İçeriğe geç

Her Şey Hakikati Görmekle Başlar Kitap Alıntıları – Bülent Gardiyanoğlu

Bülent Gardiyanoğlu kitaplarından Her Şey Hakikati Görmekle Başlar kitap alıntıları sizlerle…

Her Şey Hakikati Görmekle Başlar Kitap Alıntıları

&“&”

Dibe vurduktan sonra, neden ben?" sorusunu sorabilmemiz bizim için bir hediyedir. Hayatta nerede olduğumuzu bilmek ve rotamızı buna göre yeniden düzenleyebilmek için bir başlangıçtır.
Sen bu dünyaya kök salmaya, çoğalıp yayılmaya, yemek yemeye, rahat ve garanti bir hayat yaşamaya gelmedin! Bu hayatın içinde gizemler, sorulması gereken sorular ve bulunması gereken cevaplar var. Yaşadığın hayatı sorgula ..
İlahi tarafta denge, huzur, hoşgörü, sevgi ve barış vardır.
Bedeniniz yorulduğunda Bedenim yoruldu, biraz dinleneyim…"dersiniz, ayaklarınıza baktığınızda"Beni taşıdığın için teşekür ederim…"dersiniz.
Gözlerinize teşekkür edersiniz, hayatın gördüklerinin için . Kulaklarınıza teşekkkür edersiniz, duydukları için teninize teşekkür edersiniz, hissedebildiğiniz için. Beden bu dünyadaki tekamülde jeneratörlük eden ve enerji üreten muhteşem bi araçtır. Bu araca iyi bakmakla, saygı duymakla mükellefsiniz.
Bu dünyada size verilen sınırlı nefesinizi ve sınırlı kalp atışınızı, bu dünyadan giderken yanınızda götürmeyeceğiniz şeyler için harcamayın.
Kendimden başka herkesi mutlu ettim. Kendimden başka herkese faydam oldu.
Uyanmaya başlayan insanlar, uykudaki insanların maskelerini hissedip görebilmeye başladılar.
Uykudakiler de etrafındakileri uyuttuklarını sanıyorlar.
Kim uykuda kim uyanık?
İnsanoğlunun bu yüzyılda dört ciddi sınavı var.
Cesaret, sağlık, para ve ilişkiler…
Hayat çok ilginç! Yaşam yolculuğumuz boyunca birçok sıkıntı yaşarken, çoğunun neden başımıza geldiğinden haberimiz bile yok.
1.Sağlık sınavı :Sağlık büyük ve önemli bir sınavdır.
Söylemeyip yutulmuş her söz, içe akmış her damla gözyaşı insanı hasta eder. "
Bunu hepimiz yaşıyoruz. Sabah gözünüzü açtığınızda aklınıza önce Bugün ne yapacağım?" düşüncesi geliyor. Okuldaki ya da işyerindeki meseleler, konu komşu, belki okul işleri geliyor…
"Ne yapacağım? Nasıl olacak? "
Gün bitiyor, yatağa uzanıyorsunuz ve zihniniz durmadan konuşmaya devam ediyor,. Dert, stres, sıkıntı, hastalıklar, affedemedikleriniz, kızdıklarınız, geçmişiniz, bugününüz, geleceğiniz vs… Bütün bunları düşünmekten dolayı zihin artık dolup taşıyor, kabına sığmıyor…
Çok düşünüyoruz ve günün sonunda yaptığımız pek de bir şey yok…
Hep aynı yakarış :
"Allahım sana ulaşmak bu kadar mı zor? Bu dünyada herkesin keyfi yerinde bir tek benimki mi bitmeyen sorun? Neyin içindeyim böyle? "
Oysa terbiyeli bir kalbin duası şudur :
"Allahım seni arayanlarla ve seni bulanlarla buluşabilmeyi nasip et."
Allah’ın mucizeleri yağmur damlalarından çoktur.."
Niyetiniz temiz ve bütünün hayrına bir yoldaysanız, Allah’a ve mucizelerine gönülden inanarak dua ettiğinizde, sizin için gök yarılır, zaman durur, dağlar bile yerinden oynar. Allah için hiçbir şey yük değildir. Biz sadece doğru duayı, doğru zamanda, doğru amaç için edinelim."
Bu dünyada size verilen sınırlı nefesinizi ve sınırlı kalp atışınızı,bu dünyadan giderken götüremeyeceğiz şeyler için harcamayın ..
Eğer zihniniz boşsa,geçmişi affettiyseniz,olumsuzlukları,geçmişte size yanlış yapanları bağışladıysanız,hayatınıza yeni gelen fırsatları farkedeceksiniz ..
Söylenmemiş yutulmuş her söz,içe akmış her damla göz yaşı insanı hasta eder ..
Allah’ın adıyla başlamayan ve gönülden emanet edilmeyen her şeye vesvese bulaşır.
Öte âleme uğurladığınız herkesi özgür ve rahat bırakın.
Arkalarından konuşmayın. Onları sakın “öldü” diye düşünmeyin.
Ölüm sadece öteki boyuttaki başlangıçtır.
“Bir insana akılların alamayacağı derecede bir ceza vermek
istiyorsanız, o insanı akılların alamayacağı kadar sevin…” diyor
Şems-i Tebrizi…
“Hayat hep tekrardır. Sadece cesareti olanlar yeni bir yoldan
ilerleyebilirler…”
Bazen cesaret sahibi olamamak büyük ıstırap…
“Sen bu dünyaya kök salmaya, çoğalıp yayılmaya, yemek yemeye, rahat ve garanti bir hayat yaşamaya gelmedin! Bu hayatın içinde başka gizemler, sorulması gereken sorular ve bulunması gereken cevaplar var. Yaşadığın hayatı sorgula!”
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Aradığınız cevapları bulduğunuzda, bulduğunuz cevapların hakkı sadece size ait değil, o cevabı arayan herkese aittir.
Bu dünyada size verilen sınırlı nefesinizi ve sınırlı
kalp atışınızı, bu dünyadan giderken yanınızda
götüremeyeceğiniz şeyler için harcamayın.
Her şey hakikati görmekle başlar…
Ve biz uykuya devam etmekle uyanmak arasında
bir seçim yaparız…
Bu seçim bazen bir ömür sürer,
bazen bir ömür bile yetmez…
Sorunlarımız çözülsün, sıkıntılardan kurtulalım, rahat bir hayat içerisinde yaşayalım diye dua edip durmuşuz.Her şeyi dışarıda aramışız. Her şeyi sorun olarak görüp,hayatımızdan bir an önce çıkarmak için çabalamışız. Sorunların bize ne anlatmaya çalıştığını, ne olduğunu amaç
edinenlerin uyanma vakti geldiğinde, ellerindeki bütün dünyalıkları tek tek gidiyor. İnatçıların da başlarına gelmedik kalmıyor. Dünyalıklar sadece emanet… Bu dünyaya gelişimiz tesadüf değil… Yapmamız gerekenlerin ne olduğunu bulmamız gerekiyor. Allah’ım yaşam amacımı kolaylıkla ve sağlıklı bir şekilde
bulabilmeye niyet ediyorum.&”
Hayatıma girip çıkan insanlara artık kızmıyorum. Yazgıma kızmıyorum. Bir şeyin daha iyisini yapabiliyorsam yapıyorum yapamıyorsam kabulleniyorum.
İki günü bir olan ziyandadır. Hz.Muhammed
Hayatta hiç bir problemi problem olarak görmeyin. Hepsi sizin için yol gösterici tecrübedir.
İrade nedir?
İrade, o anda canımızın çektiğiyle hayrınıza olanın arasındaki farkı bilip hayrınıza olana seçebilecek güce sahip olmaktır. Bu da Allah’ın bir lütfudur.
Allah’ım her türlü yanılgıdan sana sığınırım. Doğru ile yanlışı ayırt edebilmeyi nasip eyle."
Allah’ım yaratılıştan bugüne bilerek ya da bilmeyerek her nerede büyük konuşmuşsam, dengemi bozacak enerjiler üretmişsem hepsinden af dilerim, sana sığınırım ve tövbe ederim. İddia etmek yerine mütevazi bir şekilde dengede yaşam yoluma sevgi ve aşkla devam edebilmeye niyet ediyorum. Şükürler olsun."
Allah’ım dışarıdan bana doğru gelen her türlü olumsuz enerjiden doğrudan sana sığınırım. İçimdeki tüm olumsuz düşüncelerden ve vesveselerden de sana sığınırım. Her zaman Allah’ın koruması altında olmaya niyet ediyorum."
Elbette tövbe etmek kolaydır ama daha önemli olanı da tövbeyi koruyabilmektir.
Bir balığı, ağaca tırmanma performansıyla değerlendiremezsiniz…"
Allah’ım bütün mükemmeliyetçiliğimden sana sığınırım. Hata yapma korkumdan sana sığınırım. Bütün korkularımdan sana sığınırım. Şu andan itibaren doğal halimle yeterli olmayı seçiyorum ve seviyorum…"
Mükemmel olmak zorunda değilsiniz. Allah’ın yarattığı güzel bir kul olun. Mükemmeli yakalamak için yıllarınızı harcamaya gerek yok. Biraz rahat olun. Hatasız kul olmaz.
Acıdan beslenmekten vazgeçin. Geçmişte her kimi kaybetmişseniz, başınıza her ne gelmişse, bunu kabule geçme vakti geldi. Daha fazla acı bedeni içerisinde Allah’ın size verdiği vakti ziyan etmeyin.
Kişi gücünü Allah’a olan inancından almadığı sürece hep eksik kalır.
Allah’ım ne olur hayatımı en hayırlı bir şekilde toparlayabilmemde bana yardımcı ol. Allah’ım ne olur hayatımı en hayırlı bir şekilde düzene koyabilmemde yardımcı ol. Peygamber efendimiz senden neyi dilediyse ben de aynısını dilerim, nereden sana sığındığıysa ben de aynısından sana sığınırım.
Öfke duyduğunuz herkese enerjinizi kaptırırsınız. Onlar daha da keyiflenir, neşeleri artar; siz öfke ile boğulur durursunuz. Onlar daha fazla kazanır, kötü insanlar olsalar bile işleri rast gider; siz bu tarafta hiçbir şeye anlam veremezsiniz.
Allah’ım bilerek ya da bilmeyerek, hayatıma haram karışmasından sana sığınırım. Ben ve soyum sana emanetiz ve bereketimizin bir tek senden olmasını niyet ederiz. Bizlere maddi ve manevi bolluğunla her zaman desteklediğin için şükrederiz."
Allah’ım, geçmişte yaşamaktan sana sığınırım. Bütün öfke ve alınganlıklarımdan sana sığınırım. Geçmişteki iyi haldeki varlığımızın gidişinden dolayı isyan etmekten vazgeçiyorum. Şu an hangi durumdaysam öncelikle şükrederim. Kabuldeyim…
Kendime ve birilerine söylemekten vazgeçip, hayatımın her yönden daha iyiye ulaşması için adım atmaya niyet ediyorum. Senin izninle maddi ve manevi iyiye doğru ilerlemeye niyet ediyorum."
Allah’ım verdiğin ve aldığın her şey için şükür ve hamd ederim. Her şey sendense, o da bir dönemdi yaşandı, deneyimledik, teşekkür ederim. Şimdi bu dönemdeyim, bunu deneyimliyorum. Bunu da kabuldeyim… Daha iyisi için şükrederim."
Siz bir oksunuz, hayatta bir yay.
Sıkıntılarda o yayı geren güçtür.
Dışarıda suçlu suçsuz, iyi kötü dediğimiz her şey, kendi bakış açımızın yansıması… Bunların hepsi benim bakış açım. Çünkü benim kötü" dediğime bir başkası "iyi" diyor. Benim "iyi" dediğime başkası "kötü". O zaman, Allah’ın gözündeki iyi ve kötüyü bulmam gerekiyor. O da hakikat kapısıdır. Hepsi Kur’an’da açık ve net yazılı.
Her şeyin Allah’tan olduğunu kabuldeyim. Allah’ın bana üflediği nefesini dışarıda aramaktan vazgeçeli uzun zaman oldu. Cevapların çoğu kendi içimde veya yansımalarımda. Yeter ki vesveseyle dikkati dağıtılıp hakikatten uzak tutulmaya çalışılan varlığımı arındırıp Allah’a teslim edebileyim.
Elinizdekilere ve sahip olduklarınıza, her zaman şükredin. Şükürden kaçtığını zaman vesvese sizi yakalar. Şükürden daha iyisi, daha ötesi yok. Her şeye şükredin. Siz şükrettikçe hislerinizi güçlendiğini hissedeceksiniz. Bolluk ve bereketin arttığını, daha huzurlu uyuduğunuzu göreceksiniz
Siz iyi bir insan olduğunuza inanıyorsanız, O halde neden enerji alanınızın içinde olumsuz biri var? Bu soruyu kendinize dürüstçe sorun. Ya size, sizde eksik olan bir parçayı gösteriyordur ya da gizlediğiniz bir yönünüzü açığa çıkararak size şifalanma imkanı sunuyordur.
Sistem bizi hipnozla güdüyor. Sürekli tüketim yapmaya sevk ediliyoruz. Kredi çekmeye ve daha iyisini satın almaya yönlendiriliyoruz. Faiz elinize bir kez bulaştığında enerji alanınızda kirlenmeye başlıyor. Faize dikkat edin. Malınızın faizle arttığını sanıyorsunuz ama başka yerden eksiliyorsunuz.
Allah’ım sana emanetim ve sana teslimim. Her ne olacaksa razıyım ve senden olana kabuldeyim. Sana güveniyorum."
Allah’ın adıyla başlamayan ve gönülden emanet edilmeyen her şeye vesvese bulaşır.
Allah’ım zihnimin içinde hayrıma olmayan her şey şimdi gitsin. Zihnimin içindeki her türlü vesveseden sana sığınırım."
Birçok kişi ilahi adaletten bahseder. İlahi Adalet siz dürtmediğiniz sürece vardır. Dürtmekten kastım nedir?
Örneğin siz ah ederek sisteme müdahale ettiğinizde, size zarar verdiğine inandığınız birine, kötülük dilediğinizde, ilahi sistem size yardım etmiyor. İşinize karışmıyor. Kötülük yapanla ve kötülük dileyenin farkı nedir ki zaten? Her ne yaşarsanız yaşayın, Allah’a teslim olabildiğiniz zaman ilahi adalet devreye girer.
Allah’ım, kendimi ve sevdiklerimi sana emanet ediyorum. Senin hakikatine ve adaletine güvenim sonsuz. Her ne yaşanacaksa bütünün hayrına olmasını, tüm yüreklerin senin nurunla şifalanmasını, sevginin, merhametin, hoşgörünün yüreklerimize yerleşmesini niyet ediyorum."
Biz değiştikçe her şey iyiye doğru değişmek için adım atar. Yeter ki niyetimiz temiz ve ilahi sevgiyle dolu olsun… Geçmişte yaşadığımız ve olumsuz olduğunu düşündüğümüz olayları tek tek hatırlayıp şifalandırdıkça, gelecekteki ilişkilerimiz de şifalanmaya başlar…
Allah’ım, yaşadıklarımdan derslerimi kolaylıkla ve sağlıklı bir şekilde alabilmeye niyet ediyorum."
Hayat hep tekrardır. Sadece cesareti olanlar yeni bir yoldan ilerleyebilirler…"
Zihninizdeki düşüncelerin, hayatınıza çektiğiniz insanlar ve olaylarla ilgili olduğunu anlayabilmeniz uzun bir yolculuğun başlangıç noktasıdır.
İşin ilginç yanı zihnimizdeki korkulara hapsolduğunuzun farkında bile olmayıp kendinizi her şeye rağmen Özgür sanmanız!
Kendimi birilerine ispatlamaya çalışmanın, içsel güvensizlik olduğunu sonunda fark ettim. Ben ne yaparsam yapayım, insanlar ne demek isterlerse onu diyeceklerdi zaten…
Allah’ım yaşam amacımı kolaylıkla ve sağlıklı bir şekilde bulabilmeye niyet ediyorum."
Hatırlamak güç de olsa aslında uyanışın ilk adımı ne için dua ettiğimizi bilmekle başlar… ne istediğimizi iyi anlamak!
Bu dünyada size verilen sınırlı nefesinizi ve sınırlı kalp atışınızı, bu dünyadan giderken yanınızda götüremeyeceğiniz şeyler için harcamayın.
Şu an her ne yaşıyorsanız, aslında hemen bugün olusup ortaya cıkmadı. Geçmişte unutulmuş birçok olumsuz olay kendını etrafımızdaki insanlar üzerinden hatırlatmaya çalışır. Ara sıra küllerinden doğarak yeniden var olur..
Kaçmaya çalıstığınız herkesin enerji kodlarını kendı enerji alanınızda ve bilinçaltınızda taşırsınız. Nereye giderseniz gidin, affedemediğiniz herkesin enerjisini de üzerinizde götürür, orada yakınlık kurduğunuz herkesin üzerinde farkında olmadan kopyalarsınız.
Hayatı sorgulamadan körü körüne hiçbir zaman yaşamayın."
Kendinizi artık toparlayın. Geçmiş, yaşandı ve bitti. Size ait değil. Sahip olduğunuz tek şey şu andır. Şu anın kıymetini bilmek yerine halen geçmişe takılı bir halde hayatınızı devam ettirdiğiniz her an ziyandasınız."
Sevildiğimizi hissetmek için ömrümüzü başkalarına adayıp sevgi dilenciliğine gerek yok.
Şeytanın en büyük amacı, sizi bu dünya simülasyonu içinde oyalayıp, Allah’a ulaşmanızı engellemektir. Bunun için de en yakın arkadaşıyla işbirliği içindedir: İçimizdeki Truva atı NEFSİMİZLE!
Öteyi bilmediğiniz sürece anlatılan kadarını gerçeğiniz olarak kabul edip, hayatınızı büyük bir oyun sahasında kendinizi sürekli güvence altına almaya çalışarak geçireceksiniz.
Ben kaşımdakine baktığımda onu mu görüyorum, beklentilerimi mi?
Negatif enerji üreten bir bedende zihin sürekli panik halindedir.
Genelde gösteriş yapan insanların en büyük şikayeti, herkesin gösteriş peşinde koşmasıdır…
Kişi gücünü Allah’a olan inancından almadığı sürece hep eksik kalır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir