İçeriğe geç

Dört Derviş Hikayesi Kitap Alıntıları – Kolektif

Kolektif kitaplarından Dört Derviş Hikayesi kitap alıntıları sizlerle…

Dört Derviş Hikayesi Kitap Alıntıları

&“&”

Fakr-I mülk tut, ger istersen kemâl-i saltanat
Kim bu mülkün fethini fağfûr ü hâkân etmedi
“Nik ü bed, hayr ü şer kim bu cihânda eylese,
Kendine âiddir oğlum, kimseye râci değil!”

– Bu dünyada kim bir iyilik veya kötülük yaparsa, yaptığı her şey kendisine dönecektir.

“ Kader gelip çattığında göz, kör olur.”
“Dedi Leyla’ya bir gece [o] ey şûh-I bu hemtâ
Sana aşık olur peydâ benim tegcân- feşân olmaz”

– Bir gece Leyla’ya o, “Ey benzeri olmayan şuh güzel! Sana birçok âşık bulunur ama benim gibi, senin için canını vermeyi hazır olanı bulunmaz!” –

“ Kimse bilmez ben ne türlü yârdân oldum cüdâ
Bir kadd-i şimşâd-ı gül-ruhsârdan oldum cüdâ”

– Nasıl bir yârdan ayrıldığımı kimse bilemez
Güle benzeyen yanağının kokusu mutluluk kaynağı olan yardan ayrıldım –

Yunustan yola çıkarak söyleyelim, o bizim tarihimizdir, dilimizdir, düşüncemizdir, önce zevkimizdir ve nihayet lâtifemizdir.
Fakr mülkün tut ger istersen kemâl-i saltanat
Kim bu mülkün fethini fağfûr u hakan etmedi
Cevr eğer hadden aşa, ben kılmazam kat’-ı ümîd
Yüz tuta dergâhına hâşâ ki kaldın nâ-ümîd
İrem Bağı, Hûd Aleyhisselam zamanında Ad Kavminin reisi olan ve Hûd aleyhisselama inanmayan Şeddad bin Ad’ın, Ya Hûd! Senin ilahın o dünyada yaptığı Cennetle öğünürse, ben de bu dünyada bir cennet yapayım ki, onun Cennetinden daha şahane olsun!" diyerek dünya servetini dökerek yaptırdığı bir bahçedir.
Nîk ü bed, hayr u şer kim bu cihanda eylese,
Kendine aittir oğlum, kimseye raci değil!

(Bu dünyada kim bir iyilik veya kötülük yaparsa, yaptığı her şey kendisine dönecektir.)

[Bu dünyada kim hayır, şer ve her türlü iyilik ve kötülük yaparsa kendisine yapar, başkasına değil. Bunu iyice anla!]
Beni daldığım bu yokluk kuyusunun belirsiz derinliğinden kurtar.
Ve niçin aklını başına toplayıp düşünüp taşınarak yok oluşun bu korkunç kuyusundan selamet sahiline bir yol bulamıyorsun?
Ömr kim başa gelir nişlenûş ikisi bir
Hâb-ı gafletten uyan mevtle düş ikisi bir

(Kime hayat bahşedilmişse bilsin ki bu dünyada bal ile zehir aynıdır. Gaflet uykusundan uyan ki ölümle rüya aynı şeydir.)

Fakr mülkün tut ger istersen kemal-i saltanat
Kim bu mülkün fethini fağfur u hakan etmedi

[Eğer bu dünyada tam bir mutluluk istiyorsan fakr mülkünün yolunu tut.Çünkü ne hakanlar ne de sultanlar bu dünyanın zenginliğini elde edebildi, dünyaya sahip olabildi.]

Cevr eğer hadden aşa, ben kılmazam kat-ı ümid
Yüz tutan dergahına hâşâ ki kalsın nâ-ümid

(Eğer çektiğim eziyet en üst noktaya ulaşırsa ben yine de ümitsizliğe düşmem. Senin dergahına yüz sürenin ümitsiz kalması ne mümkün!)

… denizlerde sebbâh, sahralarda seyyâh bir derviş oldum. Şöyle ki kendi nadanlığımla kaybettiğim kıymetli cevheri bir kez daha bulmak istedim.
Aman! Ey sevgili! Sabır ve metanet sözü verdiğin yemin edip kavilleştiğin şeyden dönüp tahammül şişesini sabırsızlık taşıyla kırma!
Heyhat! Hiç susuz kalmış birisi hayat suyunun yanıbaşında olurda öyle bir sudan içmeme konusunda kendisini men etmeye muktedir olabilir mi?
“ Kader gelip çattığında göz, kör olur.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir