İçeriğe geç

Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır Kitap Alıntıları – Ahmet Şerif İzgören

Ahmet Şerif İzgören kitaplarından Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır kitap alıntıları sizlerle…

Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır Kitap Alıntıları

&“&”

Eğitilmişlerin umutları hiçbir şey ögrenmeyenlerin zenginliğinden daha güçlüdür."
Gürültücü ve saldırgan insanlardan uzak dur, çünkü onlar özüne sıkıntı verirler."
Aşka kırgın da olma çünkü bütün hayal kırıklıklarına rağmen aşk çimenler gibi yeniden doğar hiç beklemezken."
Sıradan insanların hevesleri, büyük insanların ise idaelleri vardır.
Bedava peynir sadece fare kapanında vardır."
Aptalın karşısında kitap kadar sessiz ol." ????
Tanrı, ruhunuza fısıldar ve kalbinizle konuşur. Bazen dinleyecek kadar zamanınız olmadığında ise, size bir tuğla fırlatılır… İster fısıltıyı ister tuğlayı dinleyin. Tercihi siz yapın…
Işığı görebilmeniz için mutlaka karanlıkta kalmanız gerekmez.
İnsanlar plan yapar ve Tanrı güler…
&‘Aşka kırgın da olma çünkü bütün hayal kırıklıklarına rağmen aşk çimenler gibi yeniden doğar hiç beklemezken.’
Televizyonlar, gazeteler size kolay kazanılmış pırıltılı hayatlar satıyorlar;ama ben size şunu söylemek istiyorum, bu sözümü hiç unutmayın;
Bedava peynir sadece fare kapanında vardır. "
Hiç bir zaman gülümsemekten vazgeçme,üzgün olduğunda bile..GülüMsemene kimin ne zaman aŞık olacağını bilemezsin"
Gabriel Garcia Marquez
Temel ABD’ de otobüs şoförlüğüne başlamış. Önde beyazlar arkada siyahlar oturuyor. İki grup arasında bir anda kavga çıkmış. Temel durdurmuş arabayı sinirle: İnin aşagı." demiş, herkes inmiş aşağı.
"Ne kardeşim böyle, sen siyah ben beyaz kavgası. Bundan sonra yok böyle siyah – beyaz. Hepiniz yeşilsiniz, anlaşıldı mı? Binin şimdi arabaya."
Bir süre sonra tekrar mırıltılar başlamış. Temel bakmış durum vahim, işini kaybedebilir, dönüp seslenmiş:
"Yalnız açık yeşiller öne geçsin, koyu yeşiller arkaya!"
Türkiye’de işsizlik var, kriz var, devlet şöyle, şartlar böyle.. Nerede bu devlet?

Bırakın Allah aşkına! Bu ülkede herkes işini o kadar kötü yapıyor ki işinizi doğru dürüst yapıp da başarılı olmama ihtimaliniz yok.

“İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır.”
Afrika’da bir nehrin bir tarafı Gambiya, bir tarafı Senegal. Gambiya, İngiliz sömürgesi, Senegal ise Fransız. Bunlar aynı dili konuşan bir kabileymiş. Artık birbirileriyle konuşamıyorlar.
“Alışkanlıklarınız, önünüzde ki en önemli engeldir.”
“İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan satın alırlar.”
* ‘Daima hatırlamak’ ‘asla unutmamaktan’ daha iyi değil mi?

* Fizik kanunlarına göre iki şey aynı anda bir arada olmaz. Eğer beyninize olumlu düşünceyi yerleştirirseniz olumsuz düşünce oraya yerleşemez.

* Kimseye kendinizi sevdiremezsiniz, yapabileceğiniz kendinizi yalnızca sevilmeye bırakmak. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Zengin bir insan hayatta en çok şeye sahip olan değildir, en az şeye ihtiyacı olandır. Sevdiğiniz insanları birkaç saniyede yaralayabilirsiniz; ama yaralarını iyileştirmek yıllar alabilir. Affetmeyi, affederek öğrenirsiniz. Sizi çok seven insanlar vardır; ama duygularını nasıl ifade edeceklerini bilemeyebilirler. İki kişi aynı şeye bakabilirler ; ama farklı şeyler görebilir. Bazen başkaları tarafından affedilmek yetmez, siz kendiniz de kendinizi affetmelisiniz..

Bir grup tırtılı boş bir saksının üstüne yerleştirmişler ve önlerine yiyecek koymuşlar. Tırtıllar dönerek yemeye başlamış. Bir süre sonra, tırtılları saksının üstünden aşağı indirmişler, yiyecekleri saksıyla aynı büyüklükte bir daire şeklinde koymaya devam etmişler, tırtıllar dönerek yemeye devam etmiş. Daha sonra yiyecekleri, tırtılların alışmış oldukları çemberin bir iki santim dışına koymuşlar; tırtıllar ölmüş (deneyi yapan sapık bilim adamıyla ilgili tüm düşüncelerinize aynen katılıyorum).
Yavru deve annesine sormuş:

Anne bizim niye hörgücümüz var? Çöl sıcağında susuzluğa dayanabilelim diye.

Anne bizim toynaklarımız niye bu kadar geniş?

Çölde ayaklarımız kuma batmasin diye.

Anne bizim boynumuz niye bu kadar uzun?

– Çölde uzaktan gelebilecek tehlikeleri görebilelim diye.

– Peki anne, Allah aşkına bizim Atatürk Orman Çiftliği’nde ne işimiz var?

Hayatla araniza firmalar sokmayin
Saatiniz sadece saati gostersin)
Elimizde patlamis misir ve kola,
Bruce willsin basarilarini seyretmek,
bir elimizde kalem bir elimizde defter kendinizin basarisi icin calismakdan daha kolaydir.
“Ben kimim? Ne için buradayım? Yapmak istediğim şey bu mu? Çoğu zaman bu üç soruyu sormadan koca bir hayatı yaşar gideriz.”
“Olmamız gereken şeyi, olduğumuz gibi kalarak olamayız.”
“Oğlum, ölümlü dünya. Önüne üzülecek o kadar çok şey çıkaracaklar ki, sakın ufak tefek şeyler için kendini üzme.”
Aklınızdakini direkt söyleyin.
Eğer öyle yapmazsanız bunun iki dezavantajı vardır: Karşınızdaki tahmin ettiğinizden daha salaktır ve anlamayabilir. İkincisi; karşınızdaki tahmin ettiğinizden daha akıllıdır, anlamazlıktan gelebilir.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Ankara’da müthiş bir yağmura yakalandım. Hemen yanımda uzun süredir görmeyi düşündügüm bir giyim mağazası… İçeride dört tezgâhtar kız camdan dışarıyı seyrediyorlar. Dışarıyı sel götürüyor. İçeri girdim. Kızlardan biri gülümsedi, Yağmur mu yağıyor?" dedi. "Hayır, su kamyonuna çarptım." dedim.
Biz şehitlerimizin arkasından ne deriz? Veya şehitliklerde ne yazarız? &”
Sizi asla unutmayacağız!&”
Batı’da &”Sizi daima hatırlayacağız!&” diyorlar.
&”Daima hatırlamak&” , &”Asla unutmamak&”tan daha iyi değil mi?
1920’lerde;
Türk Övün, Çalış, Güven" denilen bir yurtta,
"Neyle övüneyim? Nerede çalışayım?
Kime güveneyim?" diyecek duruma geldik.
Hiç kimse sizin izniniz olmadan kendinizi değersiz hissettiremez."

ELEANOR ROOSEVELT

Kimseye kendinizi sevdiremezsiniz, yapabileceğiniz kendinizi yalnızca sevilmeye bırakmak.
Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Zengin bir insan hayatta en çok şeye sahip olan değildir, en az şeye ihtiyacı olandır.
Sevdiğiniz insanları birkaç saniyede yaralayabilirsiniz; ama yaralarını iyileştirmek yıllar alabilir.
Affetmeyi, affederek öğrenirsiniz.
Sizi çok seven insanlar vardır; ama duygularını nasıl ifade edeceklerini bilemeyebilirler.
İki kişi aynı şeye bakabilir, ama farklı şeyler görebilir.
Bazen başkaları tarafından affedilmek yetmez, siz kendiniz de kendinizi affetmelisiniz…
Ölümlü dünya, önüne üzülecek o kadar çok şey çıkaracaklar ki sakın ufak tefek şeyler için kendini üzme.
Şimdilerin özgün"
eskilerin "nev-i şahsına münhasır" dedikleri insanlar azalıyor.
Her şeyin fiyatını bilen ama hiçbir şeyin değerini bilmeyen insanlar olmaya başladık.
Dünyadaki eğitim sistemleri insanların yetenekleri ve farklılıklarını bulup geliştirmeye yönelikken,
Türkiye’deki eğitim sistemi farklılıkları yok etmeye yöneliktir.
İnsanlar hayalleriyle yaşarlar ve biraz yaşamaya başlayınca tüm hayallerini kaybederler.

VOLTAİRE

Çocukluktan sıkılırlar, büyümek için acele ederler ve sonra çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını kaybederler ve sağlıklarını geri kazanmak için para verirler. Gelecekten endişe ederken bugünü unuturlar, böylece ne bugünde ne gelecekte yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar, hiç yaşamamış gibi ölürler.
Önünüzdeki en büyük engel alışkanlıklarınızdır.

Amos Parrish Alışkanlık anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir." Der.

Her engel, hayat koşullarımızı iyileştirecek bir fırsattır."
Hepimize aynı yağmurlar yağar ; kimimizi ıslatır , kimimizi ıslatmaz.
Şu hortumlu dünyada , birer yalnız canlıyız..
Hiç kimse sizin izniniz olmadan kendinizi değersiz hissettiremez."
Dünya sizin için bir şaheser olsun ve dünyaya şaheserler sunun."
+Nereye gideceğini bilmiyorsan hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yok.

-Aslında nereye gideceğini bilmenden daha önemlisi, kim olduğunu bilmen.
Kim olduğunu bilirsen, gideceğin yer değiştiğinde ortalıkta dımdızlak kalmazsın ve nereye gideceğini çok daha iyi belirlersin."

Hayallerinize sıkı sıkı sarılın."
Eğitilmişlerin umutları hiçbir şey öğrenmeyenlerin zenginliğinden daha güçlüdür.
-Democritus
Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin." Dedi tilki. "İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda sayılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!

"Ne yapmam gerekiyor peki?" Diye sordu Küçük Prens.

"Çok sabırlı olman gerekiyor. Önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. Ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. Sözcükler yanlış anlamaya neden olurlar. Ama her gün biraz daha yakına gelebilirsin."

Bütün dünya sizsiniz, yine de başka bir şey var sanmaya devam ediyorsunuz.
-Hsijeh – Feng
Yavru deve annesine sormuş:

-Anne bizim niye hörgücümüz var?

-Çöl sıcağında susuzluğa dayanabilelim diye.

-Anne bizim toynaklarımız niye bu kadar geniş?

-Çölde ayaklarımız kuma batmasın diye.

-Anne bizim boynumuz niye bu kadar uzun?

-Çölde uzaktan gelebilecek tehlikeleri görebilelim diye.

-Peki anne, Allah aşkına bizim Atatürk Orman Çiftliği’nde ne işimiz var?

-Aliskanlik anahtari kaybolmus bir kelepcedir.
-bilmeyen ve bilmedigini bilen cocuktur, oma ogretin;
Bilen ve bildiginj bilmeyen uykudadir, onu uyandirin;
Bilmeyen ve bilmedigini bilmeyen aptaldir;ondan sakinin;
Bilen ve bildigini bilen liderdir, onu takip edin.
İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır."
Bütün dünya sizsiniz, yine de başka bir şey var sanmaya devam ediyorsunuz."
Nereye gideceğini bilmiyorsan hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yoktur. "
Hayat biz başka şeyler planlamakla meşgulken ola gelen şeylerdir."
Sevgi çok sabreder, lütufla muamele eder, sevgi haset etmez, sevgi övünmez, kibirlenmez, çirkin muamele etmez, kendi faidesini aramaz, hiddetlenmez, kötülük saymaz, haksızlığa sevinmez, fakat hakikat ile beraber sevinir, her şeye katlanır her şeye inanır, her şeyi ümit eder, her şeye sabreder. Sevgi asla zeval bulmaz.
Beyninizi, ruhunuzu sevgiyle doldurun ve dağıtın.
Sevgi çok sabreder, lütufla muamele eder, sevgi haset etmez, sevgi övünmez, kibirlenmez, çirkin muamele etmez, kendi faidesini aramaz, hiddetlenmez, kötülük saymaz, haksızlığa sevinmez, fakat hakikat ile beraber sevinir, her şeye katlanır her şeye inanır, her şeyi ümit eder, her şeye sabreder. Sevgi asla zeval bulmaz.
Bilmeyen ve bilmediğini bilen çocuktur, onu öğretin;
Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır, onu uyandırın;
Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen aptaldır, ondan sakının;
Bilen ve bildiğini bilen liderdir, onu takip edin.
İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır."

Henry Ford

Alışkanlık anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir."

Amos Parrish

Hiç kimse sizin izniniz olmadan kendinizi değersiz hissettiremez.
Kendinizi sevin, kendinize aşık olun..
Dünya sizin için bir şaheser olsun ve dünyaya şaheserler sunun."

Talat Halman

Kendime çok değer veriyorum, bunu yaptığım sürece etrafıma da değer verebileceğimi biliyorum. Etrafımdaki her şey ben var olduğum için var.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir