İçeriğe geç

Rəqəmsal Qala Kitap Alıntıları – Dan Brown

Dan Brown kitaplarından Rəqəmsal Qala kitap alıntıları sizlerle…

Rəqəmsal Qala Kitap Alıntıları

&“&”

Absürd bir rüyanın içine sıkışıp kaldım.
Bekçilere kim bekçilik edecek?
Ayakların ağrıyorsa yıldızlara sıçrayamazsın
David bunu asla söylemeyeceğini biliyordu. Üzerinde balmumu olmayan" ifadesinin arkasındaki sır çok basit, sevimli bir sırdı. Kökeni eski zamanlara dayanıyordu. Rönesans döneminde, pahalı mermerleri oyarken hata yapan İspanyol heykeltıraşlar bu hatalarını genellikle cera -yani "balmumu"- ile kapatırlardı. Üzerinde hiçbir hata olmayan ve balmumu ile düzeltme yapmayı gerektirmeyen bir heykele "sin cera heykel" yani "üzerinde balmumu olmayan heykel" denirdi.
He zaman ayakta kalanım –ama onur olmadan ayakta kalmış olmanın hiçbir önemi yoktur. Gözden düşmenin gölgesinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
Bekçilere kim bekçilik edecek?"
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan ,seninle mücadele edecektir.Ama bir aklı seninle düşünmeye ikna edersen , bir müttefikin olacaktır.
Her şey mümkündür, imkansız biraz daha zaman alır.
Her gece bir öncekinden daha garip."
Stres insanı öldürür."
Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyor.
Hiroşima, 6 Ağustos 1945.saat 08:15. Akıl almaz, yok edici bir darbe. Savaşı zaten kazanmış bir ülkenin anlamsız güç gösterisi.
Yalanlarla kurulu bir dünyada masum bir adam.
Hayatta her şey mümkündür, imkansız da biraz zaman alır."
Üzerinde balmumu olmayan, David.
Ayakların ağrıyorsa yıldızlara sıçrayamazsın"
Her zaman ayakta kalanım, ama onur olmadan ayakta kalmış olmanın hiçbir anlamı olmuyor.
Hiroşima, 6 Ağustos 1945, saat 08.15. Akıl almaz, yok edici bir darbe. Savaşı zaten kazanmış bir ülkenin anlamsız güç gösterisi.
Herşey mümkündür, imkansız biraz daha zaman alır.
Rönesans döneminde, pahalı mermerleri oyarken hata yapan İspanyol heykeltıraşlar bu hatalarını genellikle cera -yani balmumu- ile kapatırlardı. Üzerinde hiçbir hata olmayan ve balmumu ile düzeltme yapmayı gerektirmeyen bir heykele sin cera heykel" yani "üzerinde balmumu olmayan heykel" denirdi.
Bu deyim sonunda dürüst ya da hakiki anlamına gelen herşey için kullanılmaya başlandı.
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan seninle mücadele edecektir. Ama bir aklı düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen, bir müttefikin olacaktır.
Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyordu ."
Hayatta her şey mümkündür, imkansız da biraz daha zaman alır.
-Quis custodiet ipsos custodes?" Latince &‘Bekçilere kim bekçilik edecek’ demek.
-Bekçilere kim bekçilik edecek mi?
-Evet, biz toplumun bekçileriysek, bize kim göz kulak olacak ve tehlikeli olup olmadığımızı kim kontrol edecek?
Sizi artık yalnızca gerçek kurtarır.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Her şey mümkündür, imkansız biraz daha zaman alır.
Cenneti görmek için gözlerine baktı Susan’ın ama tüm görebildiği ölümdü. Güvenin ölümü. Aşk ve onur göçüp gitmişti dünyadan.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Dışarıda tabii ki çok sayıda iyi adam var ama aralarına karışmış olan çok sayıda kötü adam da var. Birinin bunlara ulaşması ve doğruyu yanlıştan ayırması gerek.
bu dijital çağda gizlilik geçmişe ait bir şey olmuştu, her şeyin bir kaydı vardı artık
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan seninle mücadele edecektir. Ama bir aklı senin düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen, bir müttefikin olacaktır.
Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyordu."
Hayatta her şey mümkündür, imkansız da biraz zaman alır."
Hiroşima, 6 Ağustos 1945, saat 08.15. Akıl almaz, yok edici bir darbe. Savaşı zaten kazanmış bir ülkenin anlamsız güç gösterisi.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan, seninle mücadele edecektir. Ama bir aklı düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen, bir müttefikin olacaktır.
Quis custodiet ipsos custodes?"
Susan şaşkın şaşkın baktı.
"Latince," dedi Hale. "Juvenal’in Satirler’inden. &‘Bekçilere kim bekçilik edecek?’ demek."
"Anlayamadım," dedi Susan. "’Bekçilere kim bekçilik edecek’ mi?"
"Evet. Biz toplumun bekçileriysek, bize kim göz kulak olacak ve tehlikeli olup olmadığımızı kim kontrol edecek?"
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Hiroşima, 6 Ağustos 1945, saat 08.15. Akıl almaz, yok edici bir darbe. Savaşı zaten kazanmış bir ülkenin anlamsız güç gösterisi.
Hassas bir dengeyi incelikle koruduğunuz anlaşılıyor ve bunu bozmayı hiç gerek görmüyorum."
Quis custodiet ipsos custodes ? ~ Bekçilere kim bekçilik edecek ?
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan, seninle mücadele edecektir.
Ama bir aklı düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen, bir müttefikin olacaktır.
– Quis custodiet ipsos custodes?
Bu, latıncadır, – Heyl izah elədi. – Yuvenalın satiralarındandır. Mənası belədir, – Keşikçilərə bəs kim keşik çəkəcək?".
Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyordu
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Sizi artık yalnızca gerçekler kurtarır. "
Cenneti görmek için gözlerine baktı…ama tüm görebildiği ölümdü."
hayatta her şey mümkündür, imkansız da biraz daha zaman alır.
ölüm anında her şey açıklığa kavuşur derler.
Bekçilere kim bekçilik edecek!
&”Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan, seninle mücadele edecektir. Ama bir aklı istediğin gibi düşünmeye ikna edersen, bir müttefikin olacaktır.&”
Çözülemez şifre diye bir şey yoktu.Bazılarını çözmek daha uzun sürerdi, ama her şifre çözülebilirdi…
…asıl soruyu kimsenin sormamasına şaşırıyordu: Fizik kanunları bir canlı yaratacak kadar güçlüyse… Bu kanunları kim yarattı?
Hayatta her şey mümkündür, imkansız da biraz zaman alır.
Japon ekonomisinin en büyük şansı, Amerikalıların küçük elektronik eşyalara karşı doymak bilmez iştahlarıydı.
Numakata eski kafalıydı, menboko, yani onur ve itibar onun için çok önemliydi. Fiziki kusur hoş görülebilecek bir şey değildi. Bir özürlüyü işe alırsa şirketine utanç gölgesi düşürmüş olacaktı. Tankado’nun özgeçmişine hiç bakmadan kaldırmıştı.
Absürd bir rüyanın içinde sıkışıp kaldım."
Sizi artık yalnızca gerçek kurtarır.
bekçilere kim bekçilik edecek"
Quis custodiet ipsos custodes"
Bizi birleştirmeyi vaat eden teknoloji bile bizi birbirimizden ayırıyor. Artık her birimiz tüm dünyayla elektronik bağlantı içindeyiz ama aslında son derece yalnızız.
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan,seninle mücadele edecektir.ama bir aklı senin düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen,bir müttefikin olacaktır.
Senden saçını yıkamanı, konuşmanı düzeltmeni ve işe girmeni istiyorum.
Bu çocuk, doğum kontrol yapılmasının gerekliliğini kanıtlayan bir kanıt.
Quis custodiet ipsos custodes?
Bekçilere kim bekçilik edecek?
İnsan beyni var olan en hızlı bilgisayardır."
Her zaman ayakta kalanım, ama onur olmadan ayakta kalmış olmanın hiçbir önemi yoktur. Gözden düşmenin gölgesinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan seninle mücadele edecektir. Ama bir aklı senin düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen, bir müteffikin olacaktır.
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan , diye uyardı ses , seninle mücadele edecektir . Ama bir aklı senin düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen , bir muttefikin olacaktır .
Her şey mümkündür , imkânsız biraz daha zaman alır .
Aydınlanmaya giden yol affetmekten geçiyordu.
Bir ele zorla bir şey yaptırmaya çalışırsan,seninle mücadele edecektir.Ama bir aklı düşünmesini istediğin şekilde düşünmeye ikna edersen,bir müttefikin olacaktır.
&‘Her şey mümkündür, imkansız biraz daha zaman alır. &‘
Derler ki ölüm anında her şey açıklığa kavuşur..
Susan böcek" teriminin gülünç bir kökeni olduğunu düşünmüştü hep:
Bu terim, 1944 yılında Harvard Üniversitesi’ndeki bir laboratuarda yapılan ve koca bir oda büyüklüğündeki elektro-mekanik devreler yığınından oluşan dünyanın ilk bilgisayarı Mark l’de yaşanan bir olaydan sonra ortaya çıkmıştı. Bu bilgisayarda bir gün bir performans düşüşü yaşanmış, bunun nedenini de hiç kimse saptayamamıştı. Saatler süren bir araştırmanın ardından bir laboratuar asistanı en sonunda sorunu bulmuştu. Bilgisayarın devre kartlarından birine bir güve konmuş ve kısa devre olmasına yol açmıştı. O andan itibaren, bilgisayarların yanlış çalışmasına ya da hiç çalışmamasına neden olan böyle şeylere böcek denmeye başlanmıştı.
Artık her şey değişmişti. Çözülemez bir algoritma hiç olmamıştı, dijital Kale diye bir şey de. Tankado’ nun internete koyduğu dosya şifrelenmiş bir virüstü."
Susan, komutanın acısını anlıyordu. Bütünüyle aldatılmıştı. Tankado’ nun algoritmasını herhangi bir bilgisayar şirketine satmak gibi bir niyeti olmamıştı hiç. Algoritma yoktu. Bütün her şey bir oyundu. Dijital Kale bir hayalet, bir oyun, NSA yı avlamak için yaratılmış bir yemdi. Strathmore’ un yaptığı her hamlede, sahnenin arkasında ipleri elinde tutan Tankado olmuştu."
Quis custodiet ipsos custodes?"
"Latince" dedi Hale. &‘ Bekçilere kim bekçilik edecek?’ demek."
"Tankado bana yazdığı bütün mektupları böyle imzalıyordu. Onun en sevdiği sözdü bu. "

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir