İçeriğe geç

Şeytan Yıldızı Kitap Alıntıları – Jo Nesbo

Jo Nesbo kitaplarından Şeytan Yıldızı kitap alıntıları sizlerle…

Şeytan Yıldızı Kitap Alıntıları

&“&”

Korkuyor musun?
Ödüm bokuma karışmış durumda.
Nədən danışdığımı anlayırsan, Harri? Ölüm – intiqam deyil. Ölüm – azadlıqdır. Happy end. "
– Düşünürsünüz o gələcək?
– Yox.. Həqiqətən gözlədiyin adamlar heç zaman gəlmirlər. Başqaları gəlir. "
– Hm… Sən yaxşı fikirləşdinmi, Rakel?
– Yox, həm də hə. Bilirsən, bu, yanan evdən hoppanmağa bənzəyir. Ayağını sındırmaq yanmaqdan yaxşıdır.
– Yıxılana qədər elə gəlir ki, yaxşıdır. "
– Bunu hamı gördü?
– Yox, axı bu, gecə oldu. Ətrafda kimsə yox idi.
– Əgər səni heç kim görmürsə, onda necə cəsarətli olduğunu nədən ötrü göstərirsən?
– Mən də hərdən bunun üzərində düşünürəm. "
– Bu xəstəxanadır?
– Tam da yox.. Bu, yorulan adamların bir az dincələ biləcəyi evdir.
– Bəs anam yorulub?
– Hə, lakin hər şey yaxşıdır. "
Acıqlanmış adamlar çox vaxt fikirləşdiklərini demirlər. Daha doğrusu, deməyi fikirləşdiklərini demirlər. "
*Çıkarı tehlikeye düşen insanın mantıklı düşünme yeteneği zekasıyla ters orantılıdır.
*İnsanlarla konuşmayı hiçbir zaman pek beceremedim.Dinlemekte daha iyiyim belki..
*Kalbini kırıyorsa, ruhuna neden bu kadar çaresizce tutunuyorsun.
Beni etkileyen onun güzelliği değildi, o güzellik kavramının ta kendisi gibi davranıyordu. Ancak, güzel olduklarına inanan insanlar güzeldir.
Gezegenleri yörüngede tutan aralarındaki mesafe ve karşılıklı çekim gücüdür,”
kalbini kırıyorsa ruhuna neden bu kadar çaresizce tutunuyorsun?
“Beklenenler asla gelmez. Gelenler hep başkalarıdır.”
Kimin kalbi daha çok zarar görmüş? Sevmekten vazgeçmeyenin kalbi mi, yoksa sevilip de karşılık vermeyenin kalbi mi?
Senin de benden bir farkın yok. Seni harekete geçiren güç de tutkudan başka bir şey değil. Ve tutku, aynı şehvet gibi, daima en aşağı seviyeleri bulur. "
Düşmek ve yaşamak arasında bir sürü ortak nokta olduğunu fark ettim. Mesela, ikisinin de bir sonu var."
Gri plastik bir zarın arkasından parlayan bir çift göz ona bakıyordu.

Marius Veland’ı bulmuşlardı.

Çıkarı tehlikeye düşen bir insanın mantıklı düşünme yeteneği, zekası ile ters orantılıdır
Yanan bir evden atlamaya benziyor. Düşmek yanmaktan iyidir.
Yaşlı insanların kendilerini yalnız hissettikleriyle ilgili söylenenleri şimdi yeni yeni anlamaya başlamıştı…

Yalnız olmaktan çok, bir işe yaramamak onu hüzünlendiriyordu.

İnsanlar korktuklarında kendilerini kontrol etmeleri zorlaşır. "
Herkes mahallenin delisini tanır, deli kimseyi tanımaz. "
Gözlerini kapayıp bekledi. Uykuyu. Ya da görüntüleri. Hangisi önce gelirse.
&” Kurye katil bize nerede ve ne zaman sorularını cevaplayan kusursuz bir şifre verdi. Ama ortada neden yoktu. Böylece , sebep yerine eylemlere yoğunlaşmamızı sağladı. Her avcı , avını karanlıkta görmek isterse , ona değil yakın çevresine odaklanmak gerektiğini bilir. İşte , olaylara bakmayı bıraktığım anda duydum zaten. &”
&” Duydun mu? &”
&” Evet. Şu seri cinayet dediklerimizin fazla kusursuz olduğunu duydum. Akla yakın geliyordu , ama gerçek değildi sanki. Cinayetler dibine kadar formülü izliyordu İ herhangi bir yalan kadar makuldüler , ama gerçek kadar makul değil. &”
&” Sende bunu anladın? &”
&” Hayır , ama miyopluğu bırakınca görüşüm netleşti. &”
Yani ilham ne zaman geldi? Düşüncen kafanda nasıl oluştu?
Harry omuz silkti. &” İnsan devamlı bir şeyler düşünüyor. Ama.. &”
&” Evet? &”
&” Her şey fazla uyuyordu birbirine. &”
&” Nasıl yani? &”

Harry çenesini kaşıdı. &” Duke Ellington’ın piyano akortçularına , mükemmel bir akort yapmamalarını tembihlediğini biliyor muydunuz? &”
&” Hayır. &”
&”Akort kusursuz olunca kulağa iyi gelmiyor. Hata yoksa , gerçeklik hissi , sıcaklık kayboluyor. &”

&” Yapamayacağım &” diyebildi , hıçkırıklarla sesi boğulmadan önce…
&” Yaparsın &” dedi Harry
&” Sensiz… yapamam. &”&” Bu doğru değil &” dedi Harry kadını kendine doğru çekerek.
&” Bensiz pek de güzel yaşamına devam edersin. Soru şu : Benimle devam edebilir misin? &”
&” Soru bu mu? &” diye fısıldadı Rakel.
&” Düşünmek isteyeceğini biliyorum. &”
&” Bir şey bildiğin yok. &”
Harry kımıldamadan durdu , nabzının inatçı , ısrarlı atışını hissediyordu. Tık tık devam ediyordu atışlar. Hayatta olduğu dışında bildiği bir şey yoktu. Ama hayatta olduğunu biliyordu çünkü camın arkasındaki öbür adam ölüydü. Ve biliyordu ki , kapının kilidini açsaydı , eliyle adamın tenine dokunup , vücut ısısının onu terk edişini , cildinin dokusunun değişmesini , hayat özünü yitirişini ve ambalaj malzemesine dönüşmesini hissedecekti.
Haklıydılar. Ona ihtiyaç duyduklarında hiçbir zaman yanlarında olamıyordu. Hep başka bir yerde olmayı garantilemişti.
Son derece boktan bir gün. Ama şimdi bitecekti. Mükemmel bir şekilde.
Sadakat bir şeyin ne kadar değerli olduğuna bağlıydı , kendine hayrı olmayanın başkasına da hayrı olmaz , denirdi.
Mezar diye düşündü Harry. Burası mezar.
Kimse hareket etmedi. Bina o kadar sessizdi ki , Harry duvarların sesini duyabildiğini düşündü : Hava basıncındaki ufak değişikliklerin oluşturduğu , duyması neredeyse , ama kulakların yine de kaydettiği uzun dalgalar. Duvarlar şarkısını söylerken on saniye geçti. Waaler’in gözünü kırpmadığı on uzun saniye. Öystein bu sürenin , bir insanın ortalama bir şehir kitaplığı koleksiyonunu gözleriyle rahatlıkla taramasına yeteceğini söylemişti.
&” Ben tuzağın içindeyim. Soru şu : Tuzak kimin için? &”
&” Emin misin? &”
&” Neden emin miyim? &”
&” Buradaki tek sansasyonel şey benim seni bulamayacağımı düşünmüş olman. &”
Bir an için o ve araba , bütün fizik kanunlarının yok olduğu bir rüyadaydılar sanki. Sadece bir saniye süren bu his Harry’ye her şeyin bittiğini , her hangi bir şey yapmak için çok geç olduğu duygusunu vermeye yetti.
&” Her şey bitti. Hiç faydası yok. &”
&” Var , tabii ki. &”
&” Nedir peki? &”
&” Hep aynı şey Harry. Oyunun düzgün bir sonu olması gerekir. Öyle sessizce sahneden çıkıp gitmemi izleyiciye yutturamazsın , değil mi? Görkemli bir final lazım Harry. Mutlu bir son. Mutlu son yoksa ben ayarlarım. Bu benim… &”
&” Hayattaki düsturum &” diye fısıldadı Harry.
Harry korkması gerektiğinin farkındaydı. Şu anda korkmamak tehlikeli olurdu , yani , ağzı kurumuş olmalıydı , kalbinin küt küt attığını duymalıydı. Giderek üstüne çöken bu yorgunluğu hissetmemeliydi.
&” Yaptığım şey canice. Nefretle güdülenmiş insanların sahip olduğu kontrolden eser bile yok. Ben kalbinin emirlerini dinleyen basit bir adamım yalnızca. Ve kalbim de Tanrı’nın bize bahsettiği ve bizi onun aracı haline getiren sevgiye emrediyor. Paygamberlerin , İsa’nın da deli olduğunu düşünenler çıkmamış mıydı? Tabii ki deliyiz Harry. Deliyiz ama yeryüzündeki en aklı başında insanlar da biziz. İnsanlar bana yaptıklarımın delilik olduğunu , kalbimin taş kestiğini söylerlerse , o zaman şöyle diyorum : Kim daha taş kalpli : Sevmekten vazgeçmeyen mi , yoksa sevilen ama karşılığını veremeyen mi? &”
&” Freud’un zamanı çoktan geldi geçti Harry. Bu ziyaretin zamanının dolduğu gibi. &”
Harry , içinde bir şeyin yükseldiğini hissetti. Soğuktu ve midesinden geliyordu.
&” Sen de benden farklı değilsin. Seni güdüleyen de tutku. Ve tutku , tıpkı şehvet gibi , her zaman… &”
&” …en alçak seviyeyi bulur. &”
&” Evet , en alçak seviyeyi. &”
Ben Sven Sivertsen için hakiki trajedi yaratmak istedim ve bunu başardım. Sven Svertsen , Cehennem Nehri’nin kıyılarında dolanana huzursuz ruhlardan biri oldu , bense onu ölüler diyarına götürmeyi reddeden Ölülerin Kayıkçısı Kharon. Bütün bunlar sana fazla Yunan işi mi geldi? Ben onu hayata mahkum ettim Harry. Benim gibi nefretle yanıp kül olacak. Kimden nefret ettiğini bilmeden nefret duymak , nefreti kişinin kendisine , kendi sefil kaderine yöneltir. Sevdiğin birinin ihanetine uğrarsan böyle olur.
&” Demek beni tanıdığını düşünüyorsun Harry? &”
Harry , cebindeki sigara paketini ararken başını iki yana salladı. Boşuna. Damdan düşerken paketi düşürmüş olmalıydı.
&” Ne seni tanıyorum Wilhelm , ne de senin gibileri. On beş yıldır katillerle uğraşıyorum ve tek bildiğim şey şu : Sırlarını açacak birilerini arıyorlar. &”
&” Bir prodüksiyon hazırlarcasına çalışmaya koyuldum. Bütün tiyatrocular gibi ben de en önemli noktanın yanılsama olduğunu biliyordum. Kandırmaca öylesine inandırıcı yapılmalı ki , gerçeğin kendisi imkansız görünmeli. Bunu başarmak insana zor gibi gelebilir ama , benim mesleğimde tersini yapmanın daha zor olduğunu çabucak kavrıyorsun. Yani insanlar , yalan dinlemeye o kadar alışık ki. &”
Gölgeler ürkütücü ışıklar gibiydi.
&” İnsan ne yapar bu durumda? &” diye sordu Wilhelm.
&” Evet. Ne yaptın? &”
Bilirsin , dinlemesini bilen insanları beğenirim.
&” Sevilmemek : Başarısız bir hayatın tanımı bu değil midir? &”
&” Hayır &” dedi Harry.
&” Hayır mı? &”
&” Seni almaya geldik. &”
&” Biz diye bir şey yok. Sen yalnızsın , değil mi? Tamamen yalnızsın. &”
&” Böyle düşünmenin nedeni ne? &”
&” Gözlerin. Beden dilin. Ben insanları okurum , Harry. &”
Havayı temizler , geçmişin izlerinin silerdi. Yeni bir başlangıç. İhtiyaç duyduğu şey buydu.
&” Kadıncağıza ne diyeceğimi bilemiyorum. &”
&” Ne kadar az şey söylersen o kadar iyi. Yakında biter bu iş. &”
&” Söz verebilir misin? &”
Harry’nin kahkahası makineli tüfeğin kuru öksürüğü gibiydi : &” Tam da bunun sözünü verebilirim , evet. &”
Roger. &” O buraya… &”
&” Hayır gelmedi. Ben de burada oturup onu bekliyorum. &”
Roger kadını inceledi. O da ekipten miydi acaba? Otuzlu yaşlarında , hırpalanmış , epey çekici bir kadın. Düşük ihtimal.
&” Gelecek mi dersiniz? &” diye sordu Roger.
&” Hayır. &” Bardağını kaldırdı. &” Beklenenler asla gelmez. Gelenler başkalarıdır. &”
Gözlerinin önünden bir sahne geçti. Sanki hayatını sadece ağabeyi Roger kurtarabilirmiş gibi canhıraş , aceleci kulaçlarla ona doğru yüzen yedi yaşında , panik içinde bir çocuk suratı. Roger gülerek çocuğa seslenmiş , ama oğlan sığ suya vardığını ve tek yapası gerekenin yere basmak olduğunu kavrayamamıştı. Roger ara sıra , kardeşine suda yüzmeyi öğretmeyi başardığını , ama onun karada battığını düşünürdü.
Kalbini kırıyorsa ruhuna neden bu kadar çaresizce tutunuyorsun ? Ve senden bu kadar nefret eden sistemi neden hala umursuyosun ? "
Rüyalar bazen insanın zihninden uçup gidiyordu , kaygan sabun gibi diye düşündü dönerken.
&” Bana Hole’nin nerede olduğunu söyle.&”
&” Bilmiyorum. Bir şey söylemedi. Evet söyledi aslında. Hiçbir şey bilmememin ikimiz için de daha iyi olacağını söyledi. &”
&” Yalan söylemiş &” dedi adam.
Gözleri beynine sinyaller yollarken öylece durdu.
&” Harry bizden yeni bir iş istedi. &”
&” Nasıl bir iş? &” diye sordu Björn.
&” Boktan bir iş. &”
&” Bulutlar neredeydi? Hava o kadar rutubetliydi ki , illa bir şey olacaktı. Yağmur. Her şeyden önce gök gürültüsü ve şimşek. &”
Eğer Waaler , adamlarına cep telefonu şebekesini izletip beni bulmaya çalışıyorsa , biraz zekalarını törpülemeleri gerekecek zira telefonum Oslo’da dört dönüyor.
&” Ne kadar az bilirsem benim için o kadar iyi Harry. &”
&” İçeriden dinleme. &”
&” Pek değil. Ama bütün konuşmalarımız ve e-postalarımız kaydediliyor. &”
&” Ağır işitiyorsun galiba Harry. Bu benim tek kozum , sana söyledim. &”
Harry başparmağıyla işaret parmağını , burun kemerinin iki yanına , gözlerinin iç tarafına yerleştirdi ve gözlerini sımsıkı yumdu. Bu sabahki iki saatlik uykusu da eklenirse , son üç günde toplam altı saat uyumuştu. Ve bu bir süre daha böyle devam edecekti.
&” Tamam. Ama en azından oradaymış. &”
&” Evet ama cumartesi kimse öldürülmedi ki Harry. Yani bu bir tür kanıt anlamına gelmez. &”
&” Söylediği bazı şeylerin gerçek olduğu anlamına gelir ama. &”
Beate , bunun Harry’ye göre İncil’den bir inci olduğunu hatırlayınca neredeyse kulaklarına kadar kızardı. Tonlaması bile Harry’ninkiyle aynıydı.
Kim daha taş kalpli: Sevmekten vazgeçmeyen mi, yoksa sevilen ama karşılığını vermeyen mi?
Korkmuştu korkmasına ama içinde patlamaya hazır kahkahanın yükseldiğini hissediyordu. Belki de korktuğu için.
&” Ziyaretçi &” dedi resepsiyondaki koltukta oturan adamı göstererek.
Klaus Torkildsen şaşkındı. Şaşkındı çünkü onun işinde ziyaretçi falan olmazdı. Bu da tesadüf değildi , meslek seçimi özel hayatı diğer insanlarla minimum temas ilkesine dayanıyordu.
Bölge komutanı’nı bulunduğu makama uygun kılan özelliklerinden biri sorunları iyi özetleyebilmesiydi. Bir diğer iyi özelliği de ne yapılması gerektiğini kısaca anlatabilme yeteneğiydi.
Büyüleyici bir saçmalık.
Polis zafer tebriklerini çoktan kabul etti , yani hiçbiri bu davayı baştan ele alıp , yüzyılın başarısını yüzyılın gafına çevirmek istemeyecektir.
Harry , soluk alıp vermeye odaklanmıştı , kalbinin gümbürtüsünün dışarıdan duyulmamasını umuyordu. Bütün planları iskambil kağıdından kuleler gibi bir anda yıkılabilirdi. Çeşitli mecazların türetebileceği bir temaydı bu. Elindeki kartlar berbattı. Hiç ası yoktu. Tek umudu , Groth’un sulanmış beyninin beklediği bağlantıları kurmasıydı. Bu beklenti biraz da Aune’nin temel prensibine dayanıyordu ; çıkarı tehlikeye düşen bir insanın mantıklı düşünme yeteneği , zekasıyla ters orantılıdır.
&” Ne kadar zamanım kaldı? &”
&” Duruma göre değişir &” dedi Harry.
&” Bu arada su nasıldı? &”
&” Su gibiydi. &”
Bütün bunlara bakarak bizim ne düşüneceğimizi , ne yapacağımızı , ne yapamayacağımızı tam olarak bilen biri vardı kafamda. Ama sen Waaler gibi bir köpekbalığının nasıl çalıştığını bile anlayabilen biri değilsin.
Tanıyordu seni. İşin aslı , sen onun kuryelerinden birisin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir