İçeriğe geç

İbnü’l-Arabi Zaman ve Kozmoloji Kitap Alıntıları – Muhammed Hacı Yusuf

Muhammed Hacı Yusuf kitaplarından İbnü’l-Arabi Zaman ve Kozmoloji kitap alıntıları sizlerle…

İbnü’l-Arabi Zaman ve Kozmoloji Kitap Alıntıları

&“&”

“Homer’in devrinden beri Yunancadaki chronos kelimesi zamanı ifade etmektedir. Chronos bir Yunan tanrısıdır ve oğullarının, krallığını bozguna uğratmaları korkusuyla onları teker teker yemiştir – tıpkı zaman gibi, bir şeyleri ortaya çıkarmakta ve daha sonra onları kaybetmektedir.”
“İbnü’l-Arabî, zamanı, bir gerçek ve müstakil varlığı olmaksızın, insan muhayyilesinin bir ürünü olarak düşünür. Bununla birlikte onu yine de varoluşun dört temel bileşeninden biri olarak sayar. Biz bu hayali zaman kavramına, olayları ve bizim için semavi feleklerin ve diğer fiziksel nesnelerin pratik tanımlayıcı hareketlerini kronolojik olarak düzenlemek için ihtiyaç duyarız.”
“Zamanı tanımlamak için onlarca tabirin geçtiği muhteşem bir düşünce mektebi ortaya çıkar. ‘Vakit’, ‘Müddet’, ‘hîn’, ‘sermed’, ‘ezel’, ebed’, ‘dehr’, ‘asr’, ‘ şehr’, ‘ yevm’, ‘saat’, ‘an’, vb. gibi onlarca tabirle hep birer yönü anlatılmaya çalışılır.”
Geleceğe yolculuk ve daha doğmamış kişiler ile görüşmek de mümkündür. İbnü’l-Arabi bundan da bahsetmektedir:
Bütün peygamberleri ve nebileri gözle gördüğüm bir müşahede görmüş , onların içinden sadece Ad kavminin kardeşi Hz. Hud ile konuşmuştum. Bütün müminleri de, yani yaşamış olanlarıyla kıyamete kadar gelecek müminleri Allah bana iki farklı zamanda temiz bir yerde göstermiş, ben de onları gözle görmüştüm. Peygamberlerle sohbet ettim, Hz. Muhammed’in dışında onlardan yararlandım. Sohbet ettiklerimden birisi Hazreti İbrahim idi. Ona Kur’an-ı Kerim okudum. Hz. İsa’nın önünde tövbe ettim. Hz. Musa bana keşif ve açıklama bilgisiyle gece ve gündüzün değişmesinin bilgisini verdi. O bilgiye ulaşınca gece ortadan kalktı ve tüm gün gündüze döndü. Artık benim için güneş doğmuyor ve batmıyordu. Bu keşif ile birlikte Allah bana ahirette bedbahtlıkla işim olmayacağını bildirmiş oldu. [IV.77.27]
İbnü’l-Arabi ölülerin (Ölmek sadece bu dünya içindir, berzah alemi için değildir.) ruhlarıyla etkileşime geçebileceğinin pek farkındadır, çünkü birçok manevi tecrübede olduğu gibi onlar bu dünyada ruhi bir surette gözle görülebilir bir şekilde tecessüm edebilirler [1.755.10]. Örneğin: İbnü’l Arabi, Abbasi Halifesi Harun Reşid’in oğlu Ahmed Sebti ile şahsi bir buluşmasını anlatmaktadır ve görüştüklerinde İbnü’l-Arabi Kabe’yi tavaf etmektedir. İbnü’l-Arabi onu ilk gördüğünde kendi durumundan şüphe etmiştir, çünkü Sebti’nin ne ittiğini ne de itildiğini ve iki adam arasından boşluk olmadığı halde geçtiğini görmüştür. Sonradan onun görünür bir ruh olduğunu fark etmiştir ve yanına gidip ona neden Sebti denildiğini sormuştur.
Bununla beraber zaman geriye doğru hiç gitmediğinden geçmişe doğru gerçek seyahat asla mümkün değildir: Geçmişteki olayları hatırlayabilmemize rağmen bir kere bir suret yaratıldığında ve geçmişe doğru gittiğinde bir daha geri gelmez. Geçmiş bir daha geri gelmez fakat benzeri (suret) geri gelebilir; geri geldiğinde ise kendisi gibi olanı, gideni ve geçeni hatırlatır."
Biz aslında hep izafi zamanda yaşıyoruz fakat izafi sayıdaki olaylarla karşı karşıya gelmemize rağmen zamanın bizzat hiçbir gerçekliği yoktur. Çünkü zamanı, saatin tıklaması veya güneşin hareketi gibi diğer standart olaylarla ölçüyoruz, zamanın izafiyetini hissetmiyoruz. Eğer zamanı kendi içsel faaliyetlerimizle ölçersek (veya psikolojik zaman olarak bilinen şey ile) daima zaman içinde yolculuk yapabiliriz.
“Geçmiş elden gitmiş bir yoktur (Adem) ve gelecek ise saf bir yoktur. Şu an ise onların arasındaki ayrımı yapan şeydir.”

Bu bakış açısında o kadar çok şey özetleniyor ki. Sığ bakılmaması gereken bir gerçeklik var.

Âlemi inceleyen bilim kozmolojidir. Kozmos kelimesi Erken Yunan metafiziki düşüncesinde kaosun zıt anlamlısı olarak “ahenk”, “düzen” anlamında kullanılmıştır. Yunan yaratılış teorilerinin birine göre ahenkli düzen kozmos, formsuz madde kaostan yaratılmıştır.
Bütün kainat insanda var olanın açılımından ibaret olur. İnsan kozmosun sırrı, kozmos ise insanın dışa vurumudur. Yani insan yaratılışın merkezindedir. Bu yaratılışın mütemadiliği ise ‘zaman’ denen bir gerçeği ortaya çıkarır.
İbnü’l-Arabî, bu esrarlı ontolojik meselelerin dipsiz deryasına dalmaya muktedir tek münevver âlimdir. Kur’ân’ın kozmolojiye dair âyetlerinin bu dipsiz deryasından çıkarttığı, tarihte zaman ve mekânı ilk kez birlikte ele alan bu eşsiz kozmolojik model, EPR ve Zeno Paradoksu gibi bilim ve felsefedeki kafa karıştırıcı târihî çıkmazları çözmektedir. İbnü’l-Arabî’nin eşsiz &‘zaman’ tasavvuru Kuantum Mekaniğini ve izafiyet Teorisini uzlaştırmaktadır."

Muhammed Hacı Yusuf, Prof.

F. Capra’nın Tao of Physics’i gibi son dönem popüler çalışmalara paralel daha iddialı İslâmî bir örnek sunan bu düşündürücü çalışma, İslâm’ın en temel, yaratıcı, ilham veren ve bilindiği gibi en zor düşünürlerinden birinin yazılarında bulunabilecek en zor konular üzerine yapılmış, yıllarca süren bir araştırmanın ürünüdür."

James W. Morris, Prof.

Sûfi mütefekkirler, maddî zamandan mânevî zamana geçerek zamanın hakîkatini anlamanın ancak Hak yolunun sâliki olup ân-ı dâim’e ermekle mümkün olacağını söylerler. Evvel, âhir hepsi aslında bir ân-ı dâimdir. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.s.): Rabbinizin katında sabah ve akşam yoktur.’ demiştir. Bu dereceye ve bu makama erişen kimse isterse bir saatte bin yıllık yol gider ve gelir…”

Mahmud Erol Kılıç, Prof. Dr.
https://1000kitap.com/yazar/mahmud-erol-kilic

Bilim metafiziğe ihtiyaç duymaz….
Metafizik de bilime ihtiyaç duymaz….
Fakat insanoğlu her ikisine de muhtaçtır…."
F. Capra’nın Tao of Physics’i gibi son dönem popüler çalışmalara paralel daha iddialı İslâmî bir örnek sunan bu düşündürücü çalışma, İslâm’ın en temel, yaratıcı, ilham veren ve bilindiği gibi en zor düşünürlerinden birinin yazılarında bulunabilecek en zor konular üzerine yapılmış, yıllarca süren bir araştırmanın ürünüdür."

James W. Morris, Prof.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir