İçeriğe geç

Mustafa Kemal ve Zaferleri/Ön Asya Diktatörü Kitap Alıntıları – F. Perrone Di San Martino

F. Perrone Di San Martino kitaplarından Mustafa Kemal ve Zaferleri/Ön Asya Diktatörü kitap alıntıları sizlerle…

Mustafa Kemal ve Zaferleri/Ön Asya Diktatörü Kitap Alıntıları

&“&”

Afyon’dan İzmir’e kadar çekiliş yollarında karşılaştıkları köyleri yakmak ve halkı öldürmekle Yunanlılar Mustafa Kemal’e karşılık veriyorlardı.
Mustafa Kemal, sıradışı kişiliği ve eşsiz önderliği ile kendine özel güvenilir yöntemlerle Yunanlılara ve Bağlaşıklara karşı da zaferi sağlayacaktı.
Bir ulusta inanış ve güven esini uyandırmak kolaydır. Ancak halkta buna bağlanma ve sarılma çabasını ve arzusunu yaratmak güçtür
Mustafa Kemal iyi bir önder olduğu kadar, kusursuz bir devlet başkanıydı. O, Avrupa’nın nasıl yenilebileceğini çok iyi biliyordu.
Sevr Antlaşması gerçekte Avrupa diplomasisinin bir masalı olmaktan ileri gidemedi.
Anadolu kıtasına ayak basar basmaz yüzünden maskesini attı ve devrim bayrağını çekti. Onun bayrağı altına her yerden akınlar başladı. Türk Ocakları var olan tek politik ve dini dernekti. Derneğin üyeleri de bu uğurda çalıştılar.
İngiltere Yunanlıları Anadolu’ya saldıracak en uygun kuvvet olarak görüyordu. Çünkü Yunan Ordusu yorgun değildi zafer heyecanı içindeydi ve kusursuz bir biçimde silahlandırılmıştı.
Resmi ilişkilerde gayet ağırbaşlı olan Atatürk, gerektiğinde ulusuyla birlikte neşelenir.
Atatürk, tarihten gerçek dersler almış olan az bulunur büyüklerden biridir. Bütün gayret ve uğraşısı yalnız kendi ulusu içindir.
Bir ulusta inanış ve güven esini uyandırmak kolaydır. Ancak halkta buna bağlanma ve sarılma çabasını ve arzusunu yaratmak güçtür.
Tuzakları fark etmek için tilki, tilkileri korkutmak için de aslan olmak gerekir.
Savaş şiddet politikasının son aşamasıdır.
Mustafa Kemal, geçmişte hilali zaferden zafere koşturan gerçekçi sert yöntemlerle Türkü yeniden yarattı.
Sevr Anlaşması Türkiye’ parçalanmasının ve bir daha birleşememesinin haritasını çizmişti, fakat bu komedyaya Ankara’dan gülen ve alay eden Mustafa Kemal olmasaydı…
Sevr Anlaşmasının Mustafa Kemal için bir kağıt parçası kadar bile önemi yoktu.
Eğer başında bulunduğum Türk ulusunun yakınmalarına karşın, Bağlaşıklar geçmişte olduğu gibi insanlık dışı hareketlerini sürdürecek olurlarsa, bunun sonucu ölçüsüz bir biçimde ağır ve acıklı olur. Bunun etkileride bir kaç ülkeyi değil, hiç değilse iki kıtayı birden kapsar."
Mustafa Kemal Atatürk’ten General Gouraud’a
“Eğer başında bulunduğum Türk ulusunun yakınmalarına karşın,Bağlaşıklar geçmişte olduğu gibi insanlık dışı hareketlerini sürdürecek olurlarsa,bunun sonucu ölçüsüz biçimde ağır ve acıklı olur.Bunun etkileri de birkaç ülkeyi değil,hiç değilse iki kıtayı birden kapsar.”
… Eğitim görmüş bir Türk, konuşurken belirli hükümet biçimlerine inanmaktan ibaret olan demokrasiyle halkın yararı ve iyiliği için çalışmak demek olan demokrasiyi birbirinden ayırt eder. Onlar, halkın iyiliği için çalışan bu tür demokrasiyi Halkçılık" diye isimlendiriyorlar. Bentham’ın "En büyük sayıya en büyük iyilik" diye anlatmak istediği şeyin güzel bir anlatımıdır ve bu konuda Atatürk &‘ün hükümeti, bazı batı demokrasilerini utandırabilir.
Resmi ilişkilerinde gayet ağırbaşlı olan Atatürk , gerektiğinde ulusuyla birlikte neşelenir.
Bir ulusta inanış ve güven esini uyandırmak kolaydır. Ancak halkta buna bağlanma ve sarılma çabasını ve arzusunu yaratmak güçtür

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir