İçeriğe geç

Büyük Tanrı Pan Kitap Alıntıları – Arthur Machen

Arthur Machen kitaplarından Büyük Tanrı Pan kitap alıntıları sizlerle…

Büyük Tanrı Pan Kitap Alıntıları

&“&”

Ve şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu."
Her bir buğday tanesinde bir yıldızın ruhu saklıdır."
Her bir buğday tanesinde bir yıldızın ruhu saklıdır.
Bana yolu gösteren ilk insanlardan biri oydu ama sanırım kendisi o yolu bulamamıştı.
Akıntıda yüzen çamuru gördüğünde, onun bir zamanlar dipte bulunduğunu anlarsın.
ET DIABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST.
“Ve şeytan vücut buldu.”
Villers, mahvolmuştum. Bedenen ve ruhen.
Bir şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
Her bir buğday tanesinde bir yıldızın ruhu saklıdır."
Bin yedi yüz kış görmüş olduğu için beyazlamış ve çürüyen Roma duvarlarının altında duruyordum.
Taştan mı yapıldın sen, dostum ?
İnsan gözlerinden öylesi bir cehennemi tutkular karışımının fışkırabileceğini düşünmezdim.
Havada bir dehşet vardı.
Sana eski arkadaşımı sorduğumda böylesi garip bir maden bulacağımı tahmin etmiyordum.
Benim bildiğim şeyler hakkında en ufak bir fikrin bile yok.
Kalbinin derinliklerinde insanın doğasındaki müphem ve ezoterik unsurlar konusunda dikkatli bir merak yatıyordu.
Her buğday tanesinde bir yıldızın ruhu saklıdır.
ET DİABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST.
(Ve şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.)
Şöyle, statü sahibi bir beyefendi Tottenham Court caddesinin hemen dışında, Paul sokağı civarlarındaki bir evde çıplak olarak ölü bulundu . Polis elbette faili bulamadi ; tüm gece pencerende bir ışıkla otursan gelip kapını çalarlar ama bir yerlerde ölsen gelen giden olmaz.
ET DIABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST. "
" Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
Burada karşında durduğumu görüyorsun ve sesimi duyuyorsun ; ama sana tüm bunların – evet, şimdi gökte parlayan yıldızdan ayaklarımızın altındaki yere kadar – sana tüm bunların rüyalar ve gölgeler olduğunu söylüyorum ; gerçek dünyayı gözlerimizden saklayan gölgeler.
İnsanların uzun zaman önce tüm şeylerin kalbinde yer alan en korkutucu,en gizli kuvvetlere dair bilgisini perdeleyen de zarif bir semboldü;karşısında insanların ruhlarının tıpkı elektrik akımıyla kararan bedenler gibi solduğu,öldüğü ve karardığı kuvvetler.
İnsanların çok az şey bildiğini ve neredeyse hiçbir şeyden şüphelenmediklerini fark ettim.
Bu dünyaya ait değildi…
Ona benzeyen kimseyi de görmedim; muğlak ama ısrarcı, loş ve eski bir anı gibi.
Varlığın zorluklarıyla yüzleşmişti…
Benim bildiğim şeyler hakkında en ufak bir fikrin bile yok.
ET DIABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST.*

*Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.

Kendi kabuğuna çekildi.
Bu dehşetten bir çıkış olmalı.
Her bir buğday tanesinde bir yıldızın ruhu saklıdır.
Yüzlerce kez geçtiğim yollardan geçirince büyük gerçeklik gözlerimin önünde patladı ve görüş hattıma koca bir dünyanın, bilinmeyen bir düzlemin ayrıntıları girdi.
Garip bir dünyanın eşiğinde duruyoruz.
Gerçek dünyayı gözlerimizden saklayan gölgeler.
İnsan etinde tezahür eden dehşete dair bir şeylerle tanıştık; formsuz olup kendine bir form alan şey
ET DIABOLUS INCARNATE EST. HOMO FACTUS EST.

VE (BİR) ŞEYTAN ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜ.VE İNSAN OLUŞTU.

Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
Öyle dehşet verici şeyler gördüm ki bazen sokağın ortasında durup böyle şeyler görüp nasıl yaşamaya devam ediyor olduğuma şaşıyorum.
Benim bildiğim şeyler hakkında en ufak bir fikrin bile yok.
“Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.”
“Eskiler perdeyi kaldırmanın ne anlama geldiğini biliyorlardı. Buna Tanrı Pan’ı görmek diyorlardı.”
Suyun üzerinde yüzen çamuru gördüğünde, onun bir zamanlar dipte olduğunu bilirsin."
“Kayıp bir ruhun gözlerine baktığımı biliyordum, Austin, adamın dış formu aynı kalmıştı ama içi cehennemle doluydu.”
“Öyle dehşet verici şeyler gördüm ki bazen sokağın ortasında durup böyle şeyler görüp nasıl yaşamaya devam ediyor olduğuma şaşırıyorum. Villiers, mahvolmuştum.”
Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
Her bir buğday tanesinde bir yıldızın ruhu saklıdır.
Bir şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
Akıntıda yüzen çamuru gördüğünde, onun bir zamanlar dipte bulunduğunu anlarsın."
Bizi asıl sınırlandıran düşünme şeklimizdir."
Akıntıda yüzen çamuru gördüğünde, onun bir zamanlar dipte bulunduğunu anlarsın.
ET DIABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST."

&‘Ve şeytan vücut buldu.’

Her buğday tanesinde bir yıldızın ruhu gizlidir."
….Özenle bir çaba harcıyordu ki gösterdiği çaba ciddi bir mesleğe layıktı.
Et diabolus incarnete est. Et homo factus est."

(Ve bir şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu)

Bir şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu
İnce zekadan daha iyi bir silah yoktur.
ET DIABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST.*

* Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.

“Formsuz olup kendine bir form alan şey..”
“İnsan ruhunun karşısında ürperdiği ve büzüldüğü bir dünya.”
‘Nasıl öldüğünü gayet iyi biliyorum. Kör korkudan, katıksız bir dehşetten ötürü ölmüş; meslek hayatım boyunca yüz hatları öylesine çirkin bir biçimde çarpılmış başka kimse görmedim ve epey ceset gördüğümü söyleyebilirim.’
ET DIABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST.

…. Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu

Dostum Dr. Philips’in anlattığı Müstesna Hikâye. Beni burada yazılı olan her şeyin kesinlikle ve tamamen Doğru olduğu konusunda temin ediyor ama Mevzubahis Kişilerin Soyadlarını ya da Olağanüstü Olayların vuku bulduğu Yeri söylemekten imtina ediyor.
“Tüm bunların doğru olduğuna inanmak istiyorum.” Clarke kaşlarını çattı ve şüpheyle Dr. Raymond’a baktı. “Teorinin bir fantazmagorya olmadığına tamamen emin misin, Raymond— muhteşem bir vizyon olduğu kesin ama yalnızca bir vizyon olabilir mi?”
Et diabolus incarnate est. Et homo factus est.
~Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve bir insan oluştu.~
… ölü bulundu. Polis elbette faili bulamadı; tüm gece pencerende bir ışıkla otursan gelip kapını çalarlar ama bir yerlerde ölsen gelen giden olmaz.
ET DIABOLUS INCARNATE EST. ET HOMO FACTUS EST.
. Ve (bir) şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
Ormanın fısıltısı yükseliyor… Yüce Tanrı Pan’a zihnini açmanın vakti geldi.
Ah Austin, bu nasıl olabilir? Bu şeyin karşısında bizzat güneş ışığı nasıl kararmıyor, böylesi bir yük altında sert toprak nasıl erimiyor ve kaynamıyor.
Ve bir şeytan ete kemiğe büründü. Ve insan oluştu.
“Tanrım!” demişti, “ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Bu inanılmaz, korkunç; erkek ve kadınların yaşayıp öldüğü, kederle mücadele edip kazandıkları ya da kaybettikleri ve senelerce garip talihlerinin yasını tuttukları ve ıstırabını çektikleri bu sessiz dünyada böyle şeyler olmaz!”
Adamın etrafında bir sis gibi asılı olan müphem bir dehşet vardı.
Seni ikna edecek bazı şeyler anlatabilirim ama bir daha mutlu gün yüzü göremezsin.
Bir uçuruma bakmış ve dehşet içinde bakışlarını kaçırmış bir gezgin gibiyim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir