İçeriğe geç

Sanat ve Hayat Üzerine Kitap Alıntıları – John Ruskin

John Ruskin kitaplarından Sanat ve Hayat Üzerine kitap alıntıları sizlerle…

Sanat ve Hayat Üzerine Kitap Alıntıları

&“&”

Ulusal varlığın üç tılsımı da şu üç kısa kelimeyle ifade edilir—Emek, Hukuk ve Cesaret.
Ayrıca, başmeleğin hizmetinden tutun da böceğin çalışmasına kadar, gezegenlerin duruşundan tutun da bir toz zerreciğinin yerçekimine kadar, tüm canlıların ve tüm maddelerin gücü ve görkemi itaatlerine dayanır, özgürlüklerine değil.
Yoksulların olmadığı hiçbir ülke yoktur ve hiç olmayacaktır:Başka bir deyişle, emeğiyle geçimini sağlamaktan daha fazlasını yapamayan ve bir kenara konmuş, hatırı sayılır miktarda belli bir birikimden yoksun sınıfın olmadığı bir ülke asla olmayacaktır.
Bilgi istiyorsanız, onun için çalışmalısınız. Yemek istiyorsanız, onun için çalışmalısınız. Ve eğer zevk istiyorsanız onun için çalışmalısınız. Ancak insanlar ya bu yasayı kabul etmiyorlar ya da bilgiye, yemeğe, zevke hiçbir bedel ödemeden sahip olma umuduyla ondan kaçmaya çabalıyorlar. Bu çabaları sonucunda da ya onlara sahip olmayı başaramayıp cahil ve sefil kalıyorlar ya da onları başka insanları kendi yararları için çalıştırıp öyle elde ediyorlar ve o zaman da tiran ve soyguncu oluyorlar.
Bu dünyada, yapılmaya fazlasıyla değer hiçbir şeyi zahmetsiz yapamazsınız, çok değerli hiçbir şeyi bedelsiz elde edemezsiniz.
Yürek tutkusu el gücüyle kaynaşmadan, hiçbir sanat mümkün değildir.
Ölçüde erdem aşırılıkta yanılgı vardır; hem birer karakter özelliği olarak hem de yarattıkları üsluplar anlamında… En iyi mimari ve en iyi halet-i ruhiye, her ikisini de birleştirendir.
Uzun süren tekdüzelikten sonraki değişim en güzelidir, tıpkı gözlerimizi bir müddet kapadıktan sonra ışığın en parlak halde görünmesi gibi.
Mimari, bilindik kurallara veya verili modellere göre işlediği sürece sanat olmaz,bir imalat olur.
Üretimi için kurallar veya modeller gösterilebilen hiçbir şey büyük bir sanat eseri değildir.
Pamuk ağartır, çelik sertleştirir, şekeri rafine eder ve çömlek şekillendiririz;fakat yaşayan tek bir ruhu aydınlatmak, güçlendirmek, geliştirmek veye şekillendirmek, kazanç değerlerimizin arasında asla yer almaz.
Doğruyu söylemek gerekirse bölünen iş değil, insanlardır. Bölünen, küçük parçalara ve hayat kırıntılarına ayrılan insanlardır.
Mesele insanların yetersiz beslenmesi değil, ekmeklerini kazandıkları işten hiç zevk almamaları ve bu nedenle zenginliğe zevk almanın tek yolu olarak bakmalarıdır.
Heyhat! Doğru anlaşılacak olursa, bu mükemmellikler, İngiltere’mizde bulunan köleliğin göstergeleridir;kırbaçlanan Afrikalının veya esir Yunanın köleliğinden bin kat daha acı ve alçaltıcı olan köleliğin göstergeleri…
Ve en iyi şeylerin, en iyi hallerinde nadiren görülmesi bu evrenin yasalarından biridir. Yabani otlar yıldan yıla iyi ve güçlü şekilde büyürken, tabiatının yüce asaleti gereğince buğday, acı küften çabuk etkilenir.
Yapabildiğini yap ve yapamadığını dürüstçe kabul et;ne çabanın kaybetme korkusundan ötürü azalmasına ne de itirafının utanç korkusundan ötürü susturulmasına izin ver.
Bu dünyada, yapılmaya fazlasıyla değer hiçbir şeyi zahmetsiz yapamazsınız, çok değerli hiçbir şeyi bedelsiz elde edemezsiniz. Esas soru, neyin yapılmaya ve sahip olunmaya değer olduğudur sadece…"
Yürek tutkusu el gücüyle kaynaşmadan, hiçbir sanat mümkün değildir. En yüksek sanat, her ikisini de en yoğun derecelerinde birleştirir: en mükemmel el faaliyeti ile en yoğun kalp faaliyetini."
Yaşayan her şeyde, sadece hayat belirtisi değil, aynı zamanda güzellik kaynağı da olan bazı düzensizlikler ve eksiklikler bulunur."
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Kusurluluk ölümlü bir bedendeki hayat belirtisidir; yani bir ilerleme ve değişim halinin belirtisidir. Yaşayan hiçbir şey tamı tamına mükemmel değildir, ne de mükemmel olabilir; bir parçası çürüyorken, bir parçası doğuyordur."
İnsanın ürettiklerinden, yalnızca kendince kötü şekliyle kötü olan mükemmel olabilir."
… ne olursa olsun iyi olan hiçbir iş kusursuz olamaz ve kusursuzluk talebi her zaman için sanatın amaçlarının yanlış anlaşılmasının bir işaretidir."
Pamuk ağartır, çelik sertleştirir, şekeri rafine eder ve çömlek şekillendiririz; fakat yaşayan tek bir ruhu aydınlatmak, güçlendirmek, geliştirmek veya şekillendirmek, kazanç değerlerimizin arasında asla yer almaz."
İnsandan ya işinizi gördürebileceğiniz bir alet ya da kendi iradesine sahip bir insan yaratmanız gerekir."
Ve en iyi şeylerin, en iyi hallerinde nadiren görülmesi bu evrenin yasalarından biridir."
Yapabildiğini yap ve yapamadığını dürüstçe kabul et; ne çabanın kaybetme korkusundan ötürü azalmasına ne de itirafının utanç korkusundan ötürü susturulmasına izin ver."
… son zamanlarda, iş bölümü denen büyük ve medeni icadı epeyce inceleyip mükemmel hale getiedik. Tek mesele, ona yanlış bir isim vermiş olmamız. Doğruyu söylemek gerekirse, bölünen iş değil, insanlardır…
Tüm üretim şehirlerimizden yükselen büyük çığlık, maden tamamen oralarda insandan başka her şeyi ürettiğimiz içindir. ..
O çığlığın bir çoğumuzu yapmaya zorladığı bütün kötülüklerin yalnızca tek bir biçimde ustesinden gelinir. Öğreterek ya da vaaz vererek gelinmez; çünkü öğretmek.onlara kendi sefaletini göstermekten başka bir şey değildir ve onlara vaazda bulunmak da,vaazdan başka bir şey yapmıyorsak,o sefalet ile alay ediyoruz demektir. Kötülüğün üstesinden , hangi işlerin insanlar için iyi oldugunu , hangi işlerin onları yükseltip mutlu ettiği konusunda tüm sınıfların ulaşacağı doğru bir anlayışla gelinir ancak…
… insandan ya işinizi gördürebileceğiniz bir alet, ya da kendi iradesine sahip bir insan yaratmanız gerekir. Ikisini birden yapamazsınız…

Fakat modern Ingiliz düşüncesinin Grek düşüncesiyle ortak noktası, her şeyde kendi tabiatına uygun azâmi tamamlanmışlığı ya da mükemmelliği şiddetle arzulamasıdır. Bu kavramsal olarak soylu bir karakterdir; fakat o tabiata dair izafi değerleei unutmamaıza ve daha aşağı tabiata sahip şeylerin kusursuzlugunu daha yüksek tabiata sahip şeylerin kusurluluğuna tercih etmemize yol açtıgında bayağı hâle gelir….
… Yapabildiğini yap ve yapamadığını dürüstçe itiraf et; ne çabanın başaramama korkusundan ötürü azalmasına, ne de itirafının utanç korkusundan ötürü susturulmaasına izin ver…

Insan yaşamının yasası,Gayret; insan mukamesinin yasasıysa, merhamettir…
… başka bir deyişle, zihni daimâ uygulama becerilerinin çok önündedir ve arada sırada bu becerileri,aklını izlemeye çalışırken çökecektir…
Gelecek uzun yıllar boyunca, erdemli her ulusun kılıcının bilenmesi gerekir, kurtarırken veya teslim alırken kullanması için… Demir büyük bir değişimden geçtiğinde, buna daha da yaklaşacaksınız ve bu başkalarının acılarına gösterilen sabırla değil, kendi sabrınızla olacak: İnsanlar kılıçlarını dövüp saban demiri, mızraklarınıda bağcı bıçağı yaptıklarında, uluslar savaşı daha fazla öğrenmeyecekler artık.
Çoğu zaman en iyi özgürlük çeşidi budur : önem verme özgürlüğü."
İnsandan ya işinizi gördürebileceğiniz bir alet,
ya da kendi iradesine sahip bir insan yaratmanız gerekir.
Paslandığında demir hava solur.
Kolaylıkla paslanmayan tek bir metal vardır ( Altın) ve o şimdiye kadar insan üzerindeki etkisiyle hayattan ziyade ölüme sebep olmuştur.
Ondan kaldırım yapılana ve böylelikle ayaklar altına alınana kadar da doğru şekilde kullanılmış olmayacaktır.

Fakat modern Ingiliz düşüncesinin Grek düşüncesiyle ortak noktası, her şeyde kendi tabiatına uygun azâmi tamamlanmışlığı ya da mükemmelliği şiddetle arzulamasıdır. Bu kavramsal olarak soylu bir karakterdir; fakat o tabiata dair izafi değerleei unutmamaıza ve daha aşağı tabiata sahip şeylerin kusursuzlugunu daha yüksek tabiata sahip şeylerin kusurluluğuna tercih etmemize yol açtıgında bayağı hâle gelir….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir