İçeriğe geç

Çocuğunuza Sınır Koyma Kitap Alıntıları – Robert J. Mackenzie

Robert J. Mackenzie kitaplarından Çocuğunuza Sınır Koyma kitap alıntıları sizlerle…

Çocuğunuza Sınır Koyma Kitap Alıntıları

&“&”

Cezaci yaklaşım,
Çoçukların sorumluluk alma ve öğrenme fırsatlarını yok eder.."
Çocuklar güç, kontrol ve otorite konusunda evde gözlemlediklerini hiç kaçırmazlar ve davranışlarını buna göre ayarlamayı öğrenirler."
Bütün çocuklar, kurallarımızı ve beklentilerimizi belirlemek için sınırları zorlar.
Sözlerimizle davranışlarımız birbirini tutarsa çocuklar sözlerimizi ciddiye alır ve kuralı anlarlar. Sözlerimizle davranışlarımız birbirini tutmazsa çocuklar dediklerimizi duymazdan gelir ve bildiklerini okurlar.
Piaget’in buldukları, çocuklarımıza kuralları nasıl öğreteceğimiz konusunda önemli ipuçları verir. Bunu iki temel yoldan yaparız; Sözlerimiz ve davranışlarımızla. İkisi de bir ders verir ama somut olan davranışlarımızdır. Sözler değil, davranışlar kuralları belirler.
Jean Piaget’in, çocukların zihinsel gelişimi ile ilgili araştırması; düşünme ve öğrenmenin, çocuklarda yetişkinlerden daha farklı olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Kullandığımız yöntemi öğretiriz. Yöntemin kendisi, onaylanabilir davranışlara dair bir mesaj verir. Çocukların yanlış davranışlarına son vermek için dayağı ya da kırıcı sonuçlara katlanma yöntemlerini kullanırsak sorunların dayak atarak ve karşı tarafa acı vererek çözülebileceğini öğretmiş oluruz. "
Tutarsızlık, sınırları zorlamaya teşvik eder
Bir şeyi yapabilecek durumda olmakla o şeyi yapmayı öğrenmek farklı şeylerdir
Sınırları olmayan özgürlük demokrasi değildir , anarşidir ! "
Sözlerimizle davranışlarımız birbirini tutarsa çocuklar sözlerimizi ciddiye alır ve kuralı anlarlar.
Sözlerinizle davranışlarınız arasındaki tutarlılık devam ettikçe sınırlarınızın daha az zorlandığına ve sonuçlara katlanma yöntemine daha az başvurduğunuza şahit olacaksınız.
Çocuklar büyürken ; sağlıklı keşiflere izin verecek kadar geniş, güvenlik sağlayacak ve sorumluluk öğretecek kadar kısıtlı,büyüme değişimlerine izin verecek kadar esnek sınırlar konulmalıdır.
Çocuklarımızın, davranışlarının sonucuna katlanmalarına engel olursak öğrenmelerine de engel olmuş oluruz.
Sınırları olmayan özgürlük, demokrasi değil; anarşidir.
Sınırlar , kurallarımızı iletir ve iliskilerimizdeki güç ve otorite dengesini sağlar.
Çoğu durumda sorun , sınırlar konusunda net olmayan iletişimden kaynaklanır..
Net olmayan ve etkisiz sınırlar gelistirmis ailelerin neredeyse tümü, anlasmazlik durumunda defalarca tekrar eden bir iletişimsizlik dansı yaparlar..
Sınırları olmayan özgürlük, demokrasi değil; anarşidir
Ebeveynlerin çoğu için aile dansları, stres kuponları biriktirmek gibidir. Yeterince kupon biriktirince ödül alırız: baş ağrısı, mide ağrısı ve buna benzer şikayetler.
Sınırlı seçenekler verme yöntemi, çocuklara sorumluluğu ve karar vermeyi öğretmek çok etkili bir yöntemdir.
Sınırları olmayan özgürlük, demokrasi değil; anarşidir. Anarşi ile eğitilen çocuklar kurallara ya da otoriteye saygı duymayı ve özgürlüklerini sorumluluk içinde yaşamaya öğrenemezler. Önceliği hep kendilerine verirler. Kendi güçlerini ve kontrollerini abartırlar.
Aile dansları; nesilden nesile geçen iletişim,problem çözme süreçlerinin yıkıcı modellerini oluşturur.
Sözlerimizle davranışlarımız birbirine uymazsa öğretme-öğrenme süreci kolayca kırılabilir .
Bütün çocuklar , kurallarımızı ve beklentilerimizi belirlemek için sınırları zorlar.
Çocuklar yaşadıkları ortamın kurallarını anlamayı isterler. Kendilerinden ne beklendiğini , kontrolün kimde olduğunu , ne kadar ileri gidebileceklerini ve fazla ileri gittiklerinde neler olacağını bilmek isterler.
Sınırları olmayan özgürlük, demokrasi değil anarşidir.
Bütün çocuklar, kurallarımızı ve beklentilerimizi belirlemek için sınırları zorlar. Çocuklar büyürken, sağlıklı keşiflere izin verecek kadar geniş, güvenlik sağlayacak ve sorumluluk öğretecek kadar kısıtlı, büyüme değişimlerine izin verecek kadar esnek sınırlar koyulmalıdır.
Dikkat bozukluğu olan çocuklar davranıșlarla öğrenir. Davranıșsal mesajlara mantıksal sonuçları, açık, net ve saygı çerçevesinde verilen mesajlara ihtiyaç duyarlar. Uzun konușmalar, öfkelenme, duygusal tepkiler sadece mesajınızın niteliğini bozar ve öğretme öğrenme sürecine zarar verir. Cezacı ya da yumușak yaklașımlar ise çatıșma ve güç savașlarına sebep olur.
Çocuklar sınırlarınızı zorluyor, kurallarınıza uymuyorsa onlara katlanacakları sonuçları anlatmanız gerekir. Sınırları zorlamak isteyebilir, o zaman davranıșsal adıma geçerek sözünüzün arkasinda durmalısınız.
Sesinizin tonu çok önemlidir. Kontrolü Elinizde bulundurduğunuzu, beklentilerimizle kesin ve kararlı olduğunuzu belli etmek için sesinizi yükseltmemeniz gerekir. Mesajınızı vermenin en iyi yolu, kararlı ve normal bir ses tonuyla konușmaktır. Kesin sınırlar sert bir sesle belirtirmemelidor. Normal ses tonunuzla yapması gereken șeyi söyleyin ve gerekirse davranıșsal adıma geçin.
Sınır koyan kesin bir mesaj, çocuktan ne yapmasını istediğinizi açık ve anlașılır bir biçimde belirtir. Ne kadar az konușursanız o kadar net olursunuz.
Asıl amaç onaylanmayan davranıșı reddetmektir;bu yúzden vereceğimiz mesaj davranıșı düzeltmeye yönelik olmalıdır.
Sert sınırlar, kural ve beklentilerimizle ilgili net sinyaller gönderir. Sözlerimizi ciddiye almayı öğrenirler ve ișbirliği yaparlar. Sert sınırlar oldukça etkin eğitim araçlarıdır.
Rüșvet ve özel ödüller, ișbirliği yapmanın isteğe ve șarta bağlı olduğunu söylemek demektir.
Çocuklara göre pazarlık, isteğe bağlı olmakla aynı gibidir. Sınırlar üzerine pazarlık etmeye meğilli olan ebeveynler, çocuklarını sınırlarını zorlamaları ve kuralları yeniden belirlemeleri için teșvik ederler.
Net olmayan, ucu açık yönlendirmeler sınırları zorlama ya davetiye çıkarır ve ebeveynler ile çocuklar arasında çatıșmalara sebep olur.
Net mesajlar ve etkin davranışlar, derslerimizi öğretmenin en iyi yoludur.
Net mesajlar ve etkin davranışlar, derslerimizi öğretmenin en iyi yoludur.
Sözleriniz davranıșlarınızla desteklenirse çocuklar, kurallar ve beklentiler hakkında net mesajlar alırlar.
Çocuklar yașadıkları ortamın kurallarını anlamayı ister ler. Kebdilerinden ne beklendiğini, kontrolün kimde olduğunu, ne kadar ileri gidebileceklerini ve fazla ileri gittiklerinde neler olacağını bilmek isterler.
Sınırlar, çocukların hem kendilerini hem de yașadıkları ortamı kavramalarını sağlar, onlara keșif ve öğrenme fırsatı sunar.
Ne kadar az konuşursanız, o kadar net olursunuz…
Sozlerimiz davranislarimizla desteklenmezse çocuklar sözümüzü dinlemez ve bildikleri gibi davranmaya devam ederler.Aldiklari mesaj şöyle bir şey olur:Yaptığın şey hiç hoşuma gitmiyor ama vazgecmen için ısrar etmeyeceğim,en azından şimdilik."
Sözleriniz davranislarinizla desteklenirse çocuklar ,kurallar ve beklentiler hakkında net mesajlar alırlar.Agzimizdan çıkan kuralları uyguladigimizi bilirler ve bizi ciddiye almayi öğrenirler.
Çocuklar büyürken;sağlıklı keşiflere izin verecek kadar geniş,güvenlik sağlayacak ve sorumluluk öğretecek kadar kısıtlı,büyüme değişimlerine izin verecek kadar esnek sınırlar koyulmalidir.Bu bir denge oyunu gibi,değil mi?Anne ve baba olarak bizlerin karşı karşıya kaldığı en zor şey; çocuklar hayatlarinda daha fazla özgürlük ve kontrol ihtiyacı duydukça, koyduğumuz sınırları yeniden duzenleyebilmektir
Dengeli kontrol bazlı sınırlar, çocukların yeni beceriler edinmek için ihtiyaç duydukları özgürlüğü verir,deneme isteklerini azaltır;büyüme ve gelişme için sağlıklı bir ortam yaratır
Yol işaretleri olmayan ya da çok az olan bir yolda gittiniz mi hiç? İnsanin kafası çok karışır.Ne yöne gideceginizi bilemezsiniz.Yol gösteren işaretler olmazsa yanlış yola sapabilir,kaybolabilirsiniz.Onaylanan davranışların yolunu öğrenmeye çalışan çocuklar da aynen böyle hisseder.
Yol işaretleri olmayan ya da çok az olan bir yolda gittiniz mi hiç?İnsanın kafası çok karışır.Ne yöne gideceğinizi bilemezsiniz.Yol gösteren işaretler olmazsa yanlış yola sapabilir,kaybolabilirsiniz.Onaylanan davranışların yolunu öğrenmeye çalışan çocuklar da aynen böyle hisseder.
Çocukların yaptıkları araştırmalar bir keşif süreci olarak nitelenebilir ancak topladıkları bilgiler ve vardıkları sonuçlar,ebeveynlerin beklediklerinden farklı çıkabilir.Peki neden? Çünkü çocukların araştırmaları onlara soylenenlerle değil, yaşadıklariyla şekillenir.
Çocuklar,bizim kurallarımız ve beklentilerimiz konusunda net ve açık mesajlar almalıdır ki doğru davranışlar sergilemeyi ogrenebilsinler.Bunu basarmalari bize bağlıdır.
Çocuklarımız, bize doğru söylediklerinde fakat yanlış davrandıklarında katılığınızı bozmayın ve yapılan davranışa odaklanın.
Çözümler en çok mantıklı bir şekilde davranışla ilişkilendirildiklerinde öğretici olurlar.
Belli belirsiz sınırlarla yetiştirilen çocuklar, sözlerimizi dikkate almamayı ve yadsımayı öğrenirlerken çoğunlukla bizi olayın merkezinin dışında tutarlar
– Vurmayı bırak artık.
– Biz salonda buzlu şeker yemeyiz.
– Lütfen girişte ayakkabılarını çıkar.
– Dışarı oynamaya çıkmadan önce legolarını topla.
– Saat 17:30’da evde ol.
– Ya oyunu kurallarına göre oynarsın ya da oynayacak başka bir oyun bulursun.
– Televizyonun sesini kıs lütfen yoksa ben gelip kapatmak zorunda kalacağım.
– Eğer evde topunla oynarsan onu kaldırmak zorunda kalırım.
– Eğer yemeğinle oyun oynarsan yemek masasından kalkman gerekir.
5. Sözlerinizi davranışlarınızla destekleyin.
Sözleriniz, mesajınızın sadece bir bölümünü oluşturur. Pek çok durumda sadece sözlü mesaj yeterli olabilir ancak en açık mesaj bile davranışlarla desteklenmediği sürece etkisiz kalacaktır.
4. Gerekli durumlarda sonuçları belirleyin.
Çocuklar sınırlarınızı zorluyor, kurallarınıza uymuyorsa onlara katlanacakları sonuçları anlatmanız gerekir. Bu bir tehdit değildir. Siz inanırlığınızı korumalı ve çocuklarınızın onaylanabilir seçimler yapmaları için gerekli olan bilgiyi vermelisiniz.
3. Normal ses tonunuzla konuşun.
Sesinizin tonu çok önemlidir. Yüksek ses yanlış mesaj verebilir: Kontrol kaybı.
..
Kesin sınırlar sert bir sesle belirtilmemelidir. Çocuğu ikna etmek için bağırmaya gerek yoktur. Davranışlarınız, sözlerinizden daha etkili olabilir. Normal ses tonunuzla yapması gereken şeyi söyleyin ve gerekirse davranışsal adıma geçin.
2. Açık, anlaşılır ve kesin olun.
Sınır koyan kesin bir mesaj, çocuktan ne yapmasını istediğinizi açık ve anlaşılır biçimde belirtir. İhtiyaç duyulduğu hallerde yapılacak şeyin ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğini de belirtmelisiniz. Ne kadar az konuşursanız o kadar net olursunuz.
1. Mesajı davranış üzerinde yoğunlaştırın.
Asıl amaç, onaylanmayan davranışı reddetmektir; o davranışta bulunan çocuğu değil. Bu yüzden vereceğimiz mesaj, davranışı düzeltmeye yönelik olmalıdır. Tavır, duygular ya da çocuğun değerine vurgu yapılmamalıdır.
Aile dansları ; nesilden nesile geçen iletişim, problem çözme süreçlerinin yıkıcı modellerini oluşturur. Daima kurallar hakkında net olmayan ve etkisiz mesajlarla başlarlar. Öfke, direniş ve yanlış anlama ile kamçılanır ve çatışmalara, güç savaşlarına yol açar.
Sözlerinizle davranışlarınız arasındaki tutarlılık devam ettikçe sınırlarınızın daha az zorlandığına ve sonuçlara katlanma yöntemine daha az başvurduğunuza şahit olacaksınız.
Sınırlı seçenekler verme yöntemi, çocuklara sorumluluğu ve karar vermeyi öğreten çok etkili bir yöntemdir.
Bütün çocuklar, kurallarımızı ve beklentilerimizi belirlemek için sınırları zorlar.
3. Bölüm
Net mesajlar ve etkin davranışlar, derslerimizi öğretmenin en iyi yoludur.
Çocuklarımızın, davranışlarının sonucuna katlanmalarına engel olursak öğrenmelerine de engel olmuş oluruz.
2. Bölüm
Sözleriniz davranışlarınızla desteklenirse çocuklar, kurallar ve beklentiler hakkında net mesajlar alırlar.
Tüm çocuklar,kendilerine özgü mizaclara ya da doğuştan gelen davranış şekillerine sahiptir.Bu doğuştan gelen bir tarzdır.Ebeveynlerin davranışları,yaşam tarzları,değerleri ya da inanışları, çocuklarının bu davranış yapısına sahip olmasına neden olmaz.Mizaci ,çevresel faktörler oluşturmaz.Ancak mizaç ve çevresel faktörler karşılıklı etkileşim içindedir.
Çevrenizdeki kişiler yapmak istediklerinizi doğru bulmayıp desteklemeyebilir. Ancak değişimin önündeki asıl engel ne arkadaşlarınız ne de akrabalarımızdır. İnatçı çocuklarımız bile engel oluşturamazlar. Asıl engel içimizden gelen , eski alıskanlıklarımıza geri dönme ve eskisi gibi davranma arzumuzla giriştiğimiz mücadeledir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir