İçeriğe geç

Sevginin Yasası ve Şiddetin Yasası Kitap Alıntıları – Lev Tolstoy

Lev Tolstoy kitaplarından Sevginin Yasası ve Şiddetin Yasası kitap alıntıları sizlerle…

Sevginin Yasası ve Şiddetin Yasası Kitap Alıntıları

&“&”

Hayatının amacını ve mutluluğunu, her gün ruhunu vesveselerden biraz daha uzak tutma, seni bir/biricik yere götüren sevginin tekâmülünü ilerletme çabalarını görerek yaşa.
Her türlü şiddeti meşrulaştıran bir sosyal yapı safsatası günümüz insanlarının vicdanlarını öylesine gölgelemiş ki, dünyanın müstakbel düzeni safsatası adına durmaksızın işlenen hırsızlıkları ve cinayetleri görmüyorlar; çünkü hepsi, refah adına diyerek şiddetlerini meşrulaştıramayan katil, gaspçı ya da hırsızların işlediği seyrek şiddet girişimlerini görüyorlar.
Yönetim için de aynı şey geçerlidir. Aslında biliriz; bir zalim oluşturur ve bu zalim devletin bütün kokuşmuş süprüntülerini, sırf şahsi çıkarlarının peşinden koşan, onun bunun malını gasp eden, yağmaya katılmak ve baş zorbanın altında küçük zorbalar olmak için üşüşen, bütün hırsızları işe yaramaz tembelleri etrafına toplar.
Hakikat, sadece kötülük yapanlar için tehlikelidir. İyilik yapmak için çalışanlar zaten hakikati severler.
Daha önce, sizi sıkıntıya düşüren görünen şartlar birer engel olmaktan çıkıp hayatınızın giderek büyüyen sevinçleri haline gelecek.
Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, başkalarına da öyle davranın.
Devrimciler, iktidara geçtiklerinde her ne kadar kullandıkları şiddet araçlarından hiçbirisini kullanmayacaklarını söyleseler de, işledikleri suçlar hükümetin faaliyetleri kadar ahlaksızcadır ve insanlık dışıdır. Ve bu yüzden onlar da hükümet gibi aynı şeylerin işlenmesine sebep oluyorlar:husumet, insanların hayvanlaştırılması ve ucuz varlıklar haline dönüştürülmesi
Bu idamlar sizi mezarlarda yatanlardan kurtarmış olabilir ama sadece onlara yakın olanlar arasında değil, onları tanımayanlar arasında da düşmanlarınızın, zararlı gördüklerinizin sayısını iki katına çıkartıyor, siz insanları öldürdükçe, baş düşmanınızdan, yani insanların size karşı nefretinden kurtulma şansınız azalıyor, işlediğiniz suçlarla olsa olsa bu nefreti son katına çıkarıyor ve sizin için taşıdığı tehlikeyi arttırıyorsunuz.
Hristiyanların sefaletinin ardındaki sebep, insanların bilinçsizce inanmaları ve sözde eğitimli insanların da inancı bilinçli biçimde reddetmesidir.
… Göçmen kuşlar için göç etme ve yuva yapma yasası;otçul hayvanlar için otlarla,etçil hayvanlar için de etle beslenme yasası ne kadar kaçınılmazsa günümüz insanları için bize bildirilen en yüce sevgi yasasının uygulanması da o kadar kaçınılmazdır ve bu yasaya uymamak zarar verir..
“İnsanlar tek başınayken işlediklerinde suç sayılan cinayet, kitle halinde yapıldığında fazilete dönüştürülüyor. Mücrimler tahriplerini artırdıkça cezadan muafiyet kazanıyorlar…”
| Cyprion
Gerçeği söylemek kolaydır fakat onu yapmak büyük bir kuvvet gerektirir.
“Servet hırsı çıkış noktası, yüce gönüllülük ise varış noktasıdır.”
İnsanlığın çoğunun yanlış yapması, yanlışın yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez!
“Çevresindekilerin kendisini görmemesi için gözlerini kapayan çocuklar gibi, insanın hiçbir şey görmediğinde kendisinin de görülmeyeceğini inanmaya meyli vardır.”
“Gerçek din, insan ile onu kuşatan sonsuz hayat arasında ilişkinin kurulmasıdır ve insan hayatının bu sonsuzlukla birleştirerek ona yardımcı olmasıdır.”
İyi kimselerin izzeti, başka insanların ağzında değil; kendi vicdanlarındadır.
İdrak ederek yaşamaya başladığınızda, ilk günden, ilk saatten itibaren tam bir özgürlüğün ve mutluluğun ruhunuza akıp durduğunu anlatan yeni, keyifli bir duyguyu yaşayacaksınız.
İnsan düşündüğü için insandır, insanın akla uygun düşünmesi gerektiği açıktır. Akla uygun düşünen bir kişi, her şeyden önce hangi amaç için yaşaması gerektiğini düşünür; ruhu ve Tanrı hakkında düşünür.
Herkesin bildiği gibi ben de biliyorum ki sevgi saadettir; başkalarının bana olan sevgisi bir nimettir ve benim başkalarının olan sevgim daha büyük bir nimettir.
Günümüz insanlarının sosyal konumları yükseldikçe daha bir kendinden emin edayla söyledikleri şeydir bu. “Ben çalmıyorum, gasp etmiyorum ve öldürmüyorum” diyor bir vali, bakan, general, hakim, toprak sahibi, tüccar, asker veya polis. Her türlü şiddeti meşrulaştıran bir sosyal yapı safsatası günümüz insanlarının vicdanlarını öylesine gölgelemiş ki, dünyanın müstakbel düzeni safsatası adına durmaksızın işlenen hırsızlıkları ve cinayetleri görmüyorlar; çünkü hepsi, refah adına diyerek şiddetlerini meşrulaştıramayan katil, gaspçı ya da hırsızların işlediği seyrek şiddet girişimlerini görüyorlar.
Daha iyi bir hayat, ancak insanların bilinci terbiye edildiğinde mümkün olabilir.
İnsanın dürüstlük seviyesi, onun ruhi olgunluğunun göstergesidir
Bir kişinin dini, siyasi ya da bilimsel olan akıl dışı meseleleri savunduğunu görünce şaşırıyorum; hatta biraz daha dikkat edince, onun aslında kendi konumunu savunduğunu anlıyorsunuz.
Siz insanları kutsal yurdu otoritelerinin emriyle böylesine dehşet verici işlem yapılmasının, insanların ruhunda iz bırakmadan yok olacağını düşünüyor musunuz?
İnsanları adalete boyun eğdirmenin mümkün olduğu gerçeği, onları şiddete de boyun eğdirmenin mümkün olduğu anlamına gelmez.
İnsanların çoğunun yanlış yapması, yanlışın yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez.
Gerçek birçok insanın gözünün önünde duruyor, ama çoğunlukla ne bu felaketin sebebini ne de kurtuluş vasıtalarını görmüyorlar.
İnsanı akla aykırı bir hayatın getirdiği acılar, akla uygun hayatın şart olduğu bilincine sevk eder.
Akıl çoğu zaman günahın kölesidir,
sürekli onu haklı çıkarmak için çabalar."
Rüzgar değişmesine rağmen gemiyi hâlâ aynı yönde tutmaya çalışan denizci asla bir limana ulaşamaz."
“İnsanların çoğunun yanlış yapması, yanlışın yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez.”
“İnsanların çoğunun yanlış yapması, yanlışın yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez.”
‘’Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak.’’
‘’Bir insanın dürüstlük derecesi onun ahlaki kusursuzluğunun derecesini gösterir.’’
Tüm kadim dinler , mutlu bir yaşamın temel şartının sevgi olduğunu söyler.
‘’Artık inancınızın olmadığını hissediyorsanız biliniz ki dünyada bir insanın kendini bulabileceği en tehlikeli durumdasınız.’’
Bir can, iki efendiye hizmet edemez…
Mantık, günahın kölesi olmaya yatkındır ve günahın makul olduğunu söylemeye çalışır."
Hükümet, amaçlarına ulaşmak için cinayet işlemektedir.
Çok korkunç! Kötü artık yok; çünkü artık insanların vicdanları da yok!
Akıl çoğu zaman günahın kölesidir,sürekli onu haklı çıkarmak için çabalar"….((("""
Bir bütün olarak diğer insanların yaşamını nasıl düzenleyebileceğimizi tartışmaya o kadar alışmışız ki, bunda hiçbir gariplik görmüyoruz. Bununla birlikte, böyle tartışmalar dindar, dindar olduğu için de özgür insanlar arasında gerçekleşmez. Bu tartışmalar, zorbalığın yani bir ya da birkaç kişinin çoğunluğa hükmetmesinin sonucudur."
Disiplin, kültür ve medeniyet çağındayız. Bununla birlikte bir ahlak çağını yaşamaktan çok uzağız.
Çünkü güç hayatın suretlerinde değil, insan vicdanındadır.
Bir çiçekle yaz gelmez, deniyor; fakat bir çiçekle yaz gelmez diye yazı hisseden ve geleceğini bilen başka bir çiçek açmasın mı?
Anlaşabilmek için belirlenmiş bir zaman yaklaşıyor ve bizim zannettiğimizden çok daha yakında. Dünyadan ayrılmama az kaldığı için ve ufkun ötesinden yayılan ışık bakışımı kapladığı için mi böyle düşünüyorum, bilmiyorum; fakat inanıyorum ki dünyamız "Birbirinizi sevin" sözlerinin, ister bir insan isterse onlara konuşan bir tanrının hakkında olsun, tartışmasız kabul edileceği bir çağa giriyor."
Oysa insanın en fazla muhtaç olduğu ve ona hürriyetini bahşedecek olan asıl kurtuluş, içindeki kötülükten kurtulmasıdır.
Ey insanlar, birbirimizi sevelim, çünkü sevgi Tanrı’dandır ve seven her insan Tanrı’dan doğmuştur ve Tanrı’yı bilir. Hiçbir zaman ve hiç kimse Tanrı’yı görmemiştir, ama birbirimizi sevecek olursak, Tanrı içimizde durur ve O’nun sevgisi bizde ikmal edilmiş olur."
Akıl çoğu zaman günahın kölesidir, sürekli onu haklı çıkarmak için çabalar.
Eğer insanlar tam anlamıyla faziletli olsaydı, asla hakikatten ayrılmazlardı. Hakikat, sadece kötülük yapanlar için tehlikelidir iyilik yapmak için çalışanlar zaten Hakikat-ı sevenler."
Ey insanlar, birbirimizi sevelim, Çünkü sevgi Tanrı’dandır ve seven her insan Tanrı’dan doğmuştur ve Tanrı’yı bilir. Hiçbir zaman ve hiç kimse Tanrı’yı görmemiştir. ama birbirimizi sevecek olursak, Tanrı içimizde durur ve O’nun sevgisi bizde ikmal edilmiş olur,"
Rüzgârın yönündeki değişiklere aldırmadan hep aynı yelkeni açan bir denizci asla hedeflediği limana ulaşamaz."
İyi kimselerin İzzetti , başka insanların ağzında değil, kendi vicdanlarındadır."
İnsanlığın ve onun üyesi olan bireyin yavaş yavaş erimesi boşuna değil! İnsanlığın, kendi labirenti içinde olgunlaşmasına neden teşkil eder.
Bütün içtenliğinizle &‘Tanrım, nasıl istersen öyle muamele et bana!’ diyebildiğiniz zaman kölelikten kurtulup tam anlamıyla özgür olacaksınız. Özgür bir adam, engellerle karşılaşmaksızın hükmedebildiklerinin efendisidir. Bu noktada herhangi bir engelle karşılaşılmayacak tek varlık insanın kendisidir. Dolayısıyla, kendisini değil de başkalarını kontrol etmek isteyen bir kişi görürseniz, bilin ki o özgür değildir. Ancak insanlara hükmetme tutkusunun kölesi olmuştur."
Epiktetos
İnsanın ihtiyaç duyduğu şey, dünyevi sorunlara çözümler aramayı bırakıp doğru soruyu sormaktır: &‘Ben kendi hayatımı nasıl yaşamalıyım?’ Bunu yaptığı zaman sosyal ve dünyevi bağlamlardaki sorunlar kolaylıkla çözüme kavuşacaktır.
Tanrı, insan davranışlarının ölçüsünü kazanç değil, adalet olarak tayin etmiştir. Bu yüzden kârın ne olacağını belirlemek yönündeki bütün gayretler boşunadır. Belli bir eylemin ya da eylem dizisinin kendisi ve başkaları için nihai sonuçlarını hiç kimse bilemez. Fakat her birimiz hangi eylemin adaletli, hangisinin adaletsiz olduğunu bilebiliriz. Her birimiz biliriz ki adaletin sonuçları başkaları için olduğu kadar bizim için de hayırlı olacaktır. Söz konusu hayrın ne olacağını ve nelerden oluşacağını önceden söylemek elimizde olmasa bile bu böyledir."
John Ruskin
Eğer insanlar tam anlamıyla faziletli olsalardı, asla hakikatten ayrılmazlardı. Hakikat, sadece kötülük yapanlar için tehlikelidir. İyilik yapmak için çalışanlar zaten hakikati severler.
Eğer şiddet haricinde hiçbir şeyden anlamadığı düşünülüyorsa, insana neden akıl verilmiş?
İnsanları yönetmek için onların aklını yok sayıp üzerlerinde kuvvet uygulamaktan başka yol olmadığına inananlar, insanlara, daha iyi dönmeleri için gözlük taktıkları dolap beygirlerine davrandıkları gibi davranırlar.
Hayatın kaynağı, içimizdeki sevgide gösterir kendini. Başka bir deyişle, insan hayatının özü ve bu hayata hükmeden en yüksek yasa sevgidir."

"Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme." Araf 199.Ayet

Toplumun ve onun parçası olan insanın yoldan sapması boşuna değil! Bu, insanlığın kendi çıkmazları içinde olgunlaşmasını sağlayacak.
“Pes etmemek için olayların derinliğini görmeye ve tüm bunların gelip geçici olduğuna ve ne olursa olsun içimde daha fazla güç olduğuna kendimi ikna etmeye çalışıyorum. Sonra yüreğim yeniden sevinçle doluyor ve olanları silip götürüyor. Hayatım işte bu zihinsel kavgayla geçip gidiyor.”
“İnsanlar harici bir cehennemden kaçıyor oysa asıl korkmaları gereken şey içlerinde taşıdıkları cehennemdir.”
“Artık inancınızın olmadığını hissediyorsanız biliniz ki dünyada bir insanın kendini bulabileceği en tehlikeli durumdasınız.”
Çünkü güç hayatın suretlerinde değil, insan vicdanındadır.
Milletlerin silahlanması, hükümet liderlerinin birbirlerine tehditler savurması, ırkçılığın hortlaması, aynı ülkenin insanları arasındaki kötülük, gerçekten talihsiz olaylar; ama aynı zamanda gelecekten haber veriyorlar; yok olmak üzere olan bir şeyin son çırpınışları bunlar.
Kendisini değil de başkalarını kontrol etmeyi isteyen bir kişi görürseniz, bilin ki o özgür değildir. Ancak insanlara hükmetme tutkusunun kölesi olmuştur.
Epiktetos
Kötücül hayatlar için, iyilik yönünde atılan her adım sevgiden çok eziyet getirir.
Gerçeği söylemek kolay görünse de onu yapmak için içte büyük bir kuvvet gerekir.
İnsanlar hayatını düzenini şiddet aracılığı ile sürdürmeye öylesine alışmışlar ki, şiddet olmadan hayatın sürdürülebileceğini anlamıyorlar.
İnsanın dürüstlük seviyesi, onun ruhi olgunluğunun göstergesidir.
Eğer şiddetten başka bir şeyden anlamadığı düşünülüyorsa, insana neden akıl verilmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir