İçeriğe geç

Ay Düşerken Kitap Alıntıları – Nadia Hashimi

Nadia Hashimi kitaplarından Ay Düşerken kitap alıntıları sizlerle…

Ay Düşerken Kitap Alıntıları

&“&”

“Çocuk ancak yetişkin olunca anne ve babasını bir insan olarak tanımaya başlar, bir koca, bir ağabey, bir oğul olduğunu görür.”
“Anne babayı tanımak bir ömür sürecekti. Çocuklar için ebeveyn, onları sıcak bir kucaklama ile kolaycacık tutup havaya kaldırabilen, hayatın kendisinden bile daha önemli varlıklardır. Onlar sanki çocuklarla birlikte doğmuş, onlardan önce var olmamıştır.”
“Çocuklar cennetten çıkmadır. Onların her nefes alışı her kahkahası çöldeki birinin sahip olduğu bir yudum su gibiydi. “
Körlerin olduğu yerde tek gözlü padişah olur.
“Namaz kendi içinde bir yolculuktu,insanı evine götürüyordu.”
“İnsanlar güzel şeyleri yok etmeyi çok iyi başarıyor.”
Nehirde en kolay boğulan kişi, yüzme bildiğine inanan kişidir.
– Fereiba, dilimizde eş için söylenen en güzel sözcük nedir biliyor musun?
– Nedir?
– Hamsar. Düşünsene. Aynı akla sahip olan, demek. Biz de öyleyiz, değil mi?
Herkesin bir veda etme şekli vardır, özellikle de sonsuza dek ayrılırken.
Aşkın hayalini görmüş ama gerçekten tatmamıştım. Aşkın varlığına inanacak bir sebebim yoktu.
Haklısın. Öğretmenler hamurun mayasıdır. Çok iyi bir öğretmen olursun."
Görünmez değilsin. Gözlerimi kapatınca seni hayal edebiliyorum. Yalnızken sesini duyabiliyorum. Her şey olabilirsin ama görünmez olamazsın."
“Öğretmenlik.Bence öğretmekten daha önemli bir şey yok. Mühendislik de önemli tabii ama mühendislerin bile öğretmene ihtiyaçları var.”
En büyük arayışının tapınağına ayak basarken, yoluna yüzlerce engel çıkabilir. Sebatın baltası hepsini yener ve seni amacına ulaştırır…
Konuşacak çok şeyim vardı ama konuşacak kimsem yoktu.
Annesiz olmak çırılçıplak soyulup karların ortasına atılmaya benziyordu."
Aşk en çok zorluklar içinde büyüyordu.
Mutlu olmayı hak ettiğimiz anlarda sevinemeyecek kadar dar görüşlüydük.
Kalabalık bir evde olmak, hissettiğim yalnızlığa ihanet ediyordu.
Nehirde en kolay boğulan kişi, yüzme bildiğine inanan kişidir.
Bir anne sezgilerini göz ardı etmekten başka büyük bir günah işleyebilir mi?
Ve aşk, nefes bile alınamayacak yerlerde dahi büyüyebiliyor.
Anne kalbi çocuklarının zararına olacak bir şeye yönelmez.
Mutlu olmayı hak ettiğimiz anlarda sevinemeyecek kadar dar görüşlüydük…
Kendi topraklarımızda ölmek, her yerde köpek gibi kovalamaktan iyidir..
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Nehirde en kolay boğulan kişi, yüzme bildiğine inanan kişidir..
Ve Aşk, nefes bile alınamayacak yerlerde dahi büyüyebiliyordu..
“Dağ ne kadar yüksek olursa olsun,aşmanın bir yolu mutlaka vardır.”
“Namaz kendi içinde bir yolculuktu,insanı evine götürüyordu.”
“İnsanlar güzel şeyleri yok etmeyi çok iyi başarıyor.”
“Belki de bir çocuğun yetişkin olduğu an buydu.Selametinin, artık bir başkasının sorumluluğunda olmadığı an.”
“Kan davası ölmez,insanlar ölür.”
“Öğretmenlik.Bence öğretmekten daha önemli bir şey yok.”
“En şiddetli düşünceleri birkaç mısraya sığdırmak özetlemek ve kafiyeli bir deste haline getirebilmek ne muhteşem bir şeydi.”
Gerçekler çok çelişkili olabilir, aynı anda hem siyah hem de beyaz.
Kader her şeyi sonunda düzeltecektir ama çaba gösterdikten, gözyaşı döktükten ve uykusuz geceler geçirdikten sonra.
Aşkın hayalini görmüş ama gerçekten tatmamıştım. Aşkın varlığına inanacak bir sebebim yoktu.
Anlamamı mı, yoksa inanmamı mı istemişti? İnanırsam, durumumuz değişecek miydi?
Doğrular ve yalanlar vardır, bir de ikisinin arasında kalan şeyler, ışığın kırıldığı, büküldüğü bulanık sular.
Anne kalbi çocuklarının zararına olacak bir şeye yönelmez"
Kader her şeyi sonunda düzeltecektir ama çaba gösterdikten, gözyaşı döktükten ve uykusuz geceler geçirdikten sonra"
Annesiz olmak çırılçıplak soyulup karların ortasına atılmaya benziyordu. "
Kalabalık bir evde olmak, hissettiğim yanlızlığa ihanet ediyordu.
Kötü bir şey gördüğünde güzelmiş gibi düşün, kan kusup kızılcık şerbeti içtim de…
En büyük arayışının tapınağına ayak basarken, yoluna yüzlerce engel çıkabilir. Sebatın baltası hepsini yener ve seni amacına ulaştırır…
O gün çok önemli bir şey öğrendim. Aşk en çok zorluklar içinde büyüyordu.
Herkesin bir veda etme şekli vardır, özellikle de sonsuza dek ayrılırken.
O gün çok önemli bir şey öğrendim ;
Aşk en çok zorluklar içinde büyüyordu.
Kötü bir şey gördüğünde güzelmiş gibi düşün
Kan kusup kızılcık şerbeti içtim, de
İnsanlar güzel olan şeyleri yok etmeyi çok iyi başarıyorlar.
Çocukların her bir nefes alış verişi her kahkahası çöldeki birinin sahip olduğu bir yudum su gibidir. Çocukken bunu bilmezdim. Ama anne olunca bu gerçeği gördüm. Bu kalbimde büyüttüğüm, her biri için ayrı ayrı hissederek öğrendiğim bir gerçek.
Bir anne sezgilerini göz ardı etmekten daha büyük bir günah işleyebilir mi? Göz ardı etmiştim. Çünkü çocuğumu serbest bırakmıştım.
Nehirde en kolay boğulan kişi, yüzme bildiğine inanan kişidir.
Aşk en çok zorluklar içinde büyüyor.
Samimiyet, isimler ve yüzlerden öte bir şeydir.
Acemi yüreğim yarınların endişeli bekleyişiyle çırpınıyor.
Görünmez değilsin. Yalnızken sesini duyabiliyorum. Her şey olabilirsin ama
görünmez olamazsın.
Kuş gibi ağaçlarda tünemeyi seviyorum. Uzaktan her şeyin işleyişini, suyun ve yukarıdan aşağıya nasıl aktığını görmek daha kolay.
Söz konusu Kokogul olunca yalanla gerçeği
ayırt etmek imkansızdır. Muhtemelen kendiside bu ayrımı yapamıyordu.
Kalabalık bir evde olmak, hissettiğim yalnızlığa ihanet ediyordu.
Sözlerin kısa ve öz oluşunda güçlü bir şey vardı. En şiddetli düşünceleri bir kaç mısraya sığdırmak, özetlemek ve keyifli bir deste haline getirebilmek ne muhteşem bir şeydir.
-Bazıları görmediği şeylerden korkar.
-Ben gördüm, burada korkacak bir şey yok.
Beni asıl bu bahçenin ötesi korkutuyor.
O yüreğini bu ağaçlara boşaltır, dallarına ve köklerine.
.

Kuracakları yeni hayat için yaşıyordu.

.

… SUSKUNLUĞUN bizi KORKUNÇ gerçeklerden koruyacağına inanmamalıydım."…
KISKANÇLIK insanın ruhunu sirkeyle kesilen süt gibi yapar."
Eşeği yarı yola kadar götürdükten sonra geri dönmenin anlamı yoktur.
Gelecek için plan yapmazsak bir yarınımız olmaz.
Kendi topraklarımızda ölmek, her yerde köpek gibi kovalanmaktan iyidir.
Mutlu olmayı hak ettiğimiz anlarda sevinemeyecek kadar dar görüşlüydük
Dağ ne kadar büyük olursa olsun oğlum, aşmanın mutlaka bir yolu vardır.
Çocuklar için ebeveyn, onları sıcak bir kucaklama ile kolaycacık tutup hava kaldırabilen, hayatın kendisinden bile daha önemli varlıklardır. Onlar sanki çocuklarla birlikte doğmuş onlardan önce var olmamıştır. Örneğin, çocuktan ergenliğe geçerken baba değişir. Bir otorite, cevapların kaynağı ve azarlayan bir ses olur. Gününe göre bazen babaya küsülür, bazen o taklit edilir, sorgulanır ya da ona karşı çıkılır.
Çocuk ancak yetişkin olunca anne ve babasını bir insan olarak tanımaya başlar, bir koca, bir ağabey, bir oğul olduğunu görür.
Bazı şeyler kontrolümüz dışındadır ama biz inansak da inanmasak da bu sistemin ardında mantık yatar
Körlerin olduğu yerde tek gözlü padişah olur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir