İçeriğe geç

Demir Yolu Çocukları Kitap Alıntıları – Edith Nesbit

Edith Nesbit kitaplarından Demir Yolu Çocukları kitap alıntıları sizlerle…

Demir Yolu Çocukları Kitap Alıntıları

&“&”

Son bahar boyunca sadece taş, çakıl ve bir tutam çimen görmüş gözleri için bu mevsimde gördüğü her bir çiçek ona mucize gibi geliyordu.
Annenize iyi bakın çocuklar… O bir milyonda rastlanacak bir kadın.
Hayatımızın çoğunu böyle (güzel) şeylerin olmasını ümit ederek geçiririz.
– Hepimiz bir kitapta olsak ve bu kitabı da sen yazıyor olsan eğlenceli olmaz mıydı? O zaman her tür iyi şeyin olmasını sağlayabilirdin.
– Tanrı’nın yazdığı bir kitabın içinde olduğumuzu düşünmenin daha hoş olduğunu düşünmüyor musun? Eğer kitabı ben yazıyor oldam, hatalar yapabilirdim. Ama Tanrı hikâyenin nasıl en iyi şekilde, bizim için en iyi şekilde bitirilmesi gerektiğini biliyor.
Bu kadar kolay incinen, yumuşak kalpli bir kadın, yapılması gerekenler karşısında asla tereddüt etmez.
Oldukça vahşi hayvanlar – aslanlar ve filler gibi – dişi hayvanlara inanılmaz derecede yumuşak davranırlar. Biz de öyle olmamız gerekiyor.
Herşeyin sonu vardır ve ancak sebat edersen sonuna gelirsin
İyi bir insan olmaya çalışırken, ukala olmamak gerçekten çok zor… Dikkat et ve ukalalık zamanı geldiğini hissettiğinde, kendine hakim ol
Amaçlarınızdan çok, yaptıklarınız önemli.
Kötü biri olmak istemediğini görmelerini sağlayabilirsen, sanırım dünyadaki herkes birbiriyle arkadaş olabilir
Sır saklayabiliyordu, ki bu oldukça ender rastlanan bir başarıdır. Ayrıca sessizce sempati duyma gücüne sahiptir. Bu kulağa biraz sıradan geliyor, biliyorum, ama duyulduğu kadar sıradan değil. Bu bir insanin mutsuz olduğunuzu anlayabilmesi ve sadece bu nedenle sizi, ne kadar üzgün olduğunuzu söylemeden daha çok sevmesi anlamına geliyor.
Annem ne muhteşem biri değil mi? Öfkelendiği için özür dileyen başka birine rastlayamazsınız.
İnsanın başı derde girince annesine koşması ne kadar kolay ve doğaldır
Hoş görünümlü herkes pek kibar olmayabilir.
Anneleri birkaç kez onlara artık oldukça yoksul" olduklarını söylemiş, ama bu sözler onlara fazla bir şey ifade etmemişti… Her zaman yeterli yiyecekleri vardı ve her zamanki gibi güzel kıyafetler giyiyorlardı.
Bence dünyadaki herkes, karşısındakini arkadaşlıktan çıkaracak biçimde görmediği sürece herkesle arkadaştır."
Hiçbir şey kitaplardaki gibi olmuyor derdin. Artık böyle bir şey oldu.
Yarın sabah ilk işimiz, iyi olmak!
Dünyada bazı şeyler, sizin onları yapmanıza fırsat kalmadan kendiliğinden olur.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
İnsanın yaptığı değil düşündüğü önemlidir.
Ömrümüz boyunca hep umutlarla yaşarız.
Göz görmeyince gönül katlanır.
İnsan doğruluktan ayrılmamalı.
Eğer herkes her şeyi düşünseydi,
kimseye düşünecek bir şey kalmazdı.
İnsan düşüncelerini savunmalıdır. Kim ne derse desin.
İçinde hepimizin olduğu bir kitap yazmak istemez miydin anne, babamızı da bir an önce eve getirmeyi?"
Annesi ona kolunu dolayıp bir süre sessizce sarıldı. Sonra şöyle dedi: "Peki sence Tanrı’nın yazmış olduğu bir kitapta olduğunu düşünmek daha iyi değil mi? Kitabı ben yazsaydım hata yapabilirdim. Ama Tanrı hikâyenin sonunu en doğru şekilde bitireceğini bilir; bizim için en iyi şekilde."
Bizi herkesten daha fazla seven annelerimiz bile bizi her zaman anlayamıyor.
Sır saklayabiliyordu, ki bu oldukça ender rastlanan bir başarıdır. Ayrıca sessizce sempati duyma gücüne sahipti. Bu kulağa biraz sıradan geliyor, biliyorum, ama duyulduğu kadar sıradan değil. Bu bir insanın mutsuz olduğunuzu anlayabilmesi ve sadece bu nedenle sizi, ne kadar üzgün olduğunuzu söylemeden daha çok sevmesi anlamına geliyor.
Birinin başı derde girdiğinde annesine koşması doğal ve kolay gelir. Bobbie insanların başları derde girdiğinde annelerine koşmayı neden bırakmadıklarını biraz anlıyordu ve koşacak bir annenin olmamasının ne kadar üzüntü verici olduğunu da biraz anladığını düşünüyordu.
Yeşil Ejderha babamın olduğu yere gidiyor," dedi Phyllis; "eğer gerçek bir ejderha olsaydı onu durdurup sevgimizi babamıza götürmesini isteyebilirdik."
"Ejderhalar insanların sevgisini taşımaz," dedi Peter; "bundan daha öte yaratıklardır."
Ah anne,… Ne kadar da cesursun! Seni o kadar çok seviyorum ki! Böyle hissederken hala gülebilecek kadar cesur olmana o kadar özeniyorum ki!
hər şeyin bir sonu vardır, eğer devam etmezsen ulaşamazsın."
Bizi herkesten daha fazla seven annelerimiz bile bizi her zaman anlayamıyor.
Ayrıca sessizce sempati duyma gücüne sahipti. Bu kulağa biraz sıradan geliyor, biliyorum, ama duyulduğu kadar sıradan değil. Bu bir insanın mutsuz olduğunuzu anlayabilmesi ve sadece bu nedenle sizi, ne kadar üzgün olduğunuzu söylemeden daha çok sevmesi anlamına geliyor.
Everything has an end, and you get to it if you only keep on.
If a man didn’t respect hisself, no one wouldn’t do it for him.
I think everyone in the world is friends if you can only get them to see you don’t want to be un-friends.
Even Mothers, who love you better than anyone else ever will, don’t always understand.
The great thing is to be cheerful. Nobody can be cheerful in the dark except owls and dormice.
“ Pekâla,bilirsin ki bu dünyanın ağır işlerini omuzlarında taşıyan erkeklerdir; bu yüzden de cesur ve sert olmak zorundadırlar.Ama kadınlar bebeklerine bakar, onları okşar, sever ve büyütürler. Bu nedenle de yumuşak ve sabırlı olmaları gerekir.
Bu tünelin sonu yok,"…
"Dayan,"… "her şeyin bir sonu vardır, eğer devam etmezsen ulaşamazsın."
O zaman barış ilan edelim."… "Savaş baltalarını geçmişin derinliklerine gömelim. El sıkışalım. Bobie, eski kardeşim, yoruldum."
İnsan kendine saygı duymazsa kimse duymaz.
Bence dünyadaki herkes, karşısındakini arkadaşlıktan çıkaracak biçimde görmediği sürece herkesle arkadaştır."
Her şeyin bir sonu vardır, eğer devam etmezsen ulaşamazsın.
Yarın sabah ilk iş uslu olmaya başlayacağız," diye seslendi Peter üst kata çıkarlarken.
"Neden şimdi değil?" dedi Roberta.
"Çünkü şimdi uslu olacak bir şey yok, şapşal," desi Peter.
"İyi hissetmeye çalışmakla başlayabiliriz," dedi Phyllis, …
Eğer annem ağladığını bilmemizi istemiyorsa," dedi kendi kendine, annesinin karanlıkta ki nefesini duyduktan sonra, "biz de bilmeyiz. İşte o kadar."
Dayan, her şeyin bir sonu vardır, eğer devam etmezsen ulaşamazsın."
eğer bir adam kendine saygı duymuyorsa, kimseden saygı göremez.
Bizi herkesten daha fazla seven annelerimiz bile bizi her zaman anlamıyor."
Uzun bir kuyruk halinde yürümüşler, yürümüşler ve yürümüşler…Nöbetçiler arkalarında kamçılarla yürüyorlarmış, evet kamçılarla, yorulduklarında onları dövüyorlarmış. Ayağa kalkıp yürümeye devam edemedikleri için onları döverek öldürmüşler. Of, başından geçenler çok kötü. Sonunda madenlere gelmişler ve ömür boyu orda çalışmaya mahkûm edilmişler; ömür boyu! SADECE İYİ, ASİL, MUHTEŞEM BİR KITAP YAZDIKLARI İÇİN…
Bobbie annnesini sessizleştiren cümleleri biraz olsun anlamıştı. Annelerinin küçük bir kız olduğu ve onun annesi için dünyalara bedel olduğu zamanları düşünüyordu. Birinin başı derde girdiğinde annesine koşması doğal gelir ve neden koştuklarını anımsıyordu. Koşacak bi annenin olmamasının ne kadar kırıcı olduğunu biraz olsun anlıyordu.
Bobbie, insanların büyüdükleri zaman bile ihtiyaç duyduklarında annelerine koşmaktan vazgeçmemelerini birazcık anlıyordu ve biliyordu ki insanın koşacak bir annesinin olmaması hüzün vericiydi…
Herşeyin bir sonu vardır. Eğer devam etmezsen ulaşamazsın.
Her şeyin bir sonu vardır, eğer devam etmezsen ulaşamazsın."
Bizi herkesten daha çok seven annelerimiz bile bizi her zaman anlayamıyor."
Ah" dedi Bobbie belli belirsiz, " herkes herşeyi düşünseydi geriye düşünecek bir şey kalmazdı."
Bazen şükretmek insana çok yardımcı oluyor.
Cesaret, bu bütün erdemlerin en mükemmelidir.
..Fakir insanlar çok gururlu olurlar..
Övgü bazen insanlara çok yardım eder.
Eğer bir adam kendine saygı duymuyorsa, kimseden saygı göremez.
İnsan kendine saygı duymazsa kimse duymaz.
Bence dünyadaki herkes, karşısındakini arkadaşlıktan çıkaracak biçimde görmediği sürece herkesle arkadaştır.
Sık sık insanların konuşamayan hayvanlar için yeterince şey yapmadığını düşünüyordum ,"dedi Peter erdemli bir havayla."Bence zavallı kırlangıçlar için yuva yapmayı insanlar daha önce düşünebilirdi."
"Ah,"dedi Bobbie belli belirsiz," herkes her şeyi düşünseydi geriye düşünülecek bir şey kalmazdı."
Açıklama: Yazarın Bobbie adı altında söylediği bu sözle neyi vurgulamak istediğini
tam bilmesemde. Kanımca, çevremizdeki sorunları bireysel olarak çözüm getirebilseydik eğer, o çevremizdeki sorun Evren’in sorunu olmazdı. Yani " herkes her şeyi düşünseydi geriye düşünülecek bir şey kalmazdı." Ne de güzel olurdu…
İnsanlardan bir şey istemek çok zor bir iştir, başkası için olsa bile. Bunu denediyseniz güçlüğünü siz de fark etmişsinizdir.
Yaşadığı gerçekler, öykülerindeki uydurma olaylardan çok daha ilginçti gerçekten.
Cesaret, bu bütün erdemlerin en mükemmelidir.
Uykusuzluk insanı deli eder.
Babasını kaybeden ve annesini de kaybetmek istemeyen üç çocuğun hikayesi
Kitap cidden çok güzel ömür boyu unutmam heralde bu kitabı harika bi kitap(kesinlikle okuyun)
Her şeyin bir sonu vardır, yalnızca devam edersen varabilirsin."
Göz görmeyince gönül katlanır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir