İçeriğe geç

Nefis Terbiyesi Kitap Alıntıları – İbni Kayyim El Cevziyye

İbni Kayyim El Cevziyye kitaplarından Nefis Terbiyesi kitap alıntıları sizlerle…

Nefis Terbiyesi Kitap Alıntıları

&“&”

Haydi adn cennetlerine kuşkusuz onlar
Senin asıl vatanın ve oradadır otağların
Fakat düşman bizi esir almıştır acaba biz
Vatanımıza dönüp bir gün olur muyuz özgür?
Selim kalb, içinde hiçbir şirk barındırmayan; aksine isteme, sevme, güvenip dayanma, korkma ve ümit etme bakımından kulluğunu Allah’a halis kılmış olan kalbtir.

Bu kalb, işlerinde sadece Allah’ın rızasını gözetir. Sevdiğinde Allah için sever. Kızdığında Allah için kızar. Verdiğinde Allah için verir; vermeyip tuttuğunda da Allah için vermez.

Kalb Hz.Peygamber (sav)’den başkasına itaat etmekten ve onu anlaşmazlıklarında hakem tayin etmekten uzak durup, söz ve davranışlarında onu (sav) tek ÖNDER ve uyulacak MODEL olarak almadıkça SELİM olmaz.

Kul, bedeni ve kalıbıyla insan değil, ancak kalbi ve ruhuyla insandır.
bu nefis, istikrarsız ve kararsızlığından dolayı bir şeyi yapar ve sonra yaptığından pişman olup, kendini paylar.
İnsanın afeti, yine insan değil midir?
Çünkü kim bir şeyi Allah için terk ederse, Allah’da ona ondan daha hayırlısını verir.
Sabır kaçınılmaz ise, hakka sabret
Bu sabrın sonu olur rahmet
Ancak zina ve homoseksüelliğin necaseti, kalbi bozması ve tevhidi gerçekten zayıflatması açısından diğer necasetlerden daha ağırdır.
Bedenler, kendilerini geliştiren ve güçlendiren maddelerle beslendikleri gibi kalpler de, kendilerini arındıran güçlendiren, destek veren, sevindiren, mutlu eden, canlandıran ve olgunlaştıran iman ve Kur’an’la beslenir.
İmam Şafii, Asr suresi hakkında şöyle söyler: İnsanlar Asr suresini yeterince düşünselerdi, bu onlara yeterdi."
Zira her kim ameliyle şımarıp küstahlaşırsa, Allah’a yükselemez.
Zira nefis, insanı helak olmasına yol açacak şeylere çağırır.
Bedenin hasta olması gibi kalp de hasta olur.
Şifası ise, tevbe ve korunmadır.
Aynanın paslanması gibi kalp de paslanır.
Onu tekrar parlatacak cila ise, zikirdir.
Bedenin çıplak kalması gibi kalp de çıplak kalır.
Onun elbisesi ise, takvadır.
Bedenin acıkması ve susaması gibi kalp de acıkır ve susar.
Onun yiyecek ve içeceği ise, Allah’ı bilmek, sevmek, O’na güvenip dayanmak, O’na yönelip bağlanmak ve hizmet etmektir.
Faydasız konuşmalar, öyle kötülükler meydana getirir ki, hepsi de şeytanın giriş kapısıdır. Gereksiz, faydasız konuşmalardan uzak durmak, bu kapıların hepsini kapatır.
Bakış, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim gözünü Allah için korursa, Allah da kendisiyle buluşuncaya kadar ona kalbinde bir mutluluk duygusu bahşeder."
Allah’tan başkasının yardımına fazlasıyla güvenen insan, sıcak ve soğuktan korunmak için örümcek ağını, yani en dayanıksız evi kendisine gölgelik edinen kimseye benzer.
Temenni, müflislerin sermayesidir."
Kalp sağlığını bozan şeyler beş tanedir:
1) İnsanlar arasına fazla karışmak,
2) Olması veya olmaması yönündeki istekler (temenni),
3) Allah’tan başkasının yardımına fazlasıyla güvenmek,
4) Doyuncaya kadar yemek,
5) Çok uyumak.
Kalpte bir doyumsuzluk vardır; onu Allah’tan başka hiçbir şey asla gideremez.
Ondan başkasına gönül vermek, onu hasta eder. Başkalarını bırakıp, ona dönmek ise iyileştirir.
İnsan her şeyi bilip tanısa; fakat Rabbini tanımasa, o hiç bir şeyi bilmemiş, tanımamış gibidir.
Kalbin hastalığı da: Yaratılma sebebi olan Allah’ı tanıma, O’nu sevme, O’na özlem duyma, yönelme ve O’nu her şeye tercih etme gibi davranışları yapamamasıdır.
İbadetlerin Zorluğu Gider Sevabı Kalır,
Günahların Lezzeti Gider Azabı Kalır.
Özetle; diğer bütün organlar onun (kalbin) hizmetçileri ve askerleridir. Bunda dolayı Peygamber (s.a.v.): &”Dikkat edin! Bedende bir et parçası vardır; o iyi olduğunda bütün beden iyi olur, o kötü olduğunda bütün beden kötü olur. Dikkat edinl Bu et parçası kalptir.&” (Buhari, 52) buyurmuştur.
Havva’yı tanımadan önce sevgisi bana geldi.
boş bir kalpte buluştu ve yerleşti."…bir şair

Halbuki Allah, Kur’an ın hiçbir yerinde nefisten kendisine sığınmamızı emretmemiştir. Nefsin kötülüklerinden sığınma, Cuma namazında okunan hutbe de "nefislerimizin kötülüklerinden ve kötü amellerimizden Allah’a sığınırız" şeklinde geçmektedir.(yine de kitapta en beğendiğim tesbit bu kısım olmuştu)
Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz.. "

İsrâ sûresi | 7. ayet

Onlara biz zulmetmedik;
fakat, onlar kendilerine zulmettiler.

Rabbinin (azap)emri geldiğinde, Allah’ı bırakıp da taptıkları ilâhları, onlara hiçbir şey sağlamadı, ziyanlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı."

Hûd sûresi | 107. ayet

Size ne oldu ki birbirinize yardım etmiyorsunuz?"

Saffat sûresi | 25. ayet

Seleften bazıları şöyle demiştir: Sakın, razı olduğunda rızası onu bâtıla sokan, öfkelendiğinde de öfkesi onu haktan çıkaran kimselerden olma."
Kimin amacı, derdi âhiretse Allah zenginliğini kalbine koyar, dağınıklığını toplar ve dünya ona boyun eğerek gelir.
Kimin de tek derdi dünya olursa, Allah fakirliğini gözünün önüne koyar, topluluğunu dağıtır. Dünyadan da ona ancak takdir edilen gelir.
Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur.
Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun keremini geri çevirecek de yoktur.
O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir.
Ve O bağışlayandır, esirgeyendir."

Yunus sûresi | 107. ayet

Ey Allah’ım! Gayb ilminle ve mahlukat üzerindeki kudretinle, hayat benim için daha hayırlı olduğunu bildiğin sürece beni yaşat. Ölüm benim için hayırlı olduğunda da beni öldür.
Gizlide ve açıkta senden senin haşyetini, öfke ve rızada senden hak sözü, fakirlik ve zenginlikte senden itidali, senden tükenmez bir nimet, kesintisiz göz aydınlığı, kazadan sonra rızayı, ölüm sonrasında serin bir hayat, cemaline bakmanın lezzetini ve zarar veren bir zararlı ve saptıran bir fitne olmaksızın sana kavuşma arzusunu istiyorum.
Ey Allah’ım! İman süsüyle bizleri süsle ve bizleri hidayete ermiş hidayet davetçileri eyle."
~Nesâî (1304-1305)
Şu bir gerçek ki: Allah kalbin tek ilahı ve yaratıcısı, tek mabudu ve isteği ve her şeyden daha çok sevdiği olmadıkça, kalp için asla saadet, lezzet ve nimet olamaz."
Âdemoğlunun mutluluğu, Allah’tan hayrı istemesinde ve Allah’ın kazasına rıza göstermesindedir.
Âdemoğlunun mutsuzluğu, Allah’tan hayrı istemeyi terk etmesinde ve Allah’ın kazasına kızmasındadır. "

|Tirmizî, 2151

.. Ey Allah’ım! İman süsüyle bizleri süsle ve bizleri hidayete ermiş hidayet davetçileri eyle. "

|Nesâî, (1304-1305)

Öfkenden rızana, cezalandırmandan afiyetine, senden sana sığınırım. "

| Buhârî, 6313; Müslim, 2710

Şu bir gerçek ki: Allah kalbin tek ilahı ve yaratıcısı, tek mabudu ve isteği ve her şeyden daha çok sevdiği olmadıkça, kalp için asla saadet, lezzet ve nimet olamaz."
İnsanlar, izzeti kralların kapılarında arıyorlar. Halbuki onu sadece Allah’a itaatte bulurlar.
Kalp bir ayna gibidir.
Heva ise onun pasıdır.
Kalp ne zaman bu pastan kurtulursa, eşyanın hakikatleri onda yansımaya başlar.
Kim ki gözünü Allah’ın haram kıldığından korursa, Allah da onun cinsinden daha hayırlısını ona verir.
O nasıl ki, göz nûrunu haramdan alıkoyuyorsa, Allah da basiret ve kalbine nur salar. Böylece gözünü haramdan korumayanın göremeyeceği şeyleri görür.
Kelamcıların sonu, şüpheye düşmek; tasavvufçuların sonu ise, ölçüsüzlüktür."
.. kim bir şeyi Allah için terk ederse, Allah da ona ondan daha hayırlısını verir.
Hayat ve nur, kulun mutlu olmasının temelidir.
Şu kabirler, içine girenleri karanliklarla kuşatır. Fakat yaptığım duâ ile Allah, onlara kabirlerini aydınlatıyor. (Müslim,956)
Günahlar, kalbin basiretini köreltir, nurunu söndürür, ilim yolunu kapatır ve doğru yolu bulmaya engel olur.
Şeytan ateşten yaratılmıştır. Ateş ise, su ile söndürülür. O hâlde kul, öfke şehvet ateşini ancak abdest ve namazla söndürebilir.
Gerçekten nefis, Rabbimin merhameti olmadıkça, var gücüyle kötülüğü emreder. Yusuf▪︎53
Şeytan tehlikesi nefis tehlikesinden daha büyüktür.
İnsanlar içinde Allah’tan başkasını Allah’a eş edinen kimseler de vardır.
Onları Allah’ı sever gibi severler.. "

Bakara sûresi | 165. ayet

”Ölü kalbin sahibiyle arkadaşlık kurmak, insanı hasta eder. Onunla sosyal ilişkilerde bulunmak, zehirler. Arkadaşlığı ve sosyal ilişkiyi sürdürmek ise helak eder.
.. Kuşkusuz cehaletin şifâsı, sormaktır.

| Ebû Davud (337),İbn Mâce (572)

Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Allah, dilediğine işittirir;
sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin."

Fatır sûresi | 22. ayet

.. ilim ve iman olmayan kalpte hayat yoktur.
Kalp, Allah’tan başka kime güvenip bağlanır ve severse, bu ona en kötü azabı ve işkenceyi tattırır.
Akılların vardığı son bilinmezlik
İnsanların çalışmalarının çoğu boş Ruhlarımız bedenlerden ayrı ve yalnız Dünyamızın özü, cefa ve günahkarlık Ömrümüz boyunca bir fayda sağlamadık Dedikoduların dışında bir şey öğrenemedik
Allah, günahkâr kimsenin sevgi ve saygısını insanların kalplerinden çıkarır.
İnsanlar artık ona saygı göstermez ve sevgi beslemez.
Kur’ân okuduğun zaman seninle âhirete inanmayanlar arasında görünmeyen bir perde kıldık ve onların kalpleri üzerine,
onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk.."

İsrâ sûresi | 45-46. ayetler

Kalpte bir doyumsuzluk vardır; onu Allah’tan başka hiçbir şey asla gideremez.
Kalpte, bir karmaşa ve dağınıklık vardır; onu O’na yönelmekten başka hiçbir şey derleyip toplayamaz.
Kalpte bir hastalık vardır; onu ihlas ve sadece O’na kulluk etmekten başka hiçbir şey iyileştiremez.
Bedenin hasta olması gibi kalp de hasta olur.
Şifası ise, tevbe ve korunmadır.
Aynanın paslanması gibi kalp de paslanır.
Onu tekrar parlatacak cila ise, zikirdir.
Bedenin çıplak kalması gibi kalp de çıplak kalır.
Onun elbisesi ise, takvadır.
Bedenin acıması ve susması gibi kalp de acıkır ve susar.
Zira ibadetiyle övünen kimsenin ameli, göğe yükselmez.
Musa Ey Rabbim!" dedi.
"Seni nerede arayayım?"
Allah : "Beni gönlü kırıkların yanında ara. Zira ben her gün onlara bir kulaç yaklaşırım. Eğer böyle olmasa onlar dağılıp perişan olurlar."
.. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür! "

İbrahim sûresi | 34. ayet

Eğer kendi kusurlarımı bilmeseydim, insanlardan nefret ederdim.
Allah’ın haber verdiği üzere insan; kulak, göz ve kalbine varıncaya kadar her şeyden sorguya çekilecektir.
Nihayet o gün (dünyada yaralandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz. "

Tekasür sûresi | 8. ayet

Herkesin, iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yaptıklarını da karşısında hazır bulduğu günde
(insan) isteyecek ki kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun.. "
Ey iman edenler!
Allah’tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın.

Allah’tan korkun! Çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır."

Haşr sûresi | 18. ayet

Mü’mini ne zaman görsen, onu" Bunu niçin konuştum? Bunu niçin yedim? Bunu niçin içtim?" diyerek kendini hesaba çekerken görürsün.

Günaha batmış insan ise, günahları işleyip durur da kendini hesaba çekmez."

~Hasan Basrî

Artık kim azmışsa ve dünya hayatını âhirete tercih etmişse, şüphesiz cehennem onun için tek barınaktır.."

Naziat sûresi | 37-39

Nefis, kalp ile Yaratıcı’sı arasında duvardır.
Şöyle de: Ey Allah’ım! Bana doğru düşünce ve olgunluk ver. Beni nefsimin kötülüğünden koru."

| Tirmizî (3483)

Eğer kendi kusurlarımı bilmeseydim,insanlardan nefret ederdim."
Hz Ali: Dünyadan uzaklaşmakta, ahirete doğru yaklaşmaktasın. Her birinin insanları vardır. Siz ahiret insanlarından olun, dünya insanlarından olmayın. Bugün çalışma günüdür, hesap yoktur. Yarın ise, hesap günüdür, çalışma yoktur."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir