Mimar Sinan Kitap Alıntıları – Turgut Cansever

Çünkü Allah, ancak ilimleriyle amel edenlere hakikî bilgiyi ihsân eder…

İnsana maddî kudretini büyük ölçüde artırma imkânı bağışlayan makinalar onu (insanı) tabiat ve varoluşa karşı savaşan birisi durumuna dönüştürmektedir.

Son asırda Batı’nın hakim ideolojik temayüllerinin insanın erişebileceği nihai nokta olduğunu zannetmek, dar görüşlülük, tahripkâr gurur ve emperyalistçe bir egosantrizmden başka bir şeyle açıklanamaz.

Bir fermanla Süleymaniye çevresindeki evlerin boyasız ve zamanla kararacak ahşap yapılar olması emredilmiş, böylece geçici malzemeyle vücuda getirilmiş koyu renkli ahşap evlerden oluşan mahalleler arasında külliyenin kalıcı niteliğiyle farklılaşması sağlanmıştır.

Süleymaniye, Sinan için Ayasofya’yı hem yüceltmek hem de eksikliklerini aşmak için bir başlangıçtır.

Yeryüzünde kibirlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.

Niyet herşeyin başıdır…

Çünkü Allah, ancak ilimleriyle amel edenlere hakikî bilgiyi ihsân eder . . .

Teknolojik, iktisadî ve siyasi güçlerin kölesi olan bu çağ, tarih boyunca yaşamış diğer tekâmül safhalarından çok daha geridedir ve hatta tapındıkları şeyin bilincinde olan fetişistik kültürlerden bile daha geridedir.

Açıktır ki, modern çağ, kendi fetişizmlerinin(şirklerinin) bile bilincinde olmayan bir trajik bilinçsizlik çağıdır.

Allah’ın iradesine teslim olmak insanın iki cihandaki saadetine giden tek yoldur. Bu tutum,onun,tabandan tavana, kâinata bakmasını mümkün kılar.

Mimari, yaratılmış âlemi olduğu gibi" anlayan ve değerlendiren akıllı ve sorumlu Müslüman tarafından tasarlanıp uygulanır.
" Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde temiz akıl sahipleri için ayetler vardır. ( Âl-i İmrân 3/190)

İslam mimarisi, ancak şahsi ihtiraslardan, gururdan, her türlü açık yahut gizli fetişistik yabancılaşmalardan(şirk) arındırılması gereken tasarım metodolijisine yansımış İslamî bir tavırla başarılabilir. Yeryüzünde kibirlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne de boyca dağlara ulaşabilirsin. ( İsrâ’ 17/37)

Mekanın bütünlüğü üslúbun ilk ve en yüksek kanunu olurken, ikinci kanunu ise bütünlük ile ferdiyyet arasındaki ilişki gibi bütüncül (total) mekan ile onun icra edilmesi arasındaki mevcut ilişkiyi izah etmektedir.
Bütünlük ve varlık telakkisi içerisinde ferdiyyetin mevkii, mekanik ve organik bütünlük telakkileriyle ilgili iki mümkün telakki, bağımsız birimlerin birbiriyle ve mekan içerisindeki bütünlüğüyle ilişkili olarak düzenlemesiyle alakalı ilkeleri tesis eden iki üslúba, kübistik" ve "organistik" üslúplara tekabül eder.

Genişliğin ritmik düzenlemesine simetri denir.

Mekânın, zamanın bir işlevi olarak organize edilmesi, demek olan ritm" sanat eserinin en üst kanunudur.

Son asırda Batı’nın hakim ideolojik temayüllerinin insanın erişebileceği nihai nokta olduğunu zannetmek, dar görüşlülük, tahripkâr gurur ve emperyalistçe bir egosantrizmden başka bir şeyle açıklanamaz.