İçeriğe geç

Aile Saadeti Kitap Alıntıları – S. Muhammed Saki Hasimi

S. Muhammed Saki Hasimi kitaplarından Aile Saadeti kitap alıntıları sizlerle…

Aile Saadeti Kitap Alıntıları

&“&”

Sen ona yeryüzü gibi ol; o da sana gökyüzü gibi olsun.
Sevgisiz insan aşıkların gözünde ölüdür.
Edep, herkes için , en kalıcı sermaye, en süslü elbise ve en emniyetli makamdır.
… Müslüman annenin cömertliği ve iyilik severliği evdeki çocuklar için güzel bir örnek olacaktır. Baba daha çok dışarıda bulunduğu için, komşularla iyi geçinme, onlara iyilik etme konusunda çocuklara ders verecek annedir…
… Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) her devirde insanlığın dertlerine deva olan şu mühim uyarılarını hatırlayalım: …
Kimin derdi ahiret olursa Allah onun kalbine zenginlik koyar. Onun dağınık işlerini toplar, dünya ona kolay gelir. Kimin de bütün derdi dünya olursa Allah onun gözünün önünden fakirliği hiç ayırmaz, işlerini dağıtır. Bu kişinin düzeni olmaz, dünya da ancak kendisine takdir edildiği kadar gelir." …
… İsraf sadece malda olmaz. Maddi ve manevi bütün cevherlerini boşa harcayarak, diliyle, gözüyle, düşünceleriyle, sevgisiyle, vakit ve nakitleriyle haddi aşan, haram işlere bulaşan herkes müsriftir…
… Olaylara gönlün bakışı önemlidir. Yani işleri tatlandıran veya acılaştıran gönüldür. Allah ile hoş olmuş güzel gönüller her şeyde bir güzellik arar; …
… Zikir kalbi şenlendirir, kalpten gamı, kederi, stresi giderir. Alemlerin Rabbi ile huzur bulmuş kalpten boş sıkıntılar ve yersiz korkular çeker gider…
… bir insanı, aileyi ve cemiyeti ayakta tutan manevi ilaçlardan bazılarını hatırlatacağız. Bunlar zikir, dua, rıza, sabır, kanaat, sadaka, cömertlik, hayır ve hizmet gibi kalbe ilahi rahmeti çekecek ve insanı manen destekleyecek amellerdir…
… Adil insan, haksız ise kendi nefsini bile mahkum eder, o oğlunu kızını kayırma derdine düşmez. Parayı veya sopayı görünce hükmünü değiştirmez…
… Yanındaki fakir komşusu çocuğuna çorba bulamazken, bir kemiğe razı olacak köpeğe her gün yüzlerce lira harcamak, merhamet ve adalet değildir…
… Hak sahibi kadar, hak sırasını bilmek de önemlidir…
… Bizler çocuklarımıza edebi miras bırakalım yeter…
… Nafile ibadet için böyle izin gerekli iken, hanımını sırf keyfi için ihmal edenlerin büyük kusur işlediği kesindir. Nefsimize yan çıkıp kibirlenmenin bir faydası ve fazileti yoktur. Hepimiz bir damla sudan yaratılmışız. Tevazu gösterelim. Kusur işleyince çocuk da olsa özür dileyelim.
Çocuklarımıza bu ahlakları gösterelim ki onlar da İslam’ın güzelliğini evlerinde görsünler, yüce dinimizi sevsinler, bizi örnek alıp ahlak edinsinler ve bu mirası gelecek nesillere aktarsınlar…
… Kadının en önemli görevinin annelik olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Erkekler kadının gördüğü her işi icabında yapabilirler, fakat annelik görevini yapma imkanları yoktur. Yüce Yaratıcı bu temel görevi sadece kadın cinsine yüklemiştir. Bu görev neslin devamı için şarttır. Kadını bu görevden uzaklaştırmak, ancak bir milletin kökünü kurutmaya ve insanlığı yok etmeye hizmet eder…
… Edep, ilme uyarak korunur…
… Bazan anne baba kendileri ve çocukları adına ilahi emrin dışında tercihler yapabilir; helal ve hayırlı olanı bırakıp harama yönelebilir. Çocuk farkında olursa bu yanlışa katılmamalı, ayrıca münasip bir dille onları uyarmalı ve kendilerine niçin katılmadığını açıkça söylemelidir…
… Eğer bir anne baba, çocuklarına yüce Yaratıcı’ya karşı isyanı emrederlerse işte o zaman kendilerine itaat haklarını kaybederler…
… Hz. Peygamber (s.a.v) onlara şu cevabı verdi: Evinizde yapacağınız hizmetleriniz size Allah yolundaki mücahidlerin sevabını kazandırır."…
… Bir de aile fertleri arada bir hediyeleşmelidir. Büyükler küçüklere küçükler büyüklere gücüne göre hediye vermelidir. Bunun kalplerdeki soğukluğu ve sıkıntıyı giderip muhabbeti artırmada mühim bir etkisi vardır…
… Gelin kaynananın rakibi değil, oğlunun refikidir, yani can dostudur. Oğlumu benden ayırdı" diye geline tavır almak helal değildir.
Gelini, her işe koşturulacak bir hizmetçi gibi görmek de doğru değildir.
Gelin, yeri gelince evin büyüklerine elinden gelen hizmeti yapmalıdır. Bu sevaptır. Fakat bir gelinden yirmi dört saat kaynanasının ve kayınbabasının gözü önünde bulunması, devamlı hizmete hazır olması, kendi zevk ve ihtiyaçlarını bir kenara atarak hep onlarla ilgilenmesi istenemez…
…Anne baba, bakıma muhtaç ve fakir değilseler çocuklarına ayrı ev açmalıdır. Bu evin reisi ve geçiminden sorumlusu evlenen erkek olmalıdır. Ona bu imkan verilip aile reisi olma sorumluluğu hissettirilmelidir. Çocuk akıllı, buluğa ermiş ve ev geçindirecek bir mesleğe sahipse gerekli olan budur…
… Mümin asla cimri, bencil ve kalbi katı olamaz. Bu hastalıklara tutulan kimse imanın tadını alamaz…
… Kadın annelik ve ev işleri dışında fazla yıpratılmamalıdır.
Kocanın, maddi imkanı varsa hanımına yardımcı olacak ev aletleri veya hizmetçi tedarik etmelidir.
Koca hiçbir özrü yokken zaruri nafakayı temin etmekten, çalışmaktan ve evin dış hizmetlerinden kaçamaz. Bunları yapmadığı gibi evin dış işlerini kadınına yüklemesi zulümdür, günahtır…
… Sorumlu demek sahip çıkan, koruyan ve ıslah eden demektir…
… Kadın hastalık, yaşlılık ve aşırı meşguliyetten ötürü evin hizmetlerini göremeyebilir. Bu durumda başka bir çıkar yol bulunmazsa yemek, temizlik gibi işleri geçici olarak erkek üstlenir.
Bazan erkek zaruri sebeplerden dolayı nafaka temininden aciz kalabilir. Bu durumda kadının imkanı varsa meşru dairede evin geçimine yardım etmesi büyük bir hayır ve fazilet olur…
… Bir kadın yuvaya girmeden önce, ailesi tarafından yuvaya hazırlanmalıdır. Kadına lazım olacak işler, sanatlar, hizmetler ve güzel ahlaklar öğretilmelidir. Arada bir güzel fikir ve tavsiyeler ile gençlerin gönül hazinesini zenginleştirmelidir…
… Annesini üzüp hanımının sevindiren bir kimsenin yüzü gülmez. Böyle yapanın hayatı sıkıntılı, ölümü zor, hesabı çetin olur…
… Eğer evin reisi olan erkek kötü işleri emrediyorsa, ailesi ona itaat etmez. Çünkü bu reis adaleti çiğnemiş, görevini kötüye kullanmış ve bundan dolayı itaat edilme hakkını kaybetmiştir. Allah’a isyanda hiçbir kula itaat edilmez. Bu durumda kadının değil, kocanın uyarılması ve ıslah edilmesi gerekir…
… Koca aile içinde hak dinin bekçisi, ilahi emirlerin takipçisi ve güzel ahlakın temsilcisidir. O yuva içinde emredilen farzları yapmak ve haramlardan kaçmakla yükümlüdür. Aile fertlerinin geçim, bakım, terbiye ve edeplerinden sorumludur. Onu teftiş eden ve hesabını görecek olan yüce Allah’tır…
… Kadında açıkça görülen kusurlara ve devam eden kötü hareketlere göz yummamalı, onu anlayacağı bir dille uyarıp, doğruyu söyleyerek düzelmesi için kendisine yardımcı olmalıdır. Bu, sevginin gereği, vefanın icabı ve arkadaşlığın hakkıdır.
Bunun yanında kadın hakkında kötü düşüncelere ve yanlış kanaatlere götürecek derecede vesveselere kapılmamalıdır. Onun gizli yönlerini araştırmamalıdır. Her şeyi iğneden ipliğe incelemeye gerek yoktur. Bir kimsenin görünen hal ve hareketlerine göre hüküm vermek yeterlidir. Bunun için Allah Resulü (s.a.v), hainlik yapıyor zannı ile kadınların hatalarını araştırmayı yasaklamıştır…
… Erkeğin dikkat etmesi ve uyması gereken edeplerden bir tanesi de, kadına şaka yapmakta, isteklerine uymakta ve ona karşı davranışlarında, kadının ahlakını bozacak, onun yanındaki vakarını, itibarını düşürecek kadar ileri gitmemesi gerektiğidir.
Orta yolu seçmeli ve ona göre hareket etmelidir…
… Allah’ın Resulü şöyle buyurmuştur: Müminlerin iman yönünden en kamili, ahlakı en güzel olanı ve aile fertlerine karşı en merhametli davrananıdır."
Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurmuştur: "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı davrananızdır. Aranızda kendi ailesine karşı en hayırlı davranan benim. Eşiniz vefat ettiği zaman onu hayırla anın."…
… İnsan ibadet, iş, ilim, bilim, sanat, Allah yolunda hizmet gibi uğraşıları nasıl gerekli görüyorsa helal dairede eğlenmeyi de hayatın bir parçası görmelidir. Aile reisi, bu konuda sadece kendisinin değil hanım ve çocuklarının da ihtiyacını imkanı ölçüsünde gidermelidir…
… Peygamber Efendimiz (s.a.v), Yapacağınız bir hayra önce en yakınlarınızdan başlayın." buyurmuştur…
… Aile reisine düşen görevlerden biri de hanımın hoşuna gidecek işler yapmak, onu sevindirmek, zaman zaman kendisiyle şakalaşmak ve onu rahatlatmaktır. Bu onun sıkıntılarını giderir, öfkesini dindirir, üzüntülerini azaltır, yorgunluğunu alır ve kendisine çalışma zevki verir…
… Rahmet Peygamberimiz (s.a.v) bir gün ashabına, Size cennetlik kadınların kimler olduğunu haber vereyim mi?" buyurdu.
Ashap, "Buyrun, haber verin ya Resulallah"…
Peygamber Efendimiz (s.a.v)…: "Onlar kocalarını çok severler, Onlara çocuk verirler, bir kızgınlık anında veya kendisine kötü davranıldığında ya da kocası ona kızdığında elini kocasının elinin üzerine koyar ve ona, &‘İşte elim elinde; sen benden razı olmadıkça uyku uyumayacağım’ der."…
… Enes (r.a) demiştir ki: Resul-i Ekrem (s.a.v), kadınlara ve çocuklara karşı insanların en merhametlisi idi."…
… Annelerimizden bazıları Resul-i Ekrem’e (s.a.v) sabahtan akşama kadar küserdi. Bazan da Peygamber Efendimiz (s.a.v) onlara küsüp kusurlarını anlamaları için tavır gösterir, süre verir, kendilerinden bir zaman ayrı dururdu. Ama hiçbir defasında elle vurmak, sopa gösterip korkutmak gibi bir tavra girmemiştir. Değil annelerimize, senelerce hizmetiyle şereflenen kimselere bile bir kere elini kaldırmamıştır…
… Aile reisi olan erkek yüce Allah’a karşı sorumludur. Onun ailesine güzel davranması farzdır. Zulüm haramdır. Bunun için kadınlarla güzel geçinmelidir. Onlardan gelecek sıkıntılara katlanmalıdır. Kadınların tabiatı bunu gerektirmektedir. Böyle davranmakla kişi onlara merhamet etmiş olur…
… Eğer sen hanımının doğru, güzel huylu ve ahlaklı olmasını istiyorsan, kendin yüce Allah’a karşı doğru olmaya bak…
… Bir kadının en güzel şahidi kocasıdır; kocasının da şahidi hanımıdır. Herkes kendisini ailesine karşı davranışları ile tanımalı, nefsinin huylarını bu ortamda tesbit etmeli ve yanlışını tedaviye çalışmalıdır…
… Koca hanımının bir huyundan veya durumundan hoşlanmadığı zaman onu hemen gözden ve gönülden çıkarmamalıdır. Kadının kocasına karşı durumu da aynıdır. Kim bilir nefsimizin hoşlanmadığı o durum içinde nice saklı hayırlar vardır. Bu, ileride gözükecektir. Sabredilirse anlaşılır…
Bir olaya sadece nefisle değil, aynı zamanda vicdan, akıl, insaf ve sevgiyle de bakmalıdır…
… Yüce Yaratıcımız bu dünyada her şeyi iyilik olsun, iyiliğe sebep olsun, diye yaratmıştır. Bütün mesele hayatı doğru okumak, doğru anlamak ve doğruluk üzere yaşamaktır.
Yaşadığımız dünyada rahatlık ile sıkıntı iç içe örülmüştür…
… Mutluluk, elindekine sevinebilmek ve onunla yetinebilmektir. Bu da yüce Yaratıcı’nın takdir ve taksimine razı olmakla olur…
… Ebedi tadın yeri ahirette cennettir. Kendisi seven ve ailesinin düşünen kimse, dünya tadıyla yetinmeyip cennete yönelir. Oraya girebilmenin yolu iman, ibadet ve güzel ahlaktır. Bu durumda kul, kendisini cennet nimetlerine götürecek imana yapışır, ibadetlere yönelir, güzel ahlaka sarılır. Yuva bunun sebebi olur…
Nesil, malı değil manevi değerleri korumak, taşımak ve yaymak için lazımdır…
… Bütün dinlerde aile yuvası temel birimdir; insanlık binasının esasıdır. Aile olmadan, nesep korunmadan din yaşanamaz, hukuk uygulanamaz, hayatın bir manası olmaz. Bunun için şu beş esasın muhafazası bütün dinlerin ortak hedefi olmuştur;
1. Tevhid inancını ve dini korumak
2. Canı korumak
3. Aklı korumak
4. Namusu, aileyi ve nesli korumak
5. Malı korumak
… İlk yuva cennette kurulmuştur. Hz. Adem (a.s) ile Hz. Havva validemizin evlilikleri cennette olmuştur. Bu sebeple Allah için yapılan evililikte, cennetten bir tad vardır…
"Allah’a teslim olmuş erkekler ve kadınlar; şeksiz ve şüphesiz bir şekilde iman etmiş erkekler ve kadınlar; sürekli itaat içinde bulunan erkekler ve kadınlar; özü ve sözü dosdoğru erkekler ve kadınlar; Allah yolunda sabreden erkekler ve kadınlar; Allah’tan korkan ve hep huşu içinde bulunan erkekler ve kadınlar; hayır yollarında bolca sadaka veren erkekler ve kadınlar; haramlardan kaçarak hakkı ile oruç tutan erkekler ve kadınlar; namuslarını haramdan koruyan erkekler ve kadınlar; Yüce Allah’ı çokça zikreden erkekler ve kadınlar var ya!; Allah onlar için bir mağfiret büyük bir mükafat (cennet ve cemalini) hazırladı." Ahzab 35.
Hepimizin bu müjdeye ulaşması dileğiyle.
…Günümüzde aile konusunda pek çok sıkıntı yaşanmaktadır. Aile içinde geçimsizlikler, boşanmalar, yanlış davranış ve uygulamalar haddinden fazladır…
Neyin hayır neyin şer olduğunu tesbit için aklı hakem yapamayız. Onun tespiti yüce Yaratıcı’ya aittir.
Zikir, kalbi şeytanın vesvese, hile ve hâkimiyetinden kurtarır. Allah Teala şeytanı hannas" sıfatıyla tanıtmıştır.(Nâs 114/4)
Hannas, sinsi, korkak, boş bulunca dalan, karşı durunca kaçan demektir. Şeytan kalbi boş bulunca dalar, kalp zikre geçince hemen kaçar. Zikre devam ettiği sürece şeytan kalbe yol bulamaz. Kalbe girmek ister fakat zikrin nuru onu yakar. Böylece insan en büyük düşmanından korunmuş olur.
Dinimizde kadınların haklarını yüce Allah belirlemiş ve her müslümana bunları korumayı emretmiştir. Kadınların bunların dışında kendilerini savunmaya ve hak arama derdine düşmesine gerek yoktur.
Kadının gücünü aşan, fıtratına ters gelen işlere heves etmesi, kendisini ezer, etrafını üzer, işi perişan eder.
Adamın biri Abdullah b. Mübarek’e (r.a) gelerek, çocuğundan şikayet etti. Abdullah b. Mübarek,
Çocuğuna hiç beddua ettin mi?" Diye sordu. Adam,
"Evet, ettim." deyince, Abdullah b.Mübarek, "Çocuğunun ahlâkını sen bozmuşsun." dedi.
Hz.Ömer(r.a) bir bayram günü oğlunun eski elbisesini giydiğini gördü. İmkân bulup da ona yeni bir elbise alamamıştı. Onu bu halde görünce ağladı. Oğlu, Niçin ağlıyorsun?" Diye sordu.Hz.Ömer(r.a),
"Diğer çocuklar seni bu eski elbise içinde görünce kalbin incinir ve üzülürsün diye korkuyorum" dedi. Oğlu,
"Babacığım insan bunun için kalbi kırılıp üzülmez ki! Bir insan ancak yüce Allah’ın rızasından mahrum kalır yahut anne babasının hakkını çiğneyip onları incitirse o zaman üzülür. Ben seni memnun ederek Allah Teala’nın benden razı olmasını ümit ediyorum" dedi.
Hz.Ömer(r.a) oğlundan bunları işitince, ağlaması arttı, onu bağrına bastı, kendisine hayır dua etti.
Bir kadın için en kutsal vazife anneliktir, en emniyetli yer yuvasıdır, en güzel arkadaş Allah için yaşayan kocasıdır, en hayırlı meşguliyet ibadettir, en huzurlu an yavrularının sevincini seyretmektir, en güzel süs edeptir.
Güzellik, gönülde ve edepte olursa devamlı olur.
İnsanın gönlünde saklı öyle hazineler vardır ki onlar verdikçe çoğalır; sakladıkça kalbi sıkar, cimrilik yaptıkça gönlü daralır. Bu hazinelerin başında sevgi gelir.
Kadere itiraz eden kimse, başını demir tokmağa vurmuş olur. Demire ne olacak, olan başa olur!
Sevginin kıblesi yüce Allah’tır. İman ve edeple yüce Allah’a bağlanmayan kalplere hakikî ve daimî huzur haram kılınmıştır.
Asıl mutluluk insanın bütün zamanına ve varlığına yansıyan mutluluktur. Mutluluk veren şeyden insanın nefsi lezzet aldığı kadar, ruhu da almalıdır.
Evlilik, kâinata yayılan ilâhi sevgiyi beraber tatmaktır.
Bu dünyada Allah için olmayan her işin sonu ayrılık ve ağlama ile biter.
İnsanı cennete götüren güzel ahlakın bir tarifi şudur: Allah’ın emirlerini ihlasla yerine getirmek; O’nun yarattıklarına sevgi ile hizmet etmek.
Sevgi, yüce Allah’ ın erkekle kadın arasına koyduğu bir rahmettir.
Evlilik, kainata yayılan ilâhi sevgiyi beraber tatmak demektir.
Sonu ölüm ve ayrılık olan bu dünyada acaba gerçek mutluluk nedir?
Hangi hayrımızın affımıza vesile
olacağını bilemeyiz.Aynı şekilde,
hangi günahımızın bizi azaba götüreceğini kestiremeyiz.
Yine,hangi kalbi kırarsak Allah’ın gazabına uğrayacağımızı da farkedemeyiz.En emniyetlisi,hiçbir hayrı küçümsememeli;hiçbir kötülüğü basite almamalı ve haksız yere hiçbir insanı incitmemelidir.
Kalp Cenâb-ı Hakk’a bağlanırsa,göz her şeyde O’nu arar.O’nu arayan bulur.Bulan da kurtulur.
Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: Ölülerinize Yasin Sûresini okuyunuz." [Ebu Davud]
Alimler,Yasin sûresinin ölen kimsenin hem vefatı anında hem de kabri başında okunabileceğini söylemişlerdir.[Süyûti]
Cuma günü geceleri,seher vakitleri,
ramazan ayı,mübarek geceler,
bayram günleri,Kâbe’yi ziyaret anı,
Arafat’ta vakfe zamanı,Hz.
Resulullah’ı (sav) ziyaret zamanları,
salihlerle sohbet,zikir vakitleri ve kalbin ihlaslı olduğu her an dua,
istiğfar ve hayırların en makbul oldugu zamanlardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir