İçeriğe geç

21. Yüzyılda Beyin Kitap Alıntıları – Steven Rose

Steven Rose kitaplarından 21. Yüzyılda Beyin kitap alıntıları sizlerle…

21. Yüzyılda Beyin Kitap Alıntıları

&“&”

Kızların beyni ortalama olarak 1.250
gram, erkeklerin beyni 1.375 gram kadardır. Her iki cinsin gelişim oranları arasındaki ilişki karmaşıktır ve az da olsa farklı oranlarda olgunlaşırlar. Kızların genellikle, buluğ çağına kadar ve bu süreç boyunca, beden ve kişilik gelişimi bakımından daha çabuk ilerlediği kabul edilir. Erişkinliğe gelindiğinde, her iki cinsin beyin beden oranı birbirine yaklaşmıştır.
ligili genlere ve beyin yapılarına sahip olmalarına karşın şempanzeler konuşamıyorsa eğer, bu durum insanların onlara konuşmayı öğretmeye çalışmamış olmalarıyla ilgili olduğu öne süreriz. Araştırınacılar birkaç on yıldır, bebek şempanzeleri evlerine alıp birlikte yaşayarak, onlara konuşmayı değil ama semboleri mantıksal kullanımını, muz, su, istemek, getirmek, gıdıklaınak gibi nesne ve eylemlerle bağlantılı kan oyunları ya da bilgisayar grafiklerini öğretmeye çalışmak gibi kahramanca bir çabanın içindeler.
Beynin aşağı bölgelerinden kaynaklanan sinirsel süreçler genel olarak kortikal denetim gereksinimi duymazlar; kalp atış ve soluk alış hızının düzenlenmesi bu süreçlerle ilgilidir. Söz konusu yakın ilişkili ve iki taraflı düzenleyici işlemler, çok sayıda değişik düzeylerde gerçekleşir. Hipotalamus, hipofiz hormonlarının salınımını düzenler. Hipofiz hormonlarının başlıca işlevi ise adrenal bezler, testisler ve yumurtalık hormonlarının salınımını düzenlemektir. Buna karşılık, pek çok beyin bölgesindeki ( hipokampus, hipotalamus ve amigdala dahil) nöronlar, kortizol gibi stcroid hormonlara, oksitoksin ve vazopressin gibi peptit hormonlara ve aslında adrenaline tepki veren reseptörler taşırlar.
Bilginin tek bir çeşidi yoktur. Kendimizi ve çevremizi anlayabilmemiz için, şiir, roman, müzik ve başka alanların da yardımına gereksinim duyarız.
Evrimsel psikoloji yazınından bir başka örnek almak üzere Pinker’in Zihin Nasıl İşler? adlı kitabına başvuralım: Pinker kitabında, insanların doğa manzarası ve akarsu, göl gibi sulak bölgeleri içeren resimlerden hoşlanma eğilinde olduğunu öne sürmektedir, sözde Bayswater Road sanatı. Pinker, bu tercihin temelinin, Afrika savanalarında gerçekleşmiş olan EEA sırasında ortaya çıkmış olması gerektiğini söylemektedir. Bu türden iddialar ne kadar heybetli kurulursa, temelleri o ölçüde çürük bir hal alıyor ve insanda bir fıkra dinliyormuşsunuz gibi bir tat bırakıyor. İnsan merak ediyor, acaba Pinker hiç savana görmüş müdür? Bu sözde evrensel tercihler, Inuitler, bedeviler ve Amazon kabileleri tarafından ortak olarak paylaşılmakta mıdır?
Beynin aşağı bölgelerinden kaynaklanan sinirsel süreçler genel olarak kortikal denetim gereksinimi duymazlar; kalp atış ve soluk alış hızının düzenlenmesi bu süreçlerle ilgilidir. Söz konusu yakın ilişkili ve iki taraflı düzenleyici işlemler, çok sayıda değişik düzeylerde gerçekleşir. Hipotalamus, hipofiz hormonlarının salınımını düzenler. Hipofiz hormonlarının başlıca işlevi ise adrenal bezler, testisler ve yumurtalık hormonlarının salınımını düzenlemektir. Buna karşılık, pek çok beyin bölgesindeki ( hipokampus, hipotalamus ve amigdala dahil) nöronlar, kortizol gibi stcroid hormonlara, oksitoksin ve vazopressin gibi peptit hormonlara ve aslında adrenaline tepki veren reseptörler taşırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir