İçeriğe geç

Silahşor Kitap Alıntıları – Stephen King

Stephen King kitaplarından Silahşor kitap alıntıları sizlerle…

Silahşor Kitap Alıntıları

&“&”

Hayatımı bağışlaman için sana yalvarmayacağım, ama bu ölmek istediğim anlamına gelmez.
Kanatlarını bana ödünç ver, kuş!
Aramadığın bir şeyi göremezsin.
Sevgi tuzağı ile boy ölçüşebilecek başka tuzak var mıydı?
Yeniden başlamak, ezelden beri gün ışığının lanetidir.
Yeniden şafak sökünceye dek ne kadar zaman geçmesi gerekiyor?
Sadece düşmanlar
gerçeği söylerler. Arkadaşlar ve sevgililer zorunluluk ağına düştükleri için sonsuza kadar yalan uydururlar.
Vatan hainleri kahraman, kahramanlar da vatan haini, diye tanımlandıkları zaman karanlık günler başlamış demektir."
Dünya hemen yarın değişmeyecek!"
Evren kısıtlı bir kafanın kavrayamayacağı kadar büyük bir paradoks."
Önemsiz şeylerden söz etmekten vazgeçin. Burada, ölümün karşısındasınız."
Kendini nasıl öldüremezsen, beni de öyle öldüremezsin.
Yeniden başlamak, ezelden beri gün ışığının lanetidir.
Yeniden şafak sökünceye dek ne kadar zaman geçmesi gerekiyor?
Vatan hainleri kahraman, kahramanlar da vatan haini, diye tanımlandıkları zaman karanlık günler başlamış demektir.
Önemsiz şeylerden söz etmekten vazgeçin. Burada, ölümün karşısındasınız.
Daha doğduğunda, seni gördüğüm ilk anda bir dahi olmadığını anlamıştım ancak bu kadar aptal olabileceğini hiç düşünmemiştim.
“o halde git, bundan başka dünyalar da var.”
“uzun günler, tatlı geceler.”
Evren kısıtlı bir kafanın kavrayamayacağı kadar büyük bir paradoks.
Hayatında ilk kez dehşet duyuyordu: Bunun nedeni ileride kendinden nefret etmekten korkmasıydı.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Anne ve babası çocuktan nefret etmiyorlardı. Ama onunla ilgilendikleri de yoktu.
Gerçek güzellik, düzen, sevgi ve ışıktır.
Jake sıkıntıyla, Her şey öyle yaşlı ki," diye yakındı. "Bu dünyada genç olan hiçbir şey yok mu?" Silahşor gülümseyerek çocuğu dirseğiyle dürttü. "Sen varsın ya."
Sadece düşmanlar
gerçeği söylerler. Arkadaşlar ve sevgililer zorunluluk ağına düştükleri için sonsuza kadar yalan uydururlar.
Vatan hainleri kahraman, kahramanlar da vatan haini diye tanımladıkları zaman karanlık günler başlamış demektir.
Ben insanlardan hoşlanmıyorum. Onlar tepemi attırıyorlar.
Sonunda o eski dünyadan sadece üçü kalmıştı. Korkunç bir Torot destesinden üç
dehşet verici kâğıt gibi: Silahşor, Siyahlı Adam ve Kara Kule.
Sadece düşmanlar gerçeği söylerler. Arkadaşlar ve sevgililer zorunluluk ağına düştükleri için sonsuza kadar yalan söylerler. Çok sıkıcı bir iş!"
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Biz dünyanın değiştiğini söylüyoruz. Ama belki de dünyanın kurumaya başladığını kastediyoruz."
Olgun insanların her zaman oyun oynamaları mı gerekiyor? Her şeyin başka tür bir oyun için bahane edilmesi şart mı? Herhangi bir erkek büyüyebiliyor mu? Yoksa sadece reşit mi oluyor?"
Dünya hemen yarın değişmeyecek."
Fazla hevesin cezası da değersizlikle aynı."
Gerçek güzellik, düzen, sevgi ve ışıktır."
Biz kısmen götürürüz. İşte kehanet aynası böyle kararır. Başka dünyalar da var, Silahşör. Başka iblisler de. Bu sular çok derin. Kapılara dikkat et. Güllere ve bulunmayan kapılara dikkat et."
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Vatan hainleri kahraman, kahramanlar da vatan haini, diye tanımladıkları zaman karanlık günler başlamış demektir."
Sevgi tuzağı ile boy ölçüşebilecek başka tuzak var mıydı?"
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Geçmişi bu kadar düşünmek ondan beklenmeyecek bir şeydi."
Hiç arkadaşı yoktu. Sadece tanıdıkları vardı."
Ben insanlardan hoşlanmıyorum. Onlar tepemi attırıyorlar."
Her şey birbirinden kopmuştu. Onları bir arada tutacak bir bağ yoktu artık."
Önemsiz şeyler söylemekten vazgeçin. Burada, ölümün karşısındasınız."
Bazen konuşmak iyi gelir. Ben dinlerim."
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Ölümden sonra hayat olduğuna inanıyor musun?"
Görüyorsun ya? Büyüklük bizi yener. Balık için dibinde yüzdüğü o göl evrendir. Balık ağzındaki oltayla yaşamın gümüş sınırından geçirilip havanın onu boğduğu ve ışığın mavi bir çılgınlık olduğu yeni bir evrene çıkarıldığı zaman ne düşünür? İki kollu, iki bacaklı, solungaçları olmayan devlerin onu boğucu bir kutuya kapattıkları ve ölmesi için de üzerini ıslak yosunla örttükleri bir evrene çıkarıldığı zaman?"
O HALDE IŞIĞI ÇAĞIRIYORUM!!"
Gururun ne olduğunu bilirdi. İnsanın kafasını dimdik tutmasına neden olan, o gözle görünmeyen kemiği.
&”Koşacak, kaçmaya çabalayacağım. Bu anıyı kadınların kollarında gömmeye çalışacağım. Hatta daha başkalarını da mahvedeceğim. Ve sonuncu bir odaya girecek ve onun bir mumun alevinin üzerinden bana baktığını göreceğim…&”
Dünya çoktan değişmişti.
Vatan hainlerini kahraman,kahramanları da vatan haini, diye tanımladıkları zaman karanlık günler başlamış demektir.
Biz dünyanın değiştiğini söylüyoruz.Ama belki de aslında yeryüzünün kurumaya başladığını kastediyoruz.
Vatan hainleri kahraman, kahramanlar da vatan haini diye tanımlandıkları zaman, karanlık günler başlamış demektir.
Önemsiz şeylerden söz etmekten vazgeçin.Burada, ölümün karşısındasınız.
Herkes kadar ölü o da. Siz ya da başkaları kadar."
Sadece düşmanlar gereği söylerler. Arkadaşlar ve sevgililer zorunluluk ağına düştükleri için sonsuza kadar yalan söylerler.
Roland eski bir atasözünü tekrarladı. Dünya hemen yarın değişmeyecek!" Hala gülümsüyordu. "Alain, et kafalı seni! Haydi, sallanma!"
Vatan hainlerinin kahraman, kahramanlar da vatan haini diye tanımlandıkları zaman, karanlık günler başlamış demektir.
Ben insanlardan hoşlanmıyorum.
Nerede kalmıştık?
… cebinde senin ruhunla yürüyecek.
Yapayalnızdı. Ama yalnızlığın kötü ya da utanılacak bir şey olduğunu düşünmüyordu.
Siyahlı adam gülümsedi. Artık doğruyu söyleyelim mi? Sen de, ben de? Yalan uydurmaktan vazgeçelim mi? Ayak oyunlarını bir tarafa bırakalım mı?"

"Ayak oyunları mı?"

Ama siyahlı adam bu söze aldırmayarak, "Aramızda sadece doğruyu söyleyelim mi?" diye ısrar etti. "İki erkek olarak. Dost değiliz tabii. Ama birbirine eşit iki düşman gibi? İşte sana ender bir teklif Roland. Sadece düşmanlar gerçeği söylerler. Arkadaşlar ve sevgililer zorunluluk ağına düştükleri için sonsuza kadar yalan uydururlar."

Vatan hainleri kahraman, kahramanlar da vatan haini diye tanımladıkları zaman karanlık günler başlamış demektir."
Sakin süre ne kadar uzarsa fırtına da başladığı zaman o kadar şiddetli olur…
Vatan hainleri kahraman, kahramanlar da vatan haini diye tanımlandıkları zaman karanlık günler başlamış demektir.
O, Deccal olarak ortaya çıkacak. İnsanları cehennemin alev alev yanan bağırsaklarına sürükleyecek. Günahkarlığın kanlı sonuna. Sarmal Yıldız gökyüzünde ışıldayacak. Çocukların içini urlar dolduracak. Kadınların rahimlerinden canavarlar çıkacak. Erkeklerin elleri kana bulanacak…
Ve söyledi.“Sana bir şey olmayacak”.Bunu daha da büyük bir yalan izledi.“Ben seni koruyacağım.”
&”Çok tekme yemiş bir sokak köpeği hali vardı.&”
&”Sıcak minnet yaşları yanaklarından akıyordu.&”
Ben hiçbir şeyime engel olamıyorum."
Otu çiğnemekten vazgeçmek istiyorum. Artık bana zevk vermiyor. Zaten Tanrının habercisinin dokunduğu bir insanın ot çiğnemesi de doğru olmaz."
"O halde ottan neden vazgeçmiyorsun?"
Bana Tanrının habercisi dokundu," diye mırıldandı. "Artık hiç ölmeyeceğim. O bana böyle söyledi. Söz verdi bana."
&”Alice tezgâhın altında ellerini karnına daha da bastırdı.&”
&”Düşmanına alacakaranlıkta kamp ateşinden yükselen dumanı görecek kadar yaklaşmamıştı henüz.&”
Alevlerde bile şeytanlar yaşıyor…" demişlerdi."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir