İçeriğe geç

Behçet Bey Neden Gülümsedi? Kitap Alıntıları – Abdullah Harmancı

Abdullah Harmancı kitaplarından Behçet Bey Neden Gülümsedi? kitap alıntıları sizlerle…

Behçet Bey Neden Gülümsedi? Kitap Alıntıları

&“&”

kendimi kendimden kussam da kurtulsam
gene üzüldü ve gene tövbe etti. ne kesin bir galibiyet alabildi. ne kesin bir yenilgi.. her şey iç içe, her şey birlikte. bazen yenerek. bazen yenilerek. bunalarak. üzülerek. ama ne zaman bunalsa insanların bağrına taş taş çakılmış o acıların arasında dolanarak..
(Bir mezarın başında beklerken insan ansızın ürpererek ölünün dirileceği, ayağa kalkacağı, diğer bütün bedenlerle birlikte Allah’a doğru koşmaya başlayacağı, korkudan faltaşı olmuş gözlerle kim bilir neler haykırarak ve çırılçıplak o meydana yöneleceği ânı hayal eder..)
..Belki de bazı insanlar yaşlı doğuyorlar. Genç olmak yakışmıyor onlara.
Belki de bazı insanlar genç ölüyorlar. Yaşlılık yakışmıyor onlara.
Ben hangisiyim?
..Yaşamak ölmeye alışma temrinleri…"
Ben onları eleştirecek olsam,
hayatınızı tuğla biriktirerek geçirdiniz,
namaz abdest tamam da, Kuran’da "yığmayınız" diyor, araba, ev derken, ömür de geçivermiş, derdim;
hadi kendinize ev aldınız ya da yaptırdınız, oğlanlarınıza ev yaptırmak da ne oluyor,
hadi bir tane ev aldınız, ikinci ev de ne oluyor, evin üstüne kat çıkmak da ne oluyor, arsa almak için, ev almak için, çimento için, tuğla için bir ömrü heder etmek de ne oluyor…
Sinema yok… Kitap yok… İlim yok… Tahsil yok…"
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi,
Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan…"
İnsan yalnızlıktan hoşlanmamalı. İnsan insanları sevmeli. İnsan insanlarsız yapamamalı. İnsan için insansızlık sorun olmalı. İnsan insan olmalı. İnsan insan insan insan… Değerini bilmeli. Sevmeli. Dengelemeli. Sorunlar çıkınca insanları silip veya çizip geçmemeli.
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi
Tırnakları ile düzeltemiyor insan…

Didem Madak

Belki de bazı insanlar yaşlı doğuyorlar. Genç olmak yakışmıyor onlara. Belki de bazı insanlar genç ölüyorlar. Yaşlılık yakışmıyor onlara."
…neden yaralıyım ben böyle ve nereden yaralıyım, bu yarayı ne zaman aldım, kim açtı bende bu yarayı, neden bırakıp gitti?!
Kimseler yoksa gözlerimin yaşarmasına aldırış etmiyordum.
Dünyanın bütün büyük olaylarını, hiçbir şey olmuyormuş gibi anlatan yönetmenlere eskiden beri tutkunumdur.
Sana hayatın boyunca kendini gösteren bir şey oldu mu?
Gözleriyle ruhumu acıtıyor..
Gitmiyordum.
Gelmiyordu.
Ona baktığımı biliyordu.
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi
Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan..
Kağıtlarda kokmuyor artık.
Kağıtların bir ruhu vardı.
Az bulunurdu.
Kıymetliydi.
Vara yoğa harcanmazdı.
Pütür pütürdü yüzleri.
Bir asaleti vardı kağıtların.
tedirginsin.
Kıldığın namazın kabul edildiğinden emin olmadığın zamanlardaki gibisin. İçinde bir kırıklık.
Her ömrün sonunda bir feryat gördüm…
Yavaş yavaş ölüme hazırlıyor Allah bizi. Böyle böyle alışacağız gitmek duygusuna.
Hayat hiçbir zaman üstüme olmadı..
İnsanlar sözlerini bitirip bitirip gidiyorlar.
Neden yaralıyım ben böyle ve nereden yaralıyım, bu yarayı ne zaman aldım, kim açtı bende bu yarayı, neden bırakıp gitti?!
Üstüme hüzünler çöküyor. Karalar yağıyor. Kararıyorum.
Kendime ağzıma geleni söyledim. İğrendim kendimden. Kendimi kendimden kussam da kurtulsam dedim.
Bir gün çok daraldım, çok bunaldım, çok ağır geldim kendime ve kendimden çıktım.
Sana hayatın boyunca kendini gösteren bir şey oldu mu?
içinde bitip tükenmeyen bir y e r l e ş m e duygusu vardı.
İnsan insanları sevmeli. İnsan insanlarsız yapamamalı. İnsan için insansızlık sorun olmalı. İnsan insan olmalı. İnsan insan insan insan… Değerini bilmeli. Sevmeli. Dengelemeli. Sorunlar çıkınca insanları silip veya çizip geçmemeli.
Ölüm haberi. Hayatın kesilişi. Bölünüşü. Kırılışı.
Sessizliğin insanın ruhuna verdiği derin bir azap vardır.
Tak! Tak! Tak!
Bu gönül huzur bulmayacak!
Yüreğime üç çivi çaktılar!
Üçü de Nisan ayına rastlar.
Bütün arkadaşlıklar savaşa benziyor. Her an bir hata yapabilir, minderden dışarı atılabilirsin.
Hayata inat. İnsanlara inat. Başaracaktın. Olacaktı bu.
bitti mi? fırtına duruldu mu? o günler eskide mi kaldı?
çok istedim. çok bekledim. çok çalıştım. olacakların olması için.
Eski tadı yok hayatın.
Daralıyorum, vakit de daralıyor.
Kendimi kendimden çıkardım.
Bir gün çok daraldım, çok bunaldım, çok ağır geldim kendime ve kendimden çıktım.
Sana hayatın boyunca kendini gösteren bir şey oldu mu?
Bir insan, bedeninin içine elini sokup kalbini bulup söküp dışarı çıkartabilir mi?
Canı yandığında gülümserdi.
Dünyanın bütün olaylarını, hiçbir şey olmuyormuş gibi anlatan yönetmenlere eskiden beri tutkunumdur.
“Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi
Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan…”
Çok günah işlemiştim. Böyle bir ödül beklemiyordum.
istemek günahsa istememek bilgelik midir?
tedirginsin. kıldığın namazın kabul edildiğinden emin olmadığın zamanlardaki gibisin. içinde bir kırıklık. ne zaman emin olunur? ne zaman tatmin olunur? ne zaman huzur duyulur?
Bu gönül rahat bulmayacak!
Herkesin annesi ölür.
Sen kırk yaşındasın Apo!!
Ne var bunda??
Annen de ölmesin mi?
Sessizliğin insanın ruhuna verdiği derin bir azap vardır. O azabı yaşadık. Sessizliğin insanın ruhuna verdiği derin bir huzur vardır. O huzuru da yaşadık.
Ben onları eleştirecek olsam, hayatınızı tuğla biriktirerek geçirdiniz, namaz abdest tamam da, Kur’an’da yığmayınız" diyor, araba, ev derken, ömür de geçivermiş, derdim.
Annemi öldürdüm.
Gömdüm.
Seneler geçti.
Mezarına gittim.
Dua ettim.
Herkesin annesi ölür.
Sen kırk yaşındasın Apo!!
Ne var bunda??
Annen de ölmesin mi?
“ Sessizliğin insanın ruhuna verdiği derin bir azap vardır. O azabı da yaşadık. Sessizliğin insanın ruhuna verdiği derin bir huzur vardır. O huzuru da yaşadık.”
”yalnızlık değil,hayat üstüme olmuyor…”dedi.”hayat hiçbir zaman üstüme olmadı…”onu duymadılar.”Boğazıma biriken yumruğa rağmen,”bir şeyler yapılamaz mı?dedim.
tedirginsin.
Kıldığın namazın kabul edildiğinden emin olmadığın zamanlardaki gibisin. içinde bir kırıklık. ne zaman emin olunur? nu zaman huzur duyulur? ne zaman biter bu cedel? bunun bir sonu olur mu?
İnsan insanları sevmeli. İnsan insanlarsız yapamamalı. İnsan için insansızlık sorun olmalı. İnsan insan olmalı. İnsan insan insan… Değerini bilmeli. Sevmeli. Dengelemeli. Sorunlar çıkınca insanları silip veya çizip vazgeçmemeli.
Tak tak tak!
Bu gönül rahat bulmayacak!
Kitaplar hep bekliyordu. Beklediği yer değiştirdiğinde mutlu oluyorduk. Garipti.
belki de bazı insanlargenç ölüyorlar, yaşlılık yakışmıyor onlara. ben hangisiyim?
”yalnızlık değil,hayat üstüme olmuyor…”dedi.”hayat hiçbir zaman üstüme olmadı…”onu duymadılar.”Boğazıma biriken yumruğa rağmen,”bir şeyler yapılamaz mı?dedim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir