İçeriğe geç

Yine Seninle Geldi Hayat Kitap Alıntıları – Cezmi Ersöz

Cezmi Ersöz kitaplarından Yine Seninle Geldi Hayat kitap alıntıları sizlerle…

Yine Seninle Geldi Hayat Kitap Alıntıları

&“&”

Güzellik ve soyluluk saklıdır o kalpte…
Kalbimdeki kimsesiz kalmış güzelliğe ve soyluluğa vurgunumdur ben…
Her birimizin bir başkasının üzerinde mutlaka bir etkisi vardır… Yeter ki aramızdaki o bağı görelim…
Herkes birbirini bir şekilde öldürür. Bazen aç bırakarak, kimi kez siperlerde kurşunlayarak… Bazen de sevgisine karşılık vermeyerek, susarak öldürüyor..
Aşk kaçmış gözlerine,
yaşanmamış yılların sana ağlıyor… zaman parçalanırken ellerinde,
ölü kelebekler yastığın oluyor…
Ben seni özledikçe,ben senin kalbini bekledikçe sende hiç Özgür olamayacaksın…
Kalbine çağırdın herkesi,
Kendini bile…
Artık sokağa çıkabilirsin,
Ömründen düştün kendini…
Bazen aşk gider ve sen yıllardır içinde yaşadığın yürekten valizler dolusu anılarla kendi yalnızlığına taşınır sın dilin var mı ya varmaya boşaltırsın dolapları çekmecelerden çıkan her giysi parçası onunla geçirdiğin anıların tarihleri ile ağırlaştıkça ağırlaşır…
Peşinden koştuğumuz insan bizi sevmeye başladığında ,nasılsa tiksinirdik sevgisinden hatırlasana…Ama bizden biraz uzaklastiginda yana yakıla nasıl da atardık…nasıl da ihtiyaç duyardık seslerine, varlıklarına,kokularına.kaybolmustuk dagittigimiz sevgilerde.
Bana sevdalı bir yüzün vardı eskiden, o şimdi yalnız içimde sakli
Ne kadar sevse de insan, tükenip yorulduğu bir saat var…
Güzellik ve soyluluk saklıdır o kalpte…
Kalbimdeki kimsesiz kalmış güzelliğe ve soyluluğa vurgunumdur ben…
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,
Hayata başladığım yerde,
Kalbindeyim…
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:
Senin olmadığı n yerde ne olduğunu bilmiyorum…
Sevgisiz sevişmelerin sonunda, mutlaka yapışırdı insanın ruhuna o tarifsiz hüzün…
Yanımızdakileri kırıp geçtik, incitip üzdük de hep ulaşamadıklarımıza sakladık, söylemediğimiz o en güzel sözleri.
Her birimizin bir başkasının üzerinde mutlaka bir etkisi vardır.
İnsanlar arasında görünmez bağlar vardır.
Hepimiz, kendimizi başkalarından çok farklı sanıyoruz ama aslında birbirimize o kadar benziyoruz ki…
Tek başıma, hiçbir sorunun yanıtını bulamıyorum. Hep yeni hayatlar yaşamayı isterken, kendimi aynı hayatı tekrar tekrar yeniden yaşarken buluyorum…
Bu korkunç yalnızlıkta sadece senin iyiliğini bekliyorum.
Kimse bir diğerine içini açmıyor, zayıflığını, çaresizliğini, asıl önemlisi o büyük boşluğunu göstermeye yanaşmıyordu…Zayıflıklarımızı birbirimize göstermemek için usta bir taklitçi gibi kılıktan kılığa giriyor, durmadan benlik değiştiriyorduk…Kendimiz için acı çekiyorduk, birbirimiz için değil.
Aslında birbirimizi çok sevmek istiyorduk, ama nedense çok utanıyorduk bundan ve hep erteliyorduk.
Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden, kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı…Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız hiç önemli değil…Gerçekten değil…Kaybolmuş insanlar birbirini çabucak buluyor…
Daha dün kokladım o incecik boynunu… Çok içtiğimiz ve teypte tekrar tekrar dinlediğimiz şarkımızın çaldığı gece, hadi gel öldür beni, diye gösterdin incecik, bembeyaz boynunu kokladım… Kokladım boynunu ve onda kendi kokumu aldım. Doğduğum ve yaşadığım o sokakların kokusunu… O yoksul ışıkların, o zemin katların, o eksik çıldırmaların, o kirli din duygusunun, odalarda dolaşan şehla gözlü meleklerin kokusunu aldım…
Birlikte ama yalnızız… Bilir misiniz, İbranicede bu iki sözcük tek bir harfle ayrılır… Yalnız, yahid, demektir, birlikte ise yahad…
Aşk, yaşarken ölümü göze almaktır. Aşk bu ölümü göze alanlara gülümseyebilir ancak. Hayatında bir kez olsun ölümü göze almamış bir insan yaşamaya hiç başlamamış demektir.
Yüzünün yarısı çocuk
Yarısı geçkin bir kadın…
Yüzünün yarısı öbür yarısına ağlıyor
Yüzün kendisini arıyor…
Ölüm, ömrünün o yalan yarısını senden aldı, aşka susamış öbür yarısını uzaklara saldı.
Ben sana çocukluğumdan vurgundum… Ama sen bunu hiçbir zaman bilemedin… Belki de en çok bu yüzden gittin… Sonra yeniden döndün.. Sonra yeniden gittin.. Sonra yeniden döndün.. Sonra yeniden gittin…
Karşılaşmalara, tesadüflere inanmak gerekir. Mucizeler… Yaşadığımız her şeyin, en anlamsız görünenin bile ardında bir anlam yatar…
Dünyayı tepeden tırnağa değiştirmek istesek de kafamızdaki o eski yasaklar ve önyargılar peşimizi hiç bırakmazdı.
Aslında bilmediğim yerlere çekip gitmeyi çok isterdim. Beklentisiz ve özgür olmayı. Ama gidemem hiçbir yere…
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
İnsanlar ilerliyor sansın, mevsimler yine hep kendine dönüyor…
Bir insanı zayıflıklarıyla sevmek, bize o derin boşluğumuzu hatırlatırdı…
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Belki bu güne dek gerçek anlamda hiç varolmadığımız için, kendimizden kurtulup başkalarının hayatlarına, kalplerine gitmediğimiz, yüreklerimiz hep bizde kaldığı için çekici, parıltılı insanlardık…
Herkes birbirini bir şekilde öldürüyor. Bazen aç bırakarak, kimi kez siperlerde kurşunlayarak…Bazen de sevgisine karşılık vermeyerek, susarak öldürüyor.
Aklımı yitirmek istemiyordum. Seni öyle çok seviyordum ki, defalarca ve aynı acıyla tekrar tekrar çıldırmayı göze alabilirdim. Çok acı verse de, seni hep hatırlamak istiyorum.
Tek başıma hiçbir sorunun yanıtını bulamıyorum. Hep yeni hayatlar yaşamayı isterken, kendimi aynı hayatı tekrar tekrar yeniden yaşarken buluyorum..
Bitmiyor bu hayat,
Ve sonu gelmiyor bu sonsuzluk acısının,
Sonu gelmiyor insan acısının
Yoksa ben ister miydim
Öykülerde saklanarak yaşamak…
&”Ne zaman kazandım, ne zaman artık kurtuldum, desem, daha derin bir boşluk açıldı önüme… Bu hayatın kurallarıyla ne zaman çıksam yola, kazandıkça kaybettim, yükseldikçe alçaldım.. Ne aklımdan kurtuldum ne delirdim…&”
Her birimizin bir başkasının üzerinde mutlaka bir etkisi vardır… Yeter ki aramızdaki o bağı görelim…
Yapabildiğim tek şey seni düşünüp ağlamak.
Öyle yavan, öyle ıssız ki içim… Dünyanın en kötü intiharı böyle yaşamak… Üstelik seni her şeye rağmen sevdiğim için, ne kadar istesem de ölemiyorum… Bunu sen bile anlamıyorsun…
Her birimizin bir başkasının üzerinde mutlaka bir etkisi vardır… Yeter ki aramızdaki o bağı görelim…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir