İçeriğe geç

Firavun Ağacı Kitap Alıntıları – Agatha Christie

Agatha Christie kitaplarından Firavun Ağacı kitap alıntıları sizlerle…

Firavun Ağacı Kitap Alıntıları

&“&”

Ve ben bilirim ki..
Uyuduğunuz zaman ruhunuz
bedeninizden ayrılıp sevdiğinin yanına gider.
İşte bu yüzden yalnızlar kolay uyuyamaz.
Lütfen çabuk gel.
Yokluğun beni çok yalnız gösteriyor..
Allah’ım
Sence de artık benim bu Dünya’ya
veda etme zamanım gelmedi mi ?!!
Nofret tatlı tatlı. Dikkatli ol Kameni dedi. İmhotep’ i avucuna aldım. O beni dinliyor. Şimdiye kadar senden çok hoşnuttu. Genç kadın anlamlı anlamlı sustu.
Kameni sertçe sordu. Beni tehdit mi ediyorsun , Nofret?
Belki.
Genç adam kadını bir an öfkeyle süzdü. Sonra da başını eğdi. İstediğini yapacağım , Nofret. Ama bence…. evet bence, çok pişman olacaksın.
Bazen son olduğunu sandığın şey sadece başlangıçtır.
Korku tam bilgiye sahip olamamaktan doğar.
Ağızları kalabalık olanlar fazla becerikli insanlar değillerdir.
Güzellik hareketlerden belli olur.
Anlamıyorsun. Bir kötülük vardır ki dışarıdan gelir, hücumunu herkes görebilir. Ama bir çeşit kötülük daha vardır ki, bir meyvenin içerden çürümesi gibi, dışarıya hiçbir şey sızdırmaksızın, günbegün büyür, büyür, sonunda bütün meyve atılacak hale gelir… Hastalık onu mahveder…
Ancak düşünmeye fırsatın olunca anlıyorsun ki bir insanın dışarıda olduğu gibi içinde de bir yaşam var.
Erkekle kadın karıkoca olduklarında yaşam bir başka güzel olur
İnsan kalbinin taşıyabileceği acıdan da, kin ve kötülükten de haberin bile yok
Yaşamın aslında büyük bir şaka olduğunun farkında bile değilsin.
Çünkü bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır.
Düşünmenin ne yararı var ki.
Ama dikkatli ol, sağduyulu davran! Kimseye güvenme.
Bazen güçlükler içinde ne yapacağını bilemiyor, bunalıyorsun. İnsana yaşamda dertten, tasadan başka bir şey yokmuş gibi geliyor.
İnsanoğlu yalanları da yazabilir.
Nefret ve aşk iç içedir."
Eğlenirsin, önemsemezsin, kendini bir düşte sanırsın ve sonunda ölüm gelir… "
Esas yakışıklılık davranışlarda belli olur"
Kalbe saçılan
kötülük tohumlan bir kere yeşermeye başladı mı, onların çiçek
vermelerine artık kimse mâni olamaz. Mısır tarlasında açan gelincikler
gibi süratle çoğalırlar bu çiçekler. Belki de bütün hayatı boyunca.
İnsanlar yaşlarını aldıkça daha akıllı, daha olgun,
daha merhametli olmazlarsa, içlerindeki kötülük günün birinde baş
kaldırabilir.
Korku tam bilgiye sahip olamamaktan doğar.
Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır..
Eğer bir adam kötülük işlemek amacındaysa, kafasında canice fikirler varsa, bunları gizlemesi gerektiğinin bilincinden hareket eder. Yani kuşku uyandıracak davranışlarda bulunmaz."
Bir insan tuhaf, anlamsız davranışlarda bulunuyorsa, kendini kontrol edemiyor demektir…"
Ölüm Mısır’ın zenginlik kaynağıdır. O taktığın mücevherleri sana Ölüm aldı. Karnını doyuran da, seni giydiren de Ölüm."
Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır.
Nofret çok mutsuzdu. Çok mutsuz olduğu için hepimizi de yaralamaya çalışıyordu.
Hem bu dünyada, hem de öbür dünyada
adalet adalettir. Her şey ağır ağır ilerler ama sonunda da hak
yerini bulur.
Bütün zorbalar
gibi o da korkaktı aslında.
Unutma, kuru
otların arasında yangın kolay çıkar…
Ölüm daima kârlıdır.
Eğlenirsin, önemsemezsin, kendini bir düşte sanırsın ve sonunda ölüm gelir…
Yaşlı bir ahmaktan daha aptalı olamaz.
İnsana yaşamda dertten, tasadan başka bir şey yokmuş gibi geliyor.
Kötülük vardır, dışarıdan gelir, saldırısını herkes görebilir. Ama kötülül vardır aynen bir meyvenin içten içe çürümesi gibi, dışarıdan görülmez, hiçbir belirti vermeden günbegün ağır ağır büyür, büyür, sonunda bütün meyveyi yiyip bitirir, atılacak duruma getirir.
-Ne demek istiyorsun Hori? Beni korkutuyorsun!
-Kendim de korkuyorum…
Mutlulukla dolu o yılları…
Hiç beklenmedik bir kaybın acısıyla parçalanan, mahvolan o yılları…
Kararımı verdim Hori. İyi ya da kötü yaşamımı seninle paylaşacağım, ölüm bizi ayırana dek…"
Bu tıpkı pazaryerlerindeki meddahların anlattıkları masallar gibi bir şey… Fakir, genç yazıcı efendisinin kızı ile evlenir, onun mirasına konar, muradına erer ve sonrasında mutluluk içinde bir yaşamı olur… Yakışıklı ve genç olmak büyük bir şans!
…buraya gelip seni gördüğüm o ilk anda sana aşık olduğumu anlıyorsun, değil mi? O andan beri senin dışında hiç kimseyi düşünemediğimi?
İkimiz bir bütünün parçaları değil miyiz?
Neden bu gözler yalnızca beni görmüyor?"

Ölen ölüp gidiyordu. Geride anı diye bir şey falan kalmıyordu…

Ağacın altında olmasak da biz seni seviyoruz…
İnsanın aklından, yüreğinden geçenleri kim bilebilir ki?
Yeryüzünde olmayacak, inanılmayacak hiçbir şey yoktur…
Gerçekten o kadar az zaman mı geçmişti aradan?
İnsan ölünce ne olur?
Bunu bilen var mı?

Ama işte bu benim aklımı çok karıştırıyor.

Bunu bilmek istiyorum. "

Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır…
İnsanlar bir günde bu kadar değişebilirler mi?
Yani sence tanrılar sıradan kadınların ya da erkeklerin yapamadıklarını yapan kadın ya da erkeklerdir, öyle mi?"
Yeryüzündeki yaşam dşında farklı bir yaşamın olabileceğini kavrayamıyoruz, ölümden sonraki bir yaşamın. Bildiğimiz bu yaşamın ölümden sonra da süreceğini hayal etmek istiyoruz…
Eğlenirsin, önemsemezsin, kendini bir düşte sanırsın ve sonunda ölüm gelir…
Görüyorum ki her zaman olduğu gibi yüreği neşe dolu.

Seni gördüğüme sevindim Henet. İyi misin, mutlu musun?

Ama kötülük vardır aynen bir meyvenin içten içe çürümesi gibi, dışarıdan görülmez, hiçbir belirti vermeden günbegün ağır ağır büyür, büyür, sonunda bütün meyveyi yiyip bitirir, atılacak duruma getirir. Hastalık onu mahveder…
Eğer zavallı anneciğin sağ olsaydı her şey çok farklı olurdu. O beni takdir ederdi…
Her zaman değerimi bilirdi…
Mutlulukla dolu o yılları… Hiç beklenmedik bir kaybın acısıyla parçalanan, mahvolan o yılları…
Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır.
Gerçekleri kendin göremediğin sürece birinin onları sana göstermesi gerekir."
Adalet nerede olsa adalettir. Bu dünyada da, ötekinde de ağır işler ama sonunda hak yerini bulur."
Bir insanın aklından, yüreğinden geçenleri kim bilebilir ki?"
Yeryüzünde olmayacak, inanılmayacak hiçbir şey yoktur."
Eğlenirsin, önemsemezsin, kendini bir düşte sanırsın ve sonunda ölüm gelir…"
Bazen" dedi. "Güçlükler içinde ne yapacağını bilemiyor, bunalıyorsun. İnsana yaşamda dertten, tasadan başka bir şey yokmuş gibi geliyor."
İnsan kalbindeki kötülük tohumları bir kez filizlenmeye başladı mı aynen Mısır tarlasındaki gelincikler gibi çiçek verir.
Kadınlar doğuştan yeterince akıllı olmasalar bile eninde sonunda erkeklerin zayıf taraflarından yararlanmayı,erkekleri parmaklarında oynatmayı öğrenirler.
Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır.
Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır.
“Renisenb, söyle bakalım, sence Tanrı’yla insanoğlu arasında ne fark vardır? “
Genç kadın şaşkın şaşkın baktı.
“Tanrılar… tanrılar gizemlidirler, olağanüstüdürler” “Hepsi o kadar mı?”
“ Ne demek istediğini anlayamadım Hori”
“Yani sence Tanrı’lar sıradan kadınların ya da erkeklerin yapamadıklarını yapan kadın ya da erkeklerdir, öyle mi?
“Ne tuhaf şeyler söylüyorsun. Seni hiç anlamıyorum.”
Bazen insanın son sandığı şey aslında başlangıçtır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir