İmam Buhari kitaplarından 7 İmamdan Sahih Kudsi Hadisler kitap alıntıları sizlerle…
7 İmamdan Sahih Kudsi Hadisler Kitap Alıntıları
&“&”
“Kişi ile şirk arasında namazı terk etmekten başka bir şey yoktur. Kişi namazı terk ettiği zaman artık şirk koşmuş olur”
“Bizimle, Onlar arasındaki sözleşme namazdır. Kim namazı terk ederse kafir olur”
Ebu’d-Derdâ (r.anh)’yı işittim.
Demişti ki:
Resulullah (sav)’ı işittim, şöyle buyurdu: Müşrik olarak ölenle, bir müslümanı haksız yere öldüren hariç, Allah bütün günahları affedebilir."
(Tirmizî, Birr 26)
“Helak edici yedi şeyden sakının!” buyurdu. Ona: “Ey Allah’ın Rasûlu! Onlar nelerdir?” diye soruldu. O da;
1- Allah’a şirk koşmak,
2- Sihir yapmak,
3- Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek,
4- Yetim malı yemek,
5- Faiz yemek,
6- Düşmana hücum sırasında savaştan kaçmak,
7- Namuslu ve kendi halinde bulunan mümin kadınlara zina iftirası atmak” buyurdu.
(Müslim, Sıyâm 197, No: 1162).
Konuştuğunda yalan söyler, kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz."
Devamında şöyle buyurmuştur "Oruçta tutsa namazda kılsa,müslüman olduğunu iddia etse de münafıktır"
Bunları helal kazançla karşılamaya güç yetiremeyen baba veya aile reisi de harama yönelmeye kendini mecbur sanacak.
Böylece çocukları babalarının, hanımıda kocalarının felaketini hazırlamış olacak.
– Ya Resülallah! Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir"?diye sordu. Hz. Peygamber:
-"Konup göçendir"cevabını verdi. Adam:
-"Konup göçen kimdir?"diye sorunca,
-"Kur’ân’ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince de tekrar başlayandır" cevabını aldı.
Tirmizî, "Kur’ân,"11
Her insan hata eder.
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30
(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)
Erteleyen helâktadır (helâk oldu)…
Allah’ın Rasulü (sav) ile birlikte bir cenazede idik.
Hemen kabrin kenarına oturdu. Rasulullah (sav) ağladı ta ki toprak ıslandı ve sonra şöyle buyurdu:
Ey kardeşlerim!
Bunun benzeri gün için hazırlık yapınız.
— Nefsimi elinde tutana yemin olsun ki, dünya bitmeden insanlara öyle bir gün gelir ki, öldüren niye öldürdüğünü, ölen de niye öldüğünü bilmez.
— Denildi ki:
Nasıl öyle bir şey olacak ki?
— Dedi ki: Herc (nedeni ile böyle olur).
Öldüren de, ölen de cehennemdedir.
Her kim, söylemediğim şeyleri bana isnâd ederse Cehennem’deki yerine hazırlansın!
Her kim benim ağzımdan bilerek yalan uydurursa Cehennem’deki yerine hazırlansın!
Rasulullah (صلى الله عليه و سلم) şöyle buyurmuştur:
Mîrac gecesinde, bakır tırnakları olan bir kavme uğradım. Bunlarla yüzlerini (ve göğüslerini) tırmalıyorlardı.
"Ey Cebrâil! Bunlar da kim?" diye sordum, şöyle cevap verdi:
"Bunlar, insanların etlerini yiyenler ve ırzlarını payimal edenlerdir."
Müslümanların gıybetini yapmayın.
Onların ayıplarını araştırmayın!
Zira kim kardeşinin ayıplarını takip ederse, Allah onun ayıplarını takip eder.
Allah kimin ayıplarını takip ederse, o kimse evinin ortasında bile olsa, Allah onu rezil eder!
“Biz aynı yaşta gençler topluluğu olarak Rasûlüllâh (sav)’a geldik ve onun yanında yirmi gece kaldık. Rasûlüllâh (sav) son derece hassas ve yufka yürekliydi. Ailelerimizi özlediğimizi veya onları arzu ettiğimizi anlayınca, geride kimleri bıraktığımızı sordu. Biz de söyledik. O şöyle buyurdu:
Ailelerinizin yanına dönün, onlarla birlikte kalın, onlara öğretin, dinî görevlerini yapma-larını ve haramlardan çekinmelerini emredin." Ayrıca bir kısmını bellediğim yahut belleyemediğim daha başka şeyler de söyledi. "Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öyle namaz kılın. Namaz vakti gelince, biriniz size ezan okusun ve yaşça en büyük olanınız size imamlık yapsın."
Yeryüzü bana mescit ve temizleyici kılındı.
Ümmetimden birine namaz vakti nerede gelirse namazı orada kılsın.
“Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terketmesi, kişinin iyi müslüman oluşundandır.”
**************************************************
Allah (cc) şöyle buyuruyor :
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?
(Saff Sûresi – 2.Âyeti Kerîme)
Bunları helal kazançla karşılamaya güç yetiremeyen baba veya aile reisi de harama yönelmeye kendini mecbur sanacak.
Böylece çocukları babalarının, hanımıda kocalarının felaketini hazırlamış olacak.
Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Ümmetimden birkısım insanlar Dicle denen bir nehir yanında. Basra denen geniş bir düzlüğe inerler. Nehrin üzerinde bir koprü vardır. Oranın halkı (kısa zamanda) çoğalır ve muhacirlerin (müslümanların) beldelerinden biri olur. Ahir zamanda geniş yüzlü, küçük gözlü olan Beni Kantura gelip nehir kenarına inerler. Bundan böyle (Basra) halkı üç fırkaya ayrılır:
— Bir fırka sığır ve kır develerinin peşlerine takılıp (kır ve ziraat hayatına dönerler, bunlar) helak olurlar.
— Bir fırka nefislerini(n kurtuluşunu esas) alırlar (ve Beni Kantura ile sulh yolunu) tutarlar. Böylece bunlar küfre düşerler.
— Bir fırka da çocuklarını geride bırakıp onlarla savaşırlar. İşte bunlar şehit olurlar."
Resullah (sav) cehennem köpekleri bidat ehlidir" buyurmuştur.
Rüku yapmak isteyince de (ellerini iki omuzu hizasına kaldırmak suretiyle) aynı şeyi yapardı. Rükudan başını kaldırınca da aynı şeyi yapardı Ancak bunu, secdeden başını kaldırırken yapmazdı. (Bir başka rivayette: "Bunu, secde ederken yapmazdı" denmiştir)
Kim Allah’a ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e (olan) sevgisini (artırmak) isterse, Kur’an okusun!”
Üç haslet vardır ki, bunlar kimde bulunursa, imanın tadını alır:
▪ Kendisine, Allah ve Rasûlünün, herkesten/her şeyden daha sevgili olması;
▪ Sevdiyi kimseyi yalnızca Allah için sevmesi;
▪ Allah’ın, imansızlıktan kurtarıp İslâm’ı nasib ettiği kimsenin tekrar küfre dönmekten, ateşe atılmaktan hoşlanmadığı gibi hoşlanmaması.
Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Gerçek müslüman olmak demek; güzel ahlaklı olmak demektir. Günah ise, kalbini tırmalayıp rahatsız eden (tereddüt uyandıran) ve insanların bilmesini istemediğin her şeydir.”
Osman b.Affân bir kabrin başında durduğunda sakalı ıslanıncaya kadar ağlardı. Bir defasında ona, &‘Cenneti ve cehennemi düşünürken ağlamıyorsun da bunun için mi ağlıyorsun?’ denildiğinde şöyle cevap verdi: &‘Resûlullah (sav) buyurdu ki, &‘Kabir, âhirete giden yoldaki konaklama yerlerinden ilkidir. Kişi ondan sağ salim kurtulursa sonrası daha kolay olur. Eğer kurtulamazsa ondan sonrası daha çetin gelir.’
Sakın sizden bir kimse kararsız olup da: "Ben insanlarla beraberim, eğer insanlar iyilik yaparsa ben de iyilik yaparım, kötülük yaparsa ben de kötülük yaparım" demesin.
Aksine, NEFSİNİZİ sâbit tutun, halk iyilik yaptı mı siz de iyilik yapın, kötülük yaparsa zulme yer vermeyin."
Fitne zamanında ibadet, tıpkı bana hicret gibidir."
“İstedim ki, emredeyim namaz kılınsın sonra ben namaza gelmeyen kavmin evlerine geleyim başlarına yakayım.”
Ümmetimle ilgili olarak en çok korktuklarım Allah’a şirk koşmalarıdır.
Dikkat edin ben size onlar aya, güneşe veya puta tapacaklar demiyorum. Fakat Allah’tan başkasının emirlerine ve arzularına göre iş yapacaklar.
Rasulullah (sav) buyurdu ki;
“Kadın avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan, bakışları ona çevirtir. Kadının Rabbine en yakın olduğu yer, evinin ortasıdır.
”İbni Huzeyme (3/93) İbni Hibban (12/412, 413) Bezzar (5/489, 492) Taberani (9/295, 10/108) Deylemi (6713) Abdulhak İşbili Ahkam (2/46) Hatib Tarih (8/451) Darekutni İlel (5/314) “hasen, sahih” kaydıyla Tirmizi (1173) Mecmauz Zevaid (2/35) mevkuf olarak da rivayet edildi İbni Ebi Şeybe (2/157) lakin Darekutni merfu olarak rivayetinin sahih olduğunu belirtti. Münziri ve Heysemi dediler ki; “Bunu Taberani Evsat’ta İbni Ömer (r.anh)’dan sahih isnad ile rivayet etti.” Bkz.: Mecmauz Zevaid (4/314) Tergib ve Terhib (1/304) Elbani de sahih olduğunu belirtmiştir.
Allah ilk muhacir hanımlara rahmet eylesin. “Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle…” ayeti nazil olunca elbiselerinin bir parçasını yırtarak yüzlerini örttüler. Rasulullah (sav)’in arkasında başlarında kargalar varmış gibi namaz kıldılar.
[Buhari (4759) Ebu Davud (4102) Taberi (18/94) Beyhaki (7/88) İshak b.Rahuye (1280) Hakim (2/431, 4/216)) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s.173) İbn Ebi Hatim Tefsir (8/2575)] Fethu’l-Bari (8/490) İbni Habib Gaye ve Nihaye (s.213) Durru’l-Mensur (8/209) Zemahşeri Keşşaf (4/401)
İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.
Ölümü bilen kişi, bu değersiz dünyadaki kötülüklere ve endişelere daha kolay dayanır."
— Ey Allah’in elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?
Hz.Peygamber de şöyle buyurdu:
Sağlığın yerinde olup malına düşkün olduğun, fakirlikten korkup zenginliğe tamah ettiğin halde verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de falana şu kadar", "filana bu kadar" demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.
“Şeytan, Âdemoğlunun damarlarında kanın dolaştığı gibi dolaşır.”
Bu Hadis-i Şerifi şerh eden bazı âlimler, bunun engellemesi için şeytanın dolaşım yollarının açlık ile daraltılması gerektiğini beyan ederler.
“Kalplerinizi çok yiyerek öldürmeyiniz. Çok su ekinleri öldürdüğü gibi, muhakkak fazla yemek de kalbi öldürür.”
Erteleyen helâktadır (helâk oldu)…
Hz.Muhammed (sav)
Erteleyenler helâktadır (helâk oldu)"
Rasûlullah ﷺ suskunluğu uzun, gülmesi ise az olan birisiydi."
Resûlullah (sav)…
اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى"¹
Diye Dua ederdi…
———
[¹] Anlamı: Allah’ım, bana hidayet ve takvayı ver ve (senin sevmediğin şeylerden) uzaklaşmayı ve kendinden başkasına muhtaç olmamayı nasip et.
Dinini bildiğin sürece, fitne sana zarar vermez. Muhakkak ki fitne hakk ile batılın (birbirine karışıp) sana benzer gelmesidir ki sen hangisine tabii olacağını bilemezsin. İşte bu fitnedir!"
Resulullah (sav)’ı işittim, şöyle buyurdu:
"Müşrik olarak ölenle, bir müslümanı haksız yere öldüren hariç, Allah bütün günahları affedebilir."
Açıklama….
Bu hadis, uzunca bir rivayetten bir parçadır.
— Hadisin zahiri, bir mü’mini meşru bir sebep olmadan taammüden (bile bile, kasıdla) öldüren kimsenin mağfirete mazhar olamayacağını ifade etmektedir.
— Nitekim bu ma’nâyı teyid eden âyeti kerime de var:
"Kim bir mü’mini taammüden öldürürse onun cezası ebedî kalacağı cehennemdir" (Nisa 93).
— İşte bu, İbnu Abbâs’ın görüşüdür. Ancak selefin cumhuru ve Ehl-i Sünnetin tamamı âyette gelen hükmü tağlize hamlettiler ve katilin tevbesinin de diğer günahkârların tevbesi gibi sahih olacağını söylediler.
— Ve dediler ki: "Cezası cehennemdir" sözünün ma’nâsı, "Hak Teâlâ’nın "Allah kendisine şirk koşanı affetmez, bunun dışında dilediğini affeder" âyetine temessüken (uyarak), dilerse onu mükâfatlandırır" demektir.
— Bu hususa delil doksandokuz kişiyi öldürüp sonra tevbe için râhibe gelince, "Bunun tevbesi yok" cevabı üzerine onu da öldürüp yüze tamamlayan İsrailli katildir. Bu durum, bu ümmetten öncekiler için sâbit olursa, kendinden önce mevcut olan birçok ağır teklifler üzerinden kaldırılmış olan bu ümmet için evleviyetle mevcuttur."
— Yani, âlimler getirdikleri açıklamalara dayanarak bu hadisin zâhiriyle amel etmezler, teviliyle amel ederler.
Resulullah (sav) buyurdular ki:
"Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?"
"Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine:
"Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam:
"Ya benim söylediğim onda varsa, (Bu da mı gıybettir?)" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir."
Ey Allah’ın Resulü! dendi,
"Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden, nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!" diye cevap verdi.
Yeryüzünde sen ve benden başka müslüman bilmiyorum.
Ey Kureyş Halkı! Allah’a yemin olsun ki! İçinizde Benim dışımda hiç bir kimse İbrahim’in dini üzere değildir"
Allah ilk muhacir kadınlarına rahmet etsin. Allah "Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar" ayetini indirince, onlar elbiselerini yırtıp elde ettikleri parça ile yüzlerini örttüler"
İbn Ebû Şeybe, Dua, 1, No: 29134
سعيد بن المسيب عن عائشة أن التي -صلى الله عليه وسلم – قال لها: «يا عائشة إن گنت
ألمم بذنب فاشتغفري الله، فإن العبد إذا ألم بذنب ثم تاب واستغفر الله غير وجل
غفر الله له». قال أبو بكر ما قال شفا: «إن كنت بذنب ألممت فاستغفرى الله، فإ
التوبة الدم والإشتقاژ». وأكثر ذلك يثول على الأول ..
Said b.Müseyyeb’in Hz.Âişe (r.a)’den aktardığına göre; Peygamber (sav) Âişe (r.a)’ye:
Aişe! Eğer bir günah işlediysen Allah (cc)’tan bağışlanma dile. Zira kul bir günah işler de sonra pişman olur, Allah (cc)’tan bağışlanma dilerse, Allah (cc) onu bağışlar” buyurdular.
Resulullah ﷺ buyurdu ki:
Mü’minler arasında imanca en kamil olanı, ahlakça en güzel olanıdır. En hayırlınız da kadınlarına en hayırlı olandır."
“Nebi (sav):
‘Kadın dört şeyden dolayı nikahlanır:
1) Malı için,
2) Soyu için,
3) Güzelliği için,
4) Dini için.
Sen dindar olanı ele geçirmeye bak, teribet yedâk’ buyurdu.”
Teribet yedâk: Arapların manasını kast etmedikleri ve teşvik sadedinde kullandıkları bir ifadedir. Anlamı ise elin fakir olsun demektir. Yani hadiste kasdedilen şudur:
“Dindar olan bir kadınla evlen, elin fakirlik görmez.”
“Âdem (as), toprak ile su arasında (henüz çamuru yoğrulmamışken) ben peygamber idim.”