İçeriğe geç

Bozadam Kitap Alıntıları – Ömer İzgeç

Ömer İzgeç kitaplarından Bozadam kitap alıntıları sizlerle…

Bozadam Kitap Alıntıları

&“&”

Inkâr, taşınması ağır bir yüktür."
Biz bir hata yaptık. Kuşaklar boyunca tekrarlanan bir hata. Yalnızca yaşlıların bunadığına inandık. Aslında bunamak, biz yaşlıların değil, adına yaşam denilen düşün tam içinde olup da onun değerinden habersiz bir biçimde uyuklayanların yazgısıymış."
Umut, acıların kaynağı bir illettir. Nihayetinde bunu öğreneceksin."
Var olmanın, farklılıkları yok etmekle mümkün olacağını düşünüyorlardı. Korkmuşlardı ve korku, ötekini yok etme dürtüsünü beraberinde getiriyordu. Sayıları bizden fazlaydı ve ruhları kararmıştı."
Biz onlara Solukbenizliler deriz. Ama bu hiç önemli değil. Göreceksin, her zaman bizler ve ötekiler olacak. Isimler değişecek, zaman akacak, yerler değişecek ama öteki olan daim kalacak."
Yaşanmadan edinilen bilgi yalnızca bilgidir. Cansız, şekilsiz ve durağan."
Gez, gör, sor. Ancak ruhuna dokunmayı beceren muhabbeti, ufkunu açan ve gönlünü genişleten birini buldun mu da yakasını bırakma."
İnkar, taşınması ağır bir yüktür.
Sormayan, özünü bilmekten kaçan biri etrafını nasıl anlayabilir ki? Biz özden ve onu bilmekten korkmanın, kendimizden ayrı düşmenin asıl karanlık olduğunun farkına varamadık.
Saf olmayan, kötücül olan kanla arıtılacak. Ve acıyla.
Konuşamıyorum. Ağzımdan dökülemeyen kelimeler içimde birikiyor. İçim tıka basa doluyor. Yine. Konuşmak istemiyorum. Herkesten ve her şeyden kaçmak istiyorum. Vardığım kuytularda her seferinde kendimle karşılaşıyorum.
“Nasıl ki ışık kuytuları görmemizi sağlar ise kokular da zihnimizdeki izbeleri ışıldatır, kendimizi görmemizi sağlar.”
“Karanlık tekinsiz, merak gereksizdi. Zaman durmuş anlam yitmişti.”
Asıl günahın, kötü olanı çoğaltan tembellik ve umutsuzluk olduğunu düşündüm. Gördüm.
Duyduklarında böyle olsun .Al tadını çıkar Özümse ve sonra da tükür. ağzında yalnızca tadı kalsın. yaşanmadan edinilen bilgi yalnızca bilgidir. cansız şekilsiz ve durağan
Gez gör sor ancak ruhuna dokunmayı beceren muhabbeti ufkunu açan ve gönlünü genişleten birini buldun mu da yakasını bırakma
Yaşlı bir adamdan öğrenecekler in olabilir bilgiyi asla küçümseme. Ancak ben ne öğrendiysem bunu gezerek görerek ve içimdeki sesin peşinden giderek gerçekleştirdim
Bir kaya kadar sert, aynı zamanda şekil verilmeyi bekleyen kil gibi uysal ve davetkâr"
Şaşkın bir ifadeyle kendisini dinleyen çocuğa bakarak "her söylediğimden bir çıkarımda bulunmak gerekmiyor. BİR ODUN, YALNIZCA ODUNDUR. DAHA FAZLASINI DÜŞÜNME"..
Es suya batırılmış bir sünger gibi her duyduğunu bünyesine alıyor aldıkça da ağırlaşıyordu
Kantaron .hepimizin kantarona ihtiyacı var .koklamalı ısıtıp dumanını içimizde çekmeli. Çekmeli ki dışarıdaki sisi dağıtsın sefilliğimize seyreltsin. şu İlerideki tepede yaşayan Madama da rezene ve Anason meyan kökü ve çörek otu. kaynatsın da içsin içsin ki rahatlasın. rahatlasın ki daha çok yesin. mürver Böbrek rahatsızlığına Adaçayı soğuk algınlığına…
…Hepimizin içinde iyi ve kötü, şen ve bed bin bir âlem olduğunu düşünüyorum sevgilim. Ne hazin ki koşullar bu âlemlerin kimini parlatıp öne çıkartabiliyor…
…Küçüklüğümde babam bir gün Bir meşe tohumuna yetişip bir ağaç olmayı öğretemezsin, buna gerek de yoktur uygun koşullar bir araya geldiğinde bu kendiliğinden gerçekleşir" demişti..
Sanki lafbaz küçük bir kız ikiye bölünmüştü . zaten ikizlerdi onlar. ikizler dışarıda ikizler gelin İkizler nerede ikizler hasta ikizler oynuyor ikizler acıktı…
Umut, acıların kaynağı bir illettir.
“Nasıl ki ışık kuytuları görmemizi sağlar ise kokular da zihnimizdeki izbeleri ışıldatır, kendimizi görmemizi sağlar. “
Asıl günahın, kötü olanı çoğaltan tembellik ve umutsuzluk olduğunu düşündüm. Gördüm.
… Yürüdükçe rahatlamıştı. Düşünceleri aynı zamanda hem BELİRGİNLEŞİP hem de HAFİFLEMİŞTİ…
… Nasıl ki ışık kuytuları görmemizi sağlar ise kokularda zihnimizdeki izbelikleri ışıldatır, kendimizi görmemizi sağlar…
Hiçkırıkları ağzından dökülüp yere düşmesin, ardında onunla ilgili hiçbir şey kalmasın diye ağzını kapattı, dudaklarını ısırdı…
… Karanlık tekinsiz, merak gereksizdi…
Orada, o an ilk kez, büyüdüğünü gören gözlerden yoksun bir çocuk olacağının farkına vardı..
… Yürüdükçe rahatlamıştı. Düşünceleri aynı zamanda hem BELİRGİNLEŞİP hem de HAFİFLEMİŞTİ…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir