Ebu’l-Leys Semerkandî kitaplarından Tenbihü’l Gâfilîn ve Bostânü’l Arifîn kitap alıntıları sizlerle…
Tenbihü’l Gâfilîn ve Bostânü’l Arifîn Kitap Alıntıları
&“&”
1.) Ucbu (kendini beğenme hastalığını) kırmak için amel yapmaya iznin ancak Allah’tan olduğuna inanmak. Amel işleyen kimse, o ameli işlemeye muvaffak kılanın Allâhu Teâlâ olduğunu bilmelidir. Bunu bilince de şükürle meşgul olur ve amelini beğenmekten yani, ucuptan kurtulur.
– Allah’ın size bahşetmiş olduğu ilimden istifade etmek için geldim, dedi ve şu soruları sordu:
– Bana anlat; gökyüzünden daha ağır olan bir şey var mı? Yeryüzünden daha geniş bir mekân var mıdır? Taştan daha sert, ateşten daha sıcak bir şey var mı? Zemheri soğuğundan daha soğuk olan şey nedir? Denizden daha derin olan bir şey var mı? Yetimden daha zayıf kimse var mıdır?
Bir rivayette sonuncu olarak, zehirden daha zehirleyici ne vardır? diye sormuştur.
Âlim bu sorulara şöyle cevap verdi:
"Masum iffetli birine atılan iftira göklerden daha ağırdır. Hak yeryüzünden daha geniştir. Kanaatkâr bir kalp denizlerden daha derindir. Bedendeki hırs duygusu ateşten daha sıcaktır. Kişinin yakınlarına ihtiyaç duyduğu bir anda onlardan bir fayda görememesi zemheriden daha soğuktur. Küfür üzerine yaşayan bir kalp taştan daha katıdır.
Söz taşıyan kişinin yaptığı çirkinlik ortaya çıkınca, onu yetimden daha zelil duruma getirir.
Zehirden daha zehirli olan şey ise açığa çıkan söz taşımadır. Yani sahibini birdenbire zehirler, denilmiştir
Ya alim ol, ya öğrenci ya da dinleyici ol. Sakın bunların dışında dördüncüsü olma, perişan olursun.
Kolaylaştırınız; zorlaştırmayınız. Sevindiriniz; nefret ettirmeyiniz."
İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?" (Rahman 55/60) âyetini, "Lâ ilâhe illallah diyen kimsenin mükâfatı cennetten başka bir yer midir?" şeklinde tefsir etmiştir.
2. Günahkâr, fasık birinin övülmesi.
3. Kadının kadınla ilişkiye girmesi.
4. Erkeğin erkekle ilişkiye girmesi.
– Ey ölüm meleği! Benim yarattıklarımdan geriye kim kaldı, diye sorar. Ölüm meleği,
Ölmeyen, her zaman hayat sahibi olan siz, bir de aciz ve zayıf kulunuz ölüm meleği. der. Allah Teâlâ ona,
– Ey ölüm meleği! Sen benim, "Her nefis ölümü tadacaktır" (Âl-i imrân 3/185) Sözümü işitmedin mi? Sen de benim yarattıklarımdan birisin. Bildiğin gibi seni yaratan da benim. O halde sen de öl, buyurur.
Bunun üzerine ölüm meleği kendi canını alarak ölür.
Kıyamet günü ölüm, alacalı bir koç sûretinde cennet ve cehennemliklerin görebileceği bir yere getirilir. Sonra cennetliklere,
– Ölümü hatırladınız mı? diye sorulur. Onlar bakarlar ve onu tanırlar. Daha sonra cehennemliklere,
– Ölümü tanıdınız mı? diye sorulur. Onlar bakarlar ve hatırlarlar. Sonra (alacalı koç sûretindeki) ölüm cennet ile cehennem arasında bir yerde kesilir. Ardından şöyle seslenilir:
– Ey cennetlikler! Sizler ölümsüzsünüz; bundan sonra size ölüm yok! Ey cehennemlikler! Sizlerde ölümsüzsünüz; aynı şekilde size de ölüm yok
1. Cimri.
2. Yaptığı iyiliği başa kakan.
3. İçki müptelası.
4. Anne ve babasına asi olan.
1. Zenginliği mal-mülkte aradık, fakat o kanaatte imiş.
2. Rahatı bollukta aradık, ancak o yoklukta imiş.
3. Üstünlüğü güzellikte aradık, ancak o takvada imiş.
4. Nimetin yeme içme olduğunu zannettik ve onlarda aradık, fakat o İslâm’da ve Allah’ın ayıplarımızı örtmesinde imiş
– Ey Rabbim! Sen âdemoğluna, içlerinde seni zikredebilecekleri evler (mescidler) verdin; benim evim neresi? diye sordu. Allah Teâlâ
– Senin evin hamamlardır, dedi. İblis (aleyhillâne),
– Onlara sohbet, ilim meclisleri verdin; benim meclislerim neresi? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Sokaklardır, buyurdu. İblis (aleyhillâne),
– Onlara okumaları için Kitap (Kur’an) verdin, ben neyi okuyacağım? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Senin okuyacakların şiirlerdir, buyurdu. İblis (aleyhillâne),
– Onlara konuşma verdin; benim konuşmam ne olacak? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Senin konuşmaların yalan sözler olacak, buyurdu. İblis (aleyhillâne),
– Onlara ezan verdin; benim ezanım ne olacak, diye sordu. Allah Teâlâ,
– Senin ezanın çalgı aletlerinin sesi olacak, buyurdu. İblis (aleyhillâne),
– Onlara peygamberler verdin; benim elçilerim kimler olacak? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Kâhinler, buyurdu. İblis (aleyhillâne),
– Onlara kitaplar verdin; benim kitabım hangisidir? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Vücuda yapılan dövmelerdir, buyurdu. Iblis (aleyhillâne),
– Onlara çeşitli tuzaklar verdin, benim tuzaklarım nelerdir? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Senin tuzakların kadınlardır, buyurdu. İblis (aleyhillâne),
– Onlara yiyecekler verdin, peki benim yiyeceklerim neler olacak? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Allah’ın ismi anılmadan yenilmeye başlanan her yemek senin yiyeceğin olsun, buyurdu. İblis (aleyhillâne),
– Onlara çeşitli içecekler verdin; benim içeceklerim neler olacak? dedi. Allah Teâlâ,
– Sarhoş edici her şey! buyurdu.
Nebi (sallallahu aleyhi vesellem) daha sonra şöyle buyurdu: "Bakara sûresini öğreniniz; çünkü onu okumak bereket, okumayı terketmek ise ahirette hasrettir. Onu okuyan kimseye sihir tesir etmez."
Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) ardından şöyle dedi: "Bütün bunlar, Kur’an’ı öğrenen, okurken düzgün okuyan, onunla amel eden, onun hakkını çiğnemeyen ve Kur’an okumayı geçim sebebi yapmayanlar içindir."
Şaka yapan hafife alınır.
Bir şeyi çok yapan onunla anılır.
Çok konuşanın yanlışı çok olur.
Yanlışı çok olanın hayâsı azalır.
Hayâsı az olanın takvâsı az olur.
Takvası az olanın kalbi ölür.
Kalbi ölene ise azab müstehak olur.
Şunlardır:
1. Bu ümmeti zaif olarak yarattı, tâ ki, kibre kapılmasınlar.
2. Onları küçük yarattı, tâ ki yemek, içmek ve giymek dertleri az olsun.
3. Ömürlerini kısa kıldı, tâ ki günahları da az olsun.
4. Onları fakir eyledi, tâ ki, ahirette hesapları az olsun.
1. Yumuşaklıkla geri çevrilen öfke yutkunması
2. İnsanın başına gelen bir musibetten sonra sabrederek yutkunması.
1.Boş sözlerden, yalan ve gıybetten uzak durmasıyla
2.Kalbinde kimseye karşı kin, haset ve düşmanlık görülmemesiyle
3.Kötü arkadaşlarından ayrılmasıyla
4.Ölüme hazırlıklı olması, geçmişte yaptığı günahlara pişmanlık duyması ve Rabbine ibadet etmede gayretli olmasıyla.
Kolaylaştırınız; zorlaştırmayınız. Sevindiriniz; nefret ettirmeyiniz."
Ey Rabbim! Sen bize bir tane rahmet gönderdin ve bu rahmetle bize ikramda bulundun. Bu ikram da İslâm! Bize yüz rahmetini indireceğin kıyamet günü nasıl affını ummayalım ki!
Ey Muhammed! Allah’a yemin ederim ki, şayet ben bir sivrisineğin canını almayı istesem, Allahu teâlâ onun canını almamı emretmedikçe hiçbirşey yapamam."
Mal sahibi dirhemine kadar sorguya çekilir; ilim sahibi her sözü ile cennette bir derece alır.
Bir kimse Allah’ın cehennemden azat ettiği kimseleri görmek isterse ilim öğrenen talebelere baksın."
~Hadis
1-Hiç çekinme duygusu olmayan korku,
2-Talepsiz reca,
3-Kasıtsız niyet,
4-Gayretsiz dua,
5-Pişmanlık duymadan yapılan tevbe,
6-Amellerini açık yapmak, gizlememek,
7-Çok ama ihlassız amel."
— Bilmeyene bir defa yazıklar olsun. Bilip de gereğini yerine getirmeyene, yedi defa yazıklar olsun.
– Allah’a en sevimli gelen huy üçtür:
a) Cezalandırmaya gücü yettiği hâlde affetmek.
b) Hiddet anında kendine hâkim olabilmek.
C) Allah’ın kullarına şefkatli olmak.
Bir kimse Allah’ın kullarına şefkat gösterirse Allah’tan şefkat görür.
– Üç şey var ki, bir kimse onları özünde toplarsa tüm imani kalbinde toplamış olur:
a) Darlıkta da sadaka vermek.
b) Insaf ve merhamet sahibi olmak
c) Halka karşı emin biri olmak.
Nebi (sallallahu aleyhi vesellem) daha sonra şöyle buyurdu: "Bakara sûresini öğreniniz; çünkü onu okumak bereket, okumayı terketmek ise ahirette hasrettir. Onu okuyan kimseye sihir tesir etmez."
Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) ardından şöyle dedi: "Bütün bunlar, Kur’an’ı öğrenen, okurken düzgün okuyan, onunla amel eden, onun hakkını çiğnemeyen ve Kur’an okumayı geçim sebebi yapmayanlar içindir."
atanı da cehenneme götürür."
– Ben ve yetime bakan cennette böyleyiz."
– "Böyleyiz" derken iki şehadet parmağını yan yana getirdi.
1. Bir zâlimin dilindeki (hıfzındaki) Kur’an-ı Kerim.
2. Kendisinde ezan okunup da içinde namaz kılınmayan cami.
3. Bir evde bulunup da okunmayan Mushaf-ı Şerif.
4. Kötü bir millet içinde sâlih bir kimse.
Resulullah (sav) ona şöyle buyurdu:
Kalbinin yumuşamasını, ihtiyacının giderilmesini istiyor musun?"
O gelen:
– Evet! İstiyorum, deyince şöyle buyurdu:
-"Yetime merhamet et. Onun başını okşa. Yemeğinden ona da yedir. Böyle yaparsan ihtiyacın giderilir."
İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?" (Rahman 55/60) âyetini, "Lâ ilâhe illallah diyen kimsenin mükâfatı cennetten başka bir yer midir?" şeklinde tefsir etmiştir.
"O Allah, &‘Lâ ilâhe illallah’ diyenin günahını bağışlayandır. "Lâ ilâhe illallah’ diyenin tövbesini kabul edendir. &‘Lâ ilâhe illallah’ demeyene de azabı pek çetindir."
Benim ve benden önceki peygamberlerin (aleyhisselâm) söylediği sözlerin en hayırlısı &‘Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilâh yoktur)’sözü-dür,"
Şu dört şey kişiye cefadır.
1. Kişinin ayakta bevletmesi.
2. Namazı bitirmeden önce alnına gelen toz toprağı silmesi.
3. Ezanı işitmesine rağmen ezan sözlerini tekrar etmemesi.
4. Yanında ismim anılmasına rağmen bana salâtü selâm getirmemesi."
Ey Muhammed! De ki:
"Sübhânallâhi ve’l-hamdu lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm, adede mâ alimallahu teâlâ, ve zinete mâ alimallahu teâlâ, ve mil’e mâ alimallahu teâlâ" de. Kim bunları bir kere söylerse, Allah (celle celâluhû) onun hakkında defterine şu beş şeyi yazar:
1. Allah (celle celâluhu) onu "Allah’ı çokça zikredenler zümresi’nden yazar.
2. Bu zikir kendisine, Allah Teâlâ’yı gece gündüz zikredenlerden daha fazla sevap getirir.
3. Cennette kendisi için bir ağaç dikilir (mutlaka cennete girer, o ağaca sahip olur).
4. Kurumuş yaprakların ağaçtan döküldüğü gibi onun da günahları dökülür.
5. Allah (celle celâluhu) o kimseye rahmet nazarıyla bakar. Allah Teâlâ her kime rahmet nazarıyla bakarsa ona azap etmez."
1. Allah dostları olan salihlerin meclislerinde bulunmak.
2. Kur’ân-ı Kerîm okumak.
3. Mideyi haramlardan korumak.
4. İbadet etmek üzere gece kalkmak.
5. Seher vakitlerinde dua edip Allah’a yalvarıp yakarmak.
– Ey Allah’ın Resûlü! Kişi nasıl acele eder? diye sordular. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle cevap verdi:
– Kul, &‘Ben Allah’a dua ediyorum, ancak dualarım kabul olmuyor’ der (işte bu acele etmektir).
– Ey kulum! Sen bana şu gün dua etmiştin. Ben ise senin duanı beklettim. İşte bu sevaplar, ettiğin duaların karşılığıdır, der. Kula o kadar çok sevap verilir ki dünyada yapmış olduğu hiçbir duanın kabul olunmamış olmasını temenni eder."
günahı silinmek sûretiyle onun duası kabul edilir."
Her kim şu beş şeyle rızıklandırılırsa, beş şeyden de mahrum olmaz:
1. Her kime şükür nimeti verilmişse, kendisine verilen nimetler daha da artırılır. Ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
"Şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım" (İbrahim 14/7).
2. Her kim sabır nimeti ile rızıklandırılırsa, sevaptan mahrum kalmaz. âyet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
"Yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir" (Zumer 39/10).
3. Her kim tövbe etme ile rızıklandınılırsa, tövbesinin kabul edilmesinden mahrum bırakılmaz. âyet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
"O, kullarının tövbesini kabul edendir" (Şura 42/25).
4. Her kim istiğfar etme ile rızıklandırılmışsa, günahlarının affolun masından mahrum bırakılmaz. âyet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
"Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır" (Nuh 71/10).
5. Her kim dua ile rızıklandırılmışsa, duaya icabet etmede mahrum bırakılmaz. âyet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
"Bana dua edin, kabul edeyim" (Mümin 40/60).
– Ey Rabbim! Senin sevdiğin kişilerle buğz ettiğin kişileri nasıl tanıyabileceğim? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Ey Musa! Ben bir kulu sevdiğim zaman onda iki alamet meydana getiririm, dedi. Musa (aleyhisselâm),
– Ey Rabbim, onlar nelerdir? diye sordu. Allah Teâlâ,
– Ona, beni zikretmesini ilham ederim, o da beni zikreder. Ben de onu yeryüzünün ve gökyüzünün melekûtunda (melekler arasında) anarım. Bu kulumu, azabıma ve intikamıma maruz kalmaması için, haram kıldığım ve buğzettiğim şeylerden korurum. Ey Musa! Ben bir kula buğzettiğim zaman, onda iki alamet meydana getiririm, dedi. Musa aleyhisselâm)
– Ey Rabbim, onlar nelerdir? diye sordu. Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
– Ona zikrimi unuttururum. Nefsiyle onu yalnız başına bırakırım ki, haram kıldığım ve öfkelendiğim şeylere düşsün. Böylelikle azabıma ve gazabima müstahak olur.