İçeriğe geç

Filmin Apaçıklığı Abbas Kiyarüstemi Kitap Alıntıları – Jean-Luc Nancy

Jean-Luc Nancy kitaplarından Filmin Apaçıklığı Abbas Kiyarüstemi kitap alıntıları sizlerle…

Filmin Apaçıklığı Abbas Kiyarüstemi Kitap Alıntıları

&“&”

AK: Şimdiye kadar sinemanın tek bir [<kesin>] tanımını bulabilmiş değilim. Sinemanın görevinin hikaye anlatmak
olduğu söylenecek olursa, bana öyle geliyor ki roman çok daha iyi yapıyor bunu.
AK: Bir resmin gizemi
mühürlü kalır, çünkü sesi yoktur
AK: Evet, ama belki de herkes bunun sebebini bilmiyor. Bu imge köylülerin düşlerini ve umutlarını temsil ediyor.
Aynı zamanda içinde kendilerini gördükleri bir ayna oluşturuyor. Bir köylünün yaşamı ne olabilir?… Eti, ekmek parçası, çayı ve sigarası. Eğer bu malzemeler
oradaysa, yaşam, mutluluk oradadır.
Diğeri: Kimse yaşlanmadan gençliği değerlendiremez. Kimse ölümü görmeden yaşamı değerlendiremez.
Hiçbir otorite yönetmenin otoritesini tehdit
etmez, yönetmenin otoritesi ise zaten bakışın isteklerine
boyun eğmiştir
Sinema görmeye sunduğu kadarıyla, bakışı sınırlar da. Çünkü dünyayı bencilce küpün bir yüzeyle sınırlar ve bizi diğer beş yüzden mahrum bırakır.
Yeni bir sinemayı düşünmenin tek yolu seyircinin rolünü daha fazla hesaba katmaktır. Seyircinin müdahil olması ve boşlukları, eksikleri doldurması için tamamlanmamış ve bitirilmemiş bir sinema tasavvur etmek gerekir.
-Abbas Kiyarüstemi
Bir fotoğrafın, bir resmin bir filmden daha değerli olduğunu düşündüğüm oluyor. Bir resmin gizemi mühürlü kalır, çünkü sesi yoktur, etrafında hiçbir şey yoktur.
-Abbas Kiyarüstemi
Kiyarüstemi bu anlamda, karşı karşıya getirdiği varlıklarını karşılıklı saygısını düşünür, onların bakışlarını değiş-tokuş eder ya da kesiştirir erkek ve kadın, çocuk ve yetişkin, şehirli ve köylü, inanan ve inanmayan, meslekler, durumlar, her filmde bir şekilde sürekli bir çeşitleme oluştururlar ve bu çeşitlemenin hareketi böyle bir çok seslilik içinde olayı ve hareketi sağlar.
Kiyarüstemi’de kandırmaca bahsi yalnızca hakikate götürür ve görünüşler ise yalnızca bakış ve gerçekliğin bir arada harekete geçirildiği bir tarzın altını çizmek için devreye girer.
Kiyarüstemi yalnızca yeni bir yönetmen, diğerleri arasına katılan bir başka yönetmen değildir. Sinemanın kendini yenileyişinin yani sinemanın olduğu ama oyuna yeniden sokmaya da asla son vermediği şeye yeniden yaklaşmasının ayrıcalıklı bir tanığı olmayı hak eder.
Çünkü artık o olmadan, yani sinema olmadan biz, biz değiliz ve Kiyarüstemi sineması zaten aynı zamanda bunu da dile getirmektedir.
AK: Evet, ama belki de herkes bunun sebebini bilmiyor. Bu imge köylülerin düşlerini ve umutlarını temsil ediyor.
Aynı zamanda içinde kendilerini gördükleri bir ayna oluşturuyor. Bir köylünün yaşamı ne olabilir?… Eti, ekmek parçası, çayı ve sigarası. Eğer bu malzemeler
oradaysa, yaşam, mutluluk oradadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir