaset Korkusu kitap alıntıları sizlerle…

Korku Siyaseti ve Siyaset Korkusu Kitap Alıntıları

&“&”

Machiavelli devletin ve yönetimin ilk doğuşuna dayalı cezalandırma korkusunu sürekli hale getirmek ister ve bunu her on yılda bir sisteme uymayanların idamdan geçirilmesi gerekliliği ile de teyit eder.
Bilim siyasal iktidarın kontrolünde en eski kutsallıklardan boşaltılan alanları doldurarak meşruiyetin en önemli aracı haline dönüşür. Bu durum Comte’un ifade ettiği şekliyle bilimin dinselleştirilmesidir bu dinselleştirme modernizmin ürettiği bir mitoloji olarak siyasal iktidarın meşrulaştırılmasının bir aracıdır.
Bütün siyasal iktidarlar bilginin efendisi egemeni olmak ister ve onu hizmetinde tutmak için gerçek bilginin belli miktarını devamlı kendi kontrolünde tutar. Böylece bilgi bir moral güç değil bir İktidar gücüne dönüşür.
Bizim grup için hem yeni bir tarih hem de yeni bir kimlik inşasında kullanılan bir başka kaynak savaşlardır. Savaş hem öteki grubu lanetlemek hem bizim grubumuzu mitsel bir statüye dönüştürüp kutsamak hem de biz" duygusunu güçlendirmek için kullanılır.
Bir ulusun kendi kimliğini oluşturmasına yardım eden genellikle diğer ulusların olumsuz özellikleridir. Düşman yaratmadan dost, kirlilik yaratmadan temizlik, kötülük yaratmadan iyilik ve korku yaratmadan güvenlik düzeni kurulamayacağına inanan devletler hep bir öteki inşasına girişirler. Takdire ve güvene değer tüm özellikler bizim ulusa aitken nefrete ve korkuya değer tüm özellikler öteki uluslara aittir.
Filler hep aynı su yolunu takip ederlerdi. Bunu keşfeden insanlar tuzaklarını bu su yolu üzerine kurarlardi. Kendileri de siyah kukutelalı &‘siyah’ elbiseler giyerler. Tuzağa düşen filleri günlerce aç bırakır ve başına, yüzüne, kulaklarına, hortumuna ve bacaklarına çelik kancali maşalar ve üzeri çivili sopalarla vurarak işkence edip onları ölüme terkederlerdi. Bu sopalara &‘terbiye’ sopası derlerdi. Fillerin ölüm, açlık, ve korkuya karşı dirençlerinin bittiği noktada siyah elbiseli aynı insanlar &‘beyaz’ elbiseler giyer ve filleri tuzaklardan kurtarır, yaralarını tedavi eder, karınlarını doyururlardı. Filler, hayatlarını borçlu oldukları bu beyaz elbiseli insanlara kayıtsız şartsız itaat ederlerdi."
Bütün siyasal iktidarlar bilginin efendisi egemeni olmak ister ve onu hizmetinde tutmak için gerçek bilginin belli miktarını devamlı kendi kontrolünde tutar. Böylece bilgi bir moral güç değil bir İktidar gücüne dönüşür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir