İçeriğe geç

Komün’ün Asi Kadınları Kitap Alıntıları – Gay L. Gulickson

Gay L. Gulickson kitaplarından Komün’ün Asi Kadınları kitap alıntıları sizlerle…

Komün’ün Asi Kadınları Kitap Alıntıları

&“&”

Kötü olan savaştı ve savunmasız kadınlar ile çocuklar onun korkunçluğunun karşı konulamaz simgesiydi..
Kadınları ve çocukları korumak için yürütülen kent savaşının kötü cilvesi,savaşın yine korunmak istenen o insanları tehlikeye atmasındaki ironidir
Bir kavgada ölmek acıklı olabilirdi ama savaş zamanında bu beklenen bir şeydi ve hiçbir taraf kendi düşen adamlarını kurban olarak görmek istemezdi.
İnsanları bu sıkıntılı zamanlarında korkuyla dolduran şey,çok sayıda kişinin Komün adına yapmaya başlayacağıydı.
Burjuvazi,işçilerin haklı olmasından korkmuştu.Hükümetin böylesine kolay alt edilmesine ve olağan düzenin yeniden böylesine hızlı kurulmasına inanamıyorlardı.
Komün süresince göreve seçilen erkekler yeterince tehlikeliydi.Ama kadınlar toplumsal düzene karşı daha büyük tehdit oluşturuyordu.
Devrimciler ne söylemiş ne yapmış olurlarsa olsunlar,çoğu burjuva yalnızca kendi görmeyi beklediğini görebiliyordu.
İnsandaki hayvanlık kalıntılarının açıkça görünür duruma geldiği,insan doğasının böylesi kriz zamanları vardır..
Kadınlar ve çocukların sokaklara çıkıp isyancı güçlere katılmaları ve kurt sürüsü gibi ulumalarını görmek tuhaf bir manzaraydı.
Yoksulluğun zararlı etkileriyle çökmüş yoksul kimi kadınlar…az önce öldürülmüş bir subayın atının hâlâ sıcak etini parçalara ayırdı.
Merhamet çok uzaktaydı ve o da idam edildi
Kadınların &‘artık yeter!’ dediği gün eski dünyaya iyi bakın. Bu kadınlar gevşemeyecek. Kuvvet içlerinde barınıyor, daha yorgun düşmediler. Kadınlara, kadınlara bakın. Özgürlük bayrağını sallayarak Avrupa’yı dolaşan Paule Minck’ten, kırların sonsuz dinginliğinde uyuyan Galya’nın en barışçıl kızlarına. Evet, şimdiye kadar olanlardan bıkmış kadınlar ayağa kalktıklarında onlara iyi bakın. O gün, bu dünya sona erecek ve yenisi başlayacak."
İnsandaki hayvanlık kalıntılarının açıkça görünür duruma geldiği, insan doğasının böylesi kriz zamanları vardır.
Kadınlar bir şeyin olanaklı olup olmadığını değil, yararlı olup olmadığını sorarlar ;sonra da onu yaparlar.
kadın temsilleri, temsil ettikleri devrim ve kadınlar kadar asiydi."
Siyasal ve toplumsal hiyerarşileri sonlandırmaya can atan erkekler, aynı değişimi evlilikte istemiyorlardı. Eğer karı ve koca eşitse, kararları kim verecek diye endişeleniyordu erkekler.
Başlangıçta silahları korumakla görevli muhafızların başarısızlığından yakınan bir kadın şöyle demişti: Eğer korumak için silahlar bize (yani kadınlara) bırakılmış olsaydı, bu kadar kolay ele geçirilmezdi."
kadın temsilleri, temsil ettikleri devrim ve kadınlar kadar asiydi."
kadınları ve çocukları korumak için yürütülen kent savaşının kötü cilvesi, savaşın yine korunmak istenen o insanları tehlikeye atmasındaki ironidir."
olumlu imgeler, kadınların doğal ve kutsal erdemleri olarak algılanan betimler; olumsuz imgeler ise onların korkutucu, doğal olmayan (kadınların doğasının ikili algılanışına dayanarak, eylemlerinin ne derecede doğal ya da doğaya aykırı olduğu her zaman tartışmalı olsa da), cinsel ve dolaylı olarak kötücül yanlarını."
Kadınlar bir şeyin olanaklı olup olmadığını değil, yararlı olup olmadığını sorarlar ;sonra da onu yaparlar.
Kalp sağlam olunca kollar daha güçlü olur.
Devrim eğer kazanmayı umut ettiyse,kadınları tam yurttaşlıktan ayrı tutamaz ve yardım önerilerini geri çeviremezdi,çevirmemeliydi.
Yunancada ve Hint _ Avrupa dillerinde erdem, bilgi ve tinselliğin soyut isimleri genellikle dişi sözcükler olarak tanımlanmıştır.
Kadınların &‘artık yeter!’ dediği gün eski dünyaya iyi bakın. Bu kadınlar gevşemeyecek. Kuvvet içlerinde barınıyor, daha yorgun düşmediler. Kadınlara, kadınlara bakın. Özgürlük bayrağını sallayarak Avrupa’yı dolaşan Paule Minck’ten, kırların sonsuz dinginliğinde uyuyan Galya’nın en barışçıl kızlarına. Evet, şimdiye kadar olanlardan bıkmış kadınlar ayağa kalktıklarında onlara iyi bakın. O gün, bu dünya sona erecek ve yenisi başlayacak."
İnsandaki hayvanlık kalıntılarının açıkça görünür duruma geldiği, insan doğasının böylesi kriz zamanları vardır.
Kadınların, erkek asker ve subaylarla karşılaşmalarında ulusal muhafızlara göre sesleri daha çok çıkmış olabilir. Bu, ya onlar daha konuşkan olarak sosyalleştikleri ya da tabancaları olmadığından tek silahları sözcükler olduğu içindir.
Bize bir gölet olduğunu söylediler. Susuzluktan öldüğümüz için hemen oraya koşturduk. Suyu ilk içen bir çığlık bastı ve kustu. Ah, alçak herifler! Bize kendi insanlarımızın kanını içirdiler." Akşamdan beri yaralılar oraya gidip yaralarını yıkamışlar. Susuzluktan o kadar çekmiştik ki kimileri ağızlarını bu kanlı suyla yıkamayı göze aldı.
Kadın ve erkek tutuklular benzer biçimlerde insanlık dışı ve aşağılayıcı davranışlarla karşılaştılar. Sıcak Mayıs güneşinin ve sırılsıklam eden yağmurun altında şapkasız, aç susuz yürümeye zorlandılar. Yürüyüş hızına ayak uyduramayanlar ile görünürde hiçbir neden olmaksızın başka kişiler de yol kenarında idam edildiler. Hepsi, Komün’e karşı olan Parislilerin ve Versaylıların sataşmalarına ve tacizlerine maruz kaldı.
Siyasal ve toplumsal hiyerarşileri sonlandırmaya can atan erkekler, aynı değişimi evlilikte istemiyorlardı. Eğer karı ve koca eşitse, kararları kim verecek diye endişeleniyordu erkekler.
Kadınların, erkek asker ve subaylarla karşılaşmalarında ulusal muhafızlara göre sesleri daha çok çıkmış olabilir. Bu, ya onlar daha konuşkan olarak sosyalleştikleri ya da tabancaları olmadığından tek silahları sözcükler olduğu içindir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir