İçeriğe geç

Zorunlu Din Dersinin Hukukiliği Sorunu Kitap Alıntıları – Serkan Kızılyel

Serkan Kızılyel kitaplarından Zorunlu Din Dersinin Hukukiliği Sorunu kitap alıntıları sizlerle…

Zorunlu Din Dersinin Hukukiliği Sorunu Kitap Alıntıları

&“&”

Din ve ahlak eğitim ve öğretiminin devletin gözetim ve denetimi altında yapılmasının nedeni, maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi bu konudaki eğitim ve öğretim özgürlüğünün kötüye kullanılmasını engellemektedir. Dinler hakkında yansız ve tanıtıcı bilgiler vermek ve ahlaki değerleri benimsetmek amacıyla din kültürü ve ahlak öğretimi dersleri ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasına alınmıştır. Din eğitimi yerine ‘’din kültürü’’ dersinden söz edilmesi de bu amacı açıkça ortaya koymaktadır. Bunun dışındaki din eğitimi ve öğretimi, ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin iznine bağlı tutulmuştur.
Laiklik, devletin dini hizmetlerle ölçülü şekilde ilgilenip gerektiğinde bunları sunmasına engel değildir. Çünkü din hizmetleri de toplumsal ihtiyaçlardandır. Bu bağlamda laiklik, din öğretimine devletin yardımcı olmasına engel değildir. Din eğitimine ihtiyaç duyulan toplum kesimine bu olanağın sunulması kamu hizmeti olarak değerlendirilebilir.
Kurulu iktidar olan yasama organının işlem ve eylemlerinin geçerliliği, asli kurucu iktidarın öngördüğü anayasal sınırlar içinde kalması koşuluna bağlanmıştır.
Mahkemeye göre Türkiye’de var olan dinsel çeşitlilik derste dikkate alınmamıştır. Özellikle, Alevilerin Türk nüfusundaki oranı yüksek olmasına rağmen, öğrenciler Alevi inancının itikat veya ibadet unsurları hakkında eğitim alamamaktadır.
Küçüklüklerinden beri bireyler, devletin hangi zor şartlar altında kurulduğu konusunda detaylı bir biçimde bilgilendirilmektedir. Böylece devlet, bireylerin gözünde yarı tanrısal bir oluşum haline getirilmektedir. Bu yöndeki endoktrinasyon nedeniyledir ki bireylerde devletin bir hizmet aracı olduğu algısı oluşmamaktadır. Sonuç olarak da, devlet tarafından yapılan faaliyetlerin ahlaki ve hukuki doğruluğu değerlendirme konusu yapılamaz hale gelmektedir
Kurulduğu tarihten itibaren milli eğitimin ideolojisi incelendiğinde, dinin başta ideolojinin saygın bir ortağıyken daha sonra eğitimden dışlandığı, ardından yeniden saygınlaştırıldığı, son olarak da devlet ideolojisine yardım ettiği için kendisine tahammül edilen ama pek de sevilmeyen ikincil bir role ve etkiye doğru değişim gösterdiği görülmektedir.
Ağırlıklı olarak Sünni inancın öğretilmesine odaklanan ve Alevi inancına mensup öğrenciler içinde de zorunlu olan dersin, 12 yıllık temel eğitimin 9 yılında toplam 1086 sayfadan oluşan ders kitaplarında Alevilik Bektaşilik inancına 16 sayfa ayrılmaktadır. Ayrıca, ders kitaplarında, ağırlıklı olarak Sünni İslam anlatılırken, tasavvufi yorumlar içinde Aleviliğe sadece 8 sayfada yer verilmektedir.
Alevilere göre, ders kitaplarında yer verilen İslam dinine ilişkin bilgiler sadece Sünni İslam’ın kabulleriyle sınırlıdır. Aleviler tarafından, din derslerinde İslam öğretisi olarak Sünni İslam anlayışının esas alındığı, hatta tarihin derinliklerinde kalmış bir takım mezheplerden bahsedilirken günümüzde var olan Aleviliğin okutulan din dersi kitaplarında görmezden gelindiği, Alevi çocuklarının din dersleri sırasında ailelerinden gördükleri dinsel pratikleri öğrenemedikleri, aksine kendilerine din dersi adı altında öğretilen Sünnilik yaşantısının çocuklarının benliği üzerinde çelişkilere neden olduğu ve hem kendilerini hem de ailelerini sorgular hale geldiği vurgulanmaktadır.
Tazminat döneminden başlayarak uzun bir süre Türkiye’de siyasal iktidarın sınırlandırılması, özgürlük ve demokrasinin güçlendirilmesi amacını esas alan anayasal gelişmeler, 1980 müdahalesiyle tersine dönmüş, otoritenin ve devletin güçlendirilmesi ilkesinin benimsenmesine neden olunmuştur. Sonuçta kabul edilen 1982 Anayasası temel hak ve özgürlükler karşısında iktidarı güçlendirme felsefesiyle kaleme alınmıştır.
Dini eğitim verilmesinin amacı bir inancı aşılamak değil, gençlerin dinlerin neden milyonlar için inanç kaynakları olduğunu anlamlarını sağlamaktır.
Her ne kadar bazen bireysel yararlar grup yararından sonra gelmekte ise de, demokrasi basit bir şekilde çoğunluğun düşüncesinin her zaman tercih edilmesi anlamına gelmemektedir. Egemen konumun kötüye kullanılmasının önlenmesi ve azınlıkta kalanlara adil davranılmasını sağlayacak bir dengenin bulunması gerekir.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esas kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.
Eğitim hakkının aynı zamanda negatif yönü de bulunmaktadır. Bu yönü en az pozitif yönü kadar önemlidir. Eğitim hakkı, eğitimde özgürlüğü ve çoğulculuğu gerektirmektedir. Ebeveynler, çocukları için devlet tarafından kurulanlar dışında okul seçmekte ve kendi inançları ile uyumlu olarak çocuklarına dini ve manevi eğitimi temin etmekte serbesttirler. Bunun için bireylere özel okul kurma ve işletme hakkı verilmektedir.
Genel olarak eğitim hakkı, ekonomik ve sosyal hakların bir türü olarak kabul edilmektedir. Eğitim hakkı için devletin etkin katılımı gerekmektedir. Devletin eğitim sisteminin kurulması ve işletilmesi için mali ve teknik imkânlarının bir kısmını bu işe adaması zorunludur. Bu durum, devleti pozitif yükümlülük altına sokmaktadır.
Kısıtlamalarda, bireyin yararına ve menfaatine neyin uygun olduğu konusundaki irade, bireye değil de devlete bırakılmaktadır. Devlet adına ise kararı yöneticiler vermektedir. Hal böyle olunca, özgür olması gereken birey adına bir başka birey karar verme konumuna gelmektedir.
Kurulu iktidar olan yasama organının işlem ve eylemlerinin geçerliliği, asli kurucu iktidarın öngördüğü anayasal sınırlar içinde kalması koşuluna bağlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir