Franz Kafka kitaplarından Ceza Kolonisinde ve Diğer Öyküler kitap alıntıları sizlerle…
Ceza Kolonisinde ve Diğer Öyküler Kitap Alıntıları
&“&”
Söylediğiniz şeye sizin inanmanız gerekmez, onların duymak istediği şey olsun yeter.
ve bu dünyadaki, bu kentteki ve ailemin içindeki yerimin ne olduğu konusunda tamamıyla tereddüt içindeyim.
Bizler eğilip bükülmüş bedenlerimizle yalnız kalıp etrafımıza baktığımızda ve kimseyi görmediğimizde, hatta havanın direncini bile hissetmediğimizde, içimizden belli anıları geçirir, onlara tutunuruz.
Söylediğiniz şeye sizin inanmanız gerekmez, onların duymak istediği şey olsun yeter.
Dünyayı düzeltmek bana kalmamış,
bırakıyorum.
Ortada bir yanlış anlama var ve biz bu nedenle mahvoluyoruz.
Ben size zararsız olduğum kadar yararsızım da.
Sen bu dünyaya nasıl katlanıyorsun, soylu yürek, iç organları tatlı efendi?
Âdil olun diyor ..
Size ne kadar az zarar verirsem o kadar yardımcı olabilirim.
“kaç güneş battı o gecede bilmiyorum. ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi.
bir söz, kaç güneş batırır o zaman öğrendim.”
bir söz, kaç güneş batırır o zaman öğrendim.”
Unutma; Karanlık olamadan aydınlık bir hiçtir"
Başkalarının alette bulduğunu subay bulamamıştı. Dudakları sımsıkı kapalıydı, gözleri açıktı, sanki hala yaşıyordu, bakışları sakin ve ikna olmuş gibiydi, büyük demir bir iğnenin ucu çıkmıştı alnından.
Sende bu şekilde yıpranıyorsun değil mi ?
Özür dilerim.
Özür dilerim.
Biz beklemeyi seviyoruz mevzu gemi değil ki.
Gözden her zaman
göz yaşı düşmez azizim
Bazende insanlar düşer
göz yaşı düşmez azizim
Bazende insanlar düşer
Fazla sözüm yok sana
KİMDE UNUTTUYSAN BENİ "
Onda Yaşa En Büyük Çaresizliği..
KİMDE UNUTTUYSAN BENİ "
Onda Yaşa En Büyük Çaresizliği..
…özlüyorum seni,
En derinden,
Çok derinden,
Şuursuzca…"
En derinden,
Çok derinden,
Şuursuzca…"
Veda etmiyorum.
Pusuda bekleyen yerçekimi beni tamamen aşağıya çekmedikçe bu bir veda olamaz..
Pusuda bekleyen yerçekimi beni tamamen aşağıya çekmedikçe bu bir veda olamaz..
deli tarafıma denk gelmeyin,zira orda ben bile hükümsüzüm…
özledim diye haykırdı dağlara …
Çaresizlik nedir bilirmisin?
Kalbin kanatlanıp gittiği yere Bedenin gidememesidir.
Kalbin kanatlanıp gittiği yere Bedenin gidememesidir.
Zaman akıp gidiyor ve hiçbir saat bir öncekine benzemiyor…"
zincire vurulmuş küfürlerimin kilidiyle oynuyorsun; YAPMA…
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Sen ol, son ol, sonsuz ol!"
Uyumamak sormak demektir, eğer insanın cevabı olursa uyuyabilir.
Yalnızlık; Bazen en iyi dostumuz olur…
Korkma!
Uzat ellerini,
Tut Aşkın ellerinden.
Çek kalbine,
Göm en derinine ve sakla.
Aşk seni saracak…
Uzat ellerini,
Tut Aşkın ellerinden.
Çek kalbine,
Göm en derinine ve sakla.
Aşk seni saracak…
Yakın mısın ki? Sesini duymayalı günler geçti. Ne anlamı var şimdi verdiğin sözün….
Aşk acısı çekmeyen yürek, ya deliye
aittir ya da ölüye..
aittir ya da ölüye..
Zaman ;
Bazen En uzun Kelimedir,
Bazen ise En kısa Kelimedir.
Oysa ki Tek kelime , 5 Beş Harf ,
Ama Herşeye rağmen,
Umududur Bekleyenin…
Bazen En uzun Kelimedir,
Bazen ise En kısa Kelimedir.
Oysa ki Tek kelime , 5 Beş Harf ,
Ama Herşeye rağmen,
Umududur Bekleyenin…
Aynı saatte , Aynı şiirde , Aynı satırda , Yıldızlar eşliğinde buluşalım. Yoksa bu özlem beni benden edecek….
Bende dayanamıyorum ama senin bana öğrettiğin gibi sabrediyorum gözyaşlarıyla…
Oysa ki ; Karanlık en kalabalık yalnızlığımmış…
gözden her zaman
göz yaşı düşmez azizim
Bazende insanlar düşer…
göz yaşı düşmez azizim
Bazende insanlar düşer…
Kalbim ağrıyor..
Kalbim ağrıyor.
Size yapılan haksızlıktan daha büyük haksızlıklar da yaşadı dünyamız.
İnsanlarla anlaşmak zor.
Dünya kötü ve biz bu kötülüğü destekliyoruz.
Tutar bana bir sürü yalan uydurur, yalanını yüzüne vursam, bu sefer yeni yalanlarla, eski yalanlarını savunmaya kalkışırdı; daha neler neler…
Aşk; Bir Meleğin, minik bir kelebeği sevebilme cesaretidir….
En çokta Neyden korkuyorum biliyor musun?
Birgün Beni unutmandan.
Adımı Unutmandan.
Ya içinde yaşayamazsan bir daha?
Birgün Beni unutmandan.
Adımı Unutmandan.
Ya içinde yaşayamazsan bir daha?
Hatırlanmak güzeldir; hatırlayan sen isen.
Hatırlamak güzeldir; hatırlanan sen isen.
Hatırlamak güzeldir; hatırlanan sen isen.
Aynı saatte, aynı şiirde, aynı satırda…
Yıldızlar eşliğinde buluşalım.
Yoksa bu özlem beni benden alacak.
Yıldızlar eşliğinde buluşalım.
Yoksa bu özlem beni benden alacak.
Sizden yalan söylemenizi istemiyorum, hem de hiç.
Biri size doğrudan sormadıkça , hiçbir görüş belirtmemelisiniz. Ama söylemek zorunda kalırsanız, cümleleriniz kısa ve muğlâk olmalı.
Bugünlerde birinin sizi anlaması imkansız.
Tuhaf durumlarda kararlı bir şekilde müdahele etmek her zamanzaman düşünülmesi gereken bir şeydi.
Bir kuşak – ki her kuşak kalabalıktır- bir diğer kuşağı sıkıştırıyor; çocukların çocukluklarını yaşayacak zamanları yok. … Çocuklarımıza gerçek bir çocukluk dönemi veremeyiz.
Öyle bir hayatımız var ki, bir çocuk yürümeye başlayıp çevresini biraz olsun tanıdı mı, bir yetişkin gibi başının çaresine bakmak zorunda kalıyor; ekonomik nedenlerle dağınık yaşamak zorunda kaldığımız alan çok büyük, düşmanlarımız çok, etrafımızda bizim için hazırlanan tuzaklar sayısız – çocuklarımızı bu varoluş mücadelesinden uzak tutamıyoruz; bunu yapmaya kalksak, sonlarını hızlandırmış oluruz.
Bazen tek bir omzun taşıyacağı yükün altında binlerce omuz bile titrer.
Sakin bir barış en sevdiğimiz müziktir; zor bir hayatımız var, günlük sıkıntılarımızı unutmaya çalışsak bile müzik gibi hayatımıza çok uzak olan şeylerle uğraşmamız imkansız.
Aç kalmak dünyanın en kolay işiydi.
Suç hiçbir zaman kuşkuya yer bırakmaz.
Adil ol…!
Bu küçümen kadın benden hiç mi hiç memnun değil, hep bir eksiğimi buluyor, benden hep haksızlık görüyor, ben onu adım başı kızdırıyorum; insan hayatı en küçük parçalara bölebilse ve her parçacığı kendi başına değerlendirebilseydi, benim hayatımın her parçacığı onu kesinlikle sinirlendirirdi. Onu niçin bu kadar kızdırdığım üzerine sık sık, derin derin düşünmüşümdür; olabilir, bende ne varsa, onun güzellik anlayışına, adalet duygusuna, alışkanlıklarına, göreneklerine, ümitlerine aykırı düşüyordur, böyle zıt tabiatlar vardır, ama o bunun niçin o kadar acısını çekiyor?
Oysa ki; Karanlık en kalabalık yalnızlığımmış…"
İnsanlar özgürlük diye sıklıkla birbirini kandırıyor. Ve nasıl özgürlük en yüce duygulardan biri sayılıyorsa, o zaman onunla ilgili aldatmacalar da en yüce aldatmacalar sayılır.
“Biliyoruz kuzeyden geldiğini, biz de bu nedenle umutlandık. Orada, buradaki Araplarda olmayan akıl var. Araplardaki bu soğuk kibir nedeniyle aklın zerresi yok. Yemek için hayvanları öldürürler, fakat leşleri küçümserler.”
Etrafımdaki insanlar hep böyledir. Her zaman imkansızı isterler hekimden.
Geçmişimle geleceğimi karşılaştırıyorum, fakat ikisini de mükemmel buluyorum. Birini diğerinden üstün görmüyorum, yalnızca beni bu kadar kayıran yazgımın adaletsizliğini eleştirmeden edemiyorum.
Anlaşılan bekar kalmak çok kötü bir şey; bir akşamı insanlar arasında geçirmek istediğinizde yaşlı bir adam olarak zar zor onurunuzu koruyarak kabul edilmeyi rica etmek, hastalandığınızda yatağınızın bir köşesinden haftalarca boş odaya bakmak, insanlarla hep dış kapının önünde vedalaşmak, hiçbir zaman yanınızda bir eşle merdivenleri çıkamamak, odanızdaki yan kapıların yabancıların evine açılan kapılar olması, akşam yemeğini dışarıdan alıp getirmek, başkalarının çocuklarına bakmak ve her defasında “Benim yok!” diyememek…
Hiç kimseye kötülük yapmadım, hiç kimse de bana kötülük yapmadı, fakat kimse bana yardım etmek istemiyor. Gerçekten hiç kimse.
Ailesi hiçlikte kaybolurken kendisi kimse tarafından rahatsız edilmeden bir başına kalır, gerçek benliğine kavuşur.
Ve ertesi gün, her şeyin görülebileceği bir günün başlayacağını bilmek ne kadar büyük bir mutluluktur.
“Şimdiye kadar hayatımda kendimden emin olduğum bir an hiç olmadı. Yani etrafındaki nesneleri sadece gelip geçici hayaller olarak algılıyorum, sanki bunlar bir zamanlar yaşamışlar da şimdilerde kaybolup gitmişler gibi. Her zaman, sevgili beyefendi, nesneleri bana görünmeden önceki halleriyle görmek istemişimdir. O zamanki halleriyle güzel ve sakindirler. Öyle olmalı, çünkü insanların onlar hakkında böyle konuştuklarını duyuyorum sıklıkla.”
“Söylediklerinizi anlamadığım için mutluyum,” dediğinde biraz şaşırdım aslında.
Bunun üzerine sinirlenerek, “Mutlu olduğunuzu söyleyerek anladığınızı göstermiş oluyorsunuz,” dedim hemen.
“Ah Tanrım, hayat dolu bir yüreğiniz, kütük gibi bir kafanız var. Beni şans olarak görüyorsunuz, ne kadar da mutlusunuzdur. Çünkü benim talihsizliğim sağı solu belli olmayan bir talihsizliktir; ince, sivri bir uçta sallanan bir talihsizlik, dokunulduğunda sorgulayanın üzerine düşer.”
Kaç güneş battı o gecede bilmiyorum.
Ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi
Ama bir daha hiç sabah olmayacak gibiydi
Sen bu dünyaya nasıl katlanıyorsun
Ben böyleyim ve o beni olduğum gibi kabul etmek zorunda
Karar verirken izlediğim prensip şu: Şüphenin ötesinde suçlu olmalı.