Muzaffer Arslan kitaplarından Kürşad ve Kırk Çeri kitap alıntıları sizlerle…
Kürşad ve Kırk Çeri Kitap Alıntıları
&“&”
Kulaç atacak gücüm olduğu sürece imkânsızlık yoktur.Mutluluğa gelince,ben Kök Tengri’den sürekli mutluluk beklemiyorum.Bir an da olsa o mutlulukla yetinm sini bilirim.
İşte Kök Tengri ona bu mutluluğu vermişti.
Sımsıkı sarıldı Kürşad’ına.Gönlünü saran ateş yavaş yavaş sönüyordu.
On yedi kat gökyüzüne
Çıkan yiğit bozkurtlarım
Başbuğunun her sözüne
Uyan yiğit bozkurtları."
Kök Tengri’nin katında yiğitleriyle yapacağı Kurultay’ı düşündü. İçi huzur dolmuştu.
baktı.
Onu ilk gördüğü gün nasıl çarptıysa kalbi, yine öyle çarpıyor ve yanıyordu içi.O gün bu sancıya anlam verememişti.Oysa şimdi çok iyi biliyordu bu sancının ne demek olduğunu.
Bir taraftan üzerlerine çullanan Çinlileri geri püskürtüyor, bir taraftan da Gökçen’le konuşuyordu.
Yüzündeki kılıç darbelerine ve omzundaki ölümcül yarasına aldırmıyordu.
Gökçek’in billur sesiyle savaşın büyüsüne kapılan yüreği……
Artık omuz omuza , sırt sırta vermiş, düşmana karşı savaşıyorlardı.
Yüreğindeki korkusuzluk ve soyluluk, kolundaki yarayı hissettirmiyordu bile….
Türk olarak doğdum.Türk olarak ölürüm.
Türk’e esaretten daha büyük ceza olamaz."
Kürşad’a yıllarca söylemeye düşündüğü duygusuna artık engel olamamış nemli gözlerle şöyle demişti:
Kalbime saplanan sevda okunu kimselere vermedim."
Belki yaşamının son demlerinde de olsa söylenecek sözü söylemiş ve rahatlamıştı.
Bozkurtlarım, Kök Tengri ye giderken yanımızda en az yüz düşman ölüsü götürmeliyiz.
Ölüm yokluk değildir.
Atam Mete Kağan, Atilla Alp ve bütün Türk ululuları bizleri bekliyor.Onlara onurumuzla Türk gibi gitmek dururken. Esareti kabul etmeyeceğinizi biliyordum.Şimdi son bir saldırı için hazırmısınız ?" diye seslendi.
Karşığında tek bir ses duyuldu.
Kök Tengri sen ulusun.
Tengri Türk’ü korusun.
Gökçen’e dönük yüzünü gökteki bulutlara çevirdi.
Ardından:
Kök Tengri bizi çağırıyor.Gitmeye hazırmısınız ?" diye seslendi.
Etrafında halka oluşturmuş yiğitler hep bir ağızdan:
"Tengri Türk’ü korusun !" diye bağırdı.Kürşad, atına atladı ve Gökçen’e doğru sürdü.
Daha yüksek sesle haykırdı.
Bozkurtlarım, hepiniz duydunuz.İmparator, bana Ötüken’e kağan olmam yönünde teklif sunuyor.
Sizlerede Ayguçi, buyruk erliği, şadlık öneriyor.Bu teklife evet diyenlerin hayatlarını bağışlayacağı bildiriyor.
Sizlere soruyorum.Gönlünde yaşamaya ve bu saydığım tekliflere ilişkin küçücükte olsa bir isteği olan varsa aramızdan ayrılıp imparatorun safına geçebilir.
Şundan emin olun Türk sözü veriyorum.Bu görüşünüze anlayışla karşılık verecem.
Gençsin Ötüken’in senin gibi cesur ve genç yöneticilere her günkünden çok daha ihtiyacı var.
Aklını kullan ve Ötüken’e kağan ol !
Yoksa senden ve adamlarından geriye delik deşik bedenler kalır.
Ne olursa olsun terk edilmemeli; kanlarının son damlasına kadar savunulmalıydı.Bu inanç ve kararlılık, imparatoru ürkütmeye yetmiş ve artmıştı bile….
İmparator tarafından gelen hiç bir teklifi kabul etmemiş,uğruna ölümden çekinmediği Türk illerinin başına kağan olma teklifine, gülerek karşılık vermişti.
Bu teklif,Kürşad için en büyük hakaretti.
Kırk yiğidiyle büyük eziyetleri göze alıp çıktığı yolda onuruyla ilerlemişti.
İmparatorum, sarayı basan ve yüzlerce muhafızımızı öldüren kurt töreli Köktürkleri kayda gececekmiyiz ?
Tengri tanıktır bize.
Çinli gelecek dize." diye haykırdı.
Yüz zırhlı askere karşı otuz yedi Köktürk göğüs germişti
Karşısında dimdik duran otuz yedi atlıyı merakla seyrediyordu.
Aklım almıyor bir türlü .Bir avuç Türk bunca işi nasıl yaptı.Yüzlerce Çin askerini nasıl öldürdü." diye sordu…
Türk,özgürlük,töre,düzen ve cesaret demektir.
Kürşad,
Haberciye Bir daha gelme !Gelirsen Ölürsün !
Buna ne sizin Tanrılarınız ne de İmparatorunuz engel olabilir.
Bizler bir ölür, bin diriliriz."
Türk, yeryüzünden topyekün kaldırılmadığı sürece bağrından yiğitler çıkacaktır.
Türk’ü bilmeyen , tanımayan bizimle bilecek ve tanıyacak.
Türk’ü sınayanlar bizimle titreyecek ve irkilecek.Dostlarımız bizimle sevinecek; düşmanlarımız bizimle uykusundan olacak.
Herkes Kök Tengri’nin Türk’e verdiği güç karşısında saygıyla egilecek..
Anladım ki ölüm bize çok yakın
Felekten armağan bu kutlu gece
İlk bakış isyandır her türlü güce
uzaklaşmış sayılır.
Her çiçek Gökçen’di
Her çığlık Gökçen.
ölmekte.
biliyordu.
Türk’ün kara yazgısını aydınlığa kavuşturmak,onlara bir görev olarak verilmişti.
İşkencelerle öldürülen onlarca Türk erlerinin her birinin kanı yerde kaldığı sürece bana mutluluk haramdır." dediği günler geldi aklına.
Elini kurt başlı kılıcına götürdü.
Bir Türk erine karşılık bin Çinli öldürülmediği sürece bana mutluluk yok diye haykırdı geldi.
İşkencelerle öldürülen onlarca Türk erlerinin her birinin kanı yerde kaldığı sürece bana mutluluk haramdır." dediği günler geldi aklına.
Elini kurt başlı kılıcına götürdü.
Bir Türk erine karşılık bin Çinli öldürülmediği sürece bana mutluluk yok diye haykırdı geldi.
Kök Tengri’nin yeryüzüne gönderdiği bozkurt yürekli Alplar,Asenalar,hoş geldiniz.
Bu gün benimle olmayı ve Ötüken’in yazgısını yeniden yazmayı düşünen kırk yiğitle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum…
Bu öyle bir aşktı ki özlem ve vefayla doluydu.
Hasretle yoğrulmuştu.
ayıramazdı.
KÜRŞAD,
Güneş Tuğumuzdur
Türk birliğidir Ülküm
Gök çadırımızdır
Ötüken’dir kutlu yurdum.
Kürşad ve 40 Çeri
Sizler her biriniz bir alev topusunuz…
Açılan tünel, Ergenekon’un hoş kokusunu başka dünyalara taşıyordu.
Güzel bir bahar sabahıydı.Güneş, henüz yeni yeni doğmuştu.Mevsim bahardı.
Türk’e kefen biçenlerin
Türk kanını içenlerin
Türklüğüne küsenlerin
Kanı akar Ötüken’de…
Bozkurt selama durunca
Kök Tengri buyruk verince
Gök At meydanlarda olsun
Kurt bile koyunu boğmaz
Altay Dağı Türk olursa…
Ve bir gün bir yiğit çıkar,Türk soyunu ayağa kaldırır.Kök Tengri’nin de yardımıyla yeniden diriltir.
Ölümden korkmayız biz,Vatan bizi kahreden.
Sınırları ören bir örümcek gibi korku içinde yaşayan Çin’i,yaptıklarına pişman etmenin zamanı gelmedi mi. ?
Kök Tengri katında kağanlıkla değil; Turan soyuna özgürlük sağlamakla anılmak istiyorum.Çünkü ulu kök Tengri dünyaya mutluluk ve özgürlük getirmekten öte ne ister bizden ? Tek bir ülküm var oda Ötüken’e,Turan illerine daha sonrada bütün yer yüzüne özgürlük getirmek.
Bütün askerlerin özlemini dile getirmişti Kutlu şad.
Yer yarılacak Altay dağları yıkılacaktısanki
Yer ve gök inledi.
Ötüken…Ötüken…Ötüken..İllede sen…Sonsuza kadar sen…"
Kürşad.
Kök Tengri’nin kut verdiği, Tanrı dağı’nın gök yeleli bozkurtları.
Ötüken’i siz yiğitlerime, sizleri de gök kalpaklı, bozkurt yürekli Kutalmış Alp’a bırakıyorum.Türk töresi üzerine yaşamaktan öte bir amacınız olmasın.Çorak yürekli Çin sözlerine sakın kanmayın.Bu gün çıkacağımız yolculukta kutlu ataların, gök yeleli Bozkurt’un bizlere yol göstereceğine olan inancım tamdır.
Ergenekon’da rehberimiz olan gök yeleli Bozkurt’un izinden ayrılmayın.İçinizden seçtiğim arkadaşlarınız için kök Tengri’ye Dua edin.
Kök Tengri sen ulusun
Her yerde sen olursun
Vatansız Türk olur mu ?
Tengri Türk’ ü korusun.
Tengri yardımcın olsun
Yolunu bozkurt buksun
Eğer gücün yetmezse
Türk erleri kavuşsun
Yanlız unutma ki ey oğul:
Kurtlar mertçe saldırırken avına
Çakallar üsüşür hemen yanına."
Yiğitler Hep Bir Ağızdan;
Kürsad’ın buyruğuyla toplandık Altaylarda
Ruhumuzu satmadık Çin denen alçaklara
Türklüğünden utanan kahpeler namert olur
Türk’e kefen biçenin ölümü berbat olur.
Su vermeyene süt ver..!"
Kürşad’a ve arkadaşlarına,
Kök Tengri,kılıçlarınızı keskin etsin.Oklarınızı hedeflerine ulaştırın."dedi.
Bugün ya onurumuzla savaşacağız ya da bir ömür onursuzca mankurt (beyni yıkanmış) olarak yaşayacağız."dedi..
Kürşad ve yiğitleri ölüm saçıyordu etrafa.
Çıldırmışçasına kılıç sallıyor,ok atıyor;önlerine gelen bütün Çin askerlerini biçiyorlardı.
Kürşad,kayalıklara gizlediği her ölçünün öldürdüğü Çinli’de Ötüken’i hatırlıyordu.
Ötüken’in acısını dindirmeye hazırmısız ?diye sordu.
İlk defa Kürşad tarafından dillendirilenKürşad Yeminini" ettiler.
"Gök girsin kızıl çıksın.
Kök Tengri sen tanıksın."