İçeriğe geç

Muhabbeti Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Adamak Kitap Alıntıları – Halime Demireşik

Halime Demireşik kitaplarından Muhabbeti Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Adamak kitap alıntıları sizlerle…

Muhabbeti Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Adamak Kitap Alıntıları

&“&”

İnsan , Güzel olanı sever. Sevdiğine Rağbet ve meyleder …
Ey iman edenler! Allah’ın ve Resulu’nun önüne geçmeyin. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, işitendir bilendir."( el-Hucurat,1)
Ayette belirtilen önüne geçmeme’ hususu, söylenen söz, yapılan iş ve çıkarılan hükümlerde Peygamberimiz’e tam ittiba etme yani O’nun dediklerine harfiyen uyma ve O’na her hususta gösterilmesi gereken edebi muhafaza manasında anlaşılmalıdır.
Salavat, kıyametin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesiledir.
Sizden biriniz namaz kıldığı vakit, Allah’a hamdu sena ile başlasın. Sonra Peygamber(sav)’e salatu selam getirsin. Bundan sonra dilediği duayı okusun. Böylece istediğine nail olmaya daha layık olur."
Tirmizi, Daavat,3473, 3474
Rasulullah’ı sevme iddiasında bulunan kimsenin de bu iddiasını ispatlaması gerekir. Sevgideki sadakat, sevgiliye teslimiyet ve itaatle ispat edilir. Allah Resulü’nü sevdiğini söyleyen kimse, O’nun emirlerine uyup nehiylerinden sakındığı, başka bir tabirle sünnetine ittiba ettiği ölçüde muhabbetinde samimidir.
Eğer bir kişi, O’nun ağzından çıkan ayeti kerimeleri, O söylediği için kabul ediyor ve fakat Hadisi şerifleri, kafasına gönlüne uymadığı için reddediyorsa, durduğu konumu bir daha kontrol etmelidir. Çünkü ayette ifade buyurulduğu gibi, yapmış olduğu bütün amellerinin bir anda yok olması " kuvvetle muhtemeldir. Allah korusun!…
Allah Resulü şöyle buyurmuştur:
Her peygamberin, ümmeti hakkında bir duası olmuştur, o duayı yapmıştır ve kabul edilmiştir. Bana gelince, ben bunu kıyamette, ümmetim için saklıyorum. "
(Muslim fezail 2)
Ben kırmızıya da siyaha da peygamber olarak gönderildim.
Allah Resulü (sav)in Mısırlı cariyesinden İbrahim adında bir oğlu dünyaya gelmişti. Hazreti İbrahim, Tebuk dönüşü hastalandı ve bir müddet sonra da vefat etti.
Allah Resulü buna cok üzüldüler. Mübarek gözlerinden sessiz sessiz merhamet damlaları döküldü. Şöyle buyurdular:
Göz ağlar, kalp mahzundur. Bununla beraber Rabbimizi hoşnut etmeyecek bir şey söylemeyiz…" buyurdular.
Peygamberimiz Efendimizin en büyük davası, ümmetini cehennem azabından kurtarmaktı.
Seven kimse için en ulaşılmaz zaman, vuslat anıdır.
Hasret demlerinde biriktirdiği muhabbet, vuslatla birlikte enginlere doğru kanat açar. Sevgilisiyle karşı karşıya kaldığı o anda, nutku tutulur, bülbül gibi şakıyan dili konuşmaz olur. Onun huzurundayken eli ayağı birbirine dolaşır, hayret, hayranlık ve heyecanından doğru dürüst sevdiğine bile bakamaz.
Ömer bin Hattab (r.a) buyuruyor ki :
Rasulullaha salatu selam getirilmeden yapılan dua ve kılınan namaz,yerle gök arasında kalır da Allah’a yükselemez. "
Allah’ı ve Peygamberini her şeyden çok sevmedikçe tam mümin olunmaz."

(Buhari,iman,9)

(Ey Resulum!)Sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir!.." (el Enfal,33) müşrikler için varid olmuş bir ayeti kerimedir.

İşârî manada bu demektir ki, O Varlık Nurunu gönlünde taşıyan müminler hakkında büyük müjdeler ve mükafatlar vardır. Yani bir mümin kulun gönlü, Rasulullah (sav)’e ne kadar muhabbetle dolarsa, o kadar azabi ilahiden ve gazabullahtan uzaklaşmış olur. Bu, Cenabı Hakkın yüce bir vaadidir.

Sevgi, berrak bir ayna gibidir. İçini dışını yansıtır. Bu sebeple seven kimse, sevdiği kimsenin sevdiğine dost, sevmediğine düşmandır.
Sevgilinin her sözü, emir ;her ricası fermandır. Onun uygun görmediği her şey en kat’i yasaktır. Sevgilinin sözünü çiğnemek, aslında sevgiyi çiğnemektir. Sevende kendi arzusu, isteği tercihi kalmamıştır ki, sevdiğinin dediğine farklı bir düşünce ileri sürsün. Sevenin ihtiyari kalmamıştır ki, sevdiğinin dediğine ayak sürüsün!..
Sevdiğini her an, her şeyden üstün tutan, farkında olarak veya olmayarak hep sevdiğini sayılar.
Seven için tek bir şahıs vardır : Sevdiği.. O’nun dışında bir kemal ve cemal, fazilet ve maharet sahibi yoktur. Olamaz da.. O, gözünü açtığında sadece sevdiğini görür, kapadığında sadece onu..
Allah’ın sevdiğini sevmek, Allah &‘a sevginin bir işareti ve alametidir. O halde sevgiden ve sevmekten Murad, Allah’ ı ve ona götürecek şeyleri sevmektir.
Hani içimde, ta şuracıkta sol göğsümün altında, küçük bir kız çocuğu içimde ağlar durur. Susturamam ben onu.. Kimse susturamaz ya.. Bazen sevdiğimi zannettiğim fanilerden vefasızlık tokadını yediğim zamanlarda küser arkasını döner.
Seven kimse, sevdiği kimsenin sevdiğine dost, sevmediğine düşmandır..
Sevgiyi iki gönül arasındaki bir cereyan hattına da benzetebiliriz. Bu iki şahsın gönülleri haricindekine mahrem bir sırdır. Gönül dünyalarında yaşadıklarını, hissettiklerini birbirlerine sessiz ve sözsüz konuştuklarını yalnız ikisi bilir, yani seven ve sevilen..
Bunun dışında kalanlar için, sevgiden bahsetmek beyhudedir. O ancak yaşayanın bildiği bir haldir. Kısacası tatmayan bilmez.
Seven Sevdiyi uğrunda çilə çəkməkdən, qarşılıq ödəməkdən heç şikayət etməz və etməməlidir. Yoxsa sevgisindəki səmimiyyətə kölgə düşər.
Bütün sevgiler gözümden bir bir düşerken, könlümdeki tutduğum budaqlar tek-tek qırıldıqca anladım ki, bir seni sevmişem, bir seni axtarmışam sevgili zenn ettiklerimde…
Sevgi, iki kalbi birbirine görünmez bir hatla birbirine bağlama sanatıdır.
Düşmanlarını bile af, merhamet, hoşgörü, ihsan ve ikramla mağlup eden bir insanın önünde hangi güç durabilirdi ki?
Sevgideki sadakat, sevgiliye teslimiyet ve itaat ile ispat edilir. Allah Resulü’nü sevdiğini söyleyen kimse, O’nun emirlerine uyup nehiylerinden sakındığı, başka bir tabirle sünnetine ittiba ettiği ölçüde muhabbetinde samimidir.
Mesela bir anne-baba, evlatlarının bir tanesini, normalden çok daha fazla sevmeye başlarsa, Cenab-ı Hak, onların sevgisini belli bir seviyeye indirmek için ilahi ikazlar gönderir. Ya evlatlarını, onların gözünde düşürecek bir takım zaaf ve hatalara mübtela kılar, ya aralarına hasret ve mesafe koyarak birbirinden uzaklaştırır, ya da kaza ve ölümle onların muhabbetini frenler. Bunun en güzel misali, Hazreti Yakub’un oğlu Hazret-i Yusuf’a duyduğu derin muhabbettir. Cenab-ı Hak, Yakup -aleyhisselam-&‘ın muhabbetini itidale çekmek üzere, onu uzun yıllar boyunca evladından ayırmış ve Yusuf -aleyhisselam-&‘ı binbir badireden geçirmiştir.
Allah’ın sevdiğini sevmek, Allah’a sevginin bir işareti ve alametidir. O halde sevgiden ve sevmekten murad Allah’ı ve O’na götürecek şeyleri sevmektir.
Cenab-ı Hakk’ın yaratıp insanoğlunun yüreklerine yerleştirdiği en büyük ilahi sermayelerden birisi olan muhabbet, layıkına ve gerektiği nispette duyulduğunda insanı yüceltir. Aksine layık olmayana ve aşırı derecede gösterilen muhabbet insanı alçaltır, süflileştirir.
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) şöyle buyurur:
(Ashab-ı kiram arasında şu hakikati) duyardık:
Kıyamet gününde bir kişinin yakasına, hiç tanımadığı biri gelip yapışır. Adam şaşırarak:
"-Benden ne istiyorsun? Ben seni hiç tanımıyorum ki!" der.
Yakasına yapışan kişi ise:
"-Dünyada iken beni hata ve çirkin işler üzerinde görürdün de, ikâz etmez, beni o kötülüklerden alıkoymazdın." diyerek ondan davacı olur."
Seninle ölmeye geldim. Seninle dirilmeye hiç ölmemeye geldim.Tıklıyorum gönül kapını… Odalar ardından bağırmıyorum sana. Boynum bükük hasretle eğilmişim kamburum çıkmış. Aynalar gülen yüzümün ardında bir yürek dolusu hüzün ve hasretle geldim. Açar mısın? Sultanım! Kabul eder misim? Bu fakiri, inşirah olmuş sadrına…
Sevgi, iki kalbi, görünmez bir hatla birbirine bağlama sanatıdır.
Sevgideki sadakat, sevgiliye teslimiyet ve itaat ile ispat edilir. Allah Resulü’nü sevdiğini söyleyen kimse, O’nun emirlerine uyup nehiylerinden sakındığı, başka bir tabirle sünnetine ittiba ettiği ölçüde muhabbetinde samimidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir