İçeriğe geç

Füsusü’l Hikme – Hikmetin Özleri Kitap Alıntıları – Farabi

Farabi kitaplarından Füsusü’l Hikme – Hikmetin Özleri kitap alıntıları sizlerle…

Füsusü’l Hikme – Hikmetin Özleri Kitap Alıntıları

&“&”

O, Son’dur, çünkü her arayıştaki gerçek gayedir.
Yakınlık, mekânsal ve manevîdir; Hakk ise mekânsal değildir. Bu yüzden O’nda mekânsal yakınlık ve uzaklık düşünülemez.
Her sonradan var olanın bir var edicisi vardır.
Bir olan zatı algılanamaz, sıfatlarıyla algılanabilir.
Bir diğeri vehim denilen güçtür. Bu, duyulur şeylerden duyulur olmayan anlamları algılar.
Duyulur nesne, güçlü ise, kendisi ortadan kalksa dahi ardında suretini bırakır. Nitekim göz güneşe bakarsa, kendisinde güneş imgesi belirir.
İnsanî amel; hayatında amaçlanan hedefe ulaşmak için güzeli ve faydalıyı seçmek ve zararlı şeylerin yolunu kapatmaktır. İnsanî amele akıl kılavuzluk eder ve yol gösterir.
Herkes acı verici şeyi hissedecek diye bir şey yoktur. Nitekim dokunma duyusunu yitirip uyuşmuş kimseye ne ateşin yakması ne de soğuğun dondurması acı verir.
Haz, uygun olanını algılanmasıdır; acı ise hoşlanılmayanın algılanmasıdır.
İlk önce hakkı/gerçeği bilirsen, hakkı bilirsin, hak olmayanı da bilirsin. İlk önce bâtılı bilirsen, bâtılı bilirsin, ama hakkı bilmezsin. O hâlde hakka bak, çünkü sen geçicileri sevmezsin; bilakis yönünü hakka dön.
O bilendir ve O’nun eşyayı zatı ile bilmesi, ikinci bütündür; bu bilgisinin sonu ve sınırı yoktur.
O, Hakk’tır/Gerçek’tir/Kalıcı Varlık’tır; Zorunlu Varlık iken nasıl gerçek olmasın ki?!
Her şey, kendisinde çokluğun olmaması itibarıyla, Zorunlu Varlık’ındır.
Zorunlu Varlık ölçü yönünden veya manevî olarak, mahiyetin cüzlerine bölünmez. Çünkü aksi takdirde cüzlerden her biri ya zorunlu olacak ve dolayısıyla birden fazla zorunlu varlık olacaktır ya da zorunlu varlık olmayacaktır.
Yaratılış alemine bakmalı ve ondaki sanatın emarelerini görmelisin ;saf varlık alemine bakmalı ve zatıyla var olan varlığı bilmeli ve O’nun nasıl zatıyla var olması gerektiğini bilmelisin.
İlk önce hakkı (gerçeği) bilirsen, hakkı bilirsin, hak olmayanı da bilirsin. İlk önce bâtılı bilirsen, bâtılı bilirsin, amma hakkı bilemezsin. O halde hakka bak, çünkü sen geçicileri sevmezsin ;bilakis yönünü hakka dön.
0, haktır. çünkü O, kendisine bâtıl olmanın
/ yokluğun karışamayacağı ve her bâtılın-yok olucunun varlığının Kendisi sebebiyle zorunlu olduğu Zorunlu Olan’ dır.
Biliniz Allah dışındaki her şey
bâtıldır / yok olucudur. "
O’nun algılanmaz olduğunu algılamaktan haz alırsın.
Bu yüzden O’nun bâtınlığından/gizliliğinden
zahirliğine/apaçıklığına yol bulmalısın.
Böylece sana en yüce ålem ve rubûbiyet
âlemi, aşağı ve beşerîlik âleminden belirip görünür…
Algılayan ile algıladigi şey arasında, kabul ve bağlantının [yani algının] gerçekleşmesi için bir benzerliğin olması gerekir.
O hálde itminana ulaşmış nefs, bir tür bağlantı ile gizli bir haz yaşar, böylece Hakk’ı her şeyde görür ve kendinden geçer.
Kendi kendine döndüğünde, kendine kızıp canı sıkılır.
İtminana ulaşmış nefsin kemali, İIk Gerçeği O’na ulaşara tanımasıdır.
O hâlde bu nefsin İlk Gerçeği kendisine tecelliği ettiği şekliyle kutsał bir mertebede tanıması, en yüce ve öte hazdır.
ik önce hakkı/ gerçeği bilirsen, hakkı bilirsin, hak olmayanı da bilirsin.
İlk önce bâtilı bilirsen, bâtılı bilirsin, ama hakkı bilmezsin.
O hâlde hakka bak, çünkü sen geçicileri sevmezsin; bilakis yönünü hakka dön…
Yaratılış âlemine bakmalı ve ondaki sanatın emarelerini görmelisin;
saf varlık âlemine bakmalı ve zatıyla var olan bir varlığı bilmeli ve O’nun nasıl zatıyla var olması gerektiğini bilmelisin.
Birliğe gir ki sonsuza kadar saşırıp kalasın.
Birligi sorarsan, O sana yakındır.
Birlik, gölgesini birakınca kalem var oldu.
Küllilik, gölgesini birakınca levh var oldu.
Kalem levhe yaratılacak her şeyi yazdı.
O, gizli-kapalı değildir; O,apaçıktır.
Algılayan ile algıladigi şey arasında, kabul ve bağlantının [yani algının] gerçekleşmesi için bir benzerliğin olması gerekir.
O hálde itminana ulaşmış nefs, bir tür bağlantı ile gizli bir haz yaşar, böylece Hakk’ı her şeyde görür ve kendinden geçer.
Kendi kendine döndüğünde, kendine kızıp canı sıkılır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir